Kim Bu 90'lılar? Neden Akşener'i Destekliyorlar?

Kim Bu 90'lılar? Neden Akşener'i Destekliyorlar?

Son dönemde sosyal medyada çok sık bir isim dolaşmaya başladı; 90’lılar… Kendilerine Başbuğ Alparslan Türkeş’ in son nesli diyorlar. Başbuğun Özel eğitim grubunda yer aldıklarını söylüyorlar. Peki kim bu doksanlılar?Kaynak: MHP'nin merak edilenleri 90'lıl

Son dönemde sosyal medyada çok sık bir isim dolaşmaya başladı; 90’lılar… Kendilerine Başbuğ Alparslan Türkeş’ in son nesli diyorlar. Başbuğun Özel eğitim grubunda yer aldıklarını söylüyorlar. Peki kim bu doksanlılar?

Bünyelerinde devlet memurundan, işadamına, STK başkanlarından akademisyenlere kadar Türkiye’nin dört bir tarafından kişiler bulunduran 90'lılar dostluk ve dayanışma grubundan dört kişiyle röportaj yaptık. Hepsi de MHP’de değişim istiyor, destekledikleri tek isim de Meral Akşener…

İşte MHP’deki kongre süreciyle alakalı olarak son dönemde yaptıkları açıklamalarla dikkat çeken 90’lılar…

90’lılar Kimdir?

Rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in 12 Eylül sonrası tutukluluk halinin bitip yeniden aktif siyasete başladığı dönemde ona destek verip yanında duran Ülkücü gençlerdir. Kısaca 1985-1997 arası Ülkü Ocakları Genel Merkezinde, Ülkü Ocağı Dergisinde, Üniversitelerdeki ülkücü teşkilatlarda, İl ve ilçe ülkü Ocaklarında görev yapmış bir neslin adıdır. Çoğu, Türkeş’in özel eğitim gruplarında yer almış bu nesil Başbuğ’un yetiştirdiği son nesildir. Daha rahmetlinin sağlığında çok çeşitli zorlukların üstesinden gelmiş ve büyük başarılara imza atmış bir nesildir.

90’lılar nasıl kuruldu?

Üniversitelerinden mezun olduktan sonra hayata atılıp Türkiye’nin dört bir yanına dağıldılar. Başbuğlarından almış oldukları idealizm ile kimileri bürokraside, kimileri özel sektörde ve ticarette, kimileri akademik camiada kimileri ise yine ülkücü hareketin sahip olduğu sivil toplum kuruluşlarında kariyer yapmaya başladılar.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2002 yılında seçim yenilgisine uğradığında, Devlet Bahçeli’nin yanında bulunan ekiplerin birçoğu partiyi terk etmiş, ikballerini başka yerlerde arar iken, partinin içine düştüğü bu durumu gören 90’lı nesil yetiştikleri yuvalarına yardım edebilme adına bir araya gelmeye karar verdiler. 2007 genel seçimlerinde milletvekilliklerine adaylıklarını koydular. Büyük çoğunluğu aday gösterilmedi. 

Devlet Bahçeli, anlaşılmayan bir nedenle bu nesli görmezden geliyor, Başbuğ’un bu son nesli ile çalışmak istemiyordu. Bu bakış açısına rağmen 90’lılar yılmadılar, MHP Genel Merkezi’nde 2007 seçimlerinden sonra toplanmaya başladılar. Bu toplantılar, 2012 yılına kadar devam etti. Toplantılarda, Türkiye’nin meseleleri ve çözüm yolları üzerine tartışıldı. MHP Genel Merkezi -2. Katta yapılan bu toplantıları Devlet Bahçeli biliyor, engel olmuyor ama hiçbir şekilde iştirak etmiyordu. 

90’lılar görevde

2009 yılı yerel seçimlerinde 90’lılar taşın altına yine gövdelerini koydular. Yerel yönetimlere aday oldular. Bir kısmına şans da verildi. Mansur Yavaş’ın Ankara büyük şehir adaylığında ve Keçiören ilçesinden aday gösterilen arkadaşları Şükrü Şahin’in seçim koordinasyonunu 90’lılar idare ettiler. İki adayda da çok başarılı sonuçlar elde ettiler. Seçimlere sosyal medya gerçeğini sokarak, dünyada ilk defa kullanılan bir yöntemle sanal gönüllüleri saha gönüllüsü haline getirerek çalışmalarını sağladılar.

2011 yılında MHP Genel merkezinin Sosyal medyası olan Ses Ver Türkiye’nin kurulması ve idare edilmesini yine 90’lılar gerçekleştirdi. 

MHP’deki kötü yönetimi çok önceden tespit eden ve değişimim kaçınılmaz olduğunu gören Doksanlılar Dostluk ve Dayanışma grubunun geneli bu değişimim mimarı ve ana gücü sayın Meral Akşener’in yanında yer almayı kendilerine görev bilmişlerdir.
 

NEDEN DEĞİŞİM İSTİYORSUNUZ?

Ertekin Engin
Evet, Bir değişimden yanayım. Bu değişimi ülkücü hareketin köklerini bulması adına istiyorum. Yeniden hayaller kuran ve kurduran bir yapının inşası için, turan ülküsünün korkusuzca ve denge gözetilmeksizin dillendirelebileceği günler için, kaybettiğimiz kardeşlik-ülküdaşlık hukukunun tesisisi için, ülkücü olmanın ayrıcalıklı görüleceği ve ülkücünün kıymetli addedileceği bir yapının neferi olabilmek için, iki ülkücünün karşılaştığında gülen gözlerle kucaklaşabildiği  sevgi ve ihlas tabanlı ilişki modelini yeniden hayata geçirebilmek için, kişilerin değil değerlerimizin ve ülkülerimizin kutsandığı bir sisteme geçiş için, meşvereti ve töreyi aktif kılıp tecrübeyle genç beyinleri aynı otağda buluşturabilmek için, çağın gözüyle savrulmak yerine çağa kendi gözümüzle bakabilmek için, yeni bir medeniyet tasavvuru ve yeni günde yeni şeyler söyleyebilmek için, ülkücülerin sadece ölümle vazifeli olmadığını ve devlet yönetebilecek kadrolara sahip olduğunu haykırabilmek için, kayıkçı kavgasına hapsedilen ve 14 senedir zulme uğrayan ve de en önemlisi tüm kutsalları iğdiş edilen aziz milletimize bir üçüncü yol sunarak söyleyecek ne çok sözümüz olduğunu hatırlatabilmek için DEĞİŞİM  diyorum!

“Ya Ülkücüler Devletleşecek Ya da Devlet Ülkücüleşecek” diye yola çıkan ve sokakta olan ama sokak çocuğu olmayan bir nesle aşinayız biz! 

Çıplak elle kor ateşi tutacak kadar idealist olan bir hareket; dar bir beka algısına hapsedilmiş ve sivil siyaset yoluyla, kadroları marifetiyle devlet yönetmesi engellenerek her türlü algı oluşturulmuştur. Evet, yeri geldiğinde ölümü hiçe sayıp şehadete koşacak gönle ve imana tüm ülküdaşlarımız sahiptir. Lakin ölmek dışında elinden bir şey gelmeyen bir hareket olarak bizi konumlandıranlar vergi yerken, hareketimizin evlatları sürekli mermi yiyorsa tüm ülküdaşlarımızın buraya odaklanması gerekir diye düşünmekteyim. Bu  firavunlaşan yapıyla mücadele etmek ve milli bir iktidarı oluşturup vergi yeme işine de mermi yeme işine de son verecek bir programla milletimizin karşısına çıkmak artık farz olmuştur! 

Kadir Tanış
Üniversite yıllarımda gönül verdiğim bu davanın o zaman muhteşem bir Lideri ve Başbuğu vardı. Bizler o dönemlerin genç nesilleriydik. Başbuğumuzun Türk siyasi hayatındaki yeri çok farklıydı. Gençlerin eğitimine ve ülke yönetiminde söz sahibi olacak donanıma sahip olmalarına çok önem veriyordu. Çok dâhiyane bir siyasi akılla iktidar olmasa bile iktidarlarla olan diyalogları sayesinde, yetişmesine katkıda bulunduğu nesillerin devletin kilit noktalarına gelmesini sağlayarak devlet kurumları içinde milliyetçi bir refleksin sürekli var olmasını sağlıyordu. Ayrıca bu politika Ülkücü tabanında istihdam sorununu ortadan kaldırıyordu. Yani klasik söylemle iktidar olmasak da muktedirdik. 

Rahmetli Başbuğumuz vefat ettiğinde bize çok büyük miraslar ve hedefler bırakmıştı.

İlk mirasını 1999 seçimlerinde %18 gibi büyük bir oy oranıyla iktidar namzeti bir parti olarak almıştık. Fakat her ne hikmetse Türk Milletinin bize verdiği iktidar şansını iyi kullanamadık. Sonraki süreçte (7 Haziran 2015'e kadar) maalesef bu iktidar döneminde yapılan hataların da etkisiyle milletimiz bize bir daha iktidar şansı vermedi.

7 Haziran seçimlerinden 1 Kasım seçimlerine kadar geçen süreçte belki de haklı olduğumuz halde gerekçelerimizi ve isteklerimizi her zamanki sert üslubumuzla bu millete anlatamadık ve büyük bir hezimet aldık. Yani sonuç itibari ile Başbuğumuzun mirasını hızlı bir şekilde tüketerek bize göstermiş olduğu hedeflerinde çok uzağında kaldık.

Ayrıca Ülkücü Harekete gönül vermiş kamu görevlilerimize, işçilerimize, işadamlarımıza ve her meslekten Ülküdaşlarımıza sahip çıkamayarak ceberrut hükümetin zalim uygulamalarına teslim ettik. Özellikle Anadolu’daki teşkilatlarımız maddi imkansızlıklar içinde teşkilat mensuplarının ailelerinin rızkını harcamasıyla ayakta durmaya ve her türlü imkanlara sahip iktidar teşkilatlarıyla mücadele etmeye mahkum edilmektedirler. Seçim zamanları geldiği zaman da bu özveri ile dağ demeden taş demeden her yerde bu partinin bayrağını dalgalandırmaya çalışan teşkilat mensupları bir kenara atılarak Genel Merkezdeki ahbap çavuş ilişkileri ile aday listeleri yapılmaktadır.

Bu gerekçelere çok daha fazla şey eklemek mümkün ama burada sıraladıklarımızın her biri bile artık değişim zamanının geldiğini bize apaçık göstermektedir. 

Benim ve arkadaşlarımın bundan tam 23 sene önce başardığı ve ülkücü harekete moral olan başarıyı yeniden tüm Türkiye çapında yaşamak istiyoruz çünkü hem ülkenin hem Ülkücü hareketin morale ihtiyacı var. Bu moralin Genel Başkan adayımız Sayın Meral Akşener tarafından sağlanabileceğine inanmaktayım.

Ufuk Keloğlu
Başbuğumuzun da dediği gibi Ülkücüler kardeştir. Bu kardeşlik hukukunu bozmaya Allah’ın izni ile kimsenin gücü yetmez. Sayın Genel Başkanımız başbuğumuzun bize emanetidir, ağabeyimizdir, 19 yıl boyunca güzel hatıralarımızda olmuştur ancak gelinen noktada partimiz kötü yönetilmektedir.  Bu gidişata son vermek ve Ülkücü hareketi layık olduğu yere taşıyabilmek için değişimin şart olduğuna inanıyorum. 

Mehmet Bayır
Türk Milletinin refah ve bekasının sağlayıcısı ve teminatı olarak kurulan MHP'nin basiretsiz ve beceriksiz yöneticilerden kurtularak Türk-İslam Aleminin Lider ülkesi Türkiye'yi inşa etmek için değişim.

PEKİ NEDEN MERAL AKŞENER?

Ertekin Engin
Partimizin İktidar olması Başbuğ Alparslan Türkeş hayattayken çok da önemli değildi. Ülküdaşlarımız onun gölgesinin bile ne denli caydırıcı olduğuna şahittir. O Türk dünyasının Başbuğuydu… Fazla  söze ne hacet!

Ne demek istediğimi o dönemin tanıkları ve ülküdaşlarımız anlamışlardır… Bugün  O'nun yokluğunda  kaybettiğimiz  yılların  ve enerjinin açığını doldurmamız gerekmektedir. Yeni yüzyılı ıskalarsak, her kavramın- paylaşımın anlık tüketildiği dijital vatandaşlık sürecini yok sayarsak, yeni dünya düzeninin aygıtlarını doğru okuyamadan devam edecek olursak; korkarım ki soğuk savaş dönemi zihniyetiyle bekçiliğe razı edilen bir harekete dönüşeceğiz.

Bir  medeniyyet  tasavvuru ve iddiası  olan  ülkücü harekete  ivme   kazandırmamız  için ivedilikle  iktidar  olma mecburiyetimiz vardır. . Destekçi değil, milli politikaların üreticisi ve uygulayıcısı olan inanmış bir yapıyla ve millileşmiş bir devlet aygıtıyla,  cendereye sıkıştırılmış bu dualı ve belalı coğrafyada huzuru sağlamak, tarihin ve inandıklarımızın bize yüklediği bir vazifedir diye düşünüyorum.

Yıllardır örselenmiş olan ülküdaşlık hukukunun ve kardeşliğinin tesisi için , “yeniden  gönül seferberliği” başlatabilmek için ve tarihe “Türk Siyasi Tarihinde seyir  değiştirenler” olarak geçebilmek için doksanlı yıllardan  itibaren  kardeşlik hukuku kurduğumuz ülküdaşlarımızla aldığımız karar şudur!

Bizler; özlemle ve umutla dile getirdiğimiz tüm süreçlerin Meral Akşener’le  hayata geçirilebileceğine inanmaktayız…


Kadir Tanış
Meral Akşener çünkü o gerçek bir ülkücü, gerçek bir dava insanı, mütevazi, güleryüzlü, özgüvenli, dürüst, milletin içinden, hatip, cesur, donanımlı, akıllı ve bunun gibi birçok güzel sözlerle ifade edebileceğimiz vasıfları olan bir lider. 

Meral Akşener çünkü devlet işleyişini çok iyi bilen birisi olmasının yanı sıra Türk milletinin nabzını tutabilecek ve bunu yönetebilecek bir iradeye sahip. 

Meral Akşener çünkü hedeflerini net bir şekilde ortaya koyabilen Ülkücü Harekete yıllar sonra ilk defa iktidar umutları aşılayabilen bir siyasetçi.

Meral Akşener çünkü el öptürmeyen, el öpen, acılı şehit anasına babasına sarılıp onların acısına ortak olabilen, milletle arasına mesafe koymayan yerine göre abla, yerine göre anne şefkatiyle yaklaşabilen bir insan.

Meral Akşener çünkü bu kadar tahriğe, karalamaya, iftiraya rağmen hedefinden sapmadan soğukkanlılığını koruyabilen, nefsanevi duygularını Ülkücü Hareketin zarar görmemesi için bir kenara atan sağduyulu bir yönetici.
En önemlisi verdiği mesajlarla sadece Ülkücülerin değil Türk milletinin de en büyük umudu olmasıdır.

Mehmet Bayır

Sayın Akşener, gerek ülkücü hareketin, gerekse Türk milletinin siyasal beklentilerine cevap verebilecek bir siyasi profil.

Hareketin banisi Başbuğ Türkeş'in ölümünden sonra MHP ancak ülkücü irade ile yönetilebilir. Sayın Akşener burada eşitler arasında ki birinci olarak ön plana çıkmıştır, yönetimde şeffaf olup istişare ile Partiyi idare edeceğine söz vermiştir.

Diğer taraftan, yapılan kamuoyu araştırmaları ve sahada gözlemlediğimiz yoğun ilgi Sayın Akşener'i seçmenin Türk siyasi hayatındaki tıkanıklığı çözecek bir figür olarak algıladığı gerçeğini çok açık bir şekilde ortaya çıkarmıştır.

Sayın Akşener'in Siyasi geçmişi, bilgisi birikimi yani tüm donanımı ile Türk Milliyetçiliği  fikrini iktidara taşırken, bir miktar CHP'den oluk oluk da AKP'den oy alacağına inancımız tamdır.

Ufuk Keloğlu
Biraz evvel değişimin şart olduğunu ifade etmiştim. Hepsi birbirinden değerli olan genel başkan adaylarımızdan partimizi iktidara taşıyacak olduğuna inandığım aday benim görüşüme ve  grubumuzun çoğunun görüşüne de göre değişimin ana gücü Sayın Meral Akşener’dir… 

 

KİM KİMDİR?

Kadir Tanış

1970 Kahramanmaraş doğumluyum. Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Bilkent Üniversite Teşkilat başkanlığını Tanju Kara reisimden 1993 yılında devir aldım.1994 ve 1995 yıllarında, Tanju Kara, Hasan Ali Karasar, Kubilay Kavak, Mikdat Ağrikli ve ben başta olmak üzere şu an isimlerini sayamadığım hepsi birbirinden yiğit tüm Bilkent Üniversitesi Ülkücüleri olarak kurduğumuz  Efsanevi ATA Grubuyla Bilkent Üniversitesi öğrenci konseyi seçimlerine girdik. Benim dönemimde girdiğimiz iki seçimi de 90 delegenin 60’ını alarak üs üste kazandık ve benim başkanlığımda tüm arkadaşlarımın özverili çalışmaları ile Ülkücü Hareketi Bilkent Üniversitesi konseyinde temsil ettik.

Kurucu arkadaşlarımla açtığımız bu yoldan devam eden bizden sonraki teşkilat mensupları 10 yıl daha Ülkücü hareketin bayrağını Öğrenci Konseyinde dalgalandırdılar.
Üniversiteden mezun olduktan sonra memleketim Kahramanmaraş’a döndüm. Ailemizin tekstil tesislerinde yönetici olarak iş hayatına adım attım. Şu anda tekstil hammaddeleri ticareti yapmaktayım. 

Okuldaki siyasi çalışmalarımı ara vermeden yürütmek için Ocağımızın ve Partimizin Kahramanmaraş teşkilatları ile hemen temasa geçerek gönül verdiğim davama memleketimde hizmet etmeye devam ettim. İl Teşkilat yöneticiliği, İl Başkan Yardımcılığı gibi teşkilat görevlerimden sonra 2011’de Milletvekili aday adayı oldum. 2014 yerel seçimlerinde partimizin On İkişubat İlçe Belediyesi ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi olarak seçildim. Halen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Meclisi Milliyetçi Hareket Partisi  grup başkanı olarak şehrime ve partime hizmet etmekteyim.

 
Ayrıca muhtelif tarihlerde Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayii Odası, Kahramanmaraşspor, K.Maraş Sanayici ve İşadamları Derneği, Sütçü İmam Üniversitesi Vakfı gibi kurumlar başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yaptım.


Ertekin Engin
1970 Erzurum doğumluyum. Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektronik Bölümü mezunuyum. Eğitimci olarak çalışmakta olup halen kurucuları  arasında  olduğum Eğitim 2023 Derneği Genel Başkanlığı görevini ve beraberinde de Ankara’da bir eğitim sendikasının şube başkanlığı vazifesini ifâ etmekteyim.


Ülkücü gelenekle hemhâl olmuş bir sülaleden gelmekteyim. Ülkücü hareket içerisinde doğmuş, büyümüş ve gelişimini de hareketin içinde tamamlamış bir gönüldaşınızım.

Bursa teşkilatları ile başlayan, Ankara teşkilatlarıyla devam eden bir cemiyetçilik geçmişimiz olmuştur. Değişik kademelerde bize tevdi edilen görevleri hakkıyla yerine getirmeye çalıştığımı nâcizane ifade edebilirim. 

Harekete ait  gazete  - dergi dağıtımıyla başlayan, Bursa cezaevindeki abilerimize haftalık ziyaretler  ve siparişler götürmekle devam eden, öğrenci teşkilatları, ocak başkanlıkları gibi görevlerde de süregelen bir  teşkilat geçmişimiz olmuştur…

Hangi  görevleri  yaptığımızı   sıralamaktan  ziyade  “bir  ülkücü  nefer  olarak hareketimiz içinde 30 yılımı doldurdum” demek ve bunun için de Allah'a  hamd etmek  kâfi olsa gerek. Bizim   için  yaptığımız  hizmetler hasbelkader  olarak değerlendirilir. En iyi ülkücü olduğumuz için değil  o an öyle  emredildiği veya vazifeyle buluşmamız nasip edildiği için çeşitli görevlerde bulundum. Hepimiz gibi, her ülküdaşım gibi… Bu kutlu davanın aşkla takipçisi olma şerefini bana bahşeden, teşkilatımızın değişik kademelerinde görev almayı nasip eden ve beni ülkücü hareketin bir ferdi olarak yaşatan Rabbime yarattıklarının sayısınca hamd etmekteyim!

Ülküdaşlarımızla aynı anne ve babadan olmuşçasına sevgi ve saygı çerçevesinde yaşamış olmak, Başbuğumuzun ev nöbetlerindeki çocuksu coşkuyu her daim diri tutmak ve de ocakta pişen aşı paylaşmış olmak bu fâniye bir ömür boyu yetecek hâtıralardan sadece bir kaçıdır! Ülkücü hareketin içerisindeki varlığıma, emeğime ve aşkıma önce Allah, sonra da tanıyan tüm ülküdaşlarım şahittir diyerek  bu bahsi  kapatmak  isterim.

Ufuk Keloğlu
 

İsmim Ufuk Keloğlu.1971 Ordu doğumluyum. Üniversite yıllarımdan bu yana Ülkücü Hareketin içindeyim. Bilkent Üniversite teşkilatında ve ATA Gurubunda görev aldım.1992 yılında Rahmetli Başbuğ'um Alparslan Türkeş Bey’in  4. Dönem Özel Eğitim Öğrencisiyim.
Ülkücülüğü bizzat liderden öğrendim.

Ülkü Ocakları Genel Merkezinde Eğitim Masası Başkan yardımcılığını yaptım ayrıca Antalya Ülkü Ocaklarında Teşkilat Başkanlığı yaptım.


Mehmet Bayır

1968 Ankara doğumluyum. Mülkiye Maliye Bölümü Mezunuyum, 15 yıl bankacılığın ardından, Türkiye'nin kendi alanında en büyük şirketinde finansal koordinatörlük yapmaktayım.

Ülkücü hareketle ailem ve matematik hocam merhum Nihal Şemşek sayesinde tanıştım. Bu tanışıklık vesilesiyle Muhafazakar partiden beri parti ve ocağın içinde bulundum. Ülkü Ocaklarında çeşitli görevlerde bulundum.

1990-91 yılları arasında ANAP Gençlik Kollar Genel Başkanlığı Yaptım. Başbuğ'umuzun dön emriyle birlikte 61 kişilik yönetimimin tamamıyla istifa ederek Başbuğ'umuzun "benim emrime girdiler" iltifatına mazhar oldum.

İstifanın hemen ardından Yozgat'a giderek Başbuğ'umuzun seçim kampanyasında şu anki MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin ile beraber seçimin koordinasyonunu üstlendim. 

Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum