Banka kredisiyle alınan evde, borcu beyan etmemek suç olur mu?

Banka kredisiyle alınan evde, borcu beyan etmemek suç olur mu?

Danıştay, banka kredisi ile alınmış olmasına rağmen, 2010 yılındaki genel beyannamede kredi borcunu bildirmeyen memura verilen disiplin cezasını iptal etti.

Bir Devlet memuru 2006 yılında banka kredisi ile ev almıştır. Ancak Aldığı evi 2010 yılında beyan etmiştir, beyan ederken de 2010 yılı itibariyle kalan 49 bin liralık kredi borcunu beyan etmemiştir.

2006 yılındaki beyan vermeme işlemi zamanaşımına girdiği için ceza verilmemiştir. Ancak 2010 yılındaki, kredini borcunu bildirmeme fiiline ilişkin olarak "kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası verilmiştir.

Danıştay 12. dairesi yaptığı incelemede bu konuyla ilgili çok önemli bir karar vermiştir. Buna göre, Mal bildirimi kanunun ana amacı yolsuzluğu önlemektir. Bu olayda, memurun geliriyle orantılı olmayan bir mal edindiğine dair tespit bulunmamaktadır. Danıştay bu gerekçeyle verilen disiplin cezasını iptal etmiştir.

İŞTE DANIŞTAY KARARI

DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE

E. 2011/2760
K. 2015/4771
T. 10.09.2015

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen 23/12/2010 tarihli ve E:2010/774; K:2010/1196 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava; ... Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü'nde ... olarak görev yapan davacının 2006 yılında banka kredisi ile almış olduğu evin devam eden 49.000,00-TL lik borcunu 2010 yılı genel beyannamesinde beyan etmediğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (j) alt bendi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, öğrenim durumu itibarıyla yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunması nedeniyle bu cezanın brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi şeklinde uygulanmasına ilişkin 29.07.2010 tarihli ve 2010/11 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, ilgili mevzuat uyarınca mal beyanında borcunu göstermesi gereken davacının, borçlarını bildirmemesi sebebiyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına yönelik tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Kanun'un "Mal bildirimi" başlıklı 14. maddesinde "Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler." düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme ile mal bildiriminde bulunmak memurun ödev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.

Anılan Kanunun yukarıda açık metnine yer verilen 14. maddesinde bahsi geçen özel kanun ise, 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'dur. Bu Kanunun 5. maddesinde, bu kanun kapsamına giren görevlilerin, eşlerine ve velayeti altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile her biri ayrı olmak üzere para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil edeceği, 6. ve 7. maddelerinde mal bildirim zamanı ile bildirimin yenilenmesine ilişkin esaslar düzenlenmiş ve bu kanun kapsamındaki görevlere devam edenlerin sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenileyecekleri ve yeni bildirimlerin yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılacağı kuralına yer verilmiş, 10. madde ve devamı maddelerde ceza hükümlerine ilişkin esaslar düzenlendikten sonra 22. maddede de, mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve mercilere nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konuların Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir Yönetmelik ile düzenleneceği kuralarına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan hükme istinaden Bakanlar Kurulunun 10.08.1990 tarihli ve 90/748 sayılı kararı ile hazırlanan ve 15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik"in 3. maddesinde, mal bildiriminde bulunacak olanlar tek tek sayılmış ve 4. maddesinde bu kanun kapsamında bulunan eşlerden her birinin eşi ile velayeti altındaki çocukların da mallarını bildirecekleri, 9. maddesinde, bu bildirimin bir ay içerisinde yapılmasının zorunlu olduğu; "Ek mal bildirimi" başlıklı 10. maddesinde ise, yönetmelik kapsamındaki ilgililerin eşleri, velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli değişiklik olduğu takdirde, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermelerinin zorunlu olduğu kurallarına yer verilmiştir.

3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun amacı, mal bildiriminde bulunmayı sağlayarak rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele etmek olup, Kanun'da mal bildirimine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. 3628 sayılı Kanunda, mal bildiriminde bulunacaklar, bildirimlerin konusu, zamanı, birden fazla mal bildiriminde bulunulması, bildiriminin yenilenmesi, bildiriminin verileceği merciler ve bildirimlerin gizliliğine ilişkin hususlar belirtilmekte ve ayrıca mal beyanında bulunmamak eylemi hapis cezasını gerektiren bir suç olarak kabul edilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 124. maddesinin ikinci fıkrasında; " Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir." hükmüne yer verilmiş olup, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (j) alt bendinde, "Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamu yararının devamlılığının sağlanması amacıyla düzenlenmiş yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürüten kamu görevlilerinin görev anlayışları, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleriyle sınırlandırılmış; bu sınırlar dışına çıkanların ise, disiplin cezaları ile cezalandırılmaları öngörülmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden, ... Valiliği İl Planlama ve Koordinasyon Müdürlüğü'nde .. olarak görev yapan davacının, 2006 yılı Nisan ayında 49.000,00-TL banka kredisi kullanarak almış olduğu evi bir ay içerisinde bildirmediği, 2010 yılı genel beyannamesinde ise yeni aldığı evi beyan ettiği ancak evin devam eden 49.000,00-TL tutarındaki borcunu göstermediği, söz konusu olayla ilgili davacının 2006 yılı Nisan ayında satın aldığı evi bir ay içerisinde bildirmemekten ve 2010 yılı beyannamesinde devam eden kredi borcunu bildirmemekten soruşturma açıldığı, 2006 yılı Nisan ayında satın aldığı evi bir ay içerisinde bildirmemek eyleminden dolayı açılan soruşturmada soruşturma zamanaşımı dolması sebebiyle disiplin cezası verilmediği; ancak, 2010 yılı genel beyannamesinde yeni aldığı evin devam eden 49.000,00-TL tutarındaki borcunu bildirmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bakılan olayda, iptali istenen 29.07.2010 tarihli ve 2010/11 sayılı işleme konu disiplin cezasının, davacı tarafından 2006 yılında alınmış olan evin devam eden 49.000,00-TL tutarındaki kredi borcunun 2010 yılı genel beyannamesinde bildirilmediğinden verildiği; disiplin soruşturması kapsamında davacının alınan ifadesinde ve soruşturma başlamadan önce davalı idarenin 13.05.2010 tarihli yazısına istinaden sunduğu 21.05.2010 tarihli yazıda, söz konusu evi 2006 Nisan ayında 46.000,00-TL banka kredisi kullanarak 83.000.00-TL bedelle aldığını, banka tarafından konulan ipotek nedeniyle mülkiyeti konusunda tereddüt yaşadığını, 2010 Mayıs ayı itibariyle bankaya yaklaşık 49.000,00-TL borcunun bulunduğunu, 2010 yılı genel beyanname döneminde konutun borcuna ilişkin bilgileri sehven yazamadığını belirttiği görülmektedir.

Her ne kadar davacının 2010 Mayıs ayı itibariyle bankaya olan 49.000,00-TL kredi borcu için mal bildiriminde bulunmadığı sabit ise de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (j) alt bendinde düzenlenen cezanın düzenleniş amacı dikkate alındığında ve davacının evi banka kredisi kullanarak almış olması, haksız ve geliri ile orantılı olmayan mal edindiğine veya edindiği malı gizleme maksadı taşıdığına yönelik bir iddia ve tespitin bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının suç işleme kastı ile hareket etmediği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu duruma göre, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 10.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 
Memurlar.Net - Özel

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.