Terörün Bitmesi Türkiye’nin Yükseliş Hızını Artıracaktır

Terörün Bitmesi Türkiye’nin Yükseliş Hızını Artıracaktır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş, terörün bitmesinin Türkiye’nin yükseliş hızını artıracağını söyledi.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul ile birlikte Denizli, Uşak, Kütahya ve Eskişehir’de üyelerle biraraya gelen Esat Tektaş, çözüm sürecinin başlamasıyla huzur ortamının oluşmaya başladığını ifade etti.

Türkiye’nin bugünlerde çok önemli bir süreçten geçtiğini kaydeden Tektaş, “Ya 30 yıldır milletimizin ve ülkemizin önünde büyük bir engel olarak duran, kangren haline gelmiş bir terör sorununu çözerek, yeni bir hamle başlatacağız ya da terör sorunuyla yaşamaya, toplumsal travmalarla boğuşmaya devam edeceğiz” dedi.

Devletin, terörün hem bitirilmesi hem de terörün bataklığının kurutulmasına yönelik önemli bir irade ortaya koyduğunu belirten Tektaş, şöyle devam etti: “Devletin ortaya koyduğu bu iradeyi önemsiyoruz. Terörün mağduru olmayan insanlar, sivil toplum kuruluşları rahat konuşabilir. Ancak biz terörün mağdur ettiği bir örgütüz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da arabası yakılan yönetici arkadaşlarımız oldu, kendisi veya çocuğu kaçırılan arkadaşlarımız oldu. Başta din görevlisi, eğitimci olmak üzere şehit verdiğiniz üyelerimiz oldu. Dolayısıyla çözüm sürecinin doğrudan muhatabıyız ve tarafıyız. Millet ve ülke sevdalısı bir sivil toplum kuruluşu olmamız nedeniyle de elimizi taşın altına koymayı yeterli görmedik ve gövdemizi taşın altına koyduk. Bu süreçle ilgili kalın kırmızı çizgilerimizi de net olarak ortaya koyduk. Bu süreçte birinci kırmızı çizgimiz olarak ‘şehitlerin ruhunu incitmemek, şehit yakınlarını ve gazilerimizi üzmemek’ şeklinde belirledik. Yine milletimizin, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü kırmızı çizgimiz olarak gördük, bu kırmızı çizgilerimizden asla taviz vermeyeceğimizi kamuoyuna deklare ettik.”

Memur-Sen’in kamu görevlilerinin en büyük ve en güçlü konfederasyonu olduğuna dikkat çeken Esat Tektaş, “Dolayısıyla başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere kalkınmada öncelikli bölgelerin personel ihtiyacı bizleri yakından ilgilendiriyor. Sorumluluk bilinci yüksek Memur-Sen ailesi olarak, ‘bazı bölgelerde yaşanan personel açığından bize ne’ diyemeyiz, bugüne kadar da demedik. Bu kapsamda, hem toplu sözleşme sürecinde hem Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında hem de çözüm sürecinde, personel temininde güçlük çekilen yerlere tecrübeli kamu görevlisinin gönüllü olarak gitmesi ve teşvik paketinin açıklanmasını istedik. Nasıl ki sermaye yatırımları için vergiden sigorta primine, ucuz elektrikten bedava arsaya varan teşvik paketleri açıklanıyor ve uygulanıyorsa, kamu görevlilerine yönelik de erken emeklilikten tazminatların yüksek ödenmesine, maaş artırımından lojman ve eğitim desteklerine kadar farklı teşvikler yapılmasını teklif ettik, etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin doğusu-batısıyla; kuzeyi-güneyiyle bir ve beraber olduğunu, Türkiye’de yaşayan herkesin hangi etnik gruptan, hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğunu, olması gerektiğini sık sık vurguladıklarını dile getiren Tektaş, “Bu temel felsefemizi ‘bin yıllık desende bir ve beraberiz’ sloganıyla özetledik. Bugün Edirne’den Kars’a, Hakkari’den Muğla’ya kardeşlik esintileri esmektedir. Konfederasyonumuz ve sendikamız Türkiye’nin tamamına yakınında yetkilidir. Bu büyük bir birlik ve beraberlik fotoğrafıdır. Bu kardeşliği güçlendirerek devam edeceğiz. Bizim gayretimiz ve duamız çözüm sürecinin başarıyla tamamlanmasıdır. Bu sürecin devam etmesini istiyoruz. Silahların susmasının ardından, Doğu ve Güneydoğu’da yaylalar şenlendi, Munzur çayı başta olmak üzere akarsu kenarları, göl kenarları piknik alanına döndü. Fırat’ta paraşütle atlama yarışları yapılmaya başladı. Türkiye normalleşiyor. Artık dönem bu sürecin kalıcı hale getirilmesi dönemidir. Bunun için yatırımlar yapılmalıdır. İşsizlik minimum düzeye çekilmelidir. Yeni yatırımlarla, kişi başına düşen gelir artırılmalı, özellikle bölgeler arasındaki eşitsizlikler giderilmelidir. İnsan hakları alanında yapılacak reformlar tamamlanmalı, bireysel haklar eşit vatandaşlık kapsamında sağlanmalıdır. En önemlisi, devletin anayasasından milletin anayasasına, herkesin ‘Benim anayasam’ diyeceği bir düzene geçilmelidir. 11 yıldır devam eden, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa referandumuyla hız kazanan demokratikleşme, özgürlükçü, sivil ve demokratik bir anayasa ile tamamlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Terör belasından kurtulması, yeni anayasanın yapılması durumunda, bölgesinde ve dünyada Türkiye’yi hiçbir gücün tutamayacağını kaydeden Tektaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Küresel bir aktör olma yolunda hızla ilerleyen, dünya demokrasi liginde ön sıralara doğru yol alan Türkiye’yi elbette boş bırakmayacaklardır. İçten, dıştan engel üstüne engel çıkarmak isteyeceklerdir. Ancak milletimiz asla bu engellere takılmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, bu sefer büyük Türkiye idealine biraz daha yaklaşacaktır. Bu tarihi fırsat bugün önümüzde duruyor. İnşallah bu fırsatı birlik ve beraberlik ruhu içinde, Çanakkale vizyonuyla değerlendireceğiz.” 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri