Memur ve memur adaylarının sıklıkla karşılaştıkları sorular ve cevapları

Memurların ve memur adaylarının sıklıkla karşılaştıkları sorular ve cevapları

Uzun süredir okuyucularımızdan gelen sorulara cevap vermemiştik. Bugünkü yazımızda okuyucularımızdan gelen soruları cevaplamaya ve sorunlara da çözüm önerisi sunmaya çalışacağız. Ahmet Ünlü'nün yazısı...

Yıllardır çözülemeyen ek gösterge sorunu giderek karmaşaya dönüşüyor

Bir devlet üniversitesinde genel sekreter yardımcısıyım ve daire başkanlarının amiri pozisyonundayım. Ancak daire başkanlarının ek göstergeleri 3600 iken benimki 3000. Bu durumun adil olmadığı herkesin malumu olmasına rağmen maalesef yıllardır çözüme kavuşturulmamıştır. C.A.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na ekli II sayılı cetvelde yapılan düzenleme sonucu yükseköğretim kurumlarında görevli daire başkanlarının ek göstergeleri 3000’den 3600’e çıkartılmıştı. Bu olumlu gelişme karşısında daire başkanlarının amiri durumunda bulunan genel sekreter yardımcılarının 3000 olan ek göstergesinde hiçbir değişiklik yapılmamıştı.

Aradan yıllar geçmesine rağmen bu konuda herhangi bir gelişme yaşanmamıştır. Genel sekreter yardımcısının ek göstergesi 3000 iken bunlara bağlı olarak görev yapan daire başkanlarının ek göstergesinin 3600 olması işin tabiatına aykırıdır. Ancak 3600 ek gösterge çalışmasında bu sorunun çözüme kavuşturulacağını söyleyebiliriz. İşin özüne bakıldığında 657 sayılı Kanun›un ek gösterge cetvellerinde köklü bir değişikliğe gidilmesi gerektiği de açıktır.

Diğer yandan bu konuda 2014-2015 yıllarını kapsayan Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme’nin 14’üncü maddesinde; “Yükseköğretim kurumları kadrolarında görev yapan genel sekreter yardımcılarının ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi konusunda çalışma yapılacaktır.” ifadesine de yer verilmişti. Ancak gelinen noktada sorun yerli yerinde durmaktadır ve son derece haklı olunan bir konu maalesef çözüme kavuşturulmamıştır.

Adaylık döneminde istifa eden memurun sorunu

Daha önce aday memur olarak çalışırken istifa ettim. Kanunda belirlenen bekleme sürelerini doldurarak tekrar KPSS’ye girdim. Bir kurumun zabıta sınavını kazandım ve atamam yapıldı. Eski hizmetim bir kaç ay sonra hizmet cetvelime eklendi. İlerleyen zamanlarda daha önce istifa etmiş olmam atamamın sıkıntıya girmesine neden olur mu? M.B.

Adaylık döneminde istifa ettikten sonra sınavla bekleme süresi sonunda başka kurumlara memur olarak atanmak mümkündür. Önceki memuriyet hizmetinizin herhangi bir olumsuz durum oluşturması mümkün değildir.

Nitekim Devlet Personel Başkanlığı’nın vermiş olduğu 10/7/2015 tarihli görüş yazısında; aday memur iken istifa eden ve yeniden aday memur olarak atanan personele ilişkin olarak, memuriyetten çekilmeden önceki adaylıkta geçirdiği sürelerin adaylığının kaldırılması ile ilgili sürenin hesabında dikkate alınacağı belirtilmiştir.

Bu yazıda, “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 54’üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Aday olarak atanmış devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.”,”Asli memurluğa atanma” başlıklı 58’inci maddesinde ise “Adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olan adaylar disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile onay tarihinden geçerli olmak üzere asli memurluğa atanırlar. Asli memurluğa geçme tarihi adaylık süresinin sonunu geçemez.” hükmü yer almaktadır. Diğer taraftan, mezkur kanunun 159’uncu maddesinde de “Adaylık süresi sonunda bu kanun hükümlerine göre asıl memurluğa atananların adaylıkta geçirdikleri süreler, kademe ilerlemelerinde ve derece yükselmelerinde değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, aday memur iken istifa eden ve yeniden aday memur olarak atanan personelin memuriyetten çekilmeden önceki adaylıkta geçirdiği sürelerin adaylığının kaldırılması ile ilgili sürenin hesabında dikkate alınması gerektiği mütalaa edilmektedir.” ifadesine yer verilmiştir.

Atamamı iptal ettirdim tekrar KPSS puanımla yerleştirilirsem atamam yapılır mı?

2020/1 atamasında bir kamu kurumuna memur olarak yerleştirildim ve kurum tarafından atama işlemim gerçekleştirildi. Ancak ailevi sağlık problemleri nedeniyle göreve başlayamayacağım için kurum ile iletişime geçerek atama işleminin iptalini istediğime dair bir dilekçe gönderdim. Kurum 2021 Şubat ayında atamamı iptal etti ve kararı bana tebliğ etti. 2020 KPSS puanımla 4/b sözleşmeli, 399 sözleşmeli alımlarına başvuru yapıp kazanmam durumunda atama işlemim yapılır mı? Göreve başlamam da bir sakınca var mıdır? Son olarak tekrar farklı bir kurumda memurluğa atanabilir miyim? Tekrar memur olarak atanmak için hangi tarihi ve süreyi dikkate almam gerekir?

Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik’in Ek 2’nci maddesinde; “Bu yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılan merkezi yerleştirme sonucu B grubuna ait herhangi bir kadro veya pozisyona yerleştirilen adaylar, daha sonraki personel alımları için yerleştirmelerine esas alınan puanla başvuruda bulunamazlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu nedenle yönetmelik kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının memur kadroları ile Kamu İktisadi Teşebbüslerinin II sayılı Cetveli’nde yer alan sözleşmeli personel pozisyonlarına yerleştirmeye esas puanınızla yerleştirilemezsiniz. Ancak 657 sayılı Kanun’un 4/b maddesindeki sözleşmeli personel pozisyonlarına yerleştirilmeniz mümkündür. Çünkü, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’da bu yönde bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Okuma yazma bilmeyen aday memurun adaylığı nasıl kaldırılacak?

Açıktan kura ile ataması yapılan ilköğretim mezunu, okuma yazma bilmeyen aday memurun adaylık eğitimi nasıl yapılacak ve adaylığı nasıl kaldırılacak?

Bu konunda Devlet Personel Başkanlığı’nın vermiş olduğu 4/6/2014 tarihli bir görüş yazısında okuma yazma bilmeyenlerin adaylıklarının nasıl kaldırılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bu görüş yasında; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 55’inci maddesinde “Aday olarak atanan memurların önce bütün memurların ortak vasıfları ile ilgili temel eğitime, bilahare sınıfları ile ilgili hazırlayıcı eğitime ve staja tabi tutulmaları ve devlet memuru olarak atanabilmeleri için başarılı olmaları şarttır…” hükmü, 56’ncı maddesinde “Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir…” hükmü, 58’inci maddesinde ise “Adaylık devresi içinde eğitimde başarılı olan adaylar disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile onay tarihinden geçerli olmak üzere asli memurluğa atanırlar…” hükmü yer almakta olup, söz konusu hükümlerden aday memurların asli memurluğa atanabilmeleri için temel eğitim, hazırlayıcı eğitim ve staj sürecini başarıyla tamamlamalarının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

Buna göre, ilköğretim mezunu, okuma yazma bilmeyen aday memurun memuriyetinin devam edebilmesi için adaylık eğitimine tabi tutulması ve adaylık süresi içinde temel eğitim, hazırlayıcı eğitim ve staj süreçlerinin her birini başarıyla tamamlamayarak asaletinin tasdik edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Okuma yazma bilmeyenler nasıl oluyor da memur oluyorlar diye sorarsanız “Kamu Personel İstihdam Stratejisi” olmayınca bu tür gariplikler yaşanabiliyor demekten başka cevap bulamam.

Ahmet Ünlü

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri