Meriç’te insanlık ölüyor

Meriç’te insanlık ölüyor

Meriç’te insanlık ölüyor

Türkiye, İdlib’de 33 askerimizin şehit edilmesinin ardından, mültecilerin Avrupa’ya geçişi için sınır kapılarını açtı. Meriç Nehri’nden Yunanistan’a geçmek isteyen mülteciler, bin bir hayal ve umutla Yunanistan sınırına akın etti.

Sınırı geçmeyi başaran mülteciler, daha sonra Yunan askerlerinin sert muamelesine maruz kaldı. Birçok mülteci darp edildi, birçoğu çırılçıplak soyulup Türkiye’ye gönderildi, kimisinin de geçişi sırasında botları batırıldı. Diğer yandan askerlerin ateş açması sonucu 2 mülteci hayatını kaybetti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket eden Yunanistan’da, acılı bekleyiş sürüyor.

Türkiye’nin Avrupa kapılarını açma kararının ardından binlerce göçmen sınır kapılarına akın etti. Aralarında Suriye, Afganistan ve Afrika ülkelerinden insanların yer aldığı göçmenler, daha iyi bir hayat için Avrupa’ya gitmek istedi. Büyük umutlarla bir hafta boyunca Yunanistan üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan göçmenlerin hayalleri hüsran ile sonuçlanıyor. Edirne İpsala Sınır Kapısı’ndan Yunanistan’a geçemeyen göçmenler, Meriç Nehri üzerindeki köylerden karşı tarafa geçmeye çalıştı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket eden Yunanistan, göçmenlerin cep telefonunu ve paralarını alarak gasp ve şiddet uyguladı.

MÜLTECİLERE ŞİDDET VE GASP

Suriye’den bir ay önce Türkiye’ye gelen, sınır hatlarının açılmasıyla birlikte Edirne’ye 150 km yürüyerek gelen Cabil ve kardeşleri, “Bir ay evvel Suriye’nin Halep kentinden Türkiye’ye kardeşlerimle birlikte geldim. Daha sonra sınır kapılarının açık olduğu haberini aldım. Ben ve 3 kardeşim Edirne’ye doğru yola çıktık. Yaklaşık 150 km yol yürüyerek buradaki Meriç Nehri’ne kadar geldik. Cebimizde bin 500 dolar para vardı. Meriç Nehri’ni 4 gün önce geçmeyi başardık. Ancak kısa sürede Yunan askeri bizleri yakalayarak nezaret gibi bir yere götürdü. Orada 4 gün boyunca ben ve kardeşlerim çeşitli işkenceler gördük. Hepimizin cep telefonlarını ve paralarımızı aldılar. O kadar zalimlerdi ki, bir yudum dahi su vermediler. Sizler de görüyorsunuz, yüzümü morarttılar. Bunlar Yunan zalimin eseridir. Biz umudumuzu burada kaybettik ve Edirne’ye geri gidiyoruz” dedi.

ÇIRILÇIPLAK SOYUP GERİ GÖNDERDİLER

Tam 12 kez Yunan sınırını aşan ve Türkiye’ye geri dönen Afganistan uyruklu Ömer ve arkadaşları, “Biz beş arkadaş, 12-13 kez Yunanistan sınırını geçmeyi başardık. Ancak belli bir mesafe gittikten sonra Yunan polisi bizi yakalayarak geri gönderdi. En son Meriç Nehri üstünden sınırı geçmeye karar verdik. Yunan askeri bize silahla ateş etti ve botumuzu batırdı. Canımızı zor kurtardık. Geriye kalan sadece bir kürek oldu. Hepimizin paralarını gasp ettiler, telefonlarımızı aldılar. Arkadaşlarımızı çırılçıplak soyup geri gönderdiler. Biz ilk sınırı geçtiğimizde 2 bin kişiydik. İçimizden bazılarına ateş ettiler ve birkaçını vurdular. Öyle kötü şeyler duyduk ki; küçücük çocuklara taciz ve tecavüz edildiği söyleniyor” diye konuştu.

GÖÇÜN ASIL SORUMLUSU BATILI DEVLETLERDİR

Kendisinin de Bulgar göçmeni olduğunu dile getiren Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Mustafa İriş, sınırda yaşanan insanlık dramını gazetemize değerlendirdi. İriş, “İnsanlar kendi yaşadıkları topraklardan hiçbir zaman göçmek istemez. Bugün Yunanistan sınırında binlerce göçmen daha iyi bir hayat için Avrupa’ya göçmek istiyor. Yunanistan’ın göçmenlere uyguladığı zulüm kabul edilemez. Bu durumun asıl sorumlusu Afganistan’ı, Afrika’yı, Suriye’yi karıştıran Batı devletleridir. Sömürücü zihniyetin sonucunda bu insanlar vatanlarından olmuşlardır. Şu anda Avrupa halkı da yönetimlerini sorgulamaktadır. Avrupa, artık sömürücü zihniyetinin bedelini ödeyecektir” diye konuştu.

Ali Çağlar Tınbek , Baki Sancak

Kaynak : Milli Gazete

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.