Disiplin; insana uygun ve istenen davranışları öğretmek, alışkanlık kazandırmak ve kurallara uymasını sağlamak üzere onu eğitmek demektir.
Disiplin, korkunun değil sorumluluğun dilidir.
Çerçevesi çizilmemiş sorumluluk, çocuğa bir davranış kazandırmadığı gibi onu sorumsuz biri hâline de getirebilir.
Okul yaşamında “disiplin” dendiğinde çoğu zaman aklımıza sert bakışlar, yüksek sesli uyarılar ve kural ihlallerine karşı verilen cezalar gelir. Oysa disiplin; bir korku mekanizması değil, bireye sorumluluk bilinci kazandıran bir yaşam değeridir.
Ceza, davranışı bastırır; disiplin ise geliştirir ve dönüştürür.
Ceza, bireyin davranışını kısa süreliğine düzeltir ancak nedenini anlamasına yardımcı olmaz.
Disiplin ise bireyin davranışının kökenine iner; düşünme, fark etme, kurallara uyma ve sorumluluk alma becerilerini geliştirir.
Bir öğrenciyi sessiz kalmadığı için cezalandırmak yerine, o sessizliğin öğrenme sürecine katkısını anlamasını sağlamak eğitimin en önemli süreçlerinden biridir.
Disiplin, öğrenciye yalnızca kuralı değil; nedenini öğretmektir.
Disiplin: İçten Gelen Düzen
Gerçek disiplin, dıştan dayatılan bir otoriteyle değil bireyin kendi iç sesini duymasıyla başlar.
Ceza, bireyi dış kontrol altında tutar; disiplin ise bireyin kendi iç kontrolünü geliştirir.
Disiplin, bireyin kimse görmediğinde de doğruyu yapabilme erdemidir.
Bir öğrencinin ödevini yalnızca öğretmen kontrol edecek diye değil öğrenmenin sorumluluğunu hissettiği için yapması, sorumluluk bilincinin geliştiğinin göstergesidir.
Bir çocuğun sıraya girmesi, sıraya girmiş birinin hakkına saygı duyması ve bu davranışı kural olduğu için değil adalet duygusuna inandığı için yapması...
İşte bu, disiplinin eğitsel boyutudur.
Öğretmenler İçin Bir Hatırlatma
Disiplin; öğretmenin ses tonunda, bakışlarında, sabrında ve adalet anlayışında gizlidir.
Öğrenciyi korkutarak değil anlayarak yönlendirmek, cezanın yerine rehberliği koymak uzun vadede çok daha kalıcı sonuçlar doğurur.
Çünkü korku, itaat doğurur fakat itaat bilinç değildir.
Bilinçsiz insan ise hem kendisi hem de toplum için tehlikelidir.
Disiplin, bireyin içsel rehberini uyandıran en önemli davranış biçimidir.
Özgürlüğü Sınırlamak Değil, Yön Vermek
Bir nehir yatağından taşarsa felaket getirir fakat yatağında aktığında hayat verir.
İnsanın özgürlüğü de böyledir. Disiplin, bu özgürlüğe yön veren doğal bir sınırdır.
Disiplin özgürlüğü kısıtlamaz, yalnızca onu anlamlı hâle getirir.
Korku geçicidir, sorumluluk ise kalıcıdır.
Ceza dıştan gelir, disiplin içten doğar.
Disiplin, baskı değil kendini yönetme ve geliştirme sanatıdır.
Korkuya değil değere dayalı bir disiplin anlayışı, bireyin hem kendine hem de topluma karşı sorumluluğunu güçlendirir.
Ve işte o zaman eğitim, yalnızca bilgi öğretmek değil karakter inşa etmek anlamına gelir.