Doğan CEYLAN Gündemi Değerlendirdi

2012 yılının son röportajını Müfettişler dernek başkanı Doğan CEYLAN ile yaptık. Müfettişler derneği başkanı Doğan CEYLAN gündemi ve eğitimi sitemize değerlendirdi...

 

Müfettişlik mesleği sizinle özdeşleşmiş durumda ancak çoğu okurunuz sizi yeterince tanımıyor. Bize kendinizi tanır mısınız?

Sivas’ın Gemerek ilçesine bağlı Sızır Kasabası’nda doğdum.İlkokulu kasabamda bitirdim. Daha sonra Gemerek İmam Hatip ortaokuluna devam ettim. Yatılılık sınavlarını kazanıp Sivas İmam Hatip Lisesine girdim. 1987 de mezun oldum. Ardından Uludağ Üniversitesi EYO’nu bitirip Malatya’da öğretmenliğe başladım. 1996 da İnönü Üniversitesi EYD bölümünü bitirip müfettiş yrd. sınavlarını kazanarak ilköğretim müfettişi oldum. Cumhuriyet Üniversitesinde Yönetim ve Çalışma Psikolojisi alanında yüksek lisans eğitimimim tamamladım. Ağrı, Sivas, Kayseri, İstanbul illerinde çalıştım. Halen Ankara’da il eğitim denetmeni olarak görev yapıyorum. Evliyim, eşim öğretmen. Göktürk ve Gökalp isminde iki oğlum var.

Müfettişler Derneğini ne amaçla kurdunuz ve bu güne kadar ne tür çalışmalar yaptınız?

Asıl amacımız Türk Eğitim sistemine katkıda bulunmak ve gelişmesini sağlamak. Eğitim sistemini bütün olarak görüyoruz ancak mesleğimize ilişkin hak kayıpları nedeniyle mesleğimizin hak kayıplarına ilişkin çalışmalara öncelik vermek zorunda kaldık. Bu sorunlarımız olmasaydı tamamen sistemi geliştirmeye yönelik çalışmalara odaklanacaktık. Şimdi ikisini birden yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalara gelince kamuoyu basından takip etmiştir. İnanın saymakla bitiremeyiz. Müfettişlerin haklarını aramak için iki kez Bakanlık önünde basın açıklaması yaptık. Gazetelere ilanlar verdik. Televizyon programlarına katıldık. Bir çok dava açtık, yazılı taleplerde bulunduk….. Biz bu hak arayışı sırasında eğitime katkımızı sunmaya da devam ettik. Birçok hususta Bakanlığa önerilerde bulunduk, mevzuata ilişkin değerlendirmeler yaptık, mevzuat hazırlama çalışmalarına katıldık, öğretim programlarının hazırlamasına katıldık…. Öğretmen ve yöneticilerin haklarının aranması konusunda da müfettişlerin ki kadar çaba sarfettik.

Müfettişlere karşı öğretmenlerin bakış açısını neden olumsuz?

Bu olumsuz imaj geçmişten geliyor. Biz mesleğe girmeden de böyleydi. Hatta bazı meslektaşımızın müfettiş olma gerekçeleri arasında müfettişlerle yaşadıkları olumsuz anılar bile vardır. Biz mesleğe girdik gireli bu imajı düzeltmek için çok çaba sarfettik ama yargıları değiştirmek öyle zor ki başarılı olamıyoruz. “Müfettişlere ulaşılamaz” yargısını yıkmak için cep telefonlarımızı, e-posta adreslerimizi okullara bıraktık. Sitelerde öğretmenlerimizin sorularını cevapladık. Televizyon programlarına katılıp mesleğimizi anlattık, dernek olarak öğretmen ve yöneticilerin haklarını korumak için onlarca basın açıklaması yaptık, Bakanlığa onlar için yazılar yazdık... Müfettişlerin tutum ve nitelikleri aslında çok değişti ama yargılar aynı kaldı. Hani derler ya “Adınız çıkacağına canınız çıksın” bizim meslek böyle işte.16 yıldır bu imajı değiştirmeye çalışmaktan yorgun düştüm. Müfettişlik çok değişti ama müfettişlere karşı yargı değişmedi.

Teftişte yeni yapılanma ne durumda?

Binlerce yıllık devlet geleneği olan bir milletiniz ama doğru dürüst bir denetim sistemi oluşturamamışız. Uzun süredir bu yönde çalışmalar yapılıyor. Meclis araştırmaları yapılmış, şuralarda kararlar alınmış teftiş tek yapıda organize edilmeli diye ama yıllardır bir sonuç yok. Sayın Ömer Dinçer bu yıl önemli bir çalışma yapıp bakanlığın teşkilat yapısını değiştirdi. Teftişle ilgili de bir çalışma yapılmasını istedi ama çalışma bir türlü sonuçlanmadı. Şu anda bakanlık merkez teşkilatındaki Milli Eğitim Denetçilerinin görev alanlarındaki kurumların tamamı bize verilmiş durumda. Yapılan çalışmanın sonuçlanmasını bekliyoruz.

Denetmen unvanını kabullenebildiniz mi?

Bu konuda hem idare mahkemesi hem de Danıştayda devam eden devalarımız kapsamında, “Eğitim müfettişi” unvanının “denetmene” dönüştürülmesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine götürülmesi için başvurularımız var. Ortada açık bir hukuksuzluk var. AYM Gümrük ve Ticaret Bakanlığındaki denetmen uygulamasını iptal etti. Bu da bize ümit veriyor. Zaten denetmen kavramı yeterince anlaşılamıyor. Milletin bildiği ve yüzlerce yıldır kullandığı “müfettiş” unvanını değiştirmek hukumetin kendi felsefesine bile ters düşen bir icraat oldu. Umarız yeni yapılanmada bu unvan hatası da düzeltilir.

Sizce en uygun unvan ne olur?

En uygun unvan, vatandaşın, öğrencinin, öğretmeninin, yöneticinin yani toplumdaki herkesin anlayacağı bir unvan olmalıdır. Çünkü bir vatandaşı ifadeye çağırırken kendinizi denetmen olarak tanıttığınızda ne iş yaptığınızı anlamıyor, ifadeye bile gelmek istemiyor. Siz ikinci kez kendinizi müfettiş olarak tanıtmak zorunda kalıyorsunuz. O zaman ne iş yaptığınızı anlayabiliyor. “Eğitim Müfettişi” ise çok güzel ama hangi bakanlığa ait olduğu tam hissedilmiyor. Çünkü Bakanlığımızın adı “eğitim” değil “Milli Eğitim” Bu durumda mesleğimize en uygun düşecek unvan “ Milli Eğitim Müfettişi” dir.

Yakında müfettiş veya il eğitim denetmeni alımı yapılacak mı?

Şu anda meslektaşlarımızın sayısı olması gerekenin yarısı kadar. Rotasyon nedeniyle emekliye ayrılan arkadaşlarımız oldu. Bu durum iş yükümüzü ağırlaştırıyor. Mesai saatleri dışında hatta Cumartesi ve Pazar günleri bile çalışmak zorunda kaldığımız oluyor. Müfettiş açığı had safhada. Diğer yandan geçen yıldan beri liselerin teftişi de görev alanımıza girdiği için özellikle liselerin denetiminde her branştan müfettişe ihtiyacımız var. Bakanlığın teftişe ilişkin sistemi yapılandırmasını müteakiben derhal müfettiş alımına gitmesi gerekli. Benim beklentim bu yönde.

Gündeme ilişkin bazı konularda da görüşlerinizi almak isteriz. Öğrencilere kıyafet serbestliği konusunda ne düşüyorsunuz?

Daha önceki bakanımız döneminde bu yönde bir çalışma yapıldığında biz de açıklama yapmıştık. Bize göre ilkokul ve ortaokulda serbestlik olabilir ama liselerde formaya devam edilmesi daha uygun. Olaya sadece ekonomik farklılık açısından bakmamak lazım. Biz sosyal kontrol açısından da bakıyoruz. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla birlikte liselerdeki öğrenci niteliğinde düşüş, suçlarda artış olacaktır. Forma ile sadece okulda değil dışarıda da öğrencilerimiz kontrol altındaydı.

Kademeli eğitim nasıl gidiyor?

Maalesef dönüşüm sürecini bakanlık iyi yönetemedi. Okulların ya ilkokul veya ortaokula dönüşmesi gerekirken çoğu okul eski düzene devam ediyor. Bu da birçok soruna neden oluyor. Norm fazlası öğretmenler, öğretmen atamalarının tıkanması, yan alana geçişler, haftalık ders saatinin artırılması nedeniyle çok erken başlayıp geç biten dersler… Sorunlar hala devam ediyor.

Bakanlığın uzaktan eğitim çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Uzaktan eğitim, e-akademi çalışmaları güzel ancak cevapların internetten yayımlandığı, videoların izlenmeden cevapların işaretlendiği bir sistemde bunun faydalı olduğu söylenemez. Keşke Milli Eğitim Akademimizi içişleri bakanlığına vermeselerdi de yöneticilik sınavını kazananları veya müfettiş yardımcılarını kendi akademimizde yetiştirebilseydik

Dershanelerin kapatılması konusunda neler söylemek istersiniz?

Dershanelerin kapatılması için henüz erken, liselerde zorunlu eğitim yeni başladı. Öncelikle bunun oturması lazım. Önce ortaokul ve liselerde eğitim standardı sağlanmalı, Üniversiteye geçiş sistemi değiştirilmeli ondan sonra dershaneler kapatılabilir. Bu süreçte Dershaneler de kendi çalışmalarını yaparlar, okula dönüşecekler binalarını yaparlar, dönüşmeyecekler başlarının çaresine bakarlar. Yoksa bir günde dershane kapatıp sektördeki onbinlerce çalışanı ortada bırakmak devlete yakışmaz. Eğitim sistemine fayda da sağlamaz. Dersanelerin kapatılmasını doğru buluyorum ama zamanı geldiğinde.

Okulların mali sorunları nasıl çözülür?

Eğitim sistemimizdeki temel sorulardan biri okulların ekonomik sorunları. Yaklaşık 5 yıl önce öğrenci sayısı dikkate alınarak tüm okullara katkı payı veya ödenek gönderilmesi gerektiği konusunda Bakanlığa bir rapor sunmuştuk. Okulların bütün ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığı açıklamaları yapılsa da bunun gerçekçi olmadığını herkes biliyor. Okullarımızda kadrolu hizmetli yok denecek kadar az. Bu nedenle okul aile birlikleri hizmetli çalıştırmak zorunda kalıyor ve gelirlerinin çoğunu buna harcıyorlar. Geçen yıl kayıt döneminde veliden para talep edilmemesi konusunda binlerce okul yöneticisi hakkında soruşturma yaptırıldı. Bu yıl da okullarda aidat toplanmaması konusunda sayın başbakanımızın, bakanımıza talimatı oldu. Bu durumda okullara ödenek gönderilmesinden başka çare yok. Bakanlık bütün okullara ihtiyaç duyduğu ödeneği gönderirse ne bağış toplanır ne aidat. Okul yöneticileri de asıl işleri olan eğitim liderliğini yaparlar.

FATİH projesi eğitimde iyileşme sağlayacak mı?

FATİH önemli bir proje ancak her proje gibi FATİH te onu yürütecek ekiple başarıya ulaşabilir. Projede donanım üzerinde fazla duruluyor ve uygulayıcılar arka planda kalıyor. Öncelikle öğretmenlerin projeye inandırılması, mesleki açıdan moral ve motivasyonlarının artırılması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa sınıfa akıllı tahta koymakla ÖYS’de sıfır çeken 700.000 öğrenciyi azaltamayız.

Bakanlığın öğretmen ve yöneticilere karşı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda bir değişim yaşandı. Geçen yıllara göre daha olumlu mesajlar veriliyor, öğretmene değer verildiği ifade ediliyor. Bu değişikliğin öğretmenler gününden sonra da devam etmesi ve daha somut adımlar atılması gerekli

Son dönemdeki Milli Eğitim Müdürü atamaları hakkındaki düşünceniz nedir?

İşi ehline vermek lazım. Merkez teşkilatında bu konuda sıkıntıların olduğu malum ama bakanlığın atamış olduğu il müdürlerinin çoğu, aktif, vizyoner ve proje odaklı çalışan kişiler. Bu bağlamda geçmiş dönemdeki müdürlere göre daha başarılı çalışmalar yapılıyor. Beğeniyle takip ediyorum. Darısı merkez teşkilatının başına.

Ankara’daki eğitim çalışmalarını nasıl buldunuz?

Beklediğim düzeyde değil! Burası başkent ama birçok mahallesi gecekondulardan oluşuyor. Buralarda eğitimin köy okullarından farkı yok. İlk izlenimim bu oldu. Birçok ilimizde olduğu gibi burada da il ve ilçe müdürlüklerince değişik çalışmalar yapıldığını gördüm. Henüz bir değerlendirme yapmak için erken.

 

kamudan haber

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri