Eğitim-İş: Engellilerin Sorunları Görmezden Gelinmemeli!

Eğitim-İş: Engellilerin Sorunları Görmezden Gelinmemeli!

Birleşmiş Milletlerin (BM) 1992 yılında aldığı bir kararla her yıl 3 Aralık günü, “Uluslararası Dünya Engelliler Günü” olarak ilan edilmiştir.

Birleşmiş Milletlerin (BM) 1992 yılında aldığı bir kararla her yıl 3 Aralık günü, “Uluslararası Dünya Engelliler Günü” olarak ilan edilmiştir. 3 Aralık Dünya Engeliler Günü, bütün dünyada engellilerin toplumsal yaşamda engelsiz, ayrımcılığa uğramadan yaşayabilmesi adına toplumsal bilincin ve duyarlılığın geliştirilmesi günüdür.

Ancak bugün ülkemizde engellilerin başta eğitim ve sağlık sorunları olmak üzere, günlük yaşamda karşılaştıkları ağır sorunların çözülmesi için gerekli adımlar bir türlü atılmamaktadır. Geçmişten günümüze görmezden gelinen, çözümlenmeyen ya da ertelenen sorunlar, gündelik yaşamda engellilerin önüne engel olarak çıkmaktadır.

Bugün ülkemizde engelliler en temel insan haklarından yararlanamamakta, plansız şehirleşmenin, ulaşımın, erişimin engellerine takılmakta, sosyal güvenceden, sağlık, bakım-rehabilitasyon, eğitim ve istihdam olanaklarından yoksun olarak yaşamak zorunda bırakılmaktadır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, zihinsel ya da bedensel engelli çocukların “saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olma hakları olduğunu” ve özel bakımdan ücretsiz olarak yararlanmaları gerektiğini belirtmektedir.

Çocuk Hakları Sözleşmesinde imzası bulunan Türkiye bugün bu şartları yerine getirememektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 2021-2022 eğitim-öğretim yılında 472.686
öğrenci bin 573 özel eğitim kurumunda eğitim almıştır. Ancak hala okulla, eğitimle buluşamayan çocuklarımız bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel eğitim veren okulların sayısı yetersiz ve öğretmen açığı fazladır. Özel eğitime bütçeden ayrılan paya bakıldığında, bu gerçeği açık bir şekilde görmek mümkündür. Birçok engelli çocuk, açık eğitime mecbur bırakılmış, yaşıtlarıyla sosyalleşmekten uzak hale gelmiştir.

Çağdaş bir birey olmak, engelli yurttaşlarla bir arada nasıl yaşayacağını bilmekten de geçmektedir. Ancak engelli yurttaşlara nasıl yaklaşılacağı ders kitaplarında maalesef yer tutamamıştır. Bazı ders kitaplarında, engellilere yönelik "muhtaç", "yardım edilmesi sevap olan" gibi rencide edici tanımlar ise kaş yapayım derken göz çıkarmaktadır. Oysa engeller konusundaki eğitim, daha küçük yaştan farkındalık olarak aşılanmalı, acıma değil empati eksenli öğretilere yer verilmelidir.

Yasal düzenlemelerle önüne gelenin eğitim kurumu açmasına olanak tanınması, engelli yavrularımızın eğitimini engeller hale gelmiştir.

Bazı özel eğitim kurumlarının, okula getirmeyip eğitim vermediği öğrenciler üzerinden devlet teşviği aldığı, bu teşviğin bir kısmını da sus payı olarak engelli öğrencilerin ailesine dağıttığı yıllardır konuşulmaktadır. MEB ise bu konuda adım atmayarak engelli öğrencilerimizin evlerine hapsolmasına göz yummaktadır.

Eğitim-İş olarak MEB'e çağrı yapıyoruz: Engellilere dair gerekli bilinci taşıyor olmanın göstergesi, Engelliler Günü'nde büyük laflar etmek değil, engelli öğrenci ve öğretmenler için şart olan adımları atmaktır. Özel eğitime bütçeden yeterli kaynak ayrılmalı, kamuya ait özel eğitim kurumları ve okullarının sayısı artırılmalıdır.

Eğitim-İş olarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün engellerin kaldırılması için milat olmasını istiyor ve engelli vatandaşlarımıza rahat, huzurlu, sağlıklı günler diliyoruz.

EĞİTİM-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.