Belediyelerdeki görevde yükselme süreçlerinde neler değişti?

Belediyelerdeki görevde yükselme süreçlerinde neler değişti?

Yeni Şafak yazarı Ahmet ÜNLÜ bugünkü yazısında 2 Temmuz'da yürürlüğe konulan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'le getirilmeye çalışılan kritik düzenleme

Ahmet ÜNLÜ'nün bugünkü yazısı;

Belediyelerdeki görevde yükselme süreçlerinde kritik değişiklikler yapıldı

Kamu personel yönetiminin en zayıf uygulandığı kurumlar belediyeler ve bağlı kuruluşlarıdır dersek herhalde abartma olmaz. Sayıştay raporlarına bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir. Bu yazımızda 2 Temmuz'da yürürlüğe konulan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'le getirilmeye çalışılan kritik düzenlemeler ile 375 sayılı KHK'deki değişiklikleri açıklamaya çalışacağız.

Yeni düzenleme ile getirilen en kritik yenilik

Hem kamu kurumlarında hem de belediyelerde görevde yükselme sınavına girmeden istisnai yöntemlerden yararlanarak müdür kadrolarına atanma yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik ile belediyelerde bu durumun önüne kısmen de olsa engel olunmaya çalışılmıştır.

Sınavsız olarak belediyelerdeki müdür ve şube müdürü kadrosuna atanmada zabıta müdürü ve itfaiye müdürü kadroları asansör olarak sıklıkla kullanılmaktaydı. Bu nedenle sınavsız olarak müdür ve şube müdürü kadrolarına atanmayı zorlaştırmak için sınavsız atanılan zabıta müdürü ve itfaiye müdürü kadrolarında en az iki yıl çalışma şartı getirilmiştir. Daha önce bu kadrolarda bir ay gibi çok kısa süre görev yapanlar sınavsız olarak müdür ve şube müdürü kadrosuna atanabilmekteydi. Adeta zabıta müdürü ve itfaiye müdürü kadroları asansör vazifesi görmekteydi. Yeni düzenleme kısmen de olsa bunun önüne geçmiştir.

Ayrıca, yönetmelik kapsamı dışındaki daha üst görevlerde bulunanların müdür ve şube müdürü olarak sınavsız atanabilmesi için de en az altı ay süreyle çalışmış olma şartı getirilmiştir. Buna göre yönetmelik kapsamı dışındaki daha üst görevlerde en az altı ay bulunanların, alt görevlerde çalışma süresi şartı hariç olmak üzere, aranan diğer özel şartları taşımaları kaydıyla, yönetim hizmetleri grubu, araştırma, planlama ve savunma hizmetleri grubu ve hukuk hizmetleri grubunda gösterilen kadrolar ile unvan değişikliğine tabi kadrolara sınavsız, genel hükümlere göre atanabilmesi mümkün olabilecektir. Bu düzenleme öncesinde de üst düzey kadrolarda kısa sürede bulunmak müdür kadrolarına atanmak için yeterli olmaktaydı. Ancak, yapılan düzenleme sonrasında en az altı aylık çalışma zorunluluğu getirilerek sınavsız atanmanın devri azaltılmıştır. Özellikle belediye başkan yardımcılığı kadroları sınavsız olarak müdür kadrosuna atama için sıklıkla kullanılmaktaydı.

Elbette bu düzenlemeler sorunu kökten çözmemiştir. Ancak, sınavsız müdür atamaları oldukça zorlaştırılmıştır. Muhtemeldir ki şimdi de belediyeler zabıta müdürü ve itfaiye müdürü kadrolarına asaleten atama yapıp vekaleten de belediyelerdeki müdür kadrolarına baktıracaklardır. Bundan sonra belediyelerdeki özel kalem müdürü kadrolarının da asansör kadro olarak sıklıkla kullanıldığını da göreceğiz. Zira bu kadrolarda belirli bir süre çalışma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Maalesef belediyeler, personel yönetiminde kurallara en az riayet edilen kurumlardır.

Mahalli idarelerde uygulanan görevde yükselme yönetmeliği halen yürürlükte

Bu düzenleme yürürlüğe girdi girmesine de İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın müştereken çıkardığı Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik halen yürürlüktedir. Belediyelerin de bu yönetmeliğin kapsamında olduğu düşünüldüğünde kafa karışıklığı oluşması doğal hale gelmiştir. Dolayısıyla aynı konuda her iki yönetmelikte farklı farklı düzenlemelerin olduğu açıkça görülmektedir. Öyleyse çelişki halinde nasıl bir uygulama yapılacaktır?

Her iki yönetmeliğin genel ve özel olduğunu iddia etmemiz oldukça zordur. Son düzenleme esas alınmalıdır gibi bir yaklaşımda sıkıntılı gözüküyor. Keşke bu tür düzenlemeler yapılırken biraz daha dikkatli olunsaydı da oluşabilecek muhtemel sıkıntılar kökünden çözülmüş olsaydı.

Kadrolu müşavir kadrosuz müşavir dönemi

"Torba Kanunda Yapılan Değişiklikler Kamu Personeline Nasıl Yansıyacak?" başlıklı yazımızda 375 sayılı KHK'de yapılan değişikliklerin sıkıntılarından bahsetmiştik. Yaşanacak muhtemel sıkıntıların biraz daha ayrıntılı açıklanması gerekmektedir.

Görevden alınan bazı genel müdürler görevden alınma zamanına bağlı olarak müşavir olarak atanabilecekken bazıları sadece bakan müşaviri maaşı alacaklar. Bu durum kendi içerisinde tutarsızlık barındırmaktadır. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse 703 sayılı KHK ile görevden alınan müşavirlerin hiçbirisi tekrar müşavir olarak atanamayacaktır.

7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un geçici maddesinde yer alan; genel müdür ve üstü kadro, pozisyon ve görevlerden 9/7/2018 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği 26 Haziran 2020 tarihe kadar olan dönemde alınan veya görevi sona eren kamu görevlileri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde talepte bulunmaları halinde, önceki yöneticilik görevlerinin ilgisine göre Cumhurbaşkanlığı'na bağlı, ilgili, ilişkili kurum ve kuruluşlarda müşavir veya danışman kadro veya pozisyonlarına ya da bakanlıkların merkez teşkilatlarında bakanlık müşaviri unvanlı kadrolara atanabileceklerdir.

İşte sorun burada çıkmaktadır. Bir tarafta genel müdür ve üstü kadrolarda bulunup ta müşavir kadrosunda bulunanlar veya müşavir olarak atanma imkanı verilenler, diğer tarafta ise genel müdür ve üstü kadrolarda bulunup ta müşavir olarak atanamayan ama müşavir maaşı alacak olanlar. Bu durumun adil olduğunu düşünmek oldukça zordur. Kaldı ki bunlara müşavir maaşı verip te müşavir kadrosundan mahrum bırakmak çok sağlıklı bir yöntem olmamıştır. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama bir dönem genel müdür veya üzeri kadrolarda bulunanların araştırmacı veya mühendis vb. kadrolarında bırakılmaları doğru değildir. Müşavir maaşı verip de müşavir kadrosuna atamamak hangi amaca hizmet edecektir? Bu kişilerin yıllarca amirliğini yaptığı kişilerin emri altında çalışmaya zorlanması çok sağlıklı bir durum olmasa gerektir. Kaldı ki fiili uygulamada bu kişilere herhangi bir iş verilmesi de söz konusu olmamaktadır.

Diğer yandan 7247 sayılı Kanun'daki yeni düzenleme sonrasında genel müdür ve üzeri kadrolarda bulunanlar görevden alındıktan sonra süresine bakılmaksızın müşavir kadrosuna atanmaktadır.

Benzer durumun 703 sayılı KHK öncesinde görevden alınan valiler için de geçerli olduğunu ifade etmek isteriz. Maalesef yapılan yeni düzenleme yeni bir tartışmayı başlatmış ve sorun çözülene kadar da tartışma devam edecektir.

7247 sayılı Kanun'un 21'inci maddesine gerek var mıydı?

375 sayılı KHK'nin geçici 33'üncü maddesi aynen yerinde dururken ve burada yer alan iki yıllık sınır ortadan kaldırılmışken yeni düzenlemenin 21'inci maddesi ile getirilen geçici 37'nci maddenin niçin konulduğunu anlamış değiliz. Yani maddenin olması ile olmaması arasında fark olmadığını düşünüyoruz.

Müsteşar ve müsteşar yardımcılarının son durumu değişti mi?

703 sayılı KHK ile yeni sistemde müsteşar, müsteşar yardımcısı ve merkez valisi ile kadroları kaldırılan diğer üst kademe kamu yöneticilerinin mevcut kadroları, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yeni düzenleme yapılıncaya kadar şahıslarına bağlı olarak saklı tutulacak ve sadece müsteşar, müsteşar yardımcısı ve merkez valisi olup da kadroları iptal edilenlerin mali, sosyal hak ve yardımları, Cumhurbaşkanı'nca belirlenecek usul ve esaslar yürürlüğe girinceye kadar, bu maddenin yayımı tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre ödenmeye devam edecekti.

Şu ana kadar Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle yeni bir düzenleme yapılmadığı için hem bunların kadroları şahsa bağlı hale getirildi hem de mali, sosyal hak ve yardımları aynen muhafaza edildi. Geçen bunca zamana rağmen kararnamenin hala niçin çıkarılmadığını merak ediyoruz. (YeniŞafak)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.