7 ülkeden 7 farklı insan koronavirüsü anlattı

7 ülkeden 7 farklı insan koronavirüsü anlattı

Dünya 10 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs salgını korkutucu bir boyuta ulaştı. Farklı ülkelerden insanların anlattıkları olaylar salgının insan hayatı için ne denli tehlikeli olduğunu bir kez daha anlamamıza neden oldu.

İşte o insanların anlattıkları hikayeler...

İRAN

DOKTORLAR 'KİM ÖLSÜN, KİM İKİ GÜN DAHA YAŞASIN' DİYE TERCİH YAPMAK ZORUNDA KALDI

Tebriz'de yaşayan N.E. koronavirüs görülmeden hemen önce Türkiye'ye gelme planları yapıyordu, uçak biletini almıştı. Virüsün Kum kentinde görülmesiyle birlikte "Neyse ki buraya (Tebriz) gelmemiş. Zaten ben gidiyorum" diye düşünüyordu. N.E.'ye göre Türkiye'nin 23 Şubat'ta İran sınırını kapatması, halkı virüsten daha çok sarstı. Türkiye'nin bu hareketi İran halkı için bir alarm olmuştu. Ailesini bırakıp gidemezdi. Gitmedi de... Yaşananları şöyle anlatıyor:
- Kum'u karantinaya almadıkları için virüs yayıldı. Bir pazar günü, doktorlar arabaların içinden hoparlörle 'Lütfen herkes evine gitsin' diye bağırmaya başladı.
-Doktorlar, hemşireler bitkin halde, hastanede yerde uyuyorlar. Çok sayıda doktor ve hemşire koronadan hayatını kaybetti. Hastaları sırayla cihazlara bağladılar ve kim ölsün, kim iki gün daha yaşasın diye tercih yapmak zorunda kaldılar.
- Tedavi edecek diye alkol içip kör olan ve ölenler, aşırı vitaminden zehirlenenler oldu. "Korktum, bana bir kit verin" diye hastaneye gidip kendine bulaştıranlar da cabası.
- Ama İran'da hiç kimse market raflarını boşaltmadı. Halk uzun süreli ambargo nedeniyle yetinmeyi öğrendi ve ürünlerin bitmeyeceğini biliyor. Bazı ev sahipleri de mart kirasını almadı, nisan kirasının yarısını istedi.

ÇİN

İKİ AYDIR SÜPERMARKET HARİCİNDE HİÇBİR YERE GİTMEDİM AMA YÜRÜYÜŞÜ İHMAL ETMİYORUM

Cenk Özkömür koronavirüsün ilk görüldüğü yerde, Çin'de yaşıyor. 35 yaşında, gazeteci. Dokuz yıldan uzun zamandır Pekin'de:
- 23 Ocak'ta Vuhan karantina altına alındı. Pekin ve Şanghay gibi birçok kentte de yarı tecrit diyebileceğimiz bir duruma geçildi. Medyada başlarda sağlık personelinin fedakarlıkları anlatılıyordu. Sonra, hükümetin tedbirlerinin başarısı öne çıkmaya başladı.
- İki aydır, süpermarket haricinde hiçbir yere gitmedim ama yürüyüş yapmayı ihmal etmiyorum. Türkiye'nin Çin, Güney Kore, İran ve İtalya gibi örneklerden öğreneceği çok şey var. Şeffaflığın önemini, sıkı karantina tedbirlerinin nasıl uygulanacağını ve ne sonuçlar vereceğini Çin'den öğrenebiliriz. Güney Kore'ye bakarak karantina ve yasak olmadan, yoğun testlerle salgının nasıl kontrol altına alınacağını görebiliriz. İtalya örneğinde de sosyal teması bir an evvel kesmenin ne kadar kritik olduğunu görmek mümkün.

ARJANTİN

EN ÇOK DUYDUĞUM CÜMLE: BU POLİTİK BİR VİRÜS

Arjantin, Latin Amerika'da virüsten ilk kaybın yaşandığı ülke. Buenos Aires'te yaşayan Mehmet Tarhan'a ulaştık.
42 yaşındaki Tarhan, restoran işletmecisi ve devletin önlemler konusunda oldukça yavaş kaldığı görüşünde:
- İki hafta geçti; konser, tiyatro, opera gibi etkinlikler daha birkaç gün önce iptal edilmeye başladı. Ülkeye giren yabancılara ve Arjantinlilere ciddi bir tarama ve müşahede yapılmadı. Sonraki taramalarda kaldıkları otelde karantinayı kabul etmeyen 270 yabancı sınır dışı edildi.
- Koronavirüs konuşulmaya başladığında çok da ciddiye alınmadı; kişisel temas, öpüşerek selamlaşma, gece hayatı ve sokaklardaki canlılık devam etti. "Bu politik bir virüs" en çok duyduğum cümlelerden biri. Toplumsal hareketlerin bastırılması için virüsün abartıldığına dair söylemler yaygın. İnsanlar gözaltına alınarak fiilen karantinaya sokuluyor.

ABD

ARTIK SOKAKLAR ISSIZ. SOSYAL İZOLASYONA DİKKAT EDİYORUZ

Deniz Karagülle, 10 yıldır Kaliforniya'da yaşıyor. Yüksek yazılım ve ürün mühendisi. Yazılım şirketi ESRI ve Johns Hopkins Üniversitesi işbirliğiyle hazırlanan 'Koronavirüs İnteraktif Haritası'nda onun da emeği var. Hurriyet.com.tr'nin ana sayfasında da görebileceğiniz bu haritada hangi ülkede, kaç kişinin virüse yakalandığı, kaç kişinin hayatını kaybedip kaçının kurtulduğu görülebiliyor. Bir ay önceki aklı olsa daha çok temizlik malzemesi alacağını söylüyor çünkü ihtiyacı olanlarla da paylaşabilirmiş:
-70 yaş üstünde olan yoga öğretmenime bir hafta tuvalet kağıdı aradım. En son, Home Depot mağazasına gidip kamyonların ne zaman geldiğini öğrendim. "Sabah 6.00" dediler, 5.45'te gittiğimde inanılmaz bir kuyrukla karşılaştım. Sadece bir paket tuvalet kağıdı alabildim.
- Şu an sokaklar ıssız. Hepimiz hijyenimize ve sosyal izolasyona dikkat edersek sadece kendimizi ve sevdiklerimizi değil, başka coğrafyada yaşayan insanları da korumuş oluruz.

İTALYA

HER ŞEY BİTTİĞİNDE İNSANLARIN MEYDANLARA İNİP HESAP SORACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Gazeteci Elvan Uysal 46 yaşında. 20 yıldır İtalya'da yaşıyor. Bir süredir Hürriyet Kelebek yazılarını Roma'da, ev hapsinde yazıyor. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
-İtalyanlar keyfine düşkün ama kimse canına susamış değil. İlk başta durumun bu hale gelebileceği kestirilemedi. Ülkenin en önemli düşünürlerinden Giorgio Agamben bile bu durumun kişisel özgürlükleri kısıtlamak için bir fırsata dönüştüğünü yazdı.
- En ağır kaybı yaşayan Bergamo'da çok ciddi sayıda sağlık personeli karantinada. Sadece Puglia bölgesinde 2500 kişi kendini sağlık birimlerine ihbar etti.
-Yakılma sırası bekleyen, karantinada hayatını kaybedip cenaze töreni bile yapılamayan insanlar var. Her şey bittiğinde İtalya'nın önce sokaklara çıkıp dans edeceğini, sonra tutamadığı yasını tutup bu insanları onurlandıracağını, hemen arkasından da meydanlara inip hesap soracağını düşünüyorum.

İSVEÇ

KONTROLSÜZCE GEZMEYİ ÖNLEMEK İÇİN KREŞ VE İLKÖĞRETİM OKULLARI HALA AÇIK

39 yaşındaki S.D. 10 yıldır İsveç'te yaşıyor. Ona göre 11 kişinin hayatını kaybetmesinde şubat ayında yapılan 'spor tatili'nin de payı var:
- Bu dönemde okullar kapanıyor. Aileler çocuklarıyla İsveç, İtalya, Avusturya, İsviçre gibi ülkelere kayağa gidiyor. İlk vakaların çoğu İtalya'ya giden ailelerde görüldü. Lise ve üniversiteler uzaktan eğitime geçti ama kreş ve ilköğretim okulları hala açık. Bunun nedeni insanların boşta kalıp kontrolsüz biçimde gezmesini önlemek.
- Tuvalet kağıdı, temel besinler, temizlik malzemeleri, dezenfeksiyon ilaçları bulunamıyor. İskandinavya'nın en büyük otel zincirlerinden Scandic, 2 bin çalışanını işten çıkardı, maaşlar düşürüldü. İskandinav Hava Yolları, 10 bin çalışanını ücretsiz izne ayırdı.

FRANSA

HİÇBİR ECZANEDE MASKE BULAMADIM

Fransız Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre cuma günü itibariyle virüs tespit edilen kişi sayısı 10 bin 995, hayatını kaybedenlerin sayısıysa 372. Yoğun bakımda 1122 kişinin tedavisi sürüyor. Paris'te yaşayan 27 yaşındaki avukat Yeşne Özek'e göre virüsü başta kimse ciddiye almadı:
- Sokağa çıkma yasağını duyan Parisliler, şehir dışındaki ikinci evlerine ya da ailelerinin yanına gitme derdine düştü. Paris'te evler çok küçük. Çoğu kişi, 30 günlük karantinayı 20 metrekarelik dairede tek başına geçirmek istemedi.
- Sosyal medyada "Paris'te zaten herkes virüs taşıyıcısı. Artık çok geç" tarzı yorumlar yapılıyor. Gerekçesiz sokağa çıkma durumunda 38 euro'dan başlayan cezalar var. Ben evdeyim. Çeşit çeşit vitaminler, eldiven, dezenfektan jel ve termometre aldım ama hiçbir eczanede maske bulamadım.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.