O sekreter yaşadıklarını anlattı

Konya Selçuk Üniversitesi’nde Prof. Dr. Ahmet Gülce’nin, Doç. Dr. Celalettin Özdemir’i boğazını keserek öldürmesiyle son bulan cinayet soruşturmasında ismi geçen aynı fakültede sekreterlik yapan Asuman S. Hürriyet’e konuştu.

Fevzi KIZILKOYUN

 

Konya Selçuk Üniversitesi'nde Prof. Dr. Ahmet Gülce'nin, Doç. Dr. Celalettin Özdemir'i boğazını keserek öldürmesiyle son bulan cinayet soruşturmasında ismi geçen aynı fakültede sekreterlik yapan Asuman S. Hürriyet'e konuştu.

 

CİNAYET soruşturması sırasında polis tarafından ifadesine başvurulan, savcılık soruşturmasının ardından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Asuman S. olay öncesi ve sonrası yaşadıklarını anlattı. Asuman S., çok zor günler yaşadığını psikolojik destek aldığını belirterek başından geçenleri şöyle anlattı :"Ahmet hocanın bana karşı bir saplantısı vardı. Benimle uğraştığını biliyordum ama Celalettin hocayı da buna karıştırdığını asla bilmiyordum.

İKİSİYLE DE İLİŞKİM YOK

İkisiyle de kesinlikle ilişkim yok. Ahmet hocanın ilgi duyduğu doğru olabilir, babam yaşında adam aramızda nasıl bir şey geçsin. Asla ve asla böyle bir şey yok. Ahmet hocanın bu saplantısını daha önce ailemle de paylaşmıştım. Dekan Handan hocam ters biri olduğu için işimden atılacağımdan korkutuğumdan söyleyemedim. İki hocanın da zaman zaman sekreterliğini yapardım. Ailece perişan olduk, adalete kendimi anlattım. Medya beni yargılıyor hem de namusumla. 9 yıl önce üniversitede işe başladım. Kendi isteğimle 3 fakülte değiştirdim. Evlendiğim için fakülte değiştirdim. 5 yıl önce mühendislik fakültesine başladım. 30 Mayıs Cuma günü Turizm Fakültesi'ne görevlendirildiğim söylendi. Gitmek istemiyordum. Ahmet hocaya bu durumu anlattım. Ahmet hoca da bana 'Handan hoca ile helalleşmeden gittiğin için sana çok kırgın. Git helallik iste hallederiz' dedi.

Cuma günü Ahmet Hoca ile Celalettin hocanın benim yüzümde kavga ettiği söyleniyor. Ne bir kavgadan ne de benim yüzümden kavga ettiklerinden haberim yok.

Pazartesi günü mesai bitiminde Ahmet hocayı aradım, Handan hoca yerindeyse fakülteye gelip helallik alacağımı söyledim. O da tamam dedi. Handan hoca ile görüştüm yanından çıkarken de Ahmet hoca ile karşılaştım. Yanyana yürürken bana dönüp 'Celalettin hocayı öldürdüm' dedi. Ben de 'ne diyorsun hocam' diye tepki verdim. Bunun üzerine 'şaka şaka' dedi. Ahmet hoca devamlı şaka yaptığı için ben de gerçek olmadığını düşünerek üzerinde durmadım. Gerçek olacağı aklımın ucuna gelmedi.

Ahmet hoca Salı günü fakülteye gelerek bana 'Asuman ben hergün adam öldürmüyorum, ilk kez adam öldürdüm ve sana söylüyorum. Eğer kimseye söylersen senin canını çok kötü yakarım. Namusunu da lekelerim. Cinayete seni de ortak ederim' dedi. Ama hala gerçek olduğuna inanamadım. Çünkü çok rahat söylüyordu.

POLİS GÜLDÜ

Durumu aileme anlattım. Bunun üzerine tanıdık bir polise giderek durumu anlattık. Polis de bunu karakola bildirdi. Bana güldüler 'bir profesör böyle bir şey yapar mı?' diye. Ben de emin değilim dedim. Onun için de ifademi almadılar.

Çarşamba günü Ahmet hoca Turizm fakültesine geldi. Bana '80 milyar lira verirsen seninle uğraşmayacağım' dedi. Benimle uğraşmayacağına dair yazılı kağıt da verdi. Ben kendisine 'para vermeyeceğim elinden geleni ardına koyma' dedim, sonra gitti. Telefonla aradı. Otelde kalıyorum, acil görüşmem gerek dedi. Annem ve amcamla otele gittik. Onlar dışarda beklerken ben Ahmet hoca ile lobi de buluştum. '19.00'a kadar zamanın var, git parayı getir. Yoksa seni cinayete karıştırırım, suç sende kalır' diye tehdit etti. Otelin güvenlik kamera kayıtlarında da bu görüşme var. Polis hepsini aldı.

Otelden ayrıldıktan sonra tekrar karakola giderek durumu anlattım. Bana sen git, biz araştırırız dediler. Celalettin hocayı aradım, telefonu kapalıydı. Perşembe günü sabah tekrar aradım cebi yine kapalıydı. Fakülteden arkadaşımı aradım, 'Celalettin hocaya ulaşamıyorum. Cep telefonu kapalı, odası da cevap vermiyor gidip bir bakabilirmisiniz?' dedim. Odaya bakmışlar ve öldüğünü söylediler. Ben hemen polise gittim. Yani ceset bulunduktan hemen sonra. Polisler gelip beni almadan ben kendim ifade vermeye gittim. Polislere durumu anlattım tekrardan.

Sekreter de dekan da gitti

KONYA Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü, Asuman S.'nin (35) işine son verirken, Gülce'nin dekan eşi Prof. Dr. Handan Gülce'nin de istifa etmesini istedi.

Asuman S. "Olaydan sonra psikolojim darmadağın oldu. İşime son verildiği söyleniyor umrumda değil. İşimi falan düşünecek halde değilim. Bu olayın benden bıraktığı izleri ömür boyu silemem. Psikolojik destek alıyorum. Uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum, mahvoldum" dedi.

Rektör Prof. Dr. Hakkı Gökbel, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Handan Gülce'nin, niçin istifasını istediklerine ilişkin "Şu anda dekan içinde bulunduğu psikolojiyle sağlıklı bir idarecilik yapamaz" açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Handan Gülce ise, kendisinin de istifa etmeyi düşündüğünü ve dekanlıktan istifa dilekçesini rektörlüğe verdiğini söyledi. Gülce emekli olup olmayacağının sorulması üzerine de, "Şu anda tek düşündüğüm; gerçeklerin ortaya çıkması. Neyin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Tüm gerçekler ortaya çıktıktan sonra hayatıma yön vereceğim" dedi.

İstifa istemeye büyük tepki

SELÇUK Üniversitesi yönetiminin, cinayet zanlısı profesörün Dekan eşinin istifasını istemesi hem hukukçulardan hem de siyasilerden tepki gördü. E Prof.Dr. Hasan İşgüzar (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi):

"Dekanın istifasının istenmesinin yasal ve hukuki hiçbir dayanağı yok. Hem İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi hem de Anayasa'ya göre suç ve ceza şahsidir. YÖK mevzuatında ve ceza hukukunda da böyle bir uygulama yoktur."

Gürsel Tekin (CHP Genel Sekreteri): "Eşinin işlediği bir suç nedeniyle, dekanın istifasını istemek 'insani bir tavır' değil. Bir insanın, bir başka insanın işlediği suçtan dolayı mağdur edilmesi kabul edilemez."

Sema Aksoy (Ankara Barosu Başkanı): "Rektörün tutumu zaten travma geçirmekte olan bir kadına yönelik sosyolojik ve psikolojik baskı.Failin hiç suçla ilgisi olmayan eşinin, idari yönden cezalandırılması anlamına gelecek istifasının istenmesi, kabul edilemez bir durumdur." Aysel ALP

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri