Memura genel zam oranlarının dışında zam yapılabilir mi?

Memura genel zam oranlarının dışında zam yapılabilir mi?

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet ÜNLÜ bugünkü yazısında; basında haberlerde de zaman zaman yer alan 'memur sendikalarıyla belediyeler arasında yapılan toplu sözleşmeler ile memurlara % 50, % 60 gibi oranlarda zam yapıldı' haberlerindeki zam oranlarının...

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet ÜNLÜ bugünkü yazısında; basında haberlerde de zaman zaman yer alan 'memur sendikalarıyla belediyeler arasında yapılan toplu sözleşmeler ile memurlara % 50, % 60 gibi oranlarda zam yapıldı' haberlerindeki zam oranlarının mümkün olup olmadığını, belediyelerin genel zam oranlarının dışında memura zam yapıp yapamayacağını köşesine taşımıştır.

Ahmet ÜNLÜ'nün yazısı;

Kanuna aykırı yapılan toplu sözleşmeler, memurlar arasındaki maaş farkını açıyor

Zaman zaman basında yer alan haberlerde memur sendikalarıyla belediyeler arasında yapılan toplu sözleşmeler ile memurlara % 50, % 60 gibi oranlarda zam yapıldığını görüyoruz. Acaba toplu sözleşmelerle bu tür zam yapılması mümkün müdür? Her belediye memur sendikalarıyla yaptığı toplu sözleşmelerle genel zam oranlarının dışında memurlara zam yapabilir mi? İşte bu tür sorulara cevap arayacağız.

Yetkili memur sendikası ile hükümet arasında yapılan toplu sözleşmenin veya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı'nın dışına çıkılabilir mi?

1/1/2020-31/12/2021 tarihleri arasında uygulanacak olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı'nın dışına çıkılarak yapılan toplu sözleşmelerle memurlara ilave ödeme yapılması mümkün değildir. Eğer aksi durum söz konusu olsaydı, her memur sendikası belediye başkanlarıyla toplu sözleşmeye oturur ve toplu sözleşmeyi imzalayarak istediği rakamı alırdı.

Ancak, memur sendikalarının toplu sözleşmede nasıl hareket edecekleri, toplu sözleşmede yetkili sendikanın nasıl belirleneceği, hangi sendikanın toplu sözleşme masasına oturacağı, anlaşma sağlanamaması halinde nasıl hareket edileceği, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararları'nın ne anlama geldiği gibi birçok konu 4688 sayılı Kanun'da düzenlenmiştir. Bu kanunda belirlenen hükümlerin dışına çıkılması hukuken mümkün değildir. Ancak, özellikle KESK'e bağlı memur sendikaları CHP'li belediyelerle toplu sözleşme imzalayarak çok yüksek oranlı ücret artışları yaptırmaktadırlar. Bu yöntemle adeta "biz toplu sözleşme yapıyoruz siz de bize ne yapacaksanız yapın" denilmektedir.

Sayıştay Başkanlığı bu konuda nasıl bir tutum izliyor?

Sayıştay Başkanlığı'nın bu konudaki yaklaşımı çok açık olup, ödemeyi yapan ilgililer hakkında tazmin kararı vermektedir. Nitekim Sayıştay 5. Dairesi'nin 26.10.2017 tarihli ve Karar No:273 ve İlam No:26 nolu Kararı'nda özetle; Belediye ile ........Sen arasında 01.12.2015 tarihinde imzalanan ve memurların 01.01.2016-31.12.2017 dönemindeki mali ve sosyal haklarını düzenleyen Sözleşmeye 11.04.2012 tarihinde geçerli olan Sözleşmede unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutarların üzerinde mali hükümler konulması mümkün olmadığı halde buna uyulmaması sonucu ..........TL kamu zararına sebebiyet verilmesi ile ilgili olarak yapılan incelemede ilgililer hakkında tazmin kararı verilmiştir.

Sayıştay kararında hangi hususlara yer verilmiştir?

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Kapsam" başlıklı 2'nci maddesinde; "Bu kanun, devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin yürütmekle görevli oldukları kamu hizmetlerinin görüldüğü genel, katma ve özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler .. diğer kamu kurum veya kuruluşlarında işçi statüsü dışında çalışan kamu görevlileri hakkında uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.

4688 sayılı Kanun'un 28 ve 29'uncu maddesi uyarınca 2016-2017 döneminde geçerli olacak kamu görevlileri mali ve sosyal haklarına ilişkin yapılan görüşmeler mutabakatla sonuçlanmış ve bu mutabakat 23 Ağustos 2015 tarihli ve 29454 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu mutabakatın belediye personeline yapılacak sosyal denge tazminatının miktarını ve süresini düzenleyen "Dördüncü Bölüm-Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme" nin "Sosyal denge tazminatı süre uzatımı" başlıklı 7'nci maddesinde; "4688 sayılı Kanun'un geçici 14'üncü maddesinde yer alan "31/12/2015" ibaresi "31/12/2017" şeklinde uygulanır" denilmektedir. 4688 sayılı Kanun'un geçici 14'üncü madde hükmünde 15/03/2012 tarihinden önce imzalanan toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasına, sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna ve nihayetinde 31.12.2015 tarihine kadar devam edilebileceği belirtilmiş ise de bu süre yukarıda bahsedilen mutabakat sonucunda 31.12.2017 tarihine kadar uzatılmıştır.

"....... Belediyesi ve .....-SEN (....Sendikası) arasında, 01.01.2012 tarihinde 01.01.2012-31.12.2015 dönemi toplu iş sözleşmesi, --.12.2015 tarihinde 01.01.2016-31.12.2017 dönemi toplu iş sözleşmesi" imzalanmıştır.

Bu toplu sözleşme gereğince iyileştirme zammı, ikramiye, yemek yardımı, evlenme yardımı, doğum yardımı, öğrenim yardımı, yakacak yardımı, giyecek yardımı, iyileştirme zammı, ulaşım zammı gibi ödemeler öngörülmüştür.

4688 sayılı Kanun'un geçici 14'üncü maddesinde belirtilen 15.03.2012 tarihinden sonraki sözleşmelerde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte geçerli sözleşme olan 01.01.2012 tarihinde imzalanan 01.01.2012-31.12.2015 dönemi sözleşmesinde unvanlar itibarıyla belirlenen tutarlar tavan olarak esas alınabilir. Dolayısıyla --.12.2015 tarihinde imzalanan ve 01.01.2016-31.12.2017 dönemi toplu iş sözleşmesinde belirlenen yeni mali hakların ödenmesi mümkün görülmemektedir.

Belediyenin savunmasında neler yer alıyor?

Savunmada özetle; Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve ILO'nun 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmelerinde kamu çalışanlarının işverenleri ile toplu pazarlık yapıp sözleşme imzalamasının düzenlendiği, Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Ancak, 5018 sayılı Kanun'un 71'inci maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılmasının kamu zararının belirlenmesinde esas alınacağı belirtilmiş, sorumluların belirttiği gibi bu hususun sadece mal ve hizmet alımlarına münhasır olduğuna dair bir kayda yer verilmemiştir. Kaldı ki personele yapılan yersiz ve mevzuata aykırı ödemelerin kamu zararı olduğuna ilişkin çok sayıda Sayıştay Kararı bulunmaktadır.

Sayıştay; "Kanunsuz toplu sözleşme imzalayanlar sonucuna katlanır" diyor

Anayasa'nın 128'inci maddesinde; memurların ve diğer kamu görevlilerinin niteliklerinin, atanmalarının, görev ve yetkilerinin, hakları ve yükümlülüklerinin, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Yukarıda yer alan hükümler uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi söz konusu toplu sözleşmelere ilişkin esas ve usulleri belirlemiş, yapılacak sözleşmelerde uyulması gereken kuralları tek tek hüküm altına almıştır. Anayasa'nın 90'ıncı maddesi bir Anayasa hükmü olduğu gibi 128'inci maddesi de bir Anayasa hükmüdür. Dolayısıyla her iki hükmün beraber değerlendirilerek memurlara toplu sözleşme hakkı verildiği, memurların yapılacak sözleşmelerde yine kanunlarla belirlenen usul ve esaslara uyması gerektiği unutulmamalıdır.

Açıklanan nedenlerle, Belediye ile .......Sen arasında 01.12.2015 tarihinde imzalanan ve memurların 01.01.2016-31.12.2017 dönemindeki mali ve sosyal haklarını düzenleyen sözleşmeye 11.04.2012 tarihinde geçerli olan sözleşmede unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutarların üzerinde mali hükümler konulması mümkün olmadığı halde buna uyulmaması sonucu oluşan kamu zararı hesaplanırken, 11.04.2012 tarihinde geçerli olan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği düşüncesinden hareketle 4688 sayılı Kanun'un geçici 14'üncü maddesinde zikredilen "Ortalama Aylık Tutar" dikkate alınmadan hesaplanmıştır. "Ortalama Aylık Tutar" ile 2013 ve 2014 yılları TÜFE ve ÜFE oranları da dikkate alınarak yapılan yeni hesaplamada kamu zararı tutarı ......... TL olarak tespit edilmiştir.

Dolayısıyla belediye başkanlarının popülist davranarak memur sendikalarıyla toplu sözleşme imzalayarak çalışan memurlara ilave haklar vermeleri hukuken mümkün değildir ve yapılan ödemeler kamu zararı olarak ilgililerden tazmin edilmektedir. Özellikle KESK'e bağlı sendikaların CHP'li belediyelerle bu işe öncülük etmesi de tesadüfi değildir. Özetle işin sonu çıkmaz sokaktır.

İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı'nı kutlar, akan gözyaşı ve kanların durmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederim. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.