Tüm Yönetici Görevlendirmelerinin İptali İçin Dava

Tüm Yönetici Görevlendirmelerinin İptali İçin Dava

Türk Eğitim Sen tüm Yönetici görevlendirmelerinin iptali için dava açtı

İDDK kararını uygulamayan MEB'e yazılan yazıya cevap verilmemesi üzerine açılan davada;

-75 Puan değerlendirmelerin iptali,

-Görevden alınan yöneticilerin göreve iadeleri,

-Durdurulan yönetmeliğe göre görevlendirilen Müdür yardımcısı ve Müdür Başyardımcılarının görevlendirmelerinin iptali

İstendi.

İşte Sendikanın açıklaması:

İDDK KARARINI UYGULAMAYAN MEB'İN İŞLEMİNİ YARGIYA TAŞIDIK

Bilindiği üzere, Türk Eğitim Sen olarak açtığımız dava neticesinde; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararı ile; 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin "Yönetici görevlendirmede esas alınacak hususlar" başlıklı 10. Maddesinin 9. Fıkrasının, "Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme" başlıklı 23. Maddesinin 1. Fıkrasında hiçbir ölçüt ve duyuruya yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, EK-1 Değerlendirme Formunun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. Maddesinde "en az altı ay çalışmış olma" şartının İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri için aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay İDDK kararının Bakanlığa tebliğinin üzerinden, yargı kararının uygulanması için öngörülen 30 günlük yasal süre geçtiği halde karar uygulanmamıştır.

Türk Eğitim Sen olarak Bakanlığa gönderdiğimiz 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı yazımızda, hukuka aykırılığı yargı kararlarıyla da sabit olan görevden alma işlemlerinin iptali ile mağdur edilen tüm eğitim kurumu müdürü, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının haklarının iade edilerek göreve başlatılmaları, yönetmelikte yargı kararı doğrultusunda değişiklik yapılması ve yönetmelikte yer alan eğitim kurumları müdürlerinin değerlendirme sürecine dair hükümlerin yeniden düzenlenmesi, bu düzenleme yapılırken yargı kararının gerekçeleri de dikkate alınarak, değerlendiricilere keyfi ve sınırsız takdir hakkı bırakılmayacak şekilde, somut ve objektif ölçme ve değerlendirme kriterlerinin belirlenmesi, görev süresi sona eren tüm eğitim kurumu müdürlerinin değerlendirme işlemlerinin ertelenmesi ve yargı kararının ivedilikle uygulanması hususunda talepte bulunmuştuk. Ancak, Bakanlık tarafından 60 günlük yasal süre içinde herhangi bir cevap verilmeyerek talebimiz zımnen reddedilmiştir.

Türk Eğitim Sen olarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararının uygulanması talebiyle yaptığımız 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı başvurunun zımmen reddine ilişkin idari işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali istemiyle dava açmış bulunmaktayız.

Dava Dilekçesi:

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

"Yürütmeyi Durdurma Taleplidir"

DAVACI:Türk Eğitim-Sen

(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası)

VEKİLİ: Av. Dilek ATAK

Talatpaşa Bulvarı No:160 Kat:6 Cebeci Çankaya/ANKARA

DAVALI:Milli Eğitim Bakanlığı

T.KONUSU:Müvekkil sendikanın, Danıştay İDDK 2014/1151 YD İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararının uygulanması talebiyle yaptığı 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı başvurusunun zımmen reddedilmesi işleminin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir.

T.TARİHİ:24.08.2015 (ZımmenRed tarihi)

AÇIKLAMALAR: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararı ile; 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin "Yönetici görevlendirmede esas alınacak hususlar" başlıklı 10. Maddesinin 9. Fıkrasının, "Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme" başlıklı 23. Maddesinin 1. Fıkrasında hiçbir ölçüt ve duyuruya yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, EK-1 Değerlendirme Formunun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. Maddesinde "en az altı ay çalışmış olma" şartının İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri için aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin yürütmesi durdurulmuştur.

Danıştay İDDK kararının davalı Bakanlığa tebliğinin üzerinden, yargı kararının uygulanması için 30 günlük yasal süre geçtiği halde kararın uygulanmamasına istinaden, müvekkil Sendika tarafından davalı Bakanlığa 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı yazıyla başvuruda bulunularak kararın gereklerinin yerine getirilmesi istenmiştir. Ancak, davalı Bakanlık tarafından 60 günlük yasal süre içinde bu talebe herhangi bir cevap verilmeyerek zımni red işlemi tesis edilmiştir. Dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından iptali gerekmektedir.

Bilindiği üzere, yargı kararı ile bir düzenleyici işlemin yürütmesinin durdurulması ya da iptali halinde, bu düzenlemeye dayanılarak gerçekleştirilen bireysel işlemlerin de geriye dönük olarak tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Anayasamızın "Mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138. maddesi; "....Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; buorganlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez." Şeklindedir.

2577 sayılı İYUK "madde 28- 1. (Değişik: 4001 - 10.6.1994) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez." 2577 sayılı İYUK52. madde "(Değişik: 3622 - 5.4.1990) Temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz"denilmektedir.

Yargı kararları yasal süresi içerisinde herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde idarece uygulanmak zorundadır. Bu konuda idarenin herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Yargı mercilerince verilen iptalkararları, iptal edilen işlemi hiç tesis edilmemiş gibi geriye iade etmekte ve hukuk aleminden silmektedir. Ancak, tüm bu emredici hükümlere rağmen davalı idare yargı kararının gereğini yerine getirmeyerek hukuka aykırı davranmaktadır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararı ile; 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin "Yönetici görevlendirmede esas alınacak hususlar" başlıklı 10. Maddesinin 9. Fıkrasının yürütmesi durdurulmuştur.

Kararın gerekçesinde; "..652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve dava konusu yönetmeligin yukarıda yer verilen hükümlerinin birlikte incelenmesinden, kanun hükmünde kararname ile yöneticilerin görev süresi dört yıl olarak belirlenmisken, dava konusu edilen Yönetmeligin 10. maddesinin 9. fıkrasında yer alan düzenleme ile her yeni müdür görevlendirmesi yapılan egitim kurumunda dört yıllık görev süresini doldurup doldurmadıgına bakılmaksızın yeni görevlendirilen müdürün inhası, il milli egitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile yeni müdür basyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlendirmelerinin yapılabilecegi sonucuna varılmakta olup, bu haliyle dava konusu yönetmeligindayanagı olan 652 sayılıKanun Hükmünde Kararnamede yer alan düzenlemeler asılarak dört yıllık görev süresi dolmayan müdür basyardımcıları ve müdür yardımcılarının görevlerinin sonlandırılması sonucu doguran düzenlemesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır." denilmiştir.

Buna göre, Yönetmeliğin 10/9. Maddesi uyarınca, yeni müdür görevlendirmesi yapılan eğitim kurumunda dört yıllık görev süresi dolmadan görevleri sonlandırılan müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarının görevlendirmelerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemlerin de dayanağı kalmadığından eski görev yerlerine geri döndürülmeleri gerekmektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararı ile;10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin "Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığına görevlendirme" başlıklı 23. Maddesinin 1. Fıkrasında hiçbir ölçüt ve duyuruya yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin yürütmesi durdurulmuştur.

Kararın gerekçesinde"..657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde belirtilen "Kariyer" ve "Liyakat" ilkeleri, bu Kanun'un temel ilkeleri arasında sayılmıs; "Kariyer Ilkesi", Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetismesartlarına uygun sekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı saglamak; "Liyakat Ilkesi" ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin esit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenlige sahip kılmak olarak tanımlanmıstır.

652 sayılı Milli EgitimBakanlıgınınTeskilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin yukarıda yer verilen37. maddesinin 8. fıkrasındaMüdürBasyardımcısı ve Yardımcılarının Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve Il Milli Egitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllıgına görevlendirileceği düzenlenmistir.

Yönetmeligin dava konusu ''Müdür basyardımcılıgı ve müdür yardımcılıgına görevlendirmesi'' baslıklı 23. maddesinin 1. fıkrasında ''Müdür basyardımcısı ve/veya müdür yardımcısı norm kadrosu bos bulunan eğitim kurumlarına, görevlendirilecekleri tarih itibarıyla 5 ve 7 nci maddelerde belirtilen sartlarıtasıyor olmaları kaydıyla, görevlendirme yapılacak egitim kurumunda veya egitim kurumunun bulundugu ilçe ve ildeki egitim kurumlarında halen yönetici veya ögretmen olarak görev yapanlar arasından, egitim kurumu müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile müdür basyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlendirilir.'' hükmüne yer verilmistir.

Dava konusu düzenleme, müdür basyardımcılıgına ve müdür yardımcılıgı görevlendirmelerinde hiçbir objektif kıstas öngörülmemesi, takdir yetkisine mutlak ölçüde bir etki kazandırması, hiçbir degerlendirmekriterine yer vermeyerek hukuka uygunluk denetiminin etkinligini daraltması, kariyer ve liyakat ilkelerini gözetmeyerek kamu personeli açısından güvencesiz bir ortam yaratması, görevin gerektirdigi niteliklere sahip en uygun personelin seçimini ve dolayısıyla kamu hizmetinin iyi islemesini zorlastırıcı bir etki yaratması ayrıca adayların görevlendirmelerden haberdar olmasını saglayacak duyuruya yer vermeyerek genis katılımı ve fırsatesitligini ortadan kaldırması nedenleriyle hukuka uygun bulunmamaktadır." denilmiştir.

Yönetmeliğin 23/1 maddesine göre, boş bulunan normlar duyuruya çıkarılmadan, objektif kıstaslar gözetilmeden,eğitim kurumu müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile gerçekleştirilen müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı görevlendirmelerinin de iptal edilmesi gerekmektedir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 Y.D. İtiraz nolu ve 18.02.2014 tarihli kararı ile; 10.06.2014 tarih ve 29026 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğin EK-1 Değerlendirme Formunun "Açıklama" başlıklı kısmının 3. Maddesinde "en az altı ay çalışmış olma" şartının İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri için aranmamasına ilişkin eksik düzenlemenin yürütmesi durdurulmuştur.

Kararın gerekçesinde"..Ek-1 Görev Süreleri Uzatılacak Egitim Kurumu Müdürleri IçinDegerlendirme Formu'nda yer alan degerlendirme kriterlerine cevap verilebilmesi, okul müdürü hakkında objektif ve dogru bir değerlendirme yapılabilmesi için çok iyi tanınması, bunun için de makul bir süre birlikte çalısılmasıgerektiginden, böyle bir sartınEgitim Kurumundaki En Kıdemli Ögretmen ile Kıdemi En Az Olan Ögretmenler için aranırken Ilçe Milli Egitim Müdürü, Egitim Kurumundan Sorumlu Sube Müdürü ve Insan Kaynaklarından Sorumlu Sube Müdürleri için aranmamasına iliskin eksik düzenlemede hukuka uyarlık görülmemistir." denilmiştir.

Uygulamada, bulunduğu eğitim kurumunda görev süresi uzatılacak eğitim kurumu müdürlerinin EK-1 Değerlendirme Formu üzerinden yapılan değerlendirme işlemlerinde büyük haksızlıklar yaşanmış ve büyük kısmı yargıya taşınarak iptal kararları alınmıştır. Bu değerlendirme işlemlerinin neredeyse tamamı, değerlendirilen eğitim kurumu müdürleri ile 6 aydan az süreyle çalışmış, bu kişilerin çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmayan kurum amirleri tarafından gerçekleştirilmiştir.

Aynı şekilde 6 aydan az süreyle görev yapan kurum amirlerinin yaptıkları değerlendirme sonucu görev süresi uzatılan eğitim kurumu müdürlerinin görev sürelerinin uzatılmasına ilişkin işlemlerin de dayanağı ortadan kalkmıştır.

Danıştay İDDK kararı gereğince, eğitim kurumu müdürleri hakkında 6 aydan az süreyle çalışmış olan İlçe Milli Eğitim Müdürü, Eğitim Kurumundan Sorumlu Şube Müdürü ve İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürleri tarafından yapılan değerlendirme işlemlerinin tamamen iptali gereklidir.

"Hukuk devleti" ilkesinin doğal sonucu olarak Anayasa'nın 138. maddesinde yasama ve yürütme organı ile idarenin, mahkeme kararına uymak zorunda olduğu, bu organlar ile idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği emredilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinde ise, idarenin, mahkemenin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararının icaplarına göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, uygulama süresinin hiç bir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği, 52. maddesinde ise, temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olmasının mahkeme kararının yürütülmesini durdurmayacağı hükme bağlanmıştır. Anayasa'nın 11. maddesinde; Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü vurgulanmış; 129. maddenin birinci fıkrasında da, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin eylem ve işlemlerinde Anayasa ve kanunlara uygun davranmakla yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır.

Yargı kararlarının uygulanma zorunluluğuna ilişkin Anayasa'nın amir hükmü ve yasal düzenleme karşısında idare bağlı yetki içinde bulunmakta ve idarelere yargı kararlarının uygulanması noktasında yorum ve değerlendirme yoluyla takdir yetkisi tanınmamaktadır. Aksi durumun yargı kararlarına ve hukuka duyulması gereken güveni sarsacak bir davranış olması nedeniyle, açık ve emredici Anayasa ve yasa kurallarıyla bağdaştırılması mümkün değildir. İdarenin yargı kararlarına uyması ve bu kararların gereklerine göre işlem ya da eylemde bulunmak zorunda olması aynı zamanda "hukuk devleti" ilkesinin de bir gereği olup, idarenin maddi ve hukuki koşullara göre uygulanabilir nitelikte olan bir yargı kararını aynen ve geciktirmeksizin uygulamaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır.

2577 sayılı Yasanın 27. maddesinin 2 numaralı bendi gereğince; "Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir." denilmektedir. Dava konusu işlemin uygulanması neticesinde eğitim kurumu yöneticilerinin görevi ve görev yerinin değişmesi ve bu değişikliklerin ülke genelinde tüm görev ve görev yeri belirlemelerini etkileyeceği, ayrıca yöneticilik görevinden ayrılan kişilerin uğradıkları maddi ve manevi zararların her geçen gün artması dikkate alındığında, dava konusu işlemin telafisi güç ve imkansız zararların doğmasına sebebiyet vereceği muhakkaktır. Bu nedenle iptali istenilen işlem sebebi ile ilgili davalı idareden savunma alınmaksızın yürütmeyi durdurma kararının verilmesi elzemdir.

Yukarıda izah edilen sebeplerle işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. Takdir şüphesiz Sayın Mahkemenizindir.

HUKUKİ SEBEPLER: T.C. Anayasası vs. ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER:Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 2014/1151 YD İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararı, Türk Eğitim Sen'in 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı başvuru yazısı vs hukuki deliller

SONUÇ VE TALEP:Yukarıda arz ile izahına çalıştığım ve mahkemenin re'sen gözeteceği sair hususlar nedeni ile;

1)Müvekkil sendikanın, Danıştay İDDK 2014/1151 YD İtiraz nolu ve 18.02.2015 tarihli kararının uygulanması talebiyle yaptığı 23.06.2015 tarih ve 795 sayılı başvurusunun zımmen reddedilmesi işleminin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptaline;

2)Tüm yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi hususunda gereğini saygılarımla bilvekale arz ile talep ederim.

Davacı (Türk Eğitim Sen) Vekili

Av. Dilek ATAK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum