Yalçın: Milli irade ipotek altına alınmaya çalışılıyor

Yalçın: Milli irade ipotek altına alınmaya çalışılıyor

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube ‘Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Toplantısı’ Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, ülke üzerinde küresel bir operasyon yürütüldüğünü belirterek, “Milli irade ipotek altına alınmaya çalışılıyor. 17 Aralık Operasyonu’nun ekonomiye getirdiği yük de, vicdanlara yüklediği sorumluluk da ağır olmuştur. Her defasında farklı yöntem deneyenler, bu kez sosyal tabanı kristalize etmeyi seçtiler. Hizmet hezimet, hükümet husumet olsun istiyorlar. Bu ateşe odun taşımamak lazım” dedi. 

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube ‘Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Toplantısı’ Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı. 300’den fazla temsilcinin katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Ali Yalçın, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 


 

Ülkemize Yapılan Küresel Operasyona Karşı Sessiz Kalamayız 

Eğitim-Bir-Sen olarak, ülkenin vesayetten arındırılması yolculuğunda her zaman milli iradenin yanında olduklarını kaydeden Yalçın, şöyle devam etti: “İstiyoruz ki, bu ülke ham demokrasiden tam demokrasiye geçsin; korku tünelinden çıksın ve demokratik kültür kurumsallaşsın. Bu nedenle, Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum kuruluşu olarak emeğimizin, ekmeğimizin bir daha küçülmesini, kazanımlarımızın sıfırlanmasını ve yeniden başlangıç noktasına dönülmesini istemiyoruz. 28 Şubat’ta darbenin sivil ayakları olan 5’li çete vardı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 41 çeteye ev sahipliği yapan ve darbeye ırgatlığa soyunanlar vardı. Gezi olaylarında faiz lobisine ve uluslararası kirli aktörlere ayakçılık yapanlar vardı. Bunlar emek ve ekmek adına kavga vermesi gerekirken, alan dışında top çevirdiler ve ülkeye kaybettirdiler. Az önce saydığım kritik eşiklerde de, 27 Nisan e-muhtırada da her zaman milletin yanında olduk. İstiyoruz ki ülke kaybetmesin. Şimdi de ülke üzerinde küresel operasyon yürütülüyor. Milli irade ipotek altına alınmaya çalışılıyor. 17 Aralık Operasyonu’nun ekonomiye getirdiği yük de, vicdanlara yüklediği sorumluluk da ağır olmuştur. Her defasında farklı yöntem deneyenler, bu kez sosyal tabanı kristalize etmeyi seçtiler. Hizmet hezimet, hükümet husumet olsun istiyorlar. Bu ateşe odun taşımamak lazım.” 


 

Toplu Sözleşme Kazanımlarımızı ve Özgürlükler Açısından Aldığımız Mesafeyi Korumalıyız 

“Oksijenin azaldığı, nefes almanın zorlaştığı; katsayı, başörtüsü, Kur-an eğitimine yaş engeli, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatması, kışlalaştırılan üniversiteler, fişlemeler, dışlamalar, asit kuyuları, faili meçhuller dâhil düne ait ne kadar tortu varsa bunlardan arınma adına kararlılıkla atılan adımlar ve alınan mesafeler var” diyen Yalçın, “Bunları korumalıyız. 2002’den bugüne toplu pazarlık sürecinde bizim iki yıldır yetkili olduğumuz dönem hariç, eğitim çalışanları adına alınmış ilaç niyetine, şifa denilebilecek bir tek kazanım yok. Bol bol laf var. Bol bol hamaset var. Eğitim çalışanlarının biriken sorunları bizimle çözülmeye başladı. Biri ek ödeme restimiz nedeniyle mutabakatsızlıkla sonuçlanan, diğeri ise çifte bayrama neden olan mutabakatımız sonucunda sadece eğitim çalışanlarına özel 18 kazanım var. Diğer hizmet kollarını kapsayan, bir kısmı eğitim çalışanlarını da ilgilendiren konfederasyon kazanımlarımızın sayısı ise 107’yi geçmiş durumda. Bunları korumalıyı ve geliştirmeliyiz. Yılların emek ve alın terini hoyratlıklara feda etmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
 

Sendikalı ile Sendikasız Arasındaki Makas Açılmalıdır 

Ali Yalçın, sendika olarak örgütlü güçleri sayesinde birçok kazanım elde ettiklerini ve bunlara yenilerini eklemeye devam ettiklerini ifade ederek, “Bizim aldığımız maddi kazanımlar ne yazık ki sendikasız olan örgütsüz kitleye de aynı oranda yansıtılıyor. Bu haksızlık. İşçi sendikalarında, memur sendikalarındaki gibi değil. Orada örgütlü ile örgütsüz olanlar, yetkili ile yetkisiz olanların durumu belirgin bir şekilde ayrılmıştır. İşçi ve memur sendikacılığı arasındaki farklardan en belirgin olanı dayanışma aidatı konusudur. Memur sendikacılığında sendikasızlığı özendiren, sendikalı ile sendikasız arasında makas oluşturacak olan ana konu dayanışma aidatı olmalıdır. Toplu sözleşme primi önemli bir enstrümandır ama yetkili ile yetkisiz arasında fark yoktur. Bunu gündeme getirdiğimizde, ‘sendika ağalığı oluşur’ diyenler, biz yetkili değilken, dayanışma aidatını hararetle savunuyorlardı. Yetki ellerinden gidince, bu sefer dayanışma aidatı konusunu başka türlü anlatmaya başladılar” şeklinde konuştu. 



Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa Kır ise, bu yıl yetkiyi taçlandırmak için daha çok çalışmaları gerektiğini dile getirerek, “Bugüne kadar bizlere sıkıntılarınızla ilgili geldiğinizde hiç birini göz ardı etmedik, elimizden geleni yaptık” dedi. 

Atama bekleyen öğretmen adayları konusuna da değinen Kır, atama bekleyen öğretmen adaylarının bir an önce atanması, eğitimde derslerin boş geçmesinin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum