Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Öğretmenlereİçini Dökmüş, bakın neler söylemiş.

Ömer Dinçer-Kimse Benden Hamaset Beklemesin..

Ben süslü sözler söylemem. Sırf gönül almak için ya da şirin gözükmek için hamaset yapamam. Öğretmenleri çok seviyorum ve onların gerçek itibarını kazanmasını sağlamak için uğraşıyorum. Farklı bir mizacım var. Dosdoğru bir adamım ben.

İki Şeyi Çok Önemsiyorum..

Milli eğitimde önemsediğim birinci konu Öğretmen ikinci konu ise mesleki eğitimdir.

TES-Kimse sizden hamaset beklemiyor Sayın Bakan, ancak hamaset kelimesi ile neyi kastettiğiniz pek anlaşılmıyor. Hamaset kelimesini, insanları motive etmek amacıyla kullanıyorsanız, yine bir hata yapmışsınız demektir. Çünkü, sizin, en başta gelen göreviniz, eğitim çalışanlarının motive olmasını sağlamaktır. Bunun için hamaset yapmak gerekiyorsa, yapacaksınız, kimse sizden yapamayacağınız sözler vermenizi, bütün problemleri bugünden yarına çözmenizi beklemiyor ama yapabileceklerinizi neden yapmıyorsunuz? Yarattığınız ilk algı, eğitimde başarısızlığın sebebinin öğretmen olduğu algısıydı.Bunu siz yaratmadınız mı?Sayın Başbakan, öğretmenler az çalışıyor, çok kazanıyor derken, neredeydiniz? Niye onları sahiplenmediniz? Koltuk altımdan gider diye mi korktunuz?

Çok önemsediğini söylediğiniz öğretmen için, hangi olumlu adımı attınız? Özlük hakları geriye giderken, en az kazanan meslek grubu haline gelirken, hak etmedikleri saldırılara uğrarken sizi hiç piyasada görmedik. Mesleki eğitim konusunda da bir adımınıza şahit olan varsa beri gelsin.

Ömer Dinçer-Kararları Tek Başıma Vermedim.

Eğitimle ilgili kararları, sistem değişikliklerini ve projeleri eğitim çalıştaylarından çıkan sonuçlar ve sonrasındaki 6 aylık çalışma neticesinde ortaya konan görüşler çerçevesinde verdik. Bu kararlar, bugün itiraz eden sendikaların içerisinde bulunduğu çalıştaylardaşekillendi.

TES-Sendikalarısorumluluğunuza alet etmeye çalışmak size bir şey kazandırmaz sayın Dinçer, bu yaptığınız çalıştaylarda kaç sendika temsilcisi vardı? Alınan kararlar sendikamızın muhalefetine rağmen, çağırdığınız çoğunluğun kararı ile geçmedi mi? Sizin yandaşlarınız olan sendikayı kast ediyorsanız, o başka bir şeydir, bu durumda hangi sendika, hangi kararınızı desteklemiş, bir açıklayın da biz de, öğretmenler de, kamuoyu da öğrensin. Kastınız 4+4+4 sitemi ise, bunu destekleyen sözde sendikayı bu ülkede bilmeye kalmadı. Şunda haklısınız, bu sendika bezirganları bugünlerde sizi eleştirerek, puan toplamaya, sendikalarından istifayı engellemeye çalışıyorlar, bunları yanınıza çekmeniz çok kolay sayın Bakan, boş şube müdürlüğü mü kalmadı, ilçe müdürlüğü mü yok, verin makamı görün desteklerini. Bunlar boş makamları doldurmaya çok istekli bezirganlardır. Ne kadar makam o kadar destek görüsünüz.

Ömer Dinçer-Öğretmen Maaşı Artınca Mutlu Olmayacak..

Öğretmenin maaşı artınca öğretmen mutlu olmayacak. Öğretmenin asıl sorunu sistem içerisinde itibar sorunudur. Öğretmenin asli sorunları çözülmedikçe maaş artışı tek başına öğretmeni mutlu etmeyecek.

Öğretmeni Korumak İstedim YanlışAnlaşıldı..

Dünya Bankası raporundaki veriyi paylaştığımda sanki bütün öğretmenler devamsızlık yapıyor demişim gibi bir hava yaratıldı. Aslında söylemek istediğim duruma hakim olduğumuzdu. % 99.7 sinin devamlılığı olan bir camiaya devamsızlar demem mümkün mü? Bunu % 0.3 için söyledim ama tüm öğretmenler için söylemişim gibi lanse edildi. Oysa ki sadece Dünya Bankası verisinde ki rakamları paylaştım.

TES-Tek başına para her şey değildir, ancak yaşamak için de yeteri kadar paranız olmasılazım gelir. 2011 yılı Temmuz ayından bu yana Milli Eğitim Bakanısınız, aradan tam 16 ay geçmiş, öğretmenlerin mali durumlarını düzeltecek, şunu da Ömer Dinçer bize kazandırmıştı diyebileceğimiz bir tek örnek var mı? Öğretmen dışında, diğer eğitim çalışanları için ortaya koyduğunuz bir kazanımımız var mı? Yok. Öğretmenlerin itibar sorunu sizin geldiğinizden günden bugüne artarak devam etti. Hangi tedbiri aldınız? Oluşturduğunuz ALO 147 hattı, çoğu kere öğretmeni ihbar hattına dönüşmedi mi?

TES-Hadi, öğretmenlerin mali durumlarını düzeltemediniz. Öğretmenleri Eminönü’nde yem bekleyen güvercinlere benzeterek mi, onlara itibar sağlayacaksınız? Sayın Bakan, söz söylemek bir sanattır, boğaz dokuz boğumdur, söz, söyleyene kadar sizin esiriniz, söyledikten sonra siz onun esiri olursunuz. Belki bilerek, belki de fark etmeden, söyledikleriniz öğretmenleri rencide etti, aynı, Dünya Bankasıraporunda olduğu gibi. O halde daha bir düşünerek, söylediğiniz sözün ne anlama geleceğini yorumlayarak konuşmalısınız. Söyledikten sonra, ben şöyle demek istemiştim gibi açıklamalarınız durumu kurtaramaz. Siz Milli Eğitim Bakanısınız, Mehmet Ağa değil.

Ömer Dinçer-Kayıt Parasına Neden Soruşturma Açtım..

Tüm okulları uyarmamıza rağmen kayıt parası almakta bazı okullar direndiler. Kayıt parası bağış değildir.. Hak etmiyorsun ama Kayıt parası verirsen kaydın yapılır mantığı ya da hak ettin ama kayıt parası vermeden olmaz mantığı doğru bir yaklaşım değildir. Kimseye bağışalmayın ya da bağış yapacak olanı geri çevirin demiyoruz. Zaten soruşturma geçirip ceza okul müdürlerinin çoğunun okul gelirleri var. Kantin, servis, spor salonu vs.. den gelir elde ediyor.

TES-Sayın Bakan, bağış alarak kayıt yapılmasına Türk Eğitim Sen’de karşıdır. Bunu her vesile ile açıkladık. Ancak, sizden önceki bakanlar buna göz yumdular, tavşana kaç tazıya tut dediler. Bu müdürlere ceza vermeniz, yanlış olacaktır. İkazınızıyaptınız, bu cezalardan vazgeçiniz diye, defalarca yüzünüze söyledik.Ancak, inadım inat mantığınızı burada da yürüttünüz. Kayıt parası alınmasına engel oldunuz, ama okulların ihtiyaç içinde yüzmesine de seyirci kalıyorsunuz. Okulların ne durumda olduğundan ne kadar haberdarsınız? Ülkemizde kaç okulun, kantin, servis, spor salonu geliri var? Bu cümleleriniz dahi, bu işin ne kadar uzağında olduğunu çok net göstermektedir. Bu işi gerçekten çözmek mi istiyor, yoksa tribünlere mi oynuyorsunuz, bakın ey vatandaşlar sizin paranızı alan bu okul müdürlerine nasıl ders verdim, sizin haklarınızı en çok ben korurum mu, demek istiyorsunuz? Bu problemi çözmek istiyorsanız, her okula öğrenci başına, MEB bütçesinden ödenek ayırırsınız, Türk Eğitim Sen size verdiği yazılı raporda, öğrenci başına 100 TL ödenek ayrılmasını istemişti, bunu yapmak için, bir iradenizi bugüne kadar görmedik.

Ömer Dinçer-Eş ve Özür Durumundan Tayin İsteyen Öğretmenlerin sayısı 50.600 dü. Bütün bu yer değiştirmelerin gerçekleşmesi mümkün değildi. Norm fazlası olan yerlere daha fazla öğretmen ataması yapmak ne kadar uygun olurdu.

TES-Sayın Dinçer, buna, özrünüz kabahatınızdan büyük denir. Zorla alan değiştirdiğiniz bir çok öğretmen, bugün sendikamızı arıyor, ben ne yaptım, bu alana geçmek bana acı veriyor, başarılı olamıyorum, öğrencilerime mahcup oluyorum diye feryat ediyor. Bu mudur, problem çözmek. Bu yaptığınız, gerçekten istekli olarak alan değiştirenler hariç, zuldür. Milli Eğitim Bakanlığının tarihine geçen bir kara lekedir.

Siz değil miydiniz, öğretmenler daha iyi yetişmelidir, yetişmeleri konusunda her türlü tedbiri alacağız diyen. Ne yaptınız, öğretmenin uzmanlaştığı, başarılıolduğu alandan zorla çıkmasını sağladınız. Bu mudur, öğretmenin iyi yetişmesi? Sayın Bakan, hayırlı bir iş mi yapmak istiyorsunuz? Zorla alan değiştirdiğiniz, hatta memur yaptığınız bu öğretmenlere, kendi alanlarına yeniden dönme hakkıveriniz. Emin olun bu tavrınızı Türk Eğitim Sen olarak ayakta alkışlayacak, tebrik edeceğiz.

Sendikacılığı Kapının Önünde Bırakmayan Öğretmeni Affetmem..

Dinini, mezhebini ve sendikasınısınıf kapısının önünde bırakmayan öğretmeni affetmem. Herkes sendikalı olabilir ama bunu öğretmenliğine yansıtmamalı. Sendikalar dünyanın en önemli sivil toplum örgütleridir ama sınıflara taşınmamalıdır.

Bu cümleleriniz çok anlamsız sayın Dinçer, sendikacılığın nerede yapıldığından bile habersizsiniz, ne yapmaya çalıştığınız belli değil, sendikaları yermek mi, övmek mi istiyorsunuz? Sendikacılık, elbette, sınıfta yapılmaz, sendikacılığıöğrenciye taşıyan bir öğretmeni, ya da eğitim sendikasını bugüne kadar duymadık, görmedik. Bu cümleniz anlamsız olduğu kadar, aba altından sopa göstermek gibi bir sonuç ortaya koyuyor. Sendikal faaliyet 4688 sayılı Kanun, ilgili yönetmelikler doğrultusunda yapılıyor, bu sebeple tüm eğitim çalışanlarısendikacılığın nerede, ne zaman yapılacağını çok iyi bilirler. Sendikacılığın, farklı sendikalara üye olmanın, birbirine düşmanlık anlamına gelmediğini de, öğretmenlerimiz çok iyi bilirler. Sendikalar, zaman zaman, birbirine karşı sert söylemlerde bulunsa da, hak ve menfaatlerimiz için bir araya gelmekten de çekinmeyiz. Öğretmenlere yapılan saldırılarda, tüm sendikaların bir ve beraberce ortak tepki koymaları bunun en açık göstergesidir.

Ömer Dinçer-Öğretmenlerimizi çok seviyorum..

Öğretmenlerimizi çok seviyorum ve onlara verdikleri emek için çok teşekkür ediyorum. Yanlış anlaşılmak istemiyorum. Öğretmeni itibarsızlaştıran bir bakan olarak anılmak istemiyorum. Ben öğretmene itibar kazandırmaya ve sistem içerisinde tıkanıklık yaşayan öğretmeni bu tıkanıklıktan kurtarmaya çalışıyorum. Öğretmene kariyer kazandırmaya, hak ettiği değeri bulmasına destek olmaya çalışıyorum...

TES-Bu cümlelerinizi önemsiyoruz, bu ifadelerde, yaptıklarının eksik ve yanlışolduğunu hisseden, bu eksikliklerinin farkında olan bir Ömer Dinçer var. Biz de, Türk Eğitim Sen olarak, onca eksiğiniz, kusurunuza rağmen, insan beşerdir,şaşar, anlayışından hareketle, gerçekten öğretmen ve eğitim çalışanlarını mutlu kılmaya gayret sarf eden, onların mali ve özlük haklarının yanında olduğunu her zeminde gösteren bir Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer görmek istiyoruz.

Öğretmenleri gerçekten “sevin” sayın Bakan, öğretmenlerin, emin olun buna ihtiyacı var, ülkemizin de, kendine güvenen, mali ve sosyal problemleri en aza indirilmiş,geleceğinden emin bir öğretmen görüntüsüne o kadar ihtiyacı var ki, sayın Bakan, bilin ki, “Öğretmenle beraber kaybedilen toplumun geleceğidir.”

TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ