Eğitim-Sen,  MEB önüne çelenk bıraktı

Eğitim-Sen, MEB önüne çelenk bıraktı

Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`in asılsız suçlamalarına karşı MEB önüne çelenk bıraktı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer‘in sendikamızı hedefine alan asılsız suçlamalarına karşı Eğitim Sen, YKM önünde buluştu, MEB önüne yürüdü.

Konuya ilişkin açıklamayı sendikamız adına Ünsal Yıldız yaptı, açıklamanın ardından MEB önüne siyah çelenk bırakıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4`e Yönelik Eleştiriler Karşısındaki Acizliğini Asılsız Suçlamalar Yaparak ve Eğitim Sen`i Hedef Göstererek Örtmeye Çalışıyor!

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, katıldığı bir televizyon programında, tamamen AKP`nin liberal ve muhafazakar dünya görüşüne uygun olarak hayata geçirilen eğitimde 4+4+4 dayatmasına karşı çıkanları son derece seviyesiz ve çirkin ifadelerle suçlamaya kalkmış, başta Eğitim Sen olmak üzere, çocuklarının geleceğinden endişe duyan herkesi hedef tahtasına koymuştur.

Bakan Dinçer`in 4+4+4`e yönelik bilimsel tespitler ve eleştiriler sonrasında yaşadığı psikolojik travma ve zihin bulanıklığı ile söylediği sözler, başta eğitim sistemi olmak üzere, norm fazlası ve özür grubu öğretmenler ile ilgili olarak yaptığı yorumlar, kendisinin oturduğu makama yakışmadığını bir kez daha net bir şekilde göstermiştir.

Ömer Dinçer eğitim biliminin en temel gerçeklerini çarpıtmıştır

Evrensel bir gerçek olan 72 ay öncesi çocukların gelişimini tamamlamadan ilkokula alınması çocuklara yapılacak en büyük kötülüktür. Ancak Bakan Dinçer`in 66-72 aylık çocukları zorla ilkokula kaydetmeyi "bilimsel tercih" olarak nitelendirmesi dikkat çekicidir. Bakan Dinçer`in Avrupa ülkelerinde okulöncesi eğitime başlayan çocukları örnek vererek, ilkokula başlama yaşının erkene almayı meşrulaştırmaya çalışması ise, içine düştüğü çaresizliğin somut bir yansımasıdır. Okulöncesi eğitim ile ilkokul arasındaki derin ayrımı bilmekten aciz bir kişinin Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor olması, Türkiye ve eğitim sistemi açısından gerçekten üzüntü vericidir.

Fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından okul öncesi çağda olması gereken 60-72 aylık çocukların bizzat bakanlığın dayatmasıyla ve zorla ilkokula gönderilmesinin bu yaş grubu çocuklarda ileri yaşlarda yaratacağı kendisini yetersiz ve başarısız hissetme, içe kapanma, okuldan soğuma vb gibi etkiler bilinemez değildir.

Kamuoyu bizzat bakan tarafından yanlış ve eksik bilgilendirilmektedir

Milli Eğitim Bakanı 4+4+4 ile ilgili hemen her konuda olduğu gibi, okula başlama yaşı ile ilgili olarak da kamuoyunu yanlış bilgilendirmekte, 60-72 aylık çocukların pedagojik olarak ilkokula değil, okul öncesi eğitime gitmesi gerektiği yönündeki evrensel gerçeği göz ardı ederek konuşmaktadır. Üstelik bakanlık, okul öncesi eğitim için yayınladığı yönergede okul öncesi eğitimde 60-72 ay arasındaki çocukları hedeflediğini yazılı olarak açıklamıştır. Kendi yayınladıkları yönergeden bile habersiz olan Ömer Dinçer`in sözleri ciddiye alınmamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı`na göre eğitimde 4+4+4 uygulaması nedeniyle 29 bini sınıf öğretmeni olmak üzere, toplam 68 bin öğretmen norm kadro fazlası durumuna düşürülmüştür. Bakan Dinçer, öğretmenlerin norm kadro fazlası olmasını, eş durumu ve sağlık özründen dolayı tayin ve ataması yapılmayan öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıları görmezden gelmekte, sorunları çözmek yerine daha da karmaşık hale getirmektedir.

Bakan Dinçer, göreve geldiği ilk günden bu yana eğitim emekçilerine her fırsatta hakaret etmekte ve onların emeklerini aşağılayarak öğretmenlik mesleğini değersizleştirmeye çalışmaktadır. 4+4+4 dayatması nedeniyle ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacak olan öğretmenleri, böylesine zor bir dönemde bile aşağılamaktan geri durmayan bir Milli Eğitim Bakanı insanlık tarihinde hiç görülmemiştir.

Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine karşı çıkanların, bilim insanlarının tespitleri ve öngörüleri ortadadır. Okullar açıldığında ve 4+4+4 dayatması uygulanmaya başlandığında kimlerin doğruyu söylediği, kimlerin halkı yalan yanlış bilgilerle kandırmaya, kendi siyasal amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı elbette görülecektir. Milli Eğitim Bakanı`na tavsiyemiz alanıyla ilgili olmayan konularda konuşarak çocuğu okula başlayacak ailelerin ve toplumun kafasını daha fazla karıştırmamaktır.

Bakan Dinçer`in Eğitim Sen`i hedef göstermesi kabul edilemez

Bakan Dinçer`in eğitimde 4+4+4 dayatmasına karşı bir süredir başta Eğitim Sen olmak üzere, eğitim bilimciler, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve toplumun geniş bir kesiminden yükselen tepkileri bölmek amacıyla kullandığı suçlayıcı ve hedef gösteren ifadeler suçtur ve kesinlikle kabul edilemez.

Milli Eğitim Bakanı Dinçer`in açıklamaları sendikalarımıza karşı son bir yıl içindeki saldırıların nereden kaynaklandığını bize anlatmakta ve açıkça yargıya müdahale etmektedir. AKP, yeni düzenini yerleştirmek için önünde engel gördüğü her şeyi marjinalize ve kriminalize etme çabasındadır.

AKP 4+4+4 ile kendi amaçları doğrultusunda birey ve toplum inşa etmek istemektedir. Bu amaçlar gayet politik ve ideolojik amaçlardır. Dolayısıyla 4+4+4 dayatmasına yönelik eleştirilerimiz hem pedagojik, hem de doğal olarak ideolojik olmak zorundadır.

Bakan Dinçer açıklamalarında çocuğunun geleceğinden endişe eden aileleri ve tüm toplumu doğrudan hedeflemektedir. Ancak bunu 4+4+4 dayatmasına karşı kararlı mücadelesi ve yaygın çalışmaları nedeniyle Eğitim Sen üzerinden yaparak, aslında tüm toplumu tehdit etmektedir.

Milli Eğitim Bakanı`na tavsiyemiz, 4+4+4`e yönelik tamamen bilimsel gerekçelerle yapılan eleştirileri dikkate alıp gereğini yapmaktır. Eleştiri ve önerileri dinlemek ve gereğini yapmak yerine, doğrudan suçlayıcı ifadelerle açıkça Eğitim Sen`i ve onun mücadelesini hedef gösteren bir tutum içinde olması, eleştirilerimizden bunaldığını ve psikolojisinin bozulduğunu göstermektedir.

Ömer Dinçer düşünerek konuşmalı, ağzınızdan çıkanı kulağı duymalıdır

Bir ülkenin Milli Eğitim Bakanı, her açıklaması öncesinde düşünerek ve söylediklerinin sonuçlarını hesap ederek konuşmalıdır. Eğitim Sen olarak, Bakan Dinçer`in ağzından çıkanı, kulaklarının duymasını öneriyoruz. 4+4+4`e yönelik bilimsel itirazları ve eleştirileri dikkate alması ve görevinin sorumluluğuyla hareket etmesi atılacak en doğru adım olacaktır.

Milli Eğitim Bakanı, bugüne kadar olduğu gibi, 4+4+4`e ilişkin sorunlara at gözlüğü ile bakmaktan vazgeçmelidir. 4+4+4 dayatmasının çocuklarımıza ne kadar büyük bir kötülük olduğu görülmelidir. Milli Eğitim Bakanı somut bir iş yapmak istiyorsa, bizleri suçlamaktan ve çocuklarımızın geleceği ile oynamaktan derhal vazgeçmelidir.

Zorunlu temel eğitime ilişkin görüşlerimizin bilimsel dayanaklarından birini görmek için tıklayınız.

Avrupa okulöncesi eğitim yaşlarını görmek için tıklayınız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.