Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Habertürk Televizyonu’nda, hükümetle memur sendikaları arasında yapılan zam pazarlığı, aile ve çocuk yardımına yönelik yapılan zam ve toplu sözleşme masasında memurların kazanımlarına yönelik soruları cevapladı.

Aile ve çocuk yardımında memurların kaybının olup olmadığı yönündeki soruya cevap veren Gündoğdu, toplu sözleşmeyi imzaladıkları günlerde ve sonrasında Yunanistan’da günü geçmiş gıda ürünlerinin indirimli satıldığı, Mısır’da, Suriye’de de insanların kimyasal silahlarla, darbelerle katledildiği bir ortamın olduğunu, bu ortamda da şunu aldık, bunu aldık diyerek öne çıkmayı doğru bulmadıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:

“Biz bu hassas konulara dikkat ediyor ve bu doğrultuda hareket ediyorduk ama belli çevreler rakamları alt-üst etmeyi, iftira atmayı seviyor. İsterseniz bunun esası ne, ona bir girelim. Aile ve çocuk yardımıyla ilgili  unutulan bir şey yok. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kamu İşveren Kurulu Başkanı, Toplu Sözleşme Heyet Başkanlığı ve biz bu aile ve çocuk konusunu 2050 planlaması, nüfusun azalmaması gibi unsurları  dikkate alarak bir çalışma yaptık. Çocuk doğurmayı teşvik etmenin sadece Başbakanın sözlü teşvikiyle kalmayıp maddi olarak da teşvik yapılması gerektiğini düşünerek hareket ettik. 2 yıl önceki toplu görüşmede çocuk sayısı sınırlamasını kaldırdık. Yani, devlet 2 çocuğa kadar 3-5 kuruş yardım yapıyordu. Üçüncü çocuk için para vermiyordu. Çocuk sayısı sınırlaması kalktı. Şimdi aile ve çocuk yardımı ile ilgili yeni bir çalışma yapılıyor.  Buna rağmen bizim aldığımız rakamlar çocuk ücretini, aile ücretini, eş yardımını aratmayacak şekilde mükemmel rakamlar.”

Çocuk yardımını bir paket olarak masaya taşıdıklarını vurgulayan Ahmet Gündoğdu, “Bir taraftan 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorsunuz ama çocuklar için verdiğiniz ücret 0-6 yaş arası 36 TL, 6 yaştan 18’e kadar 18 TL, çalışan anne için bunun hiçbir teşvik edici boyutu yok. Çocuk doğurduğunda elbette bir doğum izni, erken emekliliğe ayrılması gibi teşvikler var ama bunlar yetersiz. Toplu sözleşme masasında hükümet, 3+3 yüzdelik zam veya 100 TL taban aylığa zam teklif etti. Biz ise taban aylığa 100 TL zam ve yüzde 6+6 istemiştik. Pazarlıklar sonucunda taban aylığa 175 TL zamda anlaştık. Şimdi taban aylığa alınan 175 TL  zam;  3+3’ün yanında küçük gibi gözüküyor ama taban aylığı bilenler çok iyi bilir. Bu zam mezara kadar gider ve katma değer üreten, gelecek yıldan itibaren zamların ona göre şekilleneceği bir zamdır. Yani, şöyle söyleyeyim:  Eğer bu sene maaşlara yüzde 4+4 zam alsaydık, bunun taban aylığa yansıması 2 bin TL maaş alan bir memurda 40 TL olacaktı. Biz 175 TL taban aylığa zam aldık. Bu 175 TL 1 Ocak 2014’ten sonra emekliliğe ayrılacak olanlara 5 bin 250 TL olarak yansıyacak. Ama bazı kesimler bilerek veya bilmeyerek rakamları çarpıtıyor. Bu konuda haber yapanları rencide etmek istemiyorum ama memurların sayısı benim elimde, paylaşalım sizinle. 1628 TL ile 1750 TL arasında, 290 bin kişi çalışıyor. 1750 TL ile 2 bin TL arasında 1 milyon kişi çalışıyor. 2 bin ile 3 bin TL arasında 1 milyon 120 bin kişi çalışıyor, 3 bin TL ile 4 bin TL arasında 240 bin, 4 binin üzeri 50 bin kişi. Fotoğrafın geneline bakarsanız alınan rakamlar gerçekten büyük çoğunluğu memnun edecek rakamlar” diye konuştu.