Eğitimciler, öğretmenlikte mesleki itibar kaybını tartıştı

Eğitimciler, öğretmenlikte mesleki itibar kaybını tartıştı

Eğitimciler, öğretmenlikte mesleki itibar kaybını tartıştı

 

ÖĞRETMENLERİMİZİN MESLEKİ İTİBARININ KORUNMASI VE 
ARTTIRILMASI İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER TARTIŞILDI

Çocukların ve gençleri bin bir emekle insanlığın huzur, mutluluk ve emniyeti için yarınlara hazırlayan öğretmenlerin mesleki itibarı Sendikamız tarafından düzenlenen ‘Eğitimde Mesleki İtibar Sempozyumu'nda ele alındı.

Öğretmenin itibarsızlaşmasına sebep olanların bindiği dalı kestiğini belirten Genel Başkanımız Sayın Osman Bahçe, "Milli Eğitim Bakanlığı, atacağı birkaç küçük adımla eğitimde mesleki itibar probleminin çözümüne stratejik katkılar sağlayabilir." dedi.

Sempozyuma Sendikamız Genel Başkanı Osman Bahçe, Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve şube ve il temsilciliklerimizden yöneticilerimiz ile Milli Eğitim Bakanlığında görevli genel müdür ve grup başkanlarının yanı sıra öğretmenler katıldı.

Eğitimde mesleki itibarın korunması ve arttırılması için eğitimin tüm paydaşlarına sorumluluklar düştüğünü belirten Genel Başkanımız:

"Eğitimde mesleki itibarın korunması ve arttırılması için eğitimin tüm paydaşlarına sorumluluklar düşmekte, eğitimin en yetkili tarafı olarak Bakanlığımızın öğretmen yetiştirme sistemi, istihdam politikaları ve hizmetiçi eğitim stratejisini gözden geçirmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda; öğretmen yetiştirme ve atama sistemimiz mesleki itibarı destekler mahiyette yeniden düzenlenmelidir. Zira mevcut sistemimizde YÖK-MEB arasında öğretmen yetiştirme konusunda köklü mutabakatların olmayışı nedeniyle;

o Liselerin çıktıları ile Eğitim Fakültelerinin girdileri, Eğitim fakültelerinin çıktıları ile MEB personel girdileri standartlaştırılamamış,

o Öğretmen adaylarının staj dönemleri süre ve içerik açısından yetersiz kalmış,

o Arz-talep dengesi oluşturulamamış, pek çok genç meslektaşımız ihtiyaç fazlası öğretmen, atanamayan öğretmen konumuna düşerek bu plan hatasının mağduru olmuş ve atanamayan öğretmenler sorunu toplumsal bir yara haline gelmiştir.

Göreve yeni başlayan öğretmenlere yönelik strateji geliştirilememiş veya geliştirilen stratejilerin taşraya iyi ifade edilememiş olması nedeniyle;

o Atanan öğretmenlerin çevreye ve mesleğe uyum programları verimsiz kalmış,

o Adaylık eğitimleri, konuları ve uygulama açısından eğitimin gerçeklerinden kopuk ve verimsiz hale gelmiş,

o Aday öğretmenlere kıdemli öğretmen muamelesi yapılarak kendilerinden, tecrübelerinin ve güçlerinin üstünde hizmet beklenmiş,

o Genç öğretmenlerin ilk atamaları tecrübeye en çok ihtiyaç duyulan mahrumiyet bölgelerine yapılmış,

o MEB Hizmetiçi eğitim faaliyetleri eğitimin ve eğitimcinin ihtiyaçlarına uygun verimlilikte düzenlenememiş, bu konuda hep ifrat-tefrit gel-gitleri yaşanmıştır.

Öğretmenlerin il içi-iller arası atamaları, özür durumu atamaları özellikle son dönemde hep kriz haline gelmiş ve sürekli hakkını aramak zorunda kalan eğitim çalışanı kamuoyunu meşgul eden bir problemin istemediği halde tarafı olmuş ve bu durum kamuoyunda öğretmen imajını olumsuz olarak etkilemiştir.

Bakanlığımız atacağı birkaç küçük adımla eğitimde mesleki itibar probleminin çözümüne stratejik katkılar sunabilir. Bunun için;

o Eğitimde bölgeler arası fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

o Okullara temizlik, güvenlik, kırtasiye vb. temel ihtiyaçlarını karşılamaları için ödenek gönderilmeli, yönetici ve öğretmenlerin öğrencinin, velinin, servisçi, kantinci gibi çevre esnafı tarafından töhmet altında kalmasına mani olunmalıdır.

o Mesleklerin kazançları kadar saygı ve itibar gördükleri günümüzde öğretmenlerin özlük hakları, sayılarının çokluğuna bağlı olarak değil üstlendikleri vazifenin önemine, sorumluluklarının ağırlığına bağlı olarak iyileştirilmelidir. Öğretmen ikinci bir iş yapmak zorunda bırakılmamalıdır.

o Denetimde verimliliğin arttırılması, yönetim ve denetim birimleri arasında koordinasyonun sağlanması için, çok başlı denetim birimleri tek çatı altında birleştirilmeli, denetleyenin de denetlenenin de mutlu olacağı makul düzenlemeler yapılmalıdır.

o Atama ve yer değiştirmelerde boş kadroların kadrolu öğretmenlerle doldurulması sağlanmalı, özür durumu atamalarında gerçek özür sahibi personel mağdur edilmemeli, eğitim bakanlığında öğrenim özrünün özür olmaktan çıkartılması garabetine son verilmelidir” açıklamalarında bulundu.

"SEMPOZYUMDA ÜLKEMİZİN SEÇKİN BİLİM ADAMLARI ÖĞRETMENLİĞİ ENİNE BOYUNA ELE ALDI"

Sempozyumda birçok üniversiteden önemli bilim adamları, öğretmenlik mesleğini enine boyuna ele aldı. 

Başkanlığını Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yaşar Aydemir'in yaptığı ilk oturumunda;

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Turan ‘Meslek Olarak Öğretmenliğin Gözden Düşüşünün Sebepleri Üzerine Notlar',

Mevlana Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vehbi Çelik ‘Karakter Odaklı Öğretmenlik',

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol ‘Öğretmenlik Mesleği ve İtibarı Üzerine Bir Değerlendirme',

Okul Müdürü Tuncay Şen ‘Mesleki İtibarın Korunmasında Öğretmene Düşen Sorumluluklar' ve 

MEB Grup Başkanı Tunay Alkan ‘Türkiye'de Mesleklerin Statüsü ve Öğretmenlik Mesleği' başlıklı bildirilerini sundu.

Başkanlığını Gazi Üniversitesi'nden Doç.Dr. Salih Şahin'in yaptığı ikinci oturumda ise şu bildiriler sunuldu:

"Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Ayteni Sır ‘Okulda Şiddet ve Şiddete Yol Açan Nedenler',

YBU İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi TDE Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Yaman ‘Eğitim-Öğretim Süreçlerinde Değerler Eğitimi',

Kamboçya Zaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Kara ‘Kültürümüzde Öğretmenin Yeri ve Değeri' ve 

İl Eğitim Denetmeni Fethi Turan ‘Mesleki İtibarın Korunması ve Arttırılmasında Mevzuatın Rolü." konularında açıklamalarda bulundular.

 

 

Resim Galerisi

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum