Krizlerin Gölgesinde Eğitimin ve Emeğin Geleceği Sempozyumu

Krizlerin Gölgesinde Eğitimin ve Emeğin Geleceği Sempozyumu

“Krizlerin Gölgesinde Eğitimin ve Emeğin Geleceği” uluslararası sempozyumu kapsamında iki panel ve beş çalıştay yapıldı.

“Krizlerin Gölgesinde Eğitimin ve Emeğin Geleceği” uluslararası sempozyumu kapsamında iki panel ve beş çalıştay yapıldı.

Sempozyumun birinci gününde, moderatörlüğünü Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün’ün yaptığı “Krizlerin Gölgesinde Eğitimin Geleceği”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayım Yorğun’un moderatörlüğünde “Krizlerin Gölgesinde Emeğin Geleceği” konulu paneller gerçekleştirildi.

Zorluklarla birlikte mücadele etmeliyiz

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, panelde yaptığı konuşmada, küresel salgının ardından eğitim ve öğretimin çıktılarını ortaya koyarak, “Yakın zamanda küresel çapta yaşadığımız salgın krizinde insanların hayatlarını tehdit eden bir virüsün pek çok kişinin ölümüne sebep olarak hayatımızı günlük seyrinden çıkardı. Bu süreçte eğitim bizde de birçok ülkede de online olarak sürdürüldü. Elbette online eğitime dünya aslında yabancı değildi. Ancak eğitimin tamamının uzun bir süre online olması tüm dünya için bir ilki barındırıyordu. Bu zorunlu şartlar altında gerçekleştirdiğimiz eğitim modeli bize eğitimin yalnızca online olarak sürdürülemeyeceğini net bir şekilde gösterdi. Bu süreçte görüldü ki hiçbir ev okulun, hiçbir online anlatım öğretmenin ve hiçbir ortam sınıftaki ortamın yerini tutamıyor. Bunun en önemli kanıtlarından biri de salgın dönemindeki öğrenme kayıplarına bakıldığında görülmektedir” dedi.

Eğitim sendikaları olarak büyük sorumluluklar üstlendiklerini dile getiren Selvi, “Birlikte gerçekleştireceğimiz çalışmalarla zorlukların aşılmasına katkı sunmalıyız. Afetlerin, savaşların, can güvenliğinin olmadığı yerlerde eğitim kalitesinden ve başarıdan söz edilemez. Dünyada yaşanan krizler nedeniyle eğitimin finansmanı azalmakta, yatırımlar durmakta ve ikincil duruma düşmektedir. Bu durum önemli öğrenme kayıplarına neden olmaktadır. Biz sendikalar olarak, yalnızca çalışanların hakları için mücadele ederken toplumsal sorunlara duyarsız kalmaması gereken bir kesimiz. İnsanlığın bir derdi varsa o bizim derdimiz olmalı ve o sorunun çözümü için hep birlikte mücadele etmeliyiz” şeklinde konuştu.

“Yapılması gereken şey insani olanın hepimiz için olması gerektiği hususunda birleşmektir” diyen Selvi, şunları söyledi: “Düşmanlıkları teşvik eden yaklaşımlardan uzak durmak, dostluğu güçlendirmek gerekiyor. Yalnız başına uluslararası sisteme güvenerek ‘nasılsa bir çare bulunur’ diyemeyiz. Kanaatim, ülkeler arası iş birliğinden sonra en önemli dayanışma organı eğitim sendikalarının ortaya koyacağı iradedir. Bir zamanlar Beyrut bilimin geliştirilmesinde aktör şehirlerden biriyken bugün öğretmen maaşlarının ödenmesinde güçlük çekilen bir yere dönüştüyse bu hepimizin sorunudur. İnsanlık ailesi için en doğru teşhisi yapmalı ve en doğru adımı atmalıyız.”

Houssami: Her krizin eğitime uzanan bir boyutu var

Arap Eğitim Örgütü Başkanı Jamel Houssami, salgın döneminin getirdiği zorluklardan önce de bölge olarak başka bir çok sorunla mücadele hâlinde olduklarını belirterek, “Pandemi süreci de savaşlar da ekonomik krizler de, şekli ne olursa olsun, mutlaka hepsinin eğitime uzanan bir boyutu var. Bu nedenle de bunlarla mücadele aslında eğitimin aksamasına karşı verilen mücadele anlamına geliyor. Bugün burada meslek örgütleri olarak gerçekleştirilen çalışma son derece önemlidir. Eğitimin toplumun temelini oluşturan unsurlardan olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda insana yapılan yatırımın en önemli yatırım olduğunu da biliyoruz. Ancak maalesef birçok gelişmekte olan ülke diğer gelişmiş ülkelere göre eğitim alanında gereken ilerlemeyi kaydedemiyor. Ülke olarak eğitim ve öğretimde ciddi sorunlarla mücadele ediyoruz. Eğitim gibi eşitliğin inşa edildiği bir alana yeterli yatırımların yapılmadığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Jerotijevic: Fırsat eşitliği yeniden tartışmaya açıldı

Sırbistan Eğitim Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Vesna Jerotijevic, salgın sürecinde en büyük şanslarının online eğitim olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Açıkçası böylesi büyük bir salgın sürecinde hiç eğitim yapamamış olmaktansa online da olsa eğitimleri sürdürmüş olmamızı olumlu bir süreç olarak değerlendiriyorum. Online eğitimde aslında öğretmen de eğitim materyalleri de sürekle erişilebilir vaziyette olmasına rağmen sosyalleşme ihtiyacı bu sürecin yeterince verimli geçmesinin önüne geçti elbette. Sosyalleşemeyen öğretmen ve öğrencilerin üzerindeki stres gün geçtikçe arttı. Bu süreçte öğrencilerin online eğitimi aslında tam olarak bir eğitim gibi görmediklerini net bir şekilde gördük. Fırsat eşitliği gibi önemli bir konu böyle bir salgınla bir kez daha yeniden tartışılmaya başladı. Bu salgın sürecinde verilen eğitimin çıktılarının zamanla daha netleşeceğini düşünüyoruz.”

Nozakzoda: Salgın birçok sorunu da beraberinde getirdi

Tacikistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Başkanı Zulhiya Nozakzoda, son üç yılda yaşanan salgın krizinin birçok sorunu da beraberinde getirdiğini ancak bu zorluklara rağmen sendikal çalışmalara durmadan devam edildiğini kaydederek, “Bu tip kriz süreçlerinde sendikalar ve bakanlıklar birlikte çalışarak eğitimin geleceği için mücadele etmelidir. Genel olarak bizim gibi organizasyonlar toplumsal diyalogdan beslenen organizasyonlardır. Umuyoruz ki bu sempozyum diğer ülkelerle de birçok iş birliği olanağı sağlar” diye konuştu.

Abbott: Kriz yönetiminin zamanı geçti, artık barış zamanı

Güney Afrika Yükseköğretim Sendikası Genel Sekreteri Grant Joffre Abbott, ülke olarak birçok zorlukla mücadele ederken üzerine bir de küresel salgının eklendiğine dikkat çekerek, “Ancak bununla da mücadele ederken eğitimin aksamaması için elimizden geleni yaptık. Aslında bu süreçte yeni çıktılar da elde ettik. Örneğin hibrit eğitim modelinin doğru uygulandığında birçok öğrenciye ulaşabilmek için çok iyi bir model olduğunu gördük. Ayrıca, teknolojinin kullanımı da sanırım sahiplenilmesi gereken önemli konuların başında geliyor. Eğitimin geleceği bizim ellerimizde, uluslarımız kolektif olarak bunu destekleyebilir. Eğitimciler olarak yer yer aktivist olmamız gerekiyor. Kriz yönetiminin zamanı geçmiştir, artık barış zamanıdır” diye konuştu.

Guitteye: Dünya salgından önemli dersler çıkarmalıdır

Mali Eğitim ve Kültür Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri Moustaph Guitteye, tüm dünyanın salgından önemli dersler çıkarması gerektiğini ifade ederek, “Ülkemizde aslında salgın krizinden çok önce güvenlik krizi başlamıştı. Mart 2012’den bu yana yaşanan siyasi olaylar nedeniyle ülkemizde eğitim çok ciddi darbeler almıştır. Ülkemizde, salgın süreciyle beraber devam eden iç karışıklıklar nedeniyle eğitimler radyo kanallarıyla yapıldı. Çünkü bazı bölgelerde okullar saldırı altındaydı. Eğitim programlarımızı özet eğitim programları olarak düzenledik. Hâlâ kuzeyde ve iç kesimlerde bu eğitimlere devam ediyoruz. Bizim için temel olan şu anda eğitimin istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesidir” dedi.

Pistorino: Eğitimciler daha fazla rekabete mecbur bırakılıyor

İtalya Bilim Çalışanları Konfederasyonu Genel Sekreteri Graziamaria Pistorino, durumların her zaman planlandığı gibi gitmediğinin salgın sürecinde görüldüğünü söyleyerek, şöyle konuştu: “Bu da bize her an her şeye hazır olmamız gerektiğini gösterdi. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de temel birçok sorunla mücadele ediyoruz. Öğretmenlerin hak ettikleri ücretleri almıyor oluşu bu sorunların başında geliyor. Daha fazla maaş almak için daha fazla rekabete mecbur kalıyor. Bu kriz yıllarına hep birlikte göğüs germeliyiz. Bu büyük toplantı vesilesiyle güçlü bir uluslararası sendika diyaloğu kuracağımızı ümit ediyorum.”

Ogalinda: İşin geleceği yarın değil şimdi

Filipinler Eğitim Çalışanları Sendikası Genel Sekreteri Milagros Ogalinda, eğitim ve istihdamın ülkelerin sosyo­ekonomik durumunu net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getirdiği konuşmasında, “Eğitim ve istihdamın saldırı altında olması kabul edilebilir bir durum değildir. Yaşanan küresel krizler dünyanın birçok yerinde köklü değişikliklere sebep olmuştur. Her şeye rağmen umutlu olmak ve gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Kovid­19 ekonomik ve sosyal olarak birçok yıkıma sebep oldu. Dünyada hem eğitim hem de iş krizlerini artırdı. Özellikle de daha az korunan ve daha az güvenli iş ortamlarında bunun etkilerini belirgin şekilde görüyoruz. Küresel salgın sürecinde 1,5 milyar insan okulsuz kalırken, farklı sektörlerde çalışmak zorunda kalan eğitimciler başka birçok sorunla baş başa kalıyor. Dünyanın globalleşmesiyle iş gücü ve iş dünyası değişiyor. İşin geleceği yarın değil şimdi” değerlendirmesinde bulundu.

Baguma: Emeğin geleceği sendikal hareketlerin geleceğine bağlıdır

Uganda Ulusal Öğretmenler Sendikası Genel Sekreteri Filbert Bates Baguma, atlatıldığı düşünülen küresel salgının ardından eğitim bağlamında salgın öncesi seviyelere henüz gelinemediğini vurgulayarak, “Salgın, ciddi bir istihdam ve ucuz iş gücü sorununu beraberinde getirdi. Gelişmekte olan ülkeler zaten başka birçok sorunla mücadele ederken, pandemiyle birlikte durum daha da kötüleşmeye başladı. Emeğin geleceği sendikal hareketlerin geleceğine bağlıdır. Dolayısıyla biz sendikalar bağlamında bir kapasite inşa etmeliyiz. İnanıyorum ki bugün buradan ortak bir sesle çıkacağız” şeklinde konuştu.

Saldoval: Hepimiz bütün çabamızı ortak fayda için kullanmalıyız

“Bireysel bir şekilde değil, hepimiz bütün çabamızı ortak fayda için kullanmalıyız” diyerek konuşmasına başlayan Meksika Eğitim Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Rafael Oriol Salgado Saldoval, “Bugün burada yeni bir bakış açısı kazanmak için sendikacılığı geliştirebiliriz. Eğitim­Bir­Sen burada gerçekleştirdiği sempozyumla bu çabayı görünür kılıyor. Çalışanların, hazır bir sendikal organizasyonun yardımına ihtiyacı var. Yeni istihdam sağlayıcı modeller üzerine daha fazla zaman geçirilmeden çalışılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Jafarzade: Krizler her zaman olacak

Azerbaycan Bağımsız Eğitim Çalışanları Sendikası Başkan Yardımcısı Mirza Kakimalioğlu Jafarzade, ekonomik krizlerin bugün olduğu gibi gelecekte de olacağını ancak her durumda bunların atlatılabilmesinin yine temelde eğitimle mümkün olduğunu söyledi. Salgın sürecindeki eğitim uygulamalarına değinen Jafarzade, “Eğitimci maaşları ve özlük haklarının iyileştirilmesi dünyanın birçok yerinde bir mücadele konusu. Azerbaycan’da bir süredir yeni eğitim modelleri ve politikaları uygulanıyor. Günlük problemlerin eğitimcilerin moral ve motivasyonu üzerinde ciddi olumsuz etkilere sebep olduğunu tespit ettik. Salgın sürecinde ülkemizde online eğitimlerle zor ancak başarılı bir kriz yönetimi gerçekleştirildi. Bunu daha da iyileştirmek ve gelecekte olabilecek krizlerde daha verimli olmasını sağlamak üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.

Özaydın: Sendikaların sağladığı sosyal güvenlik sistemini geliştirmek ve korumak gerek

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Merve Özaydın ise, bu tür organizasyonların emek cephesinin sorunlarının anlaşılması anlamında büyük önem taşıdığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada özellikle emek cephesi, kapitalizmin krizlerle ilişkisini en yakından yaşayan sosyal sınıflardır. Bu krizler bizi çok fazla şaşırtmamalı, çünkü üç asırdır krizler kapitalizmle yaşayan bir şeydir. Krizler olmazsa kapitalizmden bahsedemezsiniz. Birleşmiş Milletler kürsülerinde denizleri kirleten, petrol ya da değerli maden ararken ülkelerin kaynaklarını heba edenler yine aynı kürsülere çıkıp ‘hepimiz bundan sorumluyuz’ diye sesleniyorlar. Hayır biz sorumlusu değiliz. Ama sorumlusu olmamamız çözümü için mücadele etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Aslında sosyal bir sistem olarak çalışan haklarının korunması sadece emekçilerin sendikalar aracılığıyla yerine getireceği bir işlev değil. Aynı zamanda sendikaların var ettiği sosyal güvenlik sisteminin eşitliği sağlayıcı fonksiyonları üzerine eğilmek gerekiyor. Sendikaların sahibi olduğu sosyal güvenlik sistemlerini geliştirmek ve korumak zorundayız. Ülkeler arası dayanışmayla yeni tartışma platformları oluşturan Eğitim­Bir­Sen ve ülkelerinden buraya kadar gelen siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum.”

Çalıştaylarda önemli başlıklar ele alındı

Sempozyumun ikinci gününde ise “Ekonomik Krizler Odağında Eğitim ve Eğitim Çalışanları”, “Küresel Bir Kriz Olarak Pandeminin Eğitime ve Sendikalara Etkileri”, “Bölgesel Çalışmalar ve Göçler Ekseninde Eğitimin Temel Problemleri ve Sendikal Sorumluluk”, “Çevre ve İklim Krizleri Odağında Eğitimin Geleceği ve Sendikaların Rolü”, “Kriz Dönemlerinde Uluslararası Sendikacılığın ve Sendikal Dayanışmanın Önemi” konulu çalıştaylar yapıldı. Çalıştaylar İngilizce, Arapça, Fransızca ve Rusça gerçekleştirildi. Oturumların ardından, moderatörler konuşulan konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

‘Ekonomik Krizlerin Odağında Eğitim ve Eğitim Çalışanları’

Cezayir, Filistin, Kuveyt, Lübnan, Bahreyn, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak’tan sendika yöneticilerinin katıldığı “Ekonomik Krizlerin Odağında Eğitim ve Eğitim Çalışanları” konulu çalıştayın sonuç değerlendirmesini yapan Fas Eğitim Çalışanları Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Khalid Es­Satte, “Öncelikli konularımız arasında okul ve aile arasındaki koordinasyonun artırılması ve eğitimin bir istikrara kavuşturulması yer aldı. Yemen’de öğretmenlerin maaş ödemelerin sorun yaşanmakta, Lübnan’daki siyasi istikrarsızlık eğitimi olumsuz etkilemektedir. Filistin ve Kudüs’te günlük olarak büyük ihlallerin yaşadığına hepimiz şahit oluyoruz ve bu konuda birliğimizi, dayanışmamızı artırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Filistin için, Arap ve İslam hüviyetine yönelik saldırılara karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz” dedi.

‘Küresel Bir Kriz Olarak Pandeminin Eğitime ve Sendikalara Etkileri’

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’dan sendika yöneticilerinin katılımıyla yapılan “Küresel Bir Kriz Olarak Pandeminin Eğitime ve Sendikalara Etkileri” çalıştayının ardından bir değerlendirme yapan Kırgızistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Başkanı Asylbek Toktogulov, çalıştayda birçok konuyu istişare etme imkânı bulduklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Benzer birçok sorunumuz olduğunu gördük. Elbette kültürel ve ekonomik sebeplerle bazı noktalarda ayrışan sorunlarımız da var. Biz, bütün mücadelemizi üyelerimizin daha müreffeh bir yaşam sürebilmeleri adına veriyoruz. Bu organizasyon sayesinde artık birçok ülke doğrudan irtibat hâlindedir. Bu kadar ülkeden insanı bir araya getirmek her açıdan çok zor bir şey aslında. İçtenlikle teşekkür ediyorum. Bu geleneğin devam etmesini temenni ediyoruz.”

‘Bölgesel Çatışmalar ve Göçler Ekseninde Eğitimin Temel Problemleri ve Sendikal Sorumluluk’

Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Mali, Senegal ve Nijer’den sendika yöneticilerinin katılımıyla yapılan çalıştayın ardından sonuç değerlendirmesi yapan Senegal Bağımsız Eğitimciler Sendikası Başkanı Abdou Faty, “Çalıştayımızda, eğitimin bölgesel ihtilaflar çerçevesindeki sorunlarından bahsettik. Bu problemler bildiğiniz gibi krizin gölgesinde yer alan eğitimcilerin sorunları. Özellikle de bu bölgesel ihtilaflar bazen ülkenin içinden bazen de dış ihtilaflardan kaynaklanabiliyor. Bizimki gibi iç çatışmaların olduğu ülkelerde ise en önemli sorun aslında öğretmen ve öğrenci güvenliği, yani eğitimin güvenliği. Çocuklarımız kaçırılıyor ve terörist gruplara dâhil edilmek isteniyor. Bu çocukların cephede değil, sınıfta olmaları gerekiyor. Ülkelerimizde sürekli olarak eğitim seviyesinin düştüğünü görüyoruz” şeklinde konuştu.

‘Çevre ve İklim Krizleri Odağında Eğitimin Geleceği ve Sendikaların Rolü’

Angola, Bosna-Hersek, Bostvana, Hindistan, İtalya, Litvanya, Gambiya, Polonya, Sırbistan, Sri Lanka, Pakistan, Filipinler, Tanzanya, KKTC, Kosova, Güney Afrika ve Danimarka’dan eğitim sendikası yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Çevre ve İklim Krizleri Odağında Eğitimin Geleceği ve Sendikaların Rolü” çalıştayına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İtalya Öğretmenler Sendikası Başkan Yardımcısı Claudio Franchi, eğitimin geleceği hakkında konuştuklarını ve eğitimle çok sık bir arada anılmayan bir konunun üzerine eğildiklerini dile getirerek, şunları söyledi: “Öncelikli olarak çevre konusunu eğitimle bağdaştırarak nasıl ele alacağımızı istişare ettik. Birçok yerde çevre konusunun eğitimcilerin tartışma alanına girmediği üzerine tartışmalar var. Elbette öncelikli olarak üyemiz ve üyemizin emek mücadelesi bizim görevimiz. Ancak dünyada hızlı bir şekilde değişen bir çevre var ve iklim hepimizi ilgilendiriyor.”

‘Kriz Dönemlerinde Uluslararası Sendikacılığın ve Sendikal Dayanışmanın Önemi’

Eğitim Enternasyonali Avrupa eski Direktörü Martin Romer, Arnavutluk, Kamerun, İran, Makedonya, Malezya, Meksika, Ruanda, Somali, Karadağ, Uganda, Moğolistan, Gana, Nijerya ve Kenya’dan eğitim sendikası yöneticilerinin katılımıyla yapılan “Kriz Dönemlerinde Uluslararası Sendikacılığın ve Sendikal Dayanışmanın Önemi” başlıklı çalıştaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Dün, bugünün krizi; bugün ise yarının krizi olmaya devam edecek. Bizim yapmamız gereken krizlere hazırlıklı olmak. Dünyanın paylaştığı ortak sorunlardan ilkine değinmek istiyorum. Öncelikle dünyanın birçok yerinde eğitim fonlamasının çok düşük olduğunu tespit ettik. Demokratik değerleri öğretmenler olarak korumaya çabalamak zorundayız. Küresel salgının eğitim sistemlerine çok ağır etkileri oldu. Sosyalleşememek ve öğrenme kayıpları bunların başında geliyor. Ancak olumlu yönlerini de düşünmemiz gerekiyor, çünkü online eğitimi geliştirmemiz gerektiğini tecrübe ettik.”

7. uluslararası kısa film yarışmamızla ilgili katılımcılara sunum yaptık

Konuşmaların ardından, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, bu yıl yedincisi düzenlenen ‘Eğitim’ temalı uluslararası kısa film yarışması hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Program, katılımcıların görüş ve önerilerini dile getirmeleriyle sona erdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.