Ali Yalçın: Güven ve istikrar için sahadayız

Ali Yalçın: Güven ve istikrar için sahadayız

YeniŞafak gazetesinden Orhan Orhun Ünal'a konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’nin istikrar bunalımı yaşadığı dönemlerde yükün çalışan kesime bindiğini söyleyerek, “1 Milyondan fazla üyemizle, aynı koşulları emekçilere yaş

YeniŞafak gazetesinden Orhan Orhun Ünal'a konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’nin istikrar bunalımı yaşadığı dönemlerde yükün çalışan kesime bindiğini söyleyerek, “1 Milyondan fazla üyemizle, aynı koşulları emekçilere yaşatmamak için 81 ilde tam saha çalışıyoruz” dedi.

 

YeniŞafak gazetesinde yer alan haber:

16 Nisan’da yapılacak olan ‘Anayasa Değişikliği Referandumu’na yaklaşırken sivil toplum kuruluşları da kararlarını açıklamayı sürdürüyor. 1 Milyonu aşkın üyesiyle, 16 Nisan’a giden süreçte sorumluluk alarak 81 ilde ve 100 büyük ilçede, “Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” buluşmaları gerçekleştiren Yalçın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yatırımlarının arttığı, kazancın ve refahın çoğaldığı bir sistemin inşası anlamına geldiğini vurguladı.


Geçmişte güven yokluğu terörü, istikrar yokluğu ihaneti azdırdı

Güven ve istikrar bakımından siyasal sistemin güçlü ekonomi demek olduğunu vurgulayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bunun da yatırımların arttığı, kazancın çoğaldığı, refahın arttığı bir ekonomik sistemin inşası demek olduğunu kaydetti. Yalçın şunları söyledi: “Kazanda, tencerede bir şey yoksa tabağı uzatmanın, benim payımı ver demenin bir anlamı yok. Paylaşmak için önce paylaşılacak bir tutarın, miktarın oluşması gerekiyor. Türkiye, güven ve istikrar bunalımı yaşadığı dönemlerde,  nimeti değil külfeti yaşadı, en büyük pay da kamu görevlileri dahil sabit gelirlilere, ücretli kesime düştü. Güven yokluğu terörü, istikrar yokluğu ihaneti azdırdı. Sınırdan sızan teröristler, kurumlara sızan hainler bu dönemlerde hayatımıza girdi. Terörle mücadeleye harcanan milyar dolarlar, terörle mücadele nedeniyle yapılamayan yatırımlar, gelmeyen dış yatırımcılar nedeniyle yoksun kaldıklarımız, 15 Temmuz ihaneti nedeniyle ekonomide yaşanan gelgitler, cebimizde olanın azalmasına, kazanma imkânımız bulunanların kaybolmasına neden oldu. Biz artık, külfeti değil nimeti paylaşmak istiyoruz. Biz, artık, güvenli yol alan, istikrarla demokraside, ekonomide, diplomaside zirveye adım atan bir Türkiye hayal ediyoruz. Evet deme gerekçelerimizin öncülleri bunlar, fakat bu konulardan çok daha fazla Evet gerekçemiz var."


İstikrar, ekonominin toprağı, güven ise bereket yağmurudur

Sistemin “güven” ve “istikrar” şeklinde simgelenecek iki ana kodu üzerinden ekonomik hayata, kamu maliyesi alanına, sosyal politika alanına, sosyal devlet zeminine dair etkiler üreteceğini söyleyen Yalçın, “Niçin istikrar ve güven” sorusunu, “Çünkü istikrar ekonominin toprağı, güven ise bereket yağmuru hükmündedir. İstikrarınız yoksa ekonomi fidanını büyütecek bir toprağınız yok demektir.  Güven oluşmamışsa, güven duygusu hâkim değilse de, fidanın ihtiyaç duyduğu yağmurdan mahrum olursunuz. Kim kurak toprakta tarım yapar? Kim, toprağı olmadan tarımdan, çiftçilikten para kazanmayı, iaşesini sağlamayı düşünür? Güven duymadığınız bir yerde, güvenemediğiniz bir mahalde ev almazsınız. Birikiminizi, paranızı yatırmazsınız. Yatırımın güvenliğinin sağlanamayacağı yerde  bırakın yabancıları o mahallin yerlileri bile yatırım yapmaz. Türkiye, bunu uzun süre yaşadı. İki binli yıllara kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör örgütünün eylemleri nedeniyle yatırım gelmesi bir tarafa mevcut yatırımlar devam ettirilemedi. Ekonominin güven ve istikrar ihtiyacı karşılanmadığında ister hizmet sektöründe isterse üretim sektöründe emek sarf edenlerin, emek kesiminin standartlarının, maaşlarının, yıllık gelirlerinin yükselmesi mümkün değil” ifadeleriyle yanıtladı.


Kaşıkla verilip, kepçeyle alınan dönemleri yaşadık

Paketin ekonomik vaatlerine değinen Yalçın, “Kamu maliyesinin disipline olması yanında kamu  hazinesinin de zengin olması gerekiyor ki; üyelerimizin, kamu görevlilerinin haklarını geliştirelim, maaşlarını yükseltmek için toplu sözleşmede rest çekebilelim” diyerek, “Aksi halde, gücün zirvesinde olunsa da, kasası boş olan bir hazineden bir şey talep edilemez. Talep ettiğinizi alsanız dahi bunu ne kadar cebinizde tutabilirsiniz. Çünkü o süreçleri de gördük, kaşıkla verilip kepçeyle alınan dönemleri yaşadık. Olmayandan verip olanı alan, seçmene şirin gözükmek adına olmayandan veren, vatandaş sıfatınızla cebinizi boşaltıp sömüren bir düzenek, güven ve istikrar yoksunu ekonomilerde sendikacılık yapmanın en büyük zorluğudur. Yüksek oranlı zamlarla maaşları arttırırsınız, fakat yüksek oranlı enflasyonla, yüksek faizli borçlarla, bırakın aldığınız zammı daha önce biriktirdiğinizi dahi devlete  kaptırırsınız.”


Güven ve İstikrar İstiyoruz

Siyasal sistemin güven müessesinden mahrum olması durumunda, ekonomideki canlılığın kalmayacağını ifade eden Yalçın,  “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, siyasi gerginliğe, siyasi gelişmelere dayalı erken seçim, koalisyon dayatması, sorumsuz Cumhurbaşkanının sorumsuzca Anayasa kitapçığı fırlatması üzerine bina edilmiş ekonomik sömürü araçlarına, vesayet aparatlarına, yürütmenin ayağını bağlama, kararlılığına son verme mekanizmalarına yer yok. Siyasal sistem, sorun ürütmek yerine beklenen ve  istenen kararları üretecek kapasiteyle donatılınca, kapışma yerine uzlaşmayı, ayrışma yerine kuvvetlerin dengeli ayrılmasını düzenleyince ekonomi bugününü görme, yarını öngörme yeteneğine sahip olur. Bunun adı da güvendir ve istikrardır. Güne görme, geleceği öngörme yetisi, ekonominin hem hızlı hem de doğru kararlar alma imkânına sahip bir zeminle buluşmasına aracılık eder. Bütün bunlar,  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ekonomi arasında, 16 Nisan’da Evet diyeceğimiz sistem ile sendikacılığımız arasında nasıl bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.