Eğitim-Sen’den 5. Demokratik Eğitim Kurultayı

Eğitim-Sen’den 5. Demokratik Eğitim Kurultayı

Tarih boyunca Demokratik Eğitim Kurultayları Eğitim Emekçilerinin Mücadele Birikiminin Bilimsel Bilgiyle Buluşma Noktası Olmuştur!

Eğitimin laik, bilimsel, eşitlikçi ve kamusal olmasını, hiçbir dilin ya da kültürün yok sayılmamasını savunan eğitim emekçileri bu isteklerini, sergiledikleri mücadeleci tutumlarıyla her fırsatta göstermişlerdir. Toplumsal yaşama müdahale etmenin, eğitim politikalarının oluşturulmasında söz sahibi olmanın bir gereği olarak Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ile başlayan, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) ve ardından Eğitim Sen ile devam eden mücadele geleneği, bu dönemlerde yapılan eğitim kurultayları ile daha da güçlendirilmiştir.
Bugüne kadar;
TÖS tarafından 4-8 Eylül 1968`de Ankara`da "Eğitimin bilimsel, çağdaş, laik genel halk ve insanlık yararına" yapılması amacıyla gerçekleştirilen Devrimci Eğitim Şura`sı,
TÖB-DER öncülüğünde, 4-11 Şubat 1978`de, "Eğitimin demokratikleştirilmesi" için yapılan Demokratik Eğitim Kurultayı,
Eğitim Sen tarafından 2-6 Şubat 1998`de "Toplumun bütün bireylerinin parasız, kendi ana dilinde, demokratik, laik, bilimsel bir eğitimden eşitlik içinde ve özgürce yararlanabilmesini savunmak" için düzenlenen üçüncü Demokratik Eğitim Kurultayı,
Eğitim Sen, eğitimin piyasalaştırılmasına karşı "Eğitim Hakkı" için 1-5 Aralık 2004`te gerçekleştirdiği 4. Demokratik Eğitim Kurultayı ile eğitimde temel sorunlar, eğitim sisteminin yapısı ve mevcut eğitim politikaları çeşitli yönleriyle, yerli ve yabancı konukların, akademisyen ve uzmanların katkısıyla tartışılmış, öneriler geliştirilmiştir.
2-6 Ekim 2013`te beşincisi düzenlenecek olan Demokratik Eğitim Kurultayı`nın (DEK), gerek öncekilerin birikimi üzerinden yükselmesinin, gerekse ülkenin içinde bulunduğu ekonomik-siyasal atmosferin ve eğitim alanında yaşanan alt üst oluşun etkisiyle çok önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz.

Eğitim Sen olarak düzenleyeceğimiz 5. Demokratik Eğitim Kurultayı ile toplumun gerçek sorunlarını kavrayarak, sorunların etrafında dolaşmayıp özüne inerek, demokratik eğitim anlayışını tüm topluma yaymayı hedeflemektedir. Ancak bu şekilde eğitimin temel sorunlarını tespit edebilir ve bu sorunların çözüm yollarını birlikte arayabiliriz. Ve ancak bu paylaşım sayesinde egemen eğitim anlayışı yerine eşitlikçi, özgürlükçü ve kimseyi dışlamayan, demokratik bir eğitim politikası oluşturabiliriz.

Sadece eleştirmek değil, Eğitim ve Bilim Emekçilerinin demokratik mücadele mirasına dayanarak kendi eğitim politikalarımızı belirginleştirmek, ortak bir dil kurmak, Ne yapmalı? Nasıl Yapmalı? Sorusunun cevabını bulmak için 5. Demokratik Eğitim Kurultayı`nı düzenliyoruz!

Çünkü eğitim sistemimiz, tarihinde hiç olmadığı kadar yaygın ve derin sorunlarla karşı karşıyadır.
Eğitim otoriter bir anlayışla yönetilmekte; öğretmenler, öğrenciler ve veliler karar süreçlerinden dışlanmaktadır. Söz ve karar hakkı eğitimin esas bileşenlerine değil, şirketlere ve eğitimi kendi ideolojik hedeflerinin aracı haline getirenlere verilmiştir.
Çünkü Son yıllarda artan bir şekilde uygulamaya konulan eğitimde özelleştirme, ticarileştirme süreçleri ile eğitim kamusal bir hak olmaktan hızla çıkarılmış ve piyasada alınıp satılabilen ticari bir mala dönüştürülmüş, eğitim emekçilerinin kazanılmış hakları gasp edilmiştir. Eğitimin her aşaması dinsel, muhafazakâr ve bilim dışı referanslarla örgütlenmiştir.
Metalaştırmaya karşı "eğitim hakkı" için Demokratik Eğitim Kurultayı
Çünkü AKP iktidarı, eğitimi kendi ideolojik ve politik hedeflerini hayata geçirmede temel bir araç olarak değerlendirmekte ve bu nedenle eğitimi baştan sona yeniden yapılandırmaya gayret etmektedir. İktidarın bu gayreti her şeyden önce eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirmiştir. Kamusal eğitim ve dolayısıyla eğitim hakkı ayaklar altına alınmıştır. Eğitim artık ulusal ve uluslararası piyasaların ihtiyacına uygun ucuz ve güvencesiz işgücü yetiştirmenin aracı haline dönüştürülmüştür. "Paran kadar eğitim" anlayışı eğitim sisteminin temel ekseni haline gelmiştir.

Muhafazakârlaştırmaya ve gericileştirmeye karşı "demokratik, laik, bilimsel eğitim" ve "özgürleşmek" için Demokratik Eğitim Kurultayı
Çünkü iktidarın muhafazakâr dünya görüşü, eğitim sisteminin bütün hücrelerine yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Bilimsel, laik, demokratik ve eleştirel eğitimden her geçen gün daha fazla uzaklaşılmaktadır. Müfredatta var olan tekçi, ırkçı, cinsiyet ayrımcı unsurlara ilaveten dinsel unsurlar eklenmiştir. Hükümet bu konuda sınır tanımamakta; "dindar nesil yetiştirme" gayretiyle, 4+4+4 uygulamasında görüldüğü gibi, eğitim sistemini alt üst etmeyi, eğitimin biliminin temel ilkelerini yok saymayı göze alabilmektedir. 10 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminin dinselleştirilmesi uygulamaları eğitimin ticarileştirilmesi uygulamalarıyla kol kola gitmiş, bu ikisi birbirinin adeta tamamlayıcısı olmuştur. Eğitimin içeriğinin bilimselliği de bu amaç doğrultusunda zedelenmekte, dinsel ve bilimdışı unsurlar eğitim öğretim sürecine sızmaktadır.

Güvencesizleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya karşı "iş güvencesi" ve "meslek onuru" için Demokratik Eğitim Kurultayı
Çünkü bahsedilen bu dönüşümler öğretmenlik mesleğinin değersizleştirilmesine, öğretmenlerin ve tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hızla iş güvencelerini yitirmelerine yol açmaktadır. 300 bini aşan ataması yapılmayan güvencesiz öğretmene şimdi kamu özel ortaklığı, performans, kariyer basamakları, yeterlilik sınavları gibi uygulamalarla kadrolu eğitim emekçileri de eklenmektedir.

Her türlü ayrımcılığa ve cinsiyet eşitsizliğine karşı "eşitlik" için Demokratik Eğitim Kurultayı
Çünkü 4+4+4 sistemi bir yandan çocuk işçiliği, kız çocuklarının eğitim hakkının tahrip edilmesi gibi olumsuz etkilerin yanı sıra çocukların pedagojik gelişimleri açısından da büyük sıkıntılar doğurmaya adaydır. Yeni eğitim sistemi ile örgün eğitimden ilk koparılacak olan kız çocukları olacaktır. Dinsel muhafazakârlaşma, eğitimde ve dolayısıyla yaşamın tüm alanlarında cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirecektir.

Yok, sayılmaya, inkâr edilmeye karşı "varım" demek için DEK
Çünkü mevcut resmi dil politikaları, resmi dil dışındaki anadillerinin eğitimde kullanılması yasağını sürdürerek, eğitim biliminin en temel ilkesine meydan okuyarak, toplumsal yaşamdaki ve dünyadaki eğitim hakkına ilişkin bilincin gelişimini görmezden gelerek, anadili Türkçe olmayan çocukların eğitim hakkını geçersiz kılmaktadır. Eğitim, farklı dinler, inançlar, mezhepler üzerinde sistematik bir baskı aygıtına dönüştürülmüştür.

Üniversitelerin şirketleşmesine, bilimin metalaştırılmasına karşı "Özgür Bilim, demokratik Üniversite" için DEK
Çünkü yüksek öğretim, bilginin metalaşması sürecinin bir parçası haline getirilmiştir. Yükseköğretim sistemini sermayenin istekleri doğrultusunda yeniden yapılandıracak yeni bir "yükseköğretim reformu" kapıdadır. Üniversite çalışanlarını daha da güvencesizleştirecek, üniversite sistemini baştan aşağı şirketleştirecek değişikliklerin taslağının hazırlanmasında son aşamaya gelinmiştir. AKP, yüksek öğretim kurumlarının bir kısmı için ve bir süreliğine üniversite harçlarının kaldırılması, disiplin yönetmeliğinin hiçbir özgürleşme ve gelişme sunmadan değiştirilmesi gibi göz boyama taktikleri ile toplumu kandırmaya çalışmaktadır. AKP, TÜBİTAK, TÜBA gibi bir dizi kurumu kendi aracı haline getirmeye çabalamakta, üniversitelerde kadrolaşma hız kazanmaktadır.

Çünkü kamusal, demokratik, bilimsel, laik, eleştirel, cinsiyet eşitliğine dayanan ve anadilinde eğitimi savunan Eğitim Sen`in yukarıda sıralanan olumsuz gelişmeler karşısında, tarihinden devraldığı miras gereği sessiz kalması, teslim olması mümkün değildir.

Eğitim Sen olarak burada değindiğimiz ve değinmediğimiz bütün bu sorunları bir kez daha kapsamlı bir şekilde ortaya koymak, eğitim politikalarına ilişkin somut çözüm önerileri geliştirmek amacıyla Ekim 2013`te Demokratik Eğitim Kurultayı toplamayı kararlaştırmıştır.

TÖS, TÖB-DER ve EĞİTİM SEN`in daha önce gerçekleştirdiği kurultayların birikimlerini sahiplenen kurultayımızın ana teması özgürleşme, sloganımız ise "Özgürleşme Yolunda Eğitim" şeklinde belirlenmiştir.

Eğitim, bireyin kendine özgü kişiliğinin ve becerilerinin gelişmesine olanak ve ortam hazırlayan, onun özgürleşmesini sağlayacak bir süreç olarak görülmelidir. Temel amacı, kendi yeteneklerini tanıyan, eleştirel düşünebilen, demokrasiyi özümsemiş, farklılıklara saygılı olan, toplumsal sorumluluk taşıyabilen, estetik değerler kazanmış, emeğin değerini bilen, bilimi piyasanın değil, toplumun ve insanlığın yararına sunan bireyler yetiştirmektir.

Eylül 2012 tarihiyle başlayıp Ekim 2013 tarihine kadar sürecek olan Kurultay hazırlık çalışmalarımız, fikri üretimi ve pratik çalışmayı kapsayan, bilimsel bir süreç olarak planlanmıştır. Bir yandan, oluşturacağımız merkezi ve yerel komisyonlar aracılığıyla bilimsel tartışma ve toplantılar yapıp raporlar hazırlarken, diğer taraftan örgütümüzle, bizle aynı duygu ve düşünceleri paylaşanlarla temel taleplerimiz için eylem ve etkinlikler gerçekleştireceğiz.

Öğretmeni, öğrencisi, velisi ve bilim insanları ile herkesi, çocuklarının, gençlerinin, ülkesinin geleceği konusunda kaygı duyan herkesi sendikamızın oluşturacağı yerel ve merkezi komisyonlar aracılığıyla birlikte üretmeye ürettiklerimizi birlikte yaşama geçirmeye çağırıyoruz.

5. DEMOKRATİK EĞİTİM KURULTAYI KONU BAŞLIKLARI

ÖZGÜRLEŞME YOLUNDA EĞİTİM

KAMUSAL, PARASIZ, BİLİMSEL, LAİK, ELEŞTİREL, ANADİLİNDE EĞİTİM

NE YAPMALI? NASIL YAPMALI?

♦ Eğitimin Yeniden Yapılandırılması ve Kamusal Eğitim
♦ Öğretmen Yetiştirme ve İstihdam Politikaları
♦ Örgün, Yaygın ve Mesleki Eğitim Sistemleri
♦ Eğitimde Resmi Dil Politikaları, Anadilinde ve Çokdilli Eğitim
♦ Bilimsel, Laik ve Eleştirel Eğitim
♦ Ders Kitapları ve Müfredat
♦ Yüksek Öğretimin Yeniden Yapılandırılması
♦ Eğitimde Cinsiyet Eşitliği
♦ Eğitimde Şiddet
♦ Yeni Medya-Bilişim Teknolojileri-Eğitim

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.