İstanbul 2. İdare Mahkemesi, MEB’in proje okulu atamasında liyakat ve objektiflik ilkesine uyulmadığına hükmetti
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan 2025 yılı özel program ve proje okullarına öğretmen atamaları kapsamında, bir öğretmenin tercih ettiği okula atanma talebinin reddedilmesine ilişkin işlem, İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildi.
Mahkeme, 27 Kasım 2025 tarihli ve 2025/1136 E., 2025/2310 K. sayılı kararında; atama sürecinde kariyer, liyakat ve objektif değerlendirme ilkelerinin gözetilmediği sonucuna vardı.
Mahkemeden kritik tespit: “Takdir yetkisi objektif kullanılmadı”
Karara konu olayda, davacı öğretmenin uzun yıllardır aynı proje okulunda görev yaptığı, ilk dört yıllık görev süresini tamamladıktan sonra ikinci dört yıl için yeniden atanma talebinde bulunduğu belirtildi.
Mahkeme kararında öne çıkan tespitler şöyle özetlendi:
Davacı öğretmenin yüksek lisans mezunu, başöğretmen unvanına sahip olduğu,
Mesleki kıdeminin ve tecrübesinin yerine atanan öğretmenlerden fazla olduğu,
Teknofest ve TÜBİTAK projelerinde aktif görev aldığı,
Yurt dışı akademik projelere katılım sağladığı,
Hizmet puanının yüksek olduğu ve görevinde başarısız olduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığı,
vurgulandı.
Buna karşılık, davacının yerine atanan öğretmenler yönünden proje çalışmaları ve akademik faaliyetlere ilişkin somut bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı ifade edildi.
Liyakat, kariyer ve kamu yararı vurgusu
Mahkeme, öğretmenler arasında yapılması gereken kıyaslamada;
Eğitim durumu
Mesleki unvan
Hizmet süresi
Proje ve akademik çalışmalar
Hizmet puanı
gibi kriterlerin objektif biçimde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Kararda, idareye tanınan takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, bu yetkinin kamu yararı, hizmet gerekleri, kariyer ve liyakat ilkeleriyle sınırlı olarak kullanılmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
Bu gerekçelerle, davacının atanma talebinin reddine ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığına hükmedildi.
Proje okulları için emsal niteliğinde karar
Söz konusu karar, özellikle proje okullarında görev süresi dolan öğretmenlerin yeniden atanma taleplerinde;
keyfi değerlendirmelerin yapılamayacağını,
somut ve ölçülebilir kriterlerin esas alınması gerektiğini,
yargı denetiminin güçlü şekilde devrede olduğunu
ortaya koyması bakımından emsal niteliği taşıyor.