Siz Şapka Takın Biz Kravat(a) Takmayız

Siz Şapka Takın Biz Kravat(a) Takmayız

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Yüksel HAŞLAK’ın Kılık Kıyafet Eylemleri Üzerine Basın Açıklamasıdır.

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Yüksel HAŞLAK’ın Kılık Kıyafet Eylemleri Üzerine Basın Açıklamasıdır.

Siz Şapka Takın Biz Kravat(a) Takmayız

Daha önce yazdığım yazımda idari makamdaki bazı kamu görevlilerin sahte saygı seremonilerine, takıntı derecesinde önem verdiklerini belirtmiştim. O günden bu güne değişen bir şey olmamış ki bazı valiler, kaymakamlar kravat takmayan öğretmenlere ve kamu çalışanlarına yönelik uyarılar yapıp, 81 ihtilalini yapan Cuntacı zihniyetin kılık kıyafet yönetmeliğini hatırlatan resmi yazıları okullara göndermekte hatta toplantılarda sendikal eyleme uyan bu arkadaşlarımızı dışarı çıkartmaktadırlar.

İdari düzenleme mahiyetindeki söz konusu Yönetmeliğin halen varlığını sürdürmesi anlaşılır değildir. Pantolonun kumaşı, kazağın yakası, ayakkabının topuk boyu, ense tıraşı ve bıyıkla ilgilenen bir yönetmeliğin antidemokratik dayatmasını kabul etmiyoruz. Eğitimin niteliği, öğretmenin verimliliği ile ilgilenmek varken kıyafetin tam tekmilliği ile gündem tutan yönetim anlayışını çağ dışı buluyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, hukuki dayanaktan yoksun olmasına rağmen yıllarca sürdürülen başörtüsü yasağının kaldırılması için verdiğimiz mücadele olumlu sonuçlanmış, kadın çalışanlar yönünden yönetmelikte geçen ‘başı açık’ ifadesi kaldırılarak, başörtülü olarak çalışma hakkı hukuki güvenceye kavuşturulmuştur.

En son olarak da, yapılan değişiklikle Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda çalışan 30 bin sivil memur için bu istisna kaldırıldı. Böylece sivil kadın memurların işe başörtüsüyle gitmelerinin önü açıldı.

 Ancak, çağ dışı yönetmeliğin erkek kamu görevlileri için öngördüğü kısıtlama ve yasaklamalar hâlâ devam etmektedir.

Kanuna Uymayanlar, yönetmelik dayatması yapamaz. Siz şapka giyin biz kravat takarız.

Şu an milletvekillerinin, idari kurum çalışanlarının, yargı mensuplarının, belediye, özel idare, genel idare, memurlarının ve müstahdemlerin şapka takma zorunluluğu var. Bu kanunlara muhalefet edenlere ve bu yasaların aleyhine yorum yapanlara ceza öngörülüyor fakat bu yasaların bazılarına hiç kimse uymuyor ve birçok insan yorum yaparken yasaların aleyhine yorum yapıyor. Bazı yasalar uygulamada, toplumda artık geçerli değil. Dolayısıyla ortada bir çelişki var. Ya savcılarımız yasaya uymayanlar hakkında hukuki işlem yapacak ya da kanun yürürlükten kaldırılacak. Eğer suçsa bu suçu herkesin işlediği ortadadır. Demokratik ve çağdaş bir ülke olma iddiasında olan ülkemizde bu yasakların insan haklarına aykırı olduğu kanaatindeyim. Şapka Kanunu Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaşlaşma çabası çerçevesinde çıkarılmış "inkılap kanunu" niteliğinde bir kanundur.

Bu hassas süreçte kılık-kıyafeti OHAL’e has çıkarılmış özel uygulamaların kapsamına almak, buna alet etmek ise bunun için çıkarılmış kanunları ters yüz etmek olacaktır. Bu konuda tuhaf yaptırımları uygulamaya çalışanlar şunu bilsin ki, darbe ürünü kılık-kıyafet yönetmeliğini takmama konusunda kararlıyız. Öğrencilerin serbest kıyafet hakkının olduğu yerde, öğretmene, kamu çalışanına “ne giyeceğine karar veremeyen insan” muamelesi yapmak kabul edilebilir bir şey değildir. Kılık kıyafet yönetmeliğinde kıyafet konusunda kısıtlamalar ve yasakların varlığı kamu çalışanlarını huzursuz etmektedir. Kılık kıyafetle ilgili uygulamanın sendikal eylemle değil kanun ya da yönetmelikle hukuki bir zemine oturtulması gerektiği düşünülmelidir.

Erkek kamu görevlilerinin kılık kıyafet tercihleri, günümüzdeki bir kısım sözde demokrat, özgürlükçü; özde darbe anayasası ürünü kılık kıyafet yönetmeliğinin tutarsız savunucularının merhametine bırakılmamalıdır.

15 Temmuz darbe girişimini ve halkın buna karşı sergilediği direnişi diğer darbe süreçlerinden farklı olduğunu anlamamız gerekir. Bu nedenle darbe girişiminin temel farklılıklarını hatırlamakta fayda var. Milletin temel değerlerinden ödün vermediğini, canı ve kanı pahasına ortaya koyarak, darbeye “DUR” dedi. Yani millet üzerine düşeni yaptı! Bundan sonrası; milletin geleceği için siyasetin ve siyasetçinin millete layık olması, milli iradenin tüm hiyerarşinin üstünde olduğunu kabul etmesi ve milletin değerlerine önem verilme zamanıdır.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın vereceği müjde tüm memurları rahatlatacaktır. Eski Türkiye manzarasının en vazgeçilmez resimlerini oluşturan Kılık Kıyafet yönetmeliğine yeni Türkiye manzarasında hiç yer verilmemelidir.

                                                                                 Yüksel HAŞLAK

                                                                                  Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 Nolu

                                                                                  Şube Başkanı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum