Eğitimde Gözden Kaçan Alan: Yönetim

Eğitimdeki başarı yalnızca müfredatla, öğretmenle veya teknolojik altyapıyla sınırlı değil. Sistemin sürekliliğini sağlayan en kritik halka, okul yöneticileri ve eğitim yöneticileridir.
Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar ve sendika görüşmeleri, eğitim yöneticilerinin giderek kendilerini değersiz hissettiklerini ortaya koyuyor.

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, kaleme aldığı değerlendirmede bu tabloyu net ifadelerle özetliyor:

“Yaptığımız görüşmeler, yansıyan talepler ve gözlemlerimiz, yöneticilerin artan iş yükü, azalan yetkiler ve sürekli değişen mevzuat arasında sıkıştığını gösteriyor.”

Artan İş Yükü, Azalan Yetki

Yavuz’a göre eğitim yöneticileri artık yalnızca okulun değil, birçok kurumun da yükünü taşımak zorunda kalıyor.

“Teknolojik gelişmeler işleri kolaylaştırdığı kadar hızlandırıyor. Diğer kurumların da görevleri okullara yükleniyor. Mülki amirlerin eğitim alanına yerli yersiz müdahaleleri yöneticileri yıpratıyor.”

Yöneticiler, inisiyatif kullanma alanlarının daraldığını, ödül-ceza sisteminin etkisizleştiğini ve yetki-sorumluluk dengesinin bozulduğunu ifade ediyor.
Birçok yönetici, okulların maddi ihtiyaçlarını kişisel çabalarıyla karşılarken, özlük haklarının gözetilmemesinden de şikâyetçi.

“Yöneticilik İkinci Görev Değil, Profesyonel Meslek Olmalı”

Eğitim camiasında uzun süredir dile getirilen bir talep var:
Okul yöneticiliği öğretmenliğin ikinci görevi olmaktan çıkarılmalı ve profesyonel bir meslek haline getirilmelidir.

Yavuz bu konuda şunları söylüyor:

“Yöneticiliğin profesyonel bir meslek haline gelmesi, makam tazminatının olması, sorumluluk kadar imkânların da artırılması gerekiyor. Görevlendirme değil, kadrolu ve başarıya dayalı bir sistem kurulmalıdır.”

Ancak Yavuz, bu yönde umut bağlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) sürecinde yeterli adım atılamadığını da vurguladı:

“Son üç yılda iki defa meclis gündemine gelen ÖMK süreci iyi değerlendirilemedi. Eğitim kamuoyu ve üniversiteler sürece yeterince katkı sunamadı. Büyük bir fırsat kaçırıldı.”

Yeni Yönetmelik İçin Beklentiler: Güven, Değer ve Adalet

Yavuz, gündemdeki yeni yönetici görevlendirme yönetmeliği sürecine ilişkin olarak, sistemin mutlaka yöneticiyi güçlendirecek bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtiyor:

“Yeni yönetmelik, yöneticiye değerli olduğunu hissettirmelidir. Ona güvenildiğini, inisiyatif alanlarının artırıldığını ve yetki-sorumluluk dengesinin sağlandığını göstermelidir.”

Ayrıca başarılı yöneticilerin tekrar sınava tabi tutulmaması gerektiğini de belirterek, kariyer gelişimini destekleyecek hizmet içi eğitim ve sürekli gelişim sistemlerinin kurulmasının önemine dikkat çekti.

“Tecrübeyi Kaybetmeyelim, Usta-Çırak Sistemi Kurulmalı”

Yeni yönetmelik çalışmaları sırasında mevcut yöneticilerin birikimlerinin korunması gerektiğini belirten Yavuz, tecrübeli idarecilerle yeni atanan yöneticiler arasında usta-çırak modeli kurulması gerektiğini söyledi:

“Mevcut idarecilerin hakları korunarak sistem yürütülmelidir. Başarılı ve yetkin eğitim yöneticisi yetiştirmek için sınav ve ek maddeler, ilk defa atanacaklar için uygulanmalıdır.”

“Yoksa başarısızlıkların faturasını öğretmen ve idarecilere kesmek kader olmaya devam edecektir.”

Türkiye Yüzyılı’na Vurgu

Yavuz, konuşmasının sonunda “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna da değinerek, bu hedefe ancak güçlü bir eğitim yönetimiyle ulaşılabileceğini ifade etti:

“Yeni müfredatın uygulandığı, yeni bir yaklaşımın anlatıldığı bu dönemde; yüksek performans beklenen eğitim yöneticisini dikkate almamak büyük bir eksiklik olacaktır.”

Sonuç:
Eğitim yöneticilerinin sesi, yalnızca bir sendikal çağrı değil; sistemin sürdürülebilirliği açısından kritik bir uyarı niteliği taşıyor. Yeni yönetmelikle birlikte atılacak adımlar, Türkiye’de eğitim kalitesinin geleceğini doğrudan etkileyecek.

***Pazartesi'den Pazartesi"ye***

••••EĞİTİM YÖNETİCİLERİ NE DİYOR?•••

Eğitimde özenle takip edilmesi gereken önemli bir alan da eğitim yöneticiliğinin seyri olmalıdır. Yöneticiler ne diyor, ne talep ediyor ve yıllar içindeki değişim onları nasıl etkiledi? Gidişatımız ne… pic.twitter.com/wixFdEDJZw

— Talat YAVUZ (@talatyavuz29) October 27, 2025