Zihin kapalı devre, sınav açık uçlu!

Zihin kapalı devre, sınav açık uçlu!

Millî Eğitim Bakanlığı, 2023-24 eğitim ve öğretim yılında yapılacak ortak sınav uygulamasında ilk kez sorularda açık uçlu ve kısa cevaplar barındıran sorulara da yer verileceğini açıklamıştır.

Millî Eğitim Bakanlığı, 2023-24 eğitim ve öğretim yılında yapılacak ortak sınav uygulamasında ilk kez sorularda açık uçlu ve kısa cevaplar barındıran sorulara da yer verileceğini açıklamıştır. Bu kapsamda Türkçe dersi yazılı sınavında çoktan seçmeli sorularla birlikte açık uçlu ve kısa cevaplı; 6. sınıf matematik, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ile 9. sınıf matematik derslerinin yazılı sınavlarında ise açık uçlu ve kısa cevaplı soruların olduğu belirtilmiş, karar, 26-27 Mart’ta yapılan ortak sınavda hayata geçirilmiştir. Başta yerel seçim olmak üzere, yoğunluklu bir gündemi geride bıraktığımız şu günlerde, bu konuya daha sakin bir kafayla değinmek istiyorum.

Artan rekabet ve sınav stresi öğrencilerin başarısını doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de sınav sistemi tamamen çoktan seçmeli sınavlarla yürütülmektedir ve öğrenciler bu sınav tekniğiyle çok erken sınıf düzeylerinden itibaren karşılaşmaktadır. Hemen ifade edelim, Millî Eğitim Bakanlığı’nın daha iyi bir ölçme yöntemi olarak getirdiği yeni açık uçlu yazılı tekniğini olumlu buluyoruz. Ancak, bu kararın sürpriz şekilde birdenbire uygulamaya konması herkeste bir şaşkınlık meydana getirmiştir. Genel yararları itibarıyla tasvip etmemize rağmen usul itibarıyla konunun eğitimin paydaşları tarafından enine boyuna tartışılmaksızın uygulamaya geçirilmesini doğru bulmuyoruz. Yapılan iş doğru ama işletilen süreç yanlış olmuştur. Bu tarz uygulamaların veya program değişikliklerinin, anlık çözümler getiriyor gözükse de zaman içinde başka aksaklıklara yol açtığı defaatle tecrübe edilmiştir. Bu sebeple, köklü değişim ve dönüşüme yol açacak bu tür konuların aceleyle ve ansızın değil, ilgili kesimlerce tartışılarak karara bağlanması gerektiğini bu vesileyle bir kez daha ifade etmiş olalım.

Sınavın en temel amacı, öğrencinin bilgi seviyesini ölçmektir. Bununla birlikte, öğrencinin öğrenme usul ve kapasitesinin yanında öğretmenin ve bütün eğitim sisteminin öğretme özelliğini de gösterir. Bu işleyiş içinde eğitim, öğretmeninden bütün eğitim çalışanlarına, fiziki ve manevi niteliğine kadar birbirini tamamlayan sistem olarak bir bütündür. Bütünlük, ara kademe ve araçların birbirini engellemeyecek tarzda uyumunu zorunlu kılar, kılmalıdır. Araçlar, süreçler, içerikler ve çıktılar bakımından birbirini tamamlayarak geliştiren veya geliştirerek tamamlayan işleyişin niteliği, sadece sınav usulüne bağlanmamalı veya sınav sonuçlarıyla ölçülmemelidir.

Sınav sonuçları, öğrenciye kazandırılan yetenek, nitelik ve seviyeye ilişkin en açık göstergedir. Toplam kalite ve sisteme önem vermemek, başarıyı tesadüflere, tesadüflerin insafına bırakmak demektir. Başarımızın tesadüflere bağlı olmasını istemiyorsak, asıl meselenin müfredat olduğunu ve müfredatın da sebep sonuç bağlantısını göz ardı etmemeliyiz. Son tahlilde usul ve içeriğiyle öğretemediğiniz bir bilginin veya yeteneğin maksadınıza uygun sonuç vermesini bekleyemezsiniz. Yazma yeteneği kazandırmadığınız öğrenciden yazmasını; anlama, düşünme, yorumlama yeteneği kazandıramadığınız bir öğrencinin anlamasını, düşünmesini, yorumlamasını bekleyemezsiniz. Öğrenme sürecinde esası anlayan, derin düşünen, geniş kavrayan, yaratıcı aşamaya geçmeksizin genel sınavlarda sorulacak açık uçlu sorular, avutucu, aldatıcı bir fotoğraf vermekten öteye gitmez.

Ezberci ve kalıp bilgilere koşullandırmayı marifet sanan, başarıyı bu verilerin, daha doğrusu yüklemelerin yansımalarıyla ölçen sorunlu anlayış, özgün yaklaşımı, başka bakış açıları denemeyi gerekli kılan yönteme uyumlu, hazır ve elverişli olmalıdır. Niçin mi? Çünkü sizin zihni yapınız, işleyişiniz kapalıysa onu açacak hiçbir usul olmaz da onun için. Tersten açık zihni yapıları veya işleyişleri kapatacak veya karartacak yöntem de olamaz. Doğruyu düşünmek veya düşündürmek marifettir ama ondan da önemlisi doğru düşünmektir. Yanlış metotlarla doğru ne bulunabilir ne görülebilir ne de düşünülebilir. O nedenle, öteden beri öğrencilerimize düşünme yöntem ve yeteneklerinin, sentez ve analiz kabiliyetinin kazandırılması gerektiğini söyleyip durduk, duruyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, eğitim alanının geliştirilmesi ve başarılı nesillerin yetiştirilmesi amacına yönelik yolumuzun uzun olduğunu görüyor, bu yönde atılan kıymetli adımları umut verici buluyoruz. Bunun yanı sıra, öğrencilerin, Bakanlık tarafından ortak sınavlarda başlayan açık uçlu sınav tekniği ile ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sınav sistemlerinde çoktan seçmeli sınav tekniğinin oluşturması muhtemel ‘ikilem’den kurtarılması için gerekli adımların da zamanla atılması gerektiğine inanıyoruz.

Doğru bulup destek verdiğimiz açık uçlu soru sisteminin sağlayacağı asıl katkı ve yarar, müfredatın insani değer ve pedagoji merkezli olarak yenilenmesiyle daha fazla olacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.