İftiracı Müdürün Ismarlama Cezasına Mahkemeden Osmanlı Tokatı Gibi İptal

Eğitimci Yazar Sedat DEGER kamuoyu ile paylaştığı dava sonucuna dayalı yazısında mahkeme kararında olduğu gibi sadece aynı ağzı kullanan idareci ve yandaş öğretmenlerin ifadeleri ve önceden hazırlanmış hazır soru-cevap niteliğindeki sorulara...

Eğitimci Yazar Sedat DEGER kamuoyu ile paylaştığı dava sonucuna dayalı yazısında mahkeme kararında olduğu gibi sadece aynı ağzı kullanan idareci ve yandaş öğretmenlerin ifadeleri ve önceden hazırlanmış hazır soru-cevap niteliğindeki sorulara alınmış birkaç öğrenci ifadeleri ile öğretmene ısmarlama ceza verilemeyeceğini suçlamayı kanıtlayacak kesin  kanıt oluşturmayacağını söyledi.Bu yüzden Ismarlama soruşturma ve cezalara maruz kalan öğretmenlerin haklarını arayarak bu mahkeme kararını emsal gösterebileceğine değindi.

     Ismarlama soruşturma açtırtarak 3-5 yandaş şahit bularak öğretmene ceza aldıran müdüre Mahkemeden Osmanlı tokadı gibi iptal kararı çıktı. İftiraya uğrayarak ceza alan öğretmenler için de emsal niteliğinde olan bu dava sonucuyla; artık istemediği ve mobbing yapmak istediği öğretmene 3-5 yalancı ve yandaş şahitle istediği gibi ceza aldırabileceğini düşünen müdürlere de önemli bir hayat dersi taşıyor. Çünkü insanlığın temelinde karakteri yatar. Karakter sahibi olmayanlar ancak yalan ve iftiralarla ayak oyunları yapar ama ilahi adalet her zaman yerini bulur.

     Okul müdürü(vekil) sevmediği ve mobbing yaptığı öğretmene yaptığı zulumlerinden biri olarak 3-5 yandaş şahit  ve maarif müfettişlerince yürütülen soruşturma ile ısmarlama uyarma cezası aldırtır. Bu ve bunun gibi ısmaralama soruşturma ve cezalar neredeyse Türkiye’nin bir çok il ve ilçesinde ne yazıkki yaşanmaktadır.Bir çoğunda da yandaş şahitlerin ifadeleri ve objektif olmayan müfettişler veya muhakkikler doğrultusunda da cezayı alan öğretmenler tarafından sineye çekilmektedir.

     Tabi ki iftiraya uğrayan ve hakkını arayan öğretmenlerimizde bulunmaktadır. İşte bu öğretmenlerden biri almış olduğu ısmarlama cezasını mahkemeye taşımış ve sonucunda da müdüre ve yandaşlarına Osmanlı tokadı gibi  inen davasını kazanmıştır. 2016/646 Esas No ve 2017/469 karar nolu dava sonucunda;mahkeme “Bu durumda soruşturma konusu fiillerin tarafından işlenip işlenmediği konusunda öğrencilere sorulan sorulara verilen cevapların,,velilerin,diğer öğretmenlerin ve idarecilerin ifadeleri ile dosya kapsamında davacının dersine girdiği sınıfların başarı notlarını gösteren belgelerin değerlendirilmesinden disiplin cezasını gerektiren eylemlerin oluştuğunun maddi bir kanıtla desteklenememesi nedeniyle,davacının isnat olunan eylemi işlediğine ilişkin kesin ,yeterli ve her türlü şüpheden uzak ,inandırıcı delil bulunamadığı dava konusu işlemde hukukta uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır” diyerek uyarma cezası işlemini oy birliği ile iptal etmiştir.

      Dava karar sonucunu incelediğimde ve yukarıda bahsettiğim mahkeme hükmü kısacası ;öğretmene 3-5 idareci ve öğretmen ifadesi ile (diğer öğretmenlerin ifadesine başvurulmadan)veya 3-5 öğrenciye önceden hazırlanmış hazır soru-cevaplı ifadeler ile (diğer öğrencilerin ifadelerine başvurulmadan) ve ithamda bulunulan eylemi işlediğini kanıtlayacak ve yandaş şahitleri destekleyecek maddi hukuki kanıtlar olmadan,dersine girdiği derslerin başarısına bakılmadan herhangi bir ceza verilemeyeceği ve sadece birkaç yandaş şahitle yönlendirmeli soruşturma ile cezayı işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil olamayacağı ve dolayısı ile bu şekilde verilen cezanın hukuka uygun olmadığı anlamına gelmektedir.

    2016/646 Esas No ve 2017/469 karar nolu dava konusunda okul müdürü(vekil), birkaç veliye şikayet dilekçesi verdirterek sözde soruşturma açtırtır ve Maarif müfettişlerince yürütülen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet memurları Kanun’un 125/A-a maddesine göre  ceza verilir.Bu ceza verilirken ise sadece okul müdürü ile  2 okul müdür yardımcısının,2 öğretmenin ifadeleri alınırken diğer öğretmenlerin ifadeleri alınmamıştır ki 5 şahit ise aynı ağızla ifade vermelerine rağmen ifadelerini destekleyici herhangi bir kanıtları da bulunmamıştır.Yani sadece 3-5 kişinin altı boş aynı ağızla yapılmış ifadelerin herhangi bir kanıt niteliği taşımadığı gibi diğer öğretmenlerin ifadelerinin alınmamış olması da soruşturmanın eksik yapılmasına sebebiyet vermektedir ki bu şekilde itham edilen suça delil olamayacağı anlamına gelmektedir.Diğer öğretmenlerin de ifadelerinin alınması gerekirdi.Ama hem soruşturma eksik yapılmış hemde hukuki deliller ortada olmadan öğretmene ceza verilmiş.Zaten diğer öğretmenlerin ifadelerinin alınmamış olması bile bir nevi soruşturmadaki amacı göstermektedir.Diğer bir taraftan 5 tane velinin ifadesi alınmış olsa da veliler idareci ve öğretmenlerin ifadelerini destekleyici ifadeler vermemiştir hatta idareci ve öğretmenlerin tam tersi şekilde ifade vermişlerdir ve diğer velilerin de yine ifadeleri de alınmamıştır.Birkaç öğrencinin ise önceden hazırlanmış soru-hazır cevap şeklindeki sorular yöneltilerek ifadeleri alınmış ama yine diğer öğrencilerin ifadeleri alınmamıştır.Zaten ifadesi alınan 13 öğrenci ifadelerinde idareci ve öğretmenlerin aynı ağızdan yöneltikleri suçlamaları kesinlikle kanıtlayacak ifade vermemişler.Ama her şeye rağmen soruşturma sonucunda öğretmene ceza verilmiş.Bu hukuksuzluğa ise mahkeme dur diyerek adaleti sağlamıştır.

İftiracı Müdürün Ismarlama Cezasını  İptal Eden Mahkeme Kararı :

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri