TBMM’de Sert Çıkış:: Öğretmenlik Tarihin En İtibarsız Dönemini Yaşıyor
Saadet Partisi Milletvekili Necmettin Çalışkan, TBMM’de 2026 bütçe görüşmelerinde öğretmenlik mesleği, akademi ve eğitim sistemiyle ilgili sert eleştirilerde bulundu.
“Akademiyi Bu Hale Getirerek Geleceğe Dinamit Koyuyorsunuz”
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi sırasında Milli Eğitim Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçelerine sert eleştiriler yöneltti. Çalışkan, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığını, akademisyenlerin yoksulluk sınırının altında çalıştırıldığını belirterek, “Bu ülkenin geleceğine dinamit konuluyor” dedi.
“En Büyük Zarar Eğitimde ve Ailede”
Konuşmasına sert ifadelerle başlayan Çalışkan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın cehalet ve işsizlikle, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ise aile yapısının zayıflamasıyla anılır hale geldiğini söyledi. Yaşanan tablonun yalnızca bütçe meselesi olmadığını vurgulayan Çalışkan, sorunun yönetim ve samimiyet eksikliği olduğunu ifade etti.
“Öğretmenlik Tarihin En İtibarsız Dönemini Yaşıyor”
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki öğretmen açığının hâlâ net şekilde açıklanmadığına dikkat çeken Çalışkan, ücretli öğretmenlik uygulamasını sert sözlerle eleştirdi. Ücretli öğretmenler, psikologlar ve sosyologların asgari ücretin altında çalıştırıldığını belirterek bunun açık bir istismar olduğunu söyledi.
Bakanlık içindeki maaş adaletsizliğine de değinen Çalışkan, binlerce öğretmeni yöneten il müdür yardımcılarının, bazı öğretmenlerden daha düşük maaş aldığını hatırlatarak, “Bu sistemde disiplin de otorite de olmaz” dedi.
“Eğitim Sistemi Yarış Atı Yetiştiriyor”
Eğitim sisteminin sınav odaklı yapısının gençleri umutsuzluğa sürüklediğini dile getiren Çalışkan, MESEM’lerde iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığını söyledi. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin yaz aylarında işsiz kaldığını, rapor aldıklarında işten çıkarıldıklarını ve düşük ücretlerle çalıştırıldıklarını belirtti.
Okul bütçelerinin yalnızca temizlik ve kırtasiye giderleriyle sınırlandırılmasının okul yöneticilerini zor durumda bıraktığını vurguladı.
Akademiye Sert Eleştiri: “Umut Tacirliği Yapılıyor”
Yükseköğretim sistemini de eleştiren Çalışkan, akademisyenlerin yoksulluk sınırının altında maaşlarla çalıştırıldığını, kadro sorunlarının kronik hale geldiğini söyledi. Doçentliğe kadar akademisyenlerin yıllarca geçici statüde çalıştırılmasının ciddi psikolojik sorunlara yol açtığını belirten Çalışkan, şu ifadeyi kullandı:
“Akademiyi bu kadar mağdur ederek geleceğe dinamit koyuyorsunuz.”
İhtiyaca cevap vermeyen üniversitelerin kapatılması gerektiğini savunan Çalışkan, “10 bin nüfuslu yerde meslek yüksekokulu açmak bu ülkenin geleceğine ihanettir” dedi.
Akreditasyon ve Teşvik Sistemi Eleştirisi
Akademik teşvik ve akreditasyon sistemlerini de eleştiren Çalışkan, akademisyenlerin bilim üretmek yerine puan toplamaya zorlandığını söyledi. “Kazanan danışman şirketler oluyor, bedelini millet ödüyor” ifadelerini kullandı.
Aile Bakanlığı’na Eleştiri
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na da sert eleştiriler yönelten Çalışkan, sosyal yardımların artmasının yoksulluğun büyüdüğünün göstergesi olduğunu savundu. Gündüz kuşağı programları, diziler ve bağımlılıklarla yeterince mücadele edilmediğini belirterek, “Aile Yılı ilan etmekle aile korunmaz, icraat gerekir” dedi.
“Çözüm Ek Bütçe Değil, Samimiyet”
Konuşmasının sonunda birçok sorunun ek bütçe gerektirmediğini vurgulayan Çalışkan, çözümün kararlılık, samimiyet ve cesaret olduğunu belirterek eğitim ve aile politikalarının köklü şekilde yeniden ele alınması çağrısında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.