Japon Bakan'dan MEB'e Övgü

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye’ye yaptığı ziyaret kapsamında Japonya Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanı Shimomura ile bir araya geldi. Eğitime ilişkin yapılan görüşmede Japon Bakan 4+4+4 12 yıllık zorunlu eğitim sistemini ülkesinde u

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Türkiye’ye yapığı ziyaret kapsamında Japonya Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanı Hakubun Shimomura ile yemekte bir araya gelerek eğitime ilişkin bir görüşme gerçekleştirdiler.

Görüşmede Bakan Avcı, eğitimdeki ilişkilerin sıcak temaslarla devam etmesini sağlamak bakımından Japon Eğitim Bakanı’nın Türkiye’de bulunmasından ötürü memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Bakan Avcı, geçen yıl UNESCO Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim Dünya Konferansı vesilesiyle Japonya’yı ziyareti sırasında, eğitimde iş birliği adına önemli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti.  

Bakan Avcı, 1890 yılında Japon İmparatoruna Sultan II. Abdülhamit’in nişan ve hediyelerini götürmek üzere Japonya’ya giden Ertuğrul Fırkateyni’nin dönüş yolunda Kushimoto açıklarında batması ve sonrasında Japon halkı ve hükümeti tarafından kazazedelere gösterilen yardım ve yakınlık ilişkisini hatırlatarak, bu ilişkinin, iki ülke arasındaki dostluğun başlangıcı olarak kabul edildiğini, tarihin derinliklerine dayanan ilişkilerin üst düzey ziyaretlerle daha da güçlendiğini, Türkiye ve Japonya’dan karşılıklı olarak öğrenim için giden öğrencilerin iki ülke arasında iyi ilişkilerin devamını sağlayacak bir köprü vazifesi gördüğünü kaydetti.  

Bakan Avcı konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye ile Japon Hükûmeti arasındaki teknik iş birliği çerçevesinde, 12 Ekim 2000 tarihinde imzalanan Protokol ile yürürlüğe giren ve 5 yıl uygulanan ‘Anadolu Teknik Liselerinde Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Bölümleri Kurulması Projesi’ kapsamında okullarımız teknolojik araç gereçlerle donatılarak öğretmenlerimiz Japonya’da bu konuda eğitim almıştır. Projenin yaygınlaştırılması için de 07.05.2007 tarihinde ‘Endüstriyel Otomasyon Teknolojileri Bölümü Yaygınlaştırma Programı Güçlendirme Projesi’ imzalanması projemizin başarıyla sonuçlandığını gösteriyor.

Ankara’da Japonca dil eğitimi veren Ümitköy Türk Telekom Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile iki ülkü arasındaki eğitim ilişkilerin somut bir göstergesi olduğunu vurgulayan Bakan Avcı, “Ülkenizde de Türkçe dil eğitimi veren bu düzeydeki bir okulun varlığı bizi memnun edecektir” diye konuştu.

Bakan Avcı konuşmasının devamında şunları söyledi:  “Okul Tabanlı Afet Eğitimi Projesi kapsamında 7 bin öğretmenin eğitim aldı, gelen olumlu geri bildirimler doğrultusunda projenin Türkiye genelinde uygulanması için Kalkınma Bakanlığı’na başvuruda bulunuldu.”

JICA-TİKA arasında Orta Doğu, Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Afrika’ya yönelik olarak ortaklığın güçlendirilmesi amacıyla 8 Şubat 2012 tarihinde ortak kalkınma işbirliği çalışmalarına temel teşkil edecek Mutabakat Zaptı imzalandığını hatırlatan Bakan Avcı,

“Bu vesileyle sadece ülkemizde değil uluslararası arenada da birlikte önemli başarılara imza atabileceğiz. Bugüne kadar çeşitli çalışmalarla yürütmekte olduğumuz işbirliğimizin bundan sonra da artarak devam etmesi için çaba sarf edeceğimizi belirtir sizi ülkemde ağırlamaktan memnuniyet duyarım” şeklinde konuştu.

 

Japon Bakan Shimomura: “Türkiye’ye ilk defa geldim”

Japonya Eğitim, Kültür, Spor, Bilim ve Teknoloji Bakanı Hakubun Shimomura ise, Türkiye’de olmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek; Bakan Avcı’ya, geçen yıl UNESCO toplantısına katılmak üzere Japonya’ya geldiği için teşekkür etti. 

ESD Toplantısı vesilesi ile bakanlık olarak Japonya’nın içinde ve dışında bu konuyu yaygınlaştırmak yönünde bir rol üslendiklerini ifade eden Shimomura, “Bundan sonrada ESD’ye ilişkin olarak Türkiye’de olduğu gibi dünyada faaliyet göstermeye devam etmek isteriz. Aslında Kasım ayında o toplantı vesilesi ile sizinle yaptığımız ikili görüşme benim Türkiye’ye bu gelişime bir vesile oldu. Ocak ayında gelemedim, ama Türkiye’ye bu şekilde hayatımda ilk defa gelmiş oldum” şeklinde konuştu.

Yemekte yapılan görüşmelerin ardından Bakan Avcı ile Japon Bakan Shimomura, eğitime ilişkin yaptıkları görüşme sonrasında ortak basın toplantısı yaptılar.

 

Japonya ile eğitim alanında iş birliği

Bakan Avcı toplantıda şunları söyledi: “Millî Eğitim Bakanlığı olarak Japonya ile özellikle mesleki eğitim konusunda bir iş birliğimiz oldu. Önümüzdeki dönemde de gerek mesleki ve teknik eğitimde gerekse üniversite düzeyinde iş birliğimizi artıracak yeni projeler üzerinde konuştuk. Bu arara Türkiye Japonya Uluslararası Türk Japon Üniversitesi’nin bugünkü durumunu Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcımız, aynı zamanda Türk Japon Üniversitesi Akademi Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Davut Kavranoğlu Bey’in katılımı ile tekrar gözden geçirdik. Yine benzer bir iş birliği alanı olarak Eskişehir’de kurulacak olan Yüksek Teknoloji Üniversitesiyle Japon akademik desteği konusunda görüşlerimizi paylaştık.”

Türkiye’de arkeoloji alanında,  bazı sit alanlarında Japon araştırmacıların yürüttüğü çalışmalar olduğunu hatırlatan Bakan Avcı görüşmenin detaylarına ilişkin şu bilgileri verdi: “Arkeoloji alanında üniversitelerimiz  arasında daha yoğun iş birliği yapılması konusunda mutabakat sağladık. Aynı şekilde okullarımız arasında kardeş okul uygulamasının genişletilmesi konusunda bir mutabakat sağladık. Özellikle Japonya’da uygulanmakta olan mesleki liselerle meslek yüksek okullarını bütünleştiren uygulama konusunda görüş alış verişinde bulunduk. Mezunlarına yüzde yüz istihdam sağlayan bu uygulamanın somut örneklerini görmek üzere önümüzdeki Haziran ayının sonunda Sayın Kavranoğlu ile Müsteşarımız Sayın Tekin birlikte Japonya’ya gidecekler. Bu uygulamanın Türkiye’de nasıl uygulanabileceği konusunda incelemelerde bulunacaklar. Ayrıca Japonya’nın da dijital eğitim içerikleri konusunda ciddi bir birikimi var. Bizim de FATİH Projesi kapsamında EBA üzerinden yayına koyduğumuz ciddi bir içerik birikimimiz var. Orada da büyük bir iş birliği potansiyeli görüyoruz. Dolayısıyla  bu alanlarda iş birliğimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz,  bu konuları Sayın Bakan ile enine boynuna, çok dostça bir ortamda büyük bir anlayış birliği içerisinde konuşmaktan mutluluk duyduk.”

 

Türkiye’ye duyulan minnettarlık ders kitaplarında

Ortak basın toplantısında konuşan Japon Bakan Hakubun Shimomura ise,

“Geçen yıl Kasım ayında Türkiye Cumhuriyeti Millî  Eğitim Bakanı Sayın Avcı UNESCO’nun Japonya’da düzenlediği ESD toplantısına katılmışlardı. O zaman o vesile ile ikili görüşme yapmıştık O zaman Türkiye’ye gelip tekrar görüşeceğimize dair sözleşmiştik. Görüşmemizin başında, geçen yıl Nisan ayından itibaren ortaokullarda ahlak dersi kitabı olarak yayınladığımız bir kitaptan bahsettim” dedi.

Japon Bakan, ortaokulların ahlak kitabına ekledikleri bir üniteyle, 1985 yılında İran-Irak Savaşı esnasında Tahran’da mahsur kalan 200 civarında Japon vatandaşın Türk hükümetinin çabalarıyla tahliye edildiğini, Türkiye’nin gösterdiği bu yardımseverliği, ortaokul öğrencilerine anlatıldığını kaydetti. 

Japon Bakan şöyle devam etti: “Tahran’da tahliye edilmesi gereken fazla sayıda Türk vatandaşın olmasına rağmen Türkiye’nin uçaklarını Japon vatandaşlarına tahsis etmesinin arka planına değinmeye gayret ettik.”   

1890 yılında Japonya’ya yaptığı ziyaretten dönüş yolunda Ertuğrul Fırkateyni’nin uğradığı deniz kazasını hatırlatan Bakan Shimomura konuşmasının devamında şunları söyledi: “Tüm ortaokul öğrencilerine bu konuyu da anlatarak ülkeler arasındaki ilişkilerin ve uluslararası ölçekte gösterilen karşılıklı dayanışma ve yardımlaşmaların önemini hissettirmek amacındayız. Türkiye ile Japonya arasındaki dayanışma ilişkileri, dünya barışına, insanlığın mutluluğuna faydalı olacak nesiller yetiştirmek, uluslararası değerlere sahip bir yaşantıya öğrencilerimizi yönelten bir eğitim materyali olması bakımından bir örnek olmuştur.”

Türkiye’nin çevre ülkelerle karşılaştırıldığında yeterince doğal kaynaklara sahip olmamasına rağmen 21. Yüzyılda büyük bir gelişme ve kalkınma gösterdiğini vurgulayan Bakan Shimomura, “Bu kalkınmanın ardında da insan gücü olduğunu düşünüyoruz. Japonya da neticede uzak doğuda bir küçük bir ada devletedir. Fakat Japonya’nın dünyaca kabul edilen başarısının ardında yine insan ve eğitim unsuru olduğunu tescil etmemiz gerekiyor. Fakat bundan sonraki gelişmelerimiz için hem Türkiye açısından hem Japonya açısından ülkenin tek başına, kendi imkânıyla gelişmesi mümkün görünmüyor. Bu bakımdan bu ziyaretimiz vesilesiyle Türkiye-Japonya arasındaki bilimsel ve teknolojik ilişkilerin güçlendirilmesi için önemli adımlar atıyoruz. 

Türkiye -Japonya arasındaki eğitim alanındaki iş birliği ilişkilerini mevcut dostluk ilişkilerini de kuvvetlendirecek şekilde güçlendiriyoruz. Bunun en somut örneği olarak da Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kuruluş faaliyetleri gösterilebilir. Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kuruluşu için gerekli komisyon toplantıları devam etmektedir. Açıkça belirteyim ki tüm bu hususlarda Japon hükümeti olarak güçlü bir şekilde iş birliği ilişkilerimizin gelişmesine gayret edeceğiz” şeklinde konuştu.

 

Bakanlar gazetecilerin sorularını yanıtladılar

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bugün sona eren ortak sınavlara ilişkin bir soru üzerine, sınavların, yurtiçinde 970 merkezde, 18 bin 349 okulda, yurtdışında ise 8 ülke 16 merkezde toplam 1 milyon 282 bin 512 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildiğini hatırlatarak, sınavların güvenliğini tehlikeye atacak herhangi bir sorun yaşanmadığını ifade etti.

Ordu´da, bir sınav sandığının kilitlerinden birisinin kırıldığına ilişkin spekülasyonlar hakkında dün Bakanlığın gerekli açıklamayı yaptığını anımsatan Bakan Avcı, sınav kutularının 2 kilidi olduğunu ve içerisinde de 3 katlı güvenlik tedbiri bulunduğunu söyledi. 

Bir kilidin kamyona yüklenirken, taşınma esnasında kırılmasının sınav güvenliğini tehlikeye atacak bir girişim olmadığının tutanaklarla tespit edildiğini belirten Bakan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla, orada bir sorun yok. Bir başka yerde, bir öğretmenimiz galiba cep telefonuyla sınav bitmede soruların fotoğrafını çekip, dışarıya servis etmek isterken görülmüş, onunla ilgili soruşturma yapılıyor. Ama bunların hiçbirisi sınav güvenliğini, soru güvenliğini ve cevap güvenliğini tehlikeye atacak girişimler olarak görülmüyor. Ama yapanlarla ilgili olarak da ayrıca sınav güvenliğini tehlikeye atmamış olsa bile bu tür uygulamalarla ilgili soruşturmamızı da sürdürüyoruz."

Sınavlarda görev alan öğretmenlere, müdürlere, müdür yardımcılarına, emniyet mensuplarına, jandarmaya, yerel makamlara ve diğer ilgililere teşekkür eden Avcı, çok büyük bir organizasyonu, disiplinle, sorumluluk bilinciyle ve sağlıklı bir şekilde sonuçlandırdıklarını söyledi.

Bakan Avcı, "Güvenlik güçlerimize özellikle teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bazı yerlerde, soruların merkezlere ve okullara ulaştırılmasını engellemeye yönelik bazı terörist girişimler olacağına dair istihbarat alındığı andan itibaren fevkalade duyarlı ve profesyonel müdahalelerle buna fırsat vermediler" dedi.

Konuya ilişkin detay verilmesinin istenmesi üzerine Avcı, "Yüksekova´da soruları götüren taşıtlara yönelik girişimler olmuş ama bunlar emniyet güçlerimiz tarafından bertaraf edilerek, sorular, okullarına sağlık ve güvenlik içerisinde ulaştırılmıştır" ifadelerini kullandı. 

Velilere de teşekkür eden ve sınava giren çocuklara başarılar dileyen Avcı, "Bu sınavlar, gerçekten bu ölçekte dünyada yapılan nadir sınavlardandır ve bu ölçekte sorunsuz bir şekilde sonuçlanması da bir Türkiye başarısıdır" ifadelerini kullandı. 

Bakan Avcı, Paralel Yapının Japonya´da bulunan okullarının MEB´e bağlanmasına ilişkin bir görüşme yapılıp yapılmadığının sorulmasına karşılık, sadece bugün değil Kasım ayında Tokyo´da yapılan görüşmede de eğitimle ilgili tüm konuları ele aldıklarını söyledi. 

 

"Haksız kazancı millî vicdan kabul etmez"

KPSS soruşturmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın, soruşturmada tutuklananlarla ilgili gerekirse, haksız kazançlarının geri alınabilineceğini söylediğinin hatırlatılması ve bu konudaki görüşlerinin sorulmasına üzerine de Avcı, "Sayın Cumhurbaşkanı gibi düşünüyorum. Daha doğrusu bütün bir milletin de böyle düşündüğünden eminim. Böyle bir haksız kazancın, yapanların yanına kâr kalmasını millî vicdan da kabul etmez, Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi de millî vicdanın ifadesidir. Dolayısıyla o konuda ayrıca bir yoruma gerek yok" değerlendirmesini yaptı.

"TEOG´da özellikle din kültürü ve ahlak bilgisi testleri ile matematik testlerinin zor olduğu, matematikte çelişkili soruların bulunduğu yönündeki iddialara" ilişkin bir başka soruya da Bakan Avcı; her sınavdan sonra bu tip yorumların olabileceği, birinci dönem TEOG sınavlarının da çok kolay olduğu yönünde eleştiriler yapıldığı karşılığını verdi.

Bakan Avcı, birinci dönem ortak sınavlarında, 4 bin küsur öğrencinin tam puan aldığı için "Bu kadar da başarılı olunur mu?" gibi sözlerle eleştirildiklerine işaret ederek, "Şimdi de ´Bu kadar da zor olunur mu?´ deniyor" ifadesini kullandı. 

“Zülüfleri kalabalıkta kesmeyeceksin, kimisi uzun oldu kimisi kısa oldu" atasözünü anımsatan Avcı, "Ama zülüfleri kesmek zorundasınız bazen. Dolayısıyla bu tür eleştiriler olur. Bunlar içinde haklı olanlar olabilir. Yani yanlış soru sorulduğu veya çelişkili olduğu gibi iddialar inceleniyor, incelenir. Ama şu ana kadar sınavın içeriğiyle ilgili bize ulaşan bilgilerde böyle bir şey söz konusu değil" değerlendirmesini yaptı. 

 

Üniversite giriş sistemi BTYK´da kararlaştırıldı

Bakan Nabi Avcı, "Üniversiteye girişte TEOG benzeri bir sınav sisteminin getirileceğine ilişkin haberler yer almıştı basında. YÖK Başkanı ve ÖSYM Başkanı ile böyle bir görüşme yaptığınız söylendi. Onların da bir taraftan buna karşı çıktıkları da haberlerde yer aldı. Bakanlığın bu yönde bir çalışması var mı?" sorusunu yanıtlarken, üniversiteye giriş sistemine ilişkin her türlü düzenlemenin, reformların, iyileştirmelerin, değişiklik ve düzenlemelerin Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) tarafından 3 yıl önce kararlaştırıldığını hatırlattı. 

YÖK, ÖSYM ve Millî Eğitim Bakanlığının geçen hafta yaptığı toplantıda, her birimin çalışmalarının ve çalışma takviminin ele alındığını aktaran Bakan Avcı, şunları söyledi:

"Yani öyle ani sürpriz niteliğinde üniversite giriş sistemini toptan değiştirecek bir çalışmaya ilişkin bir toplantı değildi. Biz özellikle o toplantıda, bundan sonra üniversite sınavlarına girecek olan lise mezunu öğrencilerimizin niteliğini arttırmak için Bakanlık olarak neler yaptığımızı, hem YÖK´e hem ÖSYM´ye anlattık ki onlar da daha sonra üniversitenin sadece giriş açısından değil, bölüm, müfredat konularında da bu bizim yaptığımız düzenlemelerin yansımalarını daha iyi değerlendirebilsinler diye böyle bir koordinasyon toplantısı yaptık. Yoksa üniversiteye girişi tepeden tırnağa değiştirecek sürpriz bir çalışmanın hazırlığı gibi takdim edilmesi doğru değil."

 

"Düzenlemeler, niteliği artırmaya yönelik"

Bakan Avcı, "Bakanlık olarak öneriniz TEOG´a benzer bir sistem mi?" yönündeki soruya karşılık, şunları kaydetti:

"Biz TEOG´u şunun için anlatıyoruz. Üniversiteye her yıl 1 milyon 300 bine yakın öğrenci geliyor kapıya. Bu kapıya gelen öğrencilerin niteliğini biz öyle arttırmalıyız ki her fakülte kendisi için en uygun adayı en uygun biçimde alabilsin. Bu ne demektir? Her aday, aynı zamanda kendisine en uygun olan bölümde yer bulabilsin. Dolayısıyla biz TEOG da dahil olmak üzere ortaöğretimde yaptığımız bütün düzenlemeleri, niteliği artırmaya yönelik düzenlemeler olarak görüyoruz. Niteliği arttırdıkça da bu öğrencilerimizin üniversitelerde kendilerine en uygun bölümlere yerleşmeleri ihtimali daha da yükselecektir. Onun için Millî Eğitim Bakanlığı olarak bu bilgileri paylaşıyoruz. Gördüğünüz gibi medyamızın bir bölümü en azından bunu tam tersi biçimde yorumlasa da Japonya´dan yaptığımız işin ne kadar anlamlı ve doğru olduğuna dair işaretler geliyor." 

 

Japon Bakan: "4+4+4 12 yıllık zorunlu eğitimi örnek alacağız" 

 Japon Bakan Shimomura ise Türkiye´deki eğitim sisteminde görüp de Japonya´ya taşımak istediği herhangi bir uygulama olup olmadığının sorulması üzerine, zorunlu eğitiminin 12 yıla çıkarılmasını hayranlıkla karşıladığını söyledi. 

Japonya´da mevcut sistemde zorunlu eğitimin 9 yıl olduğunu, bunu 12 yıla çıkarmak istediklerini ifade eden Shimomura, "Fakat mali kaynaklarının düzenlenmesinde sıkıntılar yaşandığı için henüz gerçekleştiremedik. Bunu örnek verebilirim. Türkiye´nin uyguladığı 12 yıllık zorunlu eğitim, dünyadaki mevcut 200 küsur ülke arasında da üst seviye bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımı biz de Japonya olarak örnek alacağız" dedi. 

Bunun üzerine Bakan Avcı da "Ben söylemiyorum Japon Eğitim Bakanımız söylüyor. Ve sözünü ettiği sistem 4+4+4, 12 yıllık zorunlu eğitim sistemi" değerlendirmesinde bulundu. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri