Cuma genelgesi eksik, yetersiz ve çekingen!

Cuma genelgesi eksik, yetersiz ve çekingen!

Başbakanlığın 2016/1 sayılı genelgesi, Cuma namazına gitmek isteyenleri alıkoyan ve ibadet hürriyetlerini sınırlayan mesai saatlerine ilişkindi.

Başbakanlığın 2016/1 sayılı genelgesi, Cuma namazına gitmek isteyenleri alıkoyan ve ibadet hürriyetlerini sınırlayan mesai saatlerine ilişkindi. Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla yayımlanan genelgede, "Anayasa ve  ilgili mevzuatla güvence altına alınan dini inanç hürriyetinin bir gereği olarak;  cuma namazı saatinin mesai saatine denk gelmesi halinde, kamu kurum ve  kuruluşlarında çalışanlardan isteyenlere mesai kaybına neden olmadan izin  verilir." ifadesi yer aldı. 

 

Genelgenin, ibadet hürriyetini tahdit ve tehdit eden mesai saatlerini, insanların en temel haklarını kullanmalarına imkan vermek adına bir "mesele" olarak konu etmesi kuşkusuz değerlidir, anlamlıdır. Bu açıdan Özgür Eğitim-Sen olarak temel hak ve hürriyetlerin kullanımına ilişkin her türlü kısıtlamanın ve sınırlamanın ortadan kaldırılması noktasında tavrımız açıktır, nettir. Ancak maalesef genelgenin, maksada uygun bir düzenleme getirmediği görülmektedir. Hatta genelge Türkçeyi son derece tutumlu kullanarak uygulamada keyfiyete kapı aralayacak "olasılıklar" ile çalışanları karşı karşıya bırakmaktadır.

 

Genelgenin eksikliklerine ve yol açacağı belirsizliklere ilişkin tespitlerimiz şunlardır:

 

1) Düzenlemenin kamu kurumlarında çalışanlar ile sınırlı tutulması büyük bir sorundur. Düzenleme bir taraftan kendisini başta Anayasa ve ilgili mevzuatla güvence altına alınan dini inanç hürriyetine dayandırmakta diğer taraftan Anayasa ile güvence altına alınan bir hürriyetin kullanımını sadece kamu çalışanları ile sınırlamaktadır.

 

Özel sektörde çalışan ve aynı Anayasa ile hakları güvence altına alınan çalışanlar ne yapacaklar? Anayasanın ve ilgili mevzuatın kendilerine tanımış olduğu bir hürriyeti kullanmaları nasıl mümkün olacak?

 

2) Genelgede yer alan "mesai kaybına neden olmadan izin verilir" ibaresi ibadet hürriyetini kamu kurumundaki amirin inisiyatifine bırakmaktadır.

 

Genelge bu haliyle, kısa bir metin olmasına karşın çok anlamlılığa ve yoruma açıktır. "Mesai kaybına neden olmadan" uygulamanın nasıl hayata geçeceği, ilgili kurumdaki amirin bunu nasıl yorumlayıp uygulayacağı belirsizdir. Mesela bir kurum amiri cuma namazına gitme isteğinin, mesai kaybına neden olduğuna karar verirse, böyle bir durumda isteğin uygulanmasını "mesai kaybına neden olmaması" şartına bağladığı için bu genelge, kurum amirinin kararının arkasında durmaktadır. Eğer genelgenin maksadı ibadet hürriyetini mümkün kılmak ise bu haliyle genelgenin maksadı, metni ile çelişmektedir.

 

Genelge türünde bir metnin yorum farklarına yol açması düşünülemez. Lakin söz konusu genelge bu haliyle başka bir genelge ile izaha muhtaçtır.

 

3) İfade ettiğimiz hususlar dikkate alındığında görülmektedir ki genelge "mesai saatlerini" gerçekte düzenlemiyor! Oysaki herkes için aynı saatte başlayacak ve bitecek bir mesai saati düzenlemesine gidilerek bu mesele çözülmeliydi. Bu haliyle namaza gidenlerin mesaisi / namaza gitmeyenlerin mesaisi biçiminde kurum amirinin inisiyatifine bırakılmış bir ikilik ortaya çıkmaktadır.

 

4) Genelge, inanç ve ibadet hürriyetinin Anayasa ve ilgili mevzuat ile güvence altına alındığını hatırlatmakla birlikte, dinen reşit kabul edilmelerine  ve o saatlerde derste olmaları sebebiyle farz olan bir ibadeti ifa etmek istemelerine rağmen ibadetten  geri kalan lise ve üniversite öğrencileri hakkında hiçbir şey söylememektedir. Milyonlarca öğrenci dinen reşit olmalarına rağmen cuma namazını kılabilmek için önce kamu çalışanı olup ardından cuma namazının "mesai kaybına neden olmayacağına karar verecek" bir kurum amiri mi bulacaklar? Anlaşılan, bu sorunun cevabı genelgeye göre “Evet” tir.

 

Tüm bu sebeplerden ötürü genelgenin mesai saatlerini, hiçbir amirin insafına ve yorumuna bırakmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi zaruridir. Bunu Anayasal güvencenin eşitlik prensibinin de gereği olarak herkes için mümkün kılacak bir biçimde yapmalıdır. Özgür Eğitim-Sen olarak genelgeyi eksik, yetersiz ve “kamu çalışanları” ile sınırlı olması sebebiyle çekingen bulduğumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz.   

 

Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.