Memurlar ek zam için meydanlara iniyor

Memurlar ek zam için meydanlara iniyor

Türkiye Kamu-Sen’in 6 Aralık tarihinde yapacağı ek zam mitingine değinen Genel Başkan Koncuk, şunları kaydetti:

Türkiye Kamu-Sen’in 6 Aralık tarihinde yapacağı ek zam mitingine değinen Genel Başkan Koncuk, şunları kaydetti: “6 Aralık tarihinde yürüyüş ve miting yapacağız. Ek zam talep edeceğiz. 2014 yılında 123 TL zam yapıldı. Enflasyon hedefi o zaman yüzde 5.3, enflasyonun orta noktası yüzde 5.5 idi. Ama bugün enflasyonun orta noktası kalmadı, enflasyon hedefi yüzde 9.4 olarak revize edildi. Ortalama memur maaşına yüzde 5.2 zam yapıldı. Siz enflasyonu 9.4 olarak revize ediyorsunuz, ama memura yaptığınız zammı enflasyon hedefine göre revize etmiyorsunuz. Maliye Bakanı da ‘Memura ek zam yapamayız. Çünkü memurların ekonomik hakları toplu sözleşme masasında görüşülüyor’ diyor. Hakim ve savcılara nasıl ek zam yapıyorsunuz? Onlar bu ülkenin memuru değil mi?

Akademisyenlerin mağduriyetlerini dile getirdik, ek zam istedik. Akademisyenlerimize ek zam yapıldı. Hayırlı uğurlu olsun. Onların haklarıdır. Hâkim ve savcıya da verin, kıskanmıyoruz ama 2 milyon 600 bin kamu çalışanı, 1 milyon 800 bin memur emeklisi var. 30 yıl görev yapan devlet memuru emekli olduğunda 1.700 TL maaş alıyor. Emin olun bu rakamlar karşısında herkesin kahrolması lazım.

Yüzde 12 ek zam talebi ortaya koyduk. Kamu çalışanlarının son 10 ayda alım gücünde 240 TL azalma meydana gelmiş. Yüzde 12 zam bu açığımızı kapatabilir. Yüzde 12 zam en düşük devlet memuru maaşında 201 TL zam, ortalama memur maaşında ise 260 TL’lik artış demektir. Talebimiz bu. 6 Aralık’ta Ankara’da bunu isteyeceğiz.”

Emeklilikte 30 yıl sınırının kaldırılmasını isteyen Koncuk, “Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili toplantı yaptık. Başbakan ‘Erken emeklilik istemeyin’ diyor. Sayın Başbakan, ‘Kim erken emeklilik istiyor? Bizim erken emekli olma gibi bir derdimiz yok’ dedim ve mevzuatı anlattım. Başbakan’a ‘5510 sayılı yasayı çıkardınız. Bu yasada emeklilik yaşı 65’e çıkarıldı. Şu anda emekli olduğumuzda sadece 30 yılımızı değerlendirmeye alıyorsunuz. Ama kamu işçisi emekli olduğunda çalışma süresinin tamamı emekli ikramiyesinde değerlendiriliyor. Biz 65 yaşına kadar çalışalım ama çalıştığımız 42 yılı değerlendirebilecek misiniz?’ dedim. KPDK’da bu konuda anlaşmamız var. Bunu 35 yıl şeklinde uyguladılar. Ama 40 yıl çalıştıysam, 40 yıl üzerinden emekli olmalıyım. 35 yılı bir adım olması bakımından kabul edebiliriz ama asla peşini bırakmayız. Çalışma süresinin tamamı emekli ikramiyesinde değerlendirilmelidir” diye konuştu.

 

‘İnsan hata yapabilir. Yanlış hesap yaptık. 123 TL yeter zannettik. İmzayı attık. Bizi affedin, özür diliyoruz. Ekonomik krizi, seçimleri düşünemedik’ diyerek, Hükümete ek zam talebinde bulun. Yok arkadaşlar. Bunu da yapmıyorlar.

Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “123 TL’nin altına imzayı Memur-Sen Genel Başkanı attı. Müdür atamasından memnun, rotasyondan memnun, 123 TL’den memnun, Öğrenci Andının kaldırılmasından memnun, Ne mutlu Türküm Diyene ifadesinin yasaklanmasından memnun, bayrak şiirinin ders kitaplarından çıkarılmasından memnun.”

Genel Başkan İsmail Koncuk, memurun 730 gününü çalan konfederasyonun üye sayısının 50 bin artmasını eleştirdi. Koncuk şöyle konuştu: “ ‘İnsan hata yapabilir. Yanlış hesap yaptık. 123 TL yeter zannettik. İmzayı attık. Bizi affedin, özür diliyoruz. Ekonomik krizi, seçimleri düşünemedik’ diyerek, Hükümete ek zam talebinde bulun. Yok arkadaşlar. Bunu da yapmıyorlar. 2013 yılında Ağustos ayında Ramazan Bayramı öncesinde bu toplu sözleşmeye imza attılar. O günden bugüne ben de kamu çalışanlarına diyorum ki; masada satıldınız, iki yılınızı çaldılar, biraz uyanın. Peki ne oldu? Aradan geçen bir yılda memurun 730 gününü kaybeden bu konfederasyonun üye sayısı 50 bin kişi arttı. ‘Satıldık ey memur’ diyen Türk Eğitim-Sen’in üye sayısı 5 bin, Türkiye Kamu-Sen’in ise 3 bin arttı. Satılmak çok tatlı bir şey mi? ‘Biz de satsaydık’ diye insanın aklına geliyor. Demek ki pazarlanmak cazipmiş.

Toplu sözleşme masasında Memur-Sen’e bağlı Diyanet-Sen Genel Başkanı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına, ‘Sayın Bakanım; zat-ı şahanelerinizin yardımlarıyla Allaha şükür rahatımız yerinde, bir sıkıntımız yok’ dedi. Ben de diyorum ki; ‘Sen masada pazarlık yaptığın kişiye zat-ı şahane diye hitap edersen, o da sana 123 TL verir. Sen onunla pazarlık yapma hakkını kaybedersin.’ Demokrasilerde zatı şahaneleri yoktur. İşte böyle bir sendikal anlayış.”

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı ziyaret ettiğimizde bayrak şiirinin yeniden ders kitaplarına konulması gerektiğini ifade ettiğini dile getiren Koncuk, bayrak şiirinin bugüne kadar hala ders kitaplarındaki yerini almamasını da eleştirdi. Koncuk, “Bakan da bayrak şiirini çok sevdiğini belirterek, bu konuyu değerlendireceğini söylemişti. Ancak bayrak şiiri hala ders kitaplarında yerini almadı. Bakanlık makamı ne kadar tatlıymış! Bütün inandıklarını feda etmeye değer bir makammış. Allah, bize, böyle olacaksa, inandığımız değerleri unutmamıza neden olacaksa bu makamları bizlere, sizlere nasip etmesin. İnançlarımızla, değerlerimizle bizim her makama talip olmamız lazım ve o makamlarda da bu değerlerle oturmamız lazım. Yoksa bir anlamı yok” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.