Yeni Milli Eğitim Bakanından Beklentilerimiz

Yeni Milli Eğitim Bakanından Beklentilerimiz

 

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, 25 Ocak 2013 tarihinde atanarak görevine başlamıştır. Kendisini, yıllardır aynı bakanlıkta ya danışman olarak ya da Meclis’te komisyon başkanı olarak görev yapmış tecrübeli biri olarak biliriz. Eğitim camiasına ve bakanlığa yabancı biri değil. Şimdi asıl suyun/kaynağın başında bulunmaktadır. Sayın Bakanımızı yeni görevinden dolayı tebrik ederken, bu görevin, başta öğrenci ve öğretmenlerimiz olmak üzere tüm Milli Eğitim camiamız için hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Dileriz bugüne kadar alınan yolun ve kazanılan hakların genişletilmesi ve eksik kalanların tamamlanması için çalışırlar. İleride, geriye baktığımızda Türkiye Milli Eğitim sisteminde yapılan önemli değişikliklerin kendi adıyla birlikte anılacağı değerli ve tartışmasız işler yapsın ve güzel girişimlerle anılsın isteriz.

Beklentilerimizin başında, birlikte hareket edeceği, yapacağı işlerin ve beklenen reformların asıl unsurları olan öğretmenleri ve eğitim yöneticilerini ihmal etmeden, onları üzmeden, onlara değer vererek ve en önemlisi onlarla zaman zaman kuracağı iletişimle onların yaşamakta oldukları sorunları takip gelmektedir. Böyle bir adım, hükümetin ve özellikle de bakanlığın öğretmen nazarındaki imajına olumlu katkı sağlayacaktır.

Öncelikli olarak Sayın Avcı’dan, 1990 yılında yayınlamış olduğu “Enformatik Cehalet”in yazarı olarak, geçmişte öğretmenlerimizle iletişimsizlikten kaynaklanan sorunlara son vermesini istiyoruz. Bir iletişim profesörü olarak merkezle çevre arasında yaşanan ve açılan mesafenin, “çevreyi daha fazla işin içine katacağız” sloganına rağmen merkezi daha da merkezileştiren politikalardan vazgeçerek, çevrenin taleplerini dikkate alarak onlarla birlikte eğitimin geleceğine yön vermesini talep ediyoruz. Öğretmenlerimiz müfredatın içinde, ders kitapları hazırlıklarının içinde, hatta TOKİ’nin yaptığı okul mimarisi ve planının içinde olmalıdır.

Son yıllarda öğretmenlerimiz, ciddi olarak “itibar kaybıyla ve zedelenmesiyle karşı karşıya; hem bakanlık nazarında hem de veliler karşısında itibar kaybına maruz kalmışlardır. Bu problemi çözmek için sihirli değneğe gerek yok, sadece empati ve samimiyete, plan ve projelere ihtiyaç var. Adı geçen kitabında belirttiği gibi, hem bir bakan hem de bir aydın olarak kendisinden “hakikati ve adaleti” savunmasını bekliyoruz. 2013’ün ilk ayında sendikamız tarafından hazırlatılan “Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik” mesleği ile ilgili raporda ortaya konulan verilerden hareketle öğretmenlerimizin sorunları adalet ölçüsünde çözülsün; sadece bürokratların hazırladıkları raporlarla değil, STK’ların hazırladıkları raporlar da dikkate alınarak çözümler üretilsin istiyoruz.

Yaşanan sorunlar çerçevesinde bundan sonra eğitim çalışanları sendikası olarak bakanlıktan beklentilerimiz:

  • İletişim ve yönetişim odaklı anlayışın hakim olması ve uygulamaya konulması,
  • Eğitimin tüm taraflarını düşünülerek ve empati kurularak sorunların çözülmesi,
  • Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal durumlarının düzeltilmesi için gerçekçi adımların atılması,
  • Eğitim çalışanlarının özlük haklarında iyileştirmelerin yapılması,
  • 4+4+4 eğitim sisteminde konulan hedeflerin başarıya ulaşması için yeni stratejilerin hazırlanması,
  • Meslek liselerine ağırlık verilmesi ve bunların bir cazibe merkezi haline getirilmesi,
  • Karma eğitimin zorunluluğuna son verilmesi,
  • Öğrencilerde tek tip kıyafet uygulamasına son verilmesi kararından dönülmemesi, serbest kıyafet uygulamasının okul bazlı ya da ders bazlı değil, tüm öğrencileri ve tüm okulları kapsayacak şekilde düzenlenmesi.
  • Üniversiteye giriş sisteminin yap-boz tahtası durumundan kurtarılarak verimliliği artıran bir sistemde karar kılınması,
  • Ülkemizin PISA sıralamasını insan sermayesini artırıcı önlemler alınarak yükseltilmesi, süre ve hedeflerin konularak çalışanların motivasyonunun sağlanması,
  • Ortaöğretime ve yükseköğretime girişteki belirsizliğin biran önce giderilmesi,
  • Fatih Projesi çerçevesinde ders müfredatının ve ders kitaplarının yeniden düzenlenmesi, e-kitap ve materyallerin hazırlanması,
  • Yeni Yükseköğretim Yasası’nın yeni Anayasaya hazırlık çerçevesinde çıkarılması ve darbe yasasına son verilmesi,
  • Kitap tercihi ve basımı, teknolojik araç ve gereçlerin alımında ve ihalesinde ihmallerin önüne geçilmesi,
  • Her türlü ayrımcılığa son verilmesi; seçme ve seçilme hakkı verilip, kılık kıyafetini seçemeyen “özgür kadın ironisi”ne ve sahte demokrasi ninnilerine ve anlayışına son verilerek bu sayfanın artık eğitim ve demokrasi tarihimizin tozlu arşivlerine kaldırılması,
  • Öğretmenlere yönelik saldırılara karşı önlem alınması,
  • Milli Eğitim Bakanlığı’nın, sendikaları işini zorlaştıran olarak değil, kolaylaştıran bir paydaş olarak görmesi ve özellikle yetkili sendikanın öncülüğünde eğitim için ve eğitim çalışanları ve kurumları için ortak projeler üretmesi, özellikle yasalar hazırlanırken işbirliğinin hâkim olması,
  • Öğretmen hareketliliğinin belli bir strateji doğrultusunda, çalışanlarımızı mağdur ve tedirgin etmeden sağlanması.

Mevlana’nın dediği gibi, “Kendinle bir oldun mu, bir damlasın bir tane/Başkalarıyla bir oldun mu bir madensin bir derya”  diyoruz. Başta öğretmenlerimiz, eğitim yöneticilerimiz ve yetkili sendika olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarıyla ortak çalışmalar yapılmalı ve gençlerimizin geleceğine yatırımlar yapmalıyız. Sayın Bakanımıza şimdiden başarılar diliyoruz. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri