Yeni Müfredat Programı İle Başarı Nasıl Sağlanabilir?

Yeni Müfredat Programı İle Başarı Nasıl Sağlanabilir?

Türk Eğitim Sen , İstanbul Bölge Başkanlığı'nın "Yeni Müfredat Programı İle Başarı Nasıl Sağlanabilir?" ile ilgili yazısı.

Yeni Müfredat Programı İle Başarı Nasıl Sağlanabilir?



2005-2006 öğretim yılından itibaren uygulanmaya konulan “Yeni İlköğretim Programı”nın temel felsefesi; eleştirel düşünceyi öğretme, ezberci olmayan bir eğitim, yaratıcı düşünme ve öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli bir eğitimdir. İlköğretim müfredatı incelendiğinde yetiştirilmek istenen neslin özellikleri; risk alma yeteneğine ve takım ruhuna sahip, lider, girişimci, kariyerist, vizyon ve misyon sahibi özelliklere sahip kişiler olarak sıralanmaktadır.

Burada asıl sorulması gereken soru şudur?

Çocuklarımıza iyi insan olmayı neden telkin etmiyoruz? Yine onları kendi ayakları üzerinde güvenle durmayı sağlayacak donanımı neden vermiyoruz? ( Ayşe Zorlu, “Milli Eğitim, Medya ve Aile: Yeni Çocukluğun Üretim Merkezleri”, www.10yazar.com)

Yaratıcı düşünme söylemi; eleştirel veya yaratıcı düşünmeyi, siyasi ve sosyal değil, bilgi kavramı ile ilgili bir mesele olarak ele alır. Ancak, klasik pedagoji “eğitimcilerin politik ve etik nitelikli meselelerle yüzleşmesini gerektirir. Bu yeni yaklaşım ile bütün eğitim meselesi basit bir teknik mesele” olarak ele alınır. Dolayısıyla eğitim denen şey öğrencinin düşünme becerilerini artırmaktan ibaret bir şey olarak algılanır. Burada unutulan önemli husus öğrencinin düşünme becerilerinin neye karşı kullanılacağıdır… Bu söylem süslü dili sayesinde eleştiriye engel koyar ve gerçek amacını gizler. Yine bu söylem, yaratıcılığın ciddi bir bilgi birikimi olmadan olabileceğini iddia eder ki, asıl sorun da budur ( Bekir Gür “Yeni Müfredat Söylemleri: Amerikan Pedagojisi, Amerikan mı Pedagoji mi, www.turkegitimsen.org.tr ). Bilgi birikimi olmadan yaratıcılığın sağlanabileceği hususu hayalden ibarettir.

Yukarıdaki uyarılar dikkate alınarak yeni müfredat programı daha kaliteli ve daha iyi insan yetiştirmeyi sağlayabilmesi için neler yapılmalıdır? Öğretmen merkezli bir eğitimden öğrenci merkezli bir eğitime geçtiğimiz bu dönemde yaklaşık 600 bin öğretmenin de bu programa göre yetiştirilmesi ve bu programa uyum sağlayabilmesi için gerekli kursları alması gerekmektedir. Ortalama 40-50 kişilik sınıflarda ve 600 bin öğretmenle bu müfredatı uygulamak mümkün değildir. Nitekim anketlere dayalı yapılan bilimsel çalışmalarda daha fazla sınıfa, daha fazla uygulama alanına ve daha fazla öğretmen istihdamına ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte ders içeriklerinin bilgi ile doldurulması gerektiği bir başka gerçek olarak tespit edilmiş bulunmaktadır ( Ahmet Karatepe-Halil İbrahim Yıldırım-Önder Şensoy-Necati Yalçın, “Fen Bilgisi Öğretimi Amaçlarının Gerçekleştirilmesinde Yeni Programının İçerik Boyutunda Uygunluğu Konusunda Öğretmen Görüşleri”, Kastamonu Education Journal, Octaber 2004, Vol:12, No:2, s.327-338; Necdet Aykaç, “İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Eğitim-Öğretim Programına Yönelik Öğretmen Görüşleri” Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.esosder.org, Güz 2007, c.6, sayı.22, s. 46–73; Ali Rıza Akdeniz- Nevzat Yiğit- Şengül Kurt, “ Yeni Fen Bilgisi Öğretim Programı ile İlgili Öğretmenlerin Düşünceleri”,http://www.fedu.metu.edu.tr/ufbmek-5/b_kitabi/PDF/Fen/Bildiri/t93d.pdf; Ayşe Mentiş Taş,“Yeni Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarına İlişkin Öğretmen Görüşlerinin Belirlenmesi” , http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/articles/2007/17/AMENTISTAS.PDF.)

Yeni müfredatın başarılı olabilmesi için mutlaka öğretmen adaylarının alanlarında çok iyi yetiştirilmeleri gerekmektedir. Yalnız pedagoji dersleri ile iyi öğretmen olunmaz. Eğitim bilimlerinin amaç değil, araç oldukları hususu unutulmamalıdır. Bir öğretmenin alan bilgisi yeterli değilse, neyi öğretecek? Bu nedenle Eğitim Fakültesi mezunları yanında mutlaka Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarının da bir an önce öğretmen olmalarının önü açılmalıdır. Bugün yeni müfredatta yaşanan en önemli sorun; alan bilgisi sorunudur.

Mevcut öğretmen sayısı, mevcut okul ve derslik sayısı ile yeni müfredattan beklenen sonuçların alınması mümkün değildir. Bir an önce birleşik sınıf ve ikili öğretimin sona erdirilmesi, gerekli sınıf mevcudunun sağlanması, sınıf öğrenci sayılarının 15-20 kişiye çekilerek bunlar için gerekli öğretmen ihtiyacının şu anda boşta gezer 200 bin öğretmen adayının istihdam edilerek işe başlaması ön şart olarak karşımızda durmaktadır.

Öğretmenlerin, Milli Eğitim Bakanı ile olan sorunlarından birincisi olan; idareci atamalarının hemen gerçekleştirilmesi motivasyon için diğer bir ön koşuldur. Ayrıca öğretmenlerin başarılı olmalarını sağlayacak diğer bir şart da kimseye muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilecekleri bir maaşa kavuşturulmalarıdır.



KADIKÖY ve PENDİK İLÇELERİNDEKİ ÖĞRETMENLERE GÖRE YENİ MÜFREDAT

PROGRAMININ OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ

İstanbul'da Kadıköy ve Pendik ilçelerinde öğretmenlere Yeni müfredat programının olumlu ve olumsuz yönlerinin neler olduğunu sorduk. Aldığımız cevaplar aşağıdadır:

Türkçe öğretmenleri;
6.7.8. sınıf Türkçe Dersi için haftalık ders saatinin müfredatın uygulanması için yetersiz olduğunu ve ders saatinin artırılması gerektiği, 7. sınıf ders kitabındaki metinlerin daha kısa, anlaşılır ve seviyeye uygun metinlerden seçilmesi gerektiği ve ayrıca etkinliklerin azaltılıp Dilbilgisi konularına daha çok yer verilmesi gerektiğini belirtmektedirler.

İngilizce öğretmenleri; 8. sınıf ders kitabının seviyenin çok üzerinde olduğunu ifade etmektedir.
Matematik ve Fen Bilgisi Öğretmenleri; genel olarak müfredattan memnun olduklarını belirtmektedirler.
Beden Eğitimi Öğretmenleri; sınıf sayılarının müfredata uygulanış biçimine uygun olmadığını ve bu müfredatın uygulanabilmesi için sınıf mevcutlarının 14-15 kişi olması gerektiğini vurguladılar.
Sınıf Öğretmenleri; bütün derslerde konu anlatımı net değil ve çok yetersiz. Daha bol örnek olmalı. Yeni Müfredat öğrenci merkezli olmasına rağmen, öğrencilerde yeterli kaynaklarının bulunmaması nedeniyle yeterli verim alınamamaktadır. Özellikle Türkçe ders kitabında çocukların zevkle okuyacağı metinler bulunmamaktadır. 1., 2., ve 3. sınıfların metinleri çok uzun olup çocukları sıkmaktadır.
Türkçe dersinde Dilbilgisi konuları dağınık ve yetersizdir.

Türkçe 5. sınıf ders ve çalışma kitaplarında öğrencilerin anlayabileceği etkinlik sayısı azdır.

Sosyal Bilgiler dersinde yakın tarihimiz ( Kurtuluş Savaşı ve sonrası) ve yurdumuzun coğrafyası ile ilgili bilgiler yetersizidir.

Kısacası yeni müfredat programı öğrenci merkezli olmasına rağmen, hâlâ merkezde öğretmen bulunmaktadır.

4.Sınıf Öğretmenleri; Matematik kitabında yeterli sayıda alıştırma yok. Sosyal Bilgilerde de konular yetersiz açıklanmış, içerik ve örnek eksiklikleri var. Konular çok yüzeysel işlenmiş.
3. Sınıf Öğretmenleri; yeni müfredatın öğrencileri inceleme ve araştırmaya yöneltmesi olumlu bir gelişmedir. Ama çocukların hepsinde bilgisayar ve internet olmaması hem çocukları ve hem de öğretmenleri zor durumda bırakmaktadır.


Hayat Bilgisi Kılavuz kitapları ders işlenişi açısından ve etkinlikler açısından yeterli ve güzeldir.

Türkçe kılavuz kitaplarında, metin işlemelerinde tek düzelik olduğundan bazen çocukları sıkabilmektedir. Ayrıca bütün etkinlikleri yetiştirme konusunda öğretmenler zorlanmaktadır. Yeni müfredatı kalabalık sınıflarda uygulamak zor olmaktadır.

Özellikle Matematik dersi müfredatında konular dönüşümlü olarak işlenmediği için çocuklarda unutma olayı fazla olmaktadır. Çünkü işlenen konular tekrar edilememektedir.

Kalabalık sınıflarda bu müfredat programının uygulanması mümkün değil. Sınıf mevcudu az olan sınıflarda daha iyi verim alınabilir.

Matematik dersi için her temada her konuya değinilmemiştir. Temalar arasında konu bağlantısı iyi sağlanamamıştır.

· 2. sınıf Öğretmenleri: Müfredatın olumlu yanları şöyle belirlemişlerdir.

Görsellerin artması,

Öğrenci merkezli olması,

Zekâ türlerini dikkate alması,

Aktif öğrenmeyi yönlendirmesi,

Ders kitaplarının çalışma kitabı da olması,

Ürün dosyalarının öğrenciyi geliştirmesi,

Araç gereci bolca kullanması,

Ön bilgileri harekete geçiriyor olması.



Olumsuz yönlerini de şu şekilde sıralamışlardır:

Değerlendirme sorularının yetersiz olması,

Çalışma kitaplarının kullanışsız olması,

Performans ve proje ödevlerinin öğrenciyi fazla yorması,

Değerlendirme ölçeklerinin kitaplarda olmaması,

Yazı çalışma alanlarının yetersiz olması.

· 1. Sınıf Öğretmenleri

Bitişik eğik yazı ile ve harf yöntemiyle çocuklar çok erken okumaya geçtiler. Yazı düzeni ve defter kullanımı gayet güzel oldu. Yalnız ders ve çalışma kitaplarını yetersiz. Bence ders ve çalışma kitaplarını tek kitap altında birleştirip bol etkinlikli ve anlaşılır hazırlanması daha olumlu olacaktır.

1.Sınıflar için hazırlanan araç-gereç ve materyaller okuma-yazmayı daha da kolay hale getirmiştir. Bilgisayar ve CD destekli görsel olarak yapılan çalışmalar oldukça kalıcı olmaktadır.

Ses temelli öğretim sayesinde öğrenciler daha çabuk okumaya geçti. Bu sistemin öğrencileri ezberden kurtaran bir yönü de var. Yeni program öğrencilerin fiziksel ve kişisel gelişimine daha uygun görülüyor. Bitişik eğik yazı çocukların kas gelişimine uygun olduğundan, öğrenciler yazıda da fazla zorlanmamaktadır.

Olumsuz yönleri ise;

Kapalı heceden açık heceye ulaşılması, öğrencilerde kesik kesik okumaya neden oluyor.

Program görsel CD'lerle ve materyallerle desteklenmelidir. Ders ve çalışma kitapları yetersiz kalmaktadır.

Türkçe kitabına öğrencilerin çok daha fazla dikkatini çekecek metinler konulmalıdır.



ÜSKÜDAR ve BEYKOZ İLÇELERİNDEKİ ÖĞRETMENLERE GÖRE YENİ MÜFREDAT PROGRAMININ OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ



1. 2. VE 3. SINIFLAR



OLUMLU YÖNLER:



1- Kitaplar öğrencilerin araştırma yapmasına yönelik olarak hazırlanmıştır.

2- Öğrencilerin bağımsız iş yapabilmeleri açısından olumludur.

3- Hayat bilgisi dersi öğrenci seviyelerine uygun, görsellerle metin bir bütünlük sağlıyor.

4- Hayat bilgisi ve Türkçe ders kitapları öğrencilerin konuşup yorum yapmalarına imkân sağlıyor.

5- Etkinlikler, görseller renkli hazırlandığı için öğrenciler eğlenerek çalışıyorlar.



OLUMSUZ YÖNLER:



1- Türkçe kitaplarındaki okuma metinleri çok uzun olduğu için öğrenciler anlamda bütünlük sağlamakta zorlanıyorlar. Bu durum yorum yapma ve 5N 1K çalışmalarında zorluk sağlamaktadır.

2- Türkçe kitaplarında sınıf seviyelerine uygun olmayan çok fazla heceden oluşmuş kelime kullanımları fazladır. Bu durum öğrencilerin kelimelere hece eklemelerine ve bazı sesleri yutmalarına sebep olmaktadır.

3- Öğrencilerin ders programlarına göre kitap getirmeleri gerektiği için, çoğunlukla ders ya da çalışma kitaplarından birini unutmaktadırlar. Bu yüzden ders ve çalışma kitapları yeniden aynı kitapta toplanabilir.

4- Matematik kitaplarında konularla ilgili etkinlikler az sayıda hazırlanmıştır.

5- Matematik kitaplarındaki konu anlatımları öğrenci yaş gruplarına göre karışık gelmektedir.



4. ve 5. SINIFLAR

OLUMLU YÖNLER



1. Kitaplar genel olarak öğrencilerin araştırma yapmasına yönelik olarak oluşturulmuştur.

2. Program öğrencilerin adımlar halinde ilerlemesini sağlamaktadır.

3. Fen ve teknoloji ve Sosyal bilgiler programı ve kitapları tamamen kişisel yaşam becerileri ve toplum ilişkileri gözlemlenerek günlük hayatla ilişkilendirerek oluşturulmuştur.

OLUMSUZ YÖNLER

1. Matematik kitabı sınıf seviye örneklerinin altında hazırlanmış, ders ve çalışma kitaplarında konuyu çeşitlendirici örneklemelere yer verilmemiştir. Etkinlik yapısı olarak 3. sınıf kitaplarından bir farklılık bulunmamaktadır

Matematik kitaplarında bilgi düzeyindeki sorulara ağırlık verilmiştir. Öğrenciler matematik konularında çözümlere farklı açılardan bakamamaktadırlar. Soyut işlemler dönemlerine yönelik beceri sorularına yer verilmemiştir.

2. Fen bilgisi kitabı bolca görselden yararlanılarak oluşturulmuştur. Ancak; öğrencilerin görseli kullanması ve yorum yapması için yazılı olan kısımlar etkisiz kalmıştır.

Fen bilgisi tüm konularda “ yazınız, açıklayınız, nedir, ne olur?” gibi soruları sıklıkla bulundurmaktadır. Ancak, kitap ön bilgilerini kullanarak öğrenci konu hakkında tam olarak yorum yapamamaktadır.

Matematik kitabından farklı olarak bu kitapta yeterince bilgi ve kavrama düzeyi sorulara yer verilmemiştir. Kitap uygulama seviyesine göre düzenlenmiştir.

Grup çalışmaları ya da gözlem çalışmaları sınıf mevcutlarına ve aile eğitim seviyelerine ağır gelmektedir. Özellikle araştırma ödevleri öğrenci ekonomik seviyelerine ve çevre şartlarına uygun değildir. Öğrencileri internet kafelere yönlendirmektedir.



3. Sosyal bilgiler programında konular tamamen yaşanan ortam ve günlük yaşamla ilişkilendirilmiştir. Ancak “kendimi tanıtıyorum” “alışveriş” “kültür miras”… vb. konular fazlaca uzun tutulmuştur. Çalışma kitaplarında, ders kitaplarında anlatılanların neredeyse aynısının yeniden doldurulması gibi hazırlanmıştır.

Soru cevap kısımlarında yorumlamalara ağırlık verilmiş, ancak tam anlamıyla soyut düşünme yerleşmediği için programın almak istediği cevaplar alınamamaktadır. Öğrencilerin cevap ve yorumlarında çeşitlilik sağlanamamaktadır. Bu durumda ailelerin eğitim düzeyleri de etkili olmaktadır.



4. Türkçe programında Dilbilgisi konuları neredeyse tamamen 2. kademeye kaydırıldığı için program ve kitaplar okuma anlama yorumlama faaliyetlerine yönelik hazırlanmıştır.

Metinler genellikle seviyeye uygun hazırlanmıştır. Ancak çalışma kitaplarındaki etkinlikler, tüm metinlerde birbirine çok yakın tarzda hazırlandığı için öğrenciler aynı etkinlikleri tekrar yapmaktan hoşlanmamaktadırlar.

Türkçe çalışma kitaplarında sürekli aynı dilbilgisi konuları tekrarlanmıştır. Eşanlamlı, eşsesli, zıt anlamlı kelimeler, sözlük sıralaması… vb. konular sürekli tekrarlanmıştır.



5. Yeni programdaki SBS soruları ve yeni sistem ders kitapları karşılaştırılarak göz önüne alındığında; öğrenci çalışma kitaplarındaki etkinlikler sınav sisteminde sorulan sorulara uygun değildir. Sınavlar göz önüne alınarak öğrencileri hazırlayıcı etkinler kitaplara eklenmelidir.



6. Farklı yayınevlerinden çıkan Ders ve Çalışma kitaplarındaki seviye, ayrıntı ve etkinlik farklılıkları gözlemlenmektedir. Editörler ve yayınevleri ile görüşülerek kitaplarda etkinlik bütünlüğü sağlanmalıdır.



2. KADEME DERSİNE AİT DEĞERLENDİRME



OLUMLU YÖNLER

1. Müfredatın 4. sınıftan başlayıp lise son sınıfa kadar süren bir yapısı vardır.

2. Ders kitapları araştırmaya yönelik olarak hazırlanmıştır.

3. Ders işlenişlerinde güncel konulara uyum sağlayan esnekliler bulunmaktadır.

4. Din Kültürü dersinde ahlâkın üstünlüğü prensibi her konuda uygulanmaktadır.



OLUMSUZ YÖNLER:



1. Uygulamalarda yer ve zaman sıkıntısı yaşanmaktadır.

2. Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinde uygulama sıkıntısı yaşanmaktadır. Program daha erken sınıflara çekilebilir.

3. Kitaplarda kullanılan dil genel olarak öğrenci seviyesine uygun değildir



Milli Eğitim Bakanına, Talim Terbiye Kurulu üyelerine ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.





Türk Eğitim–Sen

İstanbul Bölge Başkanı

Yrd.Doç.Dr.M.Hanefi Bostan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.