Yalçın: Herkes fabrika ayarlarına dönmeli

Yalçın: Herkes fabrika ayarlarına dönmeli

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, 28 Şubat’ın üzerinden 17 yıl geçtiğine dikkat çekti.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, 28 Şubat’ın üzerinden 17 yıl geçtiğine dikkat çekerek, “Müstağni ve mütekebbir bir edayla dün ‘bin yıl sürecek’ tehditleri yapanlar, bugün bin pişman tavırlar içerisinde birbirlerini suçluyorlar. Dün milleti tehdit edenler, bugün yargı huzurunda tevil ediyorlar. Dün tehdit savurup ‘Biz kaç kişiyiz’ diyenlerin etrafı boşaldı, bugün ‘Birkaç kişiyiz’ diyorlar. Zulüm ile abat olanın sonunun berbat olacağını söyleyenler bir kez daha yanılmadılar” dedi.

 

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube’nin Büyükçekmece’de düzenlediği ‘Teşkilat Buluşması’na katıldı.

 


 

Dün Yapılanları Anladık Ama Bugün Yaşananları Anlayamıyoruz

700’ü aşkın üyenin katılımıyla gerçekleşen programda bir konuşma yapan Yalçın, dün yapılanları anlamakta zorluk çekmediklerini ama bugün yaşananları anlamakta zorlandıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün, siyasetin şerrinden Allah’a sığındığını söyleyenler vardı. Bugün, siyasetin şerrinden Allah’a sığındığını söyleyenlerin şerrinden Allah’a sığınan siyasetçiler var. Dün, cemaate cerahat diyenler vardı. Bugün, bizim yapamadığımızı cemaat yapıyor diye sevinç çığlıkları atan ve hadi biraz daha cesaret diyenler var. Kapı dinlemenin günah olduğu yerden herkesi dinlemenin mübah olduğu yere geldik. ‘Seçim öncesi yolsuzluk dosyaları açılıyorsa, buna kimse inanmasın. Eğer böyle bir şey varsa, mesele yolsuzluk değil, siyasidir. Mesele yolsuzlukla mücadeleyse, bunda inandırıcı olmak için seçim bittiği gün başlamak lazım’ diye 2008’de akıl verenler, bugün akıl karıştırıyorlar. Biz hizmetin hezimete, hükümetin husumete dönüştürülmeye çalışılmasına tahammül edemiyoruz. Herkes fabrika ayarlarına dönmeli ve vesayetten arınmış, yarına umutla bakan bir ülkede yaşamanın hem bizim hem de çocuklarımızın hakkı olduğu artık herkes tarafından kabul edilmelidir.”


 

28 Şubat’ta 381 Milyar Dolar, 17 Aralık Küresel Operasyonuyla 100 Milyar Dolar Kaybettik

 

Kamu çalışanlarının hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek için mücadele ettiklerini, 1992 yılından bugüne, 22 yılı geride bıraktıklarını kaydeden Yalçın, “Dün tartıştığımız sorunların birçoğunu bugün tartışmıyoruz. Bunlar yılların mücadelesiyle birer birer ortadan kaldırılan ve kazanıma dönüştürülen konulardır. İstikrar varsa, kazanımın bir değeri vardır; yoksa alınan mesafeyi sıfırlamak için bir darbe, kazanımları sıfırlamak için yeni bir 5 Nisan kararları yeterlidir. Vefatının yıldönümü olması dolayısıyla rahmet ve minnetle andığımız 54. Hükümetin Başbakanı Erbakan Hoca zamanında çalışanlar olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük zammını almıştık. Toplam maliyeti 381 milyar dolar olan darbede herkes zarar gördü ama en fazla da çalışan kesim zararlı çıktı. Aldıklarımız bir çırpıda gitti. 17 Aralık Küresel Operasyonu ile ülkenin gördüğü zararın 100 milyar doların üzerine çıktığı ifade ediliyor. Bugünlere bedel ödeyerek geldik. Ülke yeniden korku tüneline sokulmamalı ve mahşeri cümbüşçülere koridor açılmamalıdır” şeklinde konuştu.
 

 

Eğitimciler Olarak Önceliğimiz Öğrencilerdir

 

“Gündemde MEB Yasa Tasarısı var. Uyarılarımızı ve önerilerimizi yaptık” diyen Ali Yalçın, şöyle konuştu:

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın son 12 yılında gündemin birinci maddesi her zaman yönetici atama konusu oldu dedik. Yargı-Milli Eğitim-sendikalar arası yaşanan gelgitler eğitime bir şey kazandırmadı. ‘Milli Eğitim müdürü önersin, vali atasın’ denildi. ‘Sınav olsun’ denildi. Sınava ilave olarak ‘müktesebatlar dikkate alınsın’ denildi. ‘Sınav+ müktesebat+mülakat’ denildi. Eğitim-Bir-Sen olarak, hangi şart getirilirse getirilsin, hodri meydan dedik. Üyesine kazandıran, ülkesini kalkındıran sendika olmayı seçtik. Vesayetle mücadelede ülkenin kalkınmasına engel olan prangalarla mücadele ettik. Üyemizi kazandırmak için ise kitap bastık, deneme sınavları yaptık, kurslar düzenledik. 2009 yılında yöneticilik sınavlarında başarılı olanların yüzde 65’ten fazlası bizim üyelerimizdi. 2011 yılında yöneticilik sınavlarında 70 bin sınava hazırlık kitabımız, hazırlık kurslarımız ve deneme sınavlarımızla bu oran daha da yükseldi. 2013’te Şube Müdürlüğü Sınavı yapıldı. Üyesine hazırlık imkânı sunan tek sendikayız. İllerden aldığımız istatistiklere göre üyelerimizin yüzde 80’lere varan bir başarısı var. Biz hangi şart getirilirse getirilsin, üyemize de, kendimize de güveniyoruz. Geçmişte de, bugün de ekşi yemedik karnımız ağrımaz. Biz hep eğitimi ve milletin çocuklarını önemsedik. Çocukları Taksime Gezi’ye değil, eğitsel geziye götürdük. Makamdan güç almadık, makama güç kattık. Yönetimlere yük olmadık, yönetimlerden yük aldık. İşimizi bırakmadık, işimize baktık. Yasa tasarısı Meclis’ten geçse de, geçmese de, önceliğimiz makamlar değil, öğrenciler olacaktır.”


 

Engin: Sorunların Kardeşi Değil, Çözümlerin Paydaşıyız

 

Eğitim-Bir-Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Emin Engin, sendikacılığın kendileriyle birlikte makas değiştirdiğini belirterek, “Sendikacılığı, sorunlardan beslenen bir yapı olarak değil, çözümlerle güçlenen kapı olarak görüyoruz. Bu nedenle, sorunların kardeşi değil, çözümlerin paydaşıyız. Mayıs mutabakatı öncesi teklif götürmediğimiz eğitim çalışanı kalmamalı. ‘Sen yoksan biz bir eksiğiz’ demeye devam etmeliyiz” diye konuştu.


 

İlçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul yöneticileri ve çok sayıda üyenin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Büyükçekmece İlçe Temsilcisi Hüseyin Bağcı ise, ilçede üye sayılarının her geçen gün arttığını dile getirerek, taşıdıkları sorumluluğun hakkını vermeye çalıştıklarını ifade etti. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum