Öğrencilerden Yusuf Tekin'e "Simurg" benzetmesi

Öğrencilerden Yusuf Tekin'e "Simurg" benzetmesi

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğrenci Çalıştayları" kapsamında, 7 bölgeden ve 15 farklı ilden gelen 25 öğrencinin yer aldığı danışma kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Buluşmada dikkat çeken anlardan biri...

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğrenci Çalıştayları" kapsamında, 7 bölgeden ve 15 farklı ilden gelen 25 öğrencinin yer aldığı danışma kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Buluşmada dikkat çeken anlardan biri Danışma Kurulu üyesi 9. sınıf öğrencisinin Bakan Tekin'e "Simurg" benzetmesi oldu.

Bakan Tekin, konuşmasının ardından "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Öğrenci Çalıştayları" kapsamında, yedi bölgeden ve on beş farklı ilden gelen 27 öğrencinin yer aldığı danışma kurulu üyeleriyle bir araya geldi.

Danışma Kurulu üyesi öğrenciler, Maarif Modeli'ne ilişkin görüş ve önerilerini Bakan Tekin'e aktardı.

Buluşmada, dikkat çeken anlardan biri Danışma Kurulu üyesi 9. sınıf öğrencisinin Bakan Tekin'e "Simurg" benzetmesi oldu.

Öğrenci, "Simurg Kuşu Efsanesi"ni anlatarak Bakan Tekin'in Maarif Modeli'ni hayata geçirmek için aldığı risklerin ve karşılaştığı zorlukların farkında olduklarını ifade etti ve Bakan Tekin'e "Siz bizim Simurg'umuzsunuz." sözleriyle hitap etti.

Öğrenci, ayrıca üzerinde "Simurg Sizsiniz" yazılı bir tabloyu da Bakan Tekin'e hediye etti.

Başka bir öğrenci de Maarif Modeli'ne ilişkin hazırladıkları dergileri Bakan Tekin'e sunarak, eğitimlerine yaptığı katkıdan dolayı teşekkür etti. Bakan Tekin, daha sonra öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Simurg Kuşu Efsanesi nedir?
Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan ve Kaf Dağı’nda yaşayan Simurg, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. Ama içlerinden onu gören olmamış. Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.

Kuşlar, Hüdhüd’ün öncülüğünde göğe doğru uçmaya başlamışlar. “Ancak yol uzun, menzil de epey uzakmış.”

Önce “Talep Vadisi”ne girmişler önlerine sayısız zorluk çıkmış ama kuşlar tüm zorluklara rağmen Simurg’a ulaşmak istiyormuş, bu yüzden yola devam etmişler…

Sonra önlerinde “Aşk Vadisi” belirmiş. Kuşlar neyi var neyi yoksa bu vadide vermiş, yakıp kül etmiş.

İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler.

Ardından önlerine uçsuz bucaksız “Marifet Vadisi” serilmiş. Bu vadideki yol hem çok uzunmuş hem de türlü türlüymüş. Her kuş kendi kanadına göre yol alıyormuş.

“Kuşkusuz herkesin yolculuğu başka olduğundan hiçbir kuşun uçuşu aynı değilmiş.”

“Herkes kendi olgunluğuna göre görüş sahibi oluyormuş ve hakikatte yerini buluyormuş.”

Marifet Vadisi’nin ardından “İstiğna/ Gönül Tokluğu Vadisi’ne düşmüş yolları. Durmadan beklemeden devamlı uçmaları gerekiyormuş. Bu zamana kadar aştıkları vadileri ve varacakları yeri düşünmeden uçmaya devam etmeleri gerekliymiş.

Bu vadiye gelene kadar kuşların kimisi ‘Aşk Denizi’ne’ dalmış, kimisi ‘Marifet Vadisi’nde’ kopmuş sürüden. Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle.

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını; Balıkçıl kuşu bataklığını özlemiş…

Ardından “Birlik Vadisi”ne ulaşmışlar. Yola devam eden kuşlar, bu vadiden geçerken olumsuz özelliklerinden arınmış, benliklerinden sıyrılmış.

Kuşlar tam Simurg’a ulaştıklarını zannettikleri sırada “Hayret Vadisi”ne gelmişler. Bu vadide hep bir üzüntüyle karşılaşmışlar. Bir ara hayrete düşüp yollarını yitirmişler.

“Ben ne yapayım?” demeyi bırak bu zamana kadar bunu söyleyip durdun bundan sonra söyleme demiş Hüdhüd diğer yolcu kuşlara.

Yorulanlar ve vazgeçenler olmuş ama bir kısmı Hüdhüd’ü dinleyip yola devam etmeyi seçmiş.

Tam kayboldum zannettikleri sırada “Fena Vadisi”nde bulmuşlar kendilerini. Hiçbir şeyleri kalmamış, hepsini geride bırakmışlar artık. İyiyi ve kötüyü eritmişler yüreklerinde.

Ümitlerini yitirdikleri an nihayet Simurg’un bulunduğu yere ulaşmışlar. Fakat geriye sadece otuz kuş kalmış. Simurg’un evinin yansımasında kendilerini görmüşler. Anlamışlar ki, arayıp durdukları, bunca yol geldikleri Simurg, kendileriymiş ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculukmuş.

“Simurg, yolun çilesine katlananların yolun sonunda gördükleri aynadır.”

Bizim de niyetimiz, gerçek kendilik yolculuğunda kendini bilmek isteyenlere bir ayna olabilmek ve bu yolculuğa tanıklık etmektir.

Neticede “her yol kişiye varır, kişinin kendisine.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.