Şükrü Kolukısa'dan "Kaşıkla Verip, Kepçeyle Alan" Düzene Tepki!

Şükrü Kolukısa'dan "Kaşıkla Verip, Kepçeyle Alan" Düzene Tepki!

Şükrü Kolukısa, Afyonkarahisar 1 ve 2 No’lu şubelerin genişletilmiş il divan toplantısına katılarak, sendikal çalışmalara ve eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, ek ders esaslarındaki adaletsizliklerin giderilmesi, ek ders ücretlerinin artırılması, başta hizmetli, memur, şefler olmak üzere, genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı personelinin mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılması, akademik özgürlüğün, hukuka bağlılığın ve çalışma barışının esası için üniversitelerde rektörlerin yetkilerinin sınırlandırılması, idari iş ve tasarruflarının denetlenmesi, idari personele üniversitelerarası merkezî tayin hakkı verilmesi,  muvafakat keyfîliğinin kader olmaması; idari personele, akademik personele tanınan geliştirme ödeneği ve yükseköğretim tazminatı başta olmak üzere, bazı özlük ve mali hakların verilmesi gerektiğini ifade ederek, “Eğitim bir bütündür. Eğitim çalışanlarının sorunları çözüme kavuşturulmadan, eğitime katkılarının, emeklerinin karşılığı ödenmeden başarı beklemek olmayacak duaya amin demektir. Bu nedenle, eğitim çalışanlarının memnuniyeti, temel sorunlarının çözümü ve talepleri eğitim politikasının ilk sırasına konulmalıdır” dedi.


 

Şükrü Kolukısa, Afyonkarahisar 1 ve 2 No’lu şubelerin genişletilmiş il divan toplantısına katılarak, sendikal çalışmalara ve eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Her platformu, eğitim çalışanlarının sorunlarının konuşulduğu, çözümün tartışıldığı, önerilerin görüşüldüğü mekânlar hâline getirdiklerini belirten Kolukısa, “Son toplu sözleşmede izzeti kuşandık, zillete imza atmadık. Tekliflerimiz rasyonel, makul ve makbul tekliflerdi. Ancak, Kamu İşveren Heyeti’nin gerçekleri görmemekteki ısrarı, sürecin mutabakatsızlıkla sonuçlanmasına; hakem kurulunun hakkaniyete aykırı karar vermesi, haklarının iyileştirilmesini bekleyen kamu görevlilerinin hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştur. Gelinen nokta, toplu sözleşme düzeninin ve sendikal mevzuatın değişmesi gerektiğini ortaya koymuştur. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu düzeltilmedikçe hakça pazarlık mümkün değildir. 4688 sayılı Kanun da toplu sözleşme masası da adil bir şekilde yeniden düzenlenmeli, sendikal hayat üzerindeki yasaklar kaldırılmalıdır. Bunun için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” şeklinde konuştu.



 

Eğitim Vizyon Belgesi artık icraata dönüşmelidir

2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde belirlenen hedeflerin artık somut eylem adımlarına dönüşmesi gerektiğini dile getiren Kolukısa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim çalışanlarının ve eğitim sisteminin sorunları palyatif tedbirlerle, zülfüyâre dokunmayan kararlarla çözülemeyecek kadar derindir. Sürdürülebilir politikalar, eğitimin paydaşlarıyla istişare edilmesiyle mümkündür. Değişim ve dönüşüm adımları meşruiyet tartışmasına maruz kalmamalı, süreç, sahadaki tecrübelerle, paydaşların görüşleriyle olgunlaştırılmalıdır. Eğitim sistemine yapısal çözümler geçici değil, kalıcı müdahalelerle mümkündür. Biz bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”



 

Sözler tutulmalı, ek göstergenin kapsamı genişletilmelidir

Eğitim çalışanlarına yönelik vaatlerin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini kaydeden Kolukısa, Cumhurbaşkanlığı ikinci 100 Günlük Eylem Planı’nda ve 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilen 3600 ek göstergenin daha fazla zaman geçirilmeden tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Meslek kanunu çıkarılmadan öğretmenlik hak ettiği yere gelemez

Öğretmenlik mesleğinin hak ettiği noktaya gelmesi izin herkesin üzerine düşeni yapması, elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Kolukısa, “Bu bağlamda atılması gereken en önemli adım Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasıdır. Mesleki standartlara kavuşmamış bir öğretmenlik sistemiyle eğitimde hedeflenen yerlere ulaşılması mümkün değildir. Öğretmenlik, kariyer mesleği hâline getirilmelidir. Sendika olarak, sahadan edindiğimiz tecrübeyi de entelektüel kapasite ve birikimimizi de en iyiyi üretmek için paylaşmaya hazırız” diye konuştu.



 

Farklı istihdam modellerine son verilmeli, atamalar kadrolu yapılmalıdır

Öğretmen istihdamında farklı modellere son verilmesi, atamaların kadrolu yapılması çağrısında bulunan Kolukısa, şöyle konuştu: “Ucuz ve güvencesiz hizmet alımı emek sömürüsüdür. Sözleşmeli, ücretli, vekil, fahri gibi kadrosuz istihdam türleri statü hukuku anlayışına yakışmıyor. Ücretli öğretmenlikle mesleğin standartlarını düşürmek, öğretmenin emeğini ucuzlatarak personel masraflarından kısıntı yapmak, eğitimin kalitesine ve öğretmenliğin statüsüne ciddi bir darbe vurmaktır. 3+1 düzenlemesi elbette önemli bir adımdır ama yeterli değildir. Bütün kamu sistemi bir an evvel kadrolu istihdamda birleştirilmeli, adaletsizliklere son verilmelidir.”

Kolukısa, istihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini, bunun yapılması durumunda bazı sorunların çözüme kavuşturulacağını söyledi.

İdari kadrolarda görev yapan personelin özlük, mali ve sosyal hakları iyileştirilmelidir

Yardımcı hizmetler, genel idare hizmetleri ve teknik hizmetler sınıfı çalışanlarının eğitim sisteminin ana unsurları olduğunu, eğitime katkılarının inkâr edilemeyeceğini ifade eden Kolukısa, “Özlük, mali ve sosyal haklarda öğretmenlerle aradaki farklar giderilmelidir. Eğitim bir bütündür, ortaya çıkan eser ise herkesin ortak gayretinin sonucudur. Bu bütünlüğü sağlamanın yolu, idari kadrolarda görev yapan personeli özlük, mali ve sosyal haklar bakımından öğretmenler gibi ele almaktan geçmektedir” değerlendirmesinde bulundu.



 

Vergi dilimi adaletsizliğine acilen son verilmelidir

2020 yılı gelir vergisi matrahlarının yaklaşık olarak yeniden değerleme oranı kadar artırıldığına dikkat çeken Kolukısa, şöyle devam etti: “Yeniden değerleme oranı kadar artış olması doğru, geçmiş yılların eksiklerinin kapatılmaması ise yanlıştır. Gelir vergisinde yüzde 15’lik dilimin matrahı, kamu görevlilerinden yıl boyunca yüzde 20’lik gelir vergisi kesintisini gerektirmeyecek düzeye yükseltilmeliydi. Matrahlarda yüksek artış yapılamıyorsa, vergi oranları düşürülmeli ya da vergi kaynaklı gelir kaybı tazmin edilmelidir. Kamu görevlileri olarak, vergi ödemekten değil, vergi yükünün artmasından, vergi adaletinin sağlanmamasından, verginin maaşı azaltmasından rahatsızız. Vergi dilimi adaletsizliğine acilen son verilmelidir. Vergi kanunu çok kazanandan çok az kazanandan az olacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Kamu görevlileri, altı ay yaz, altı ay kış yaşama döngüsünden kurtarılmalıdır. Adalette, nimette ve külfette eşitlik istiyoruz.”

Darbecilerin izleri tamamen silinmelidir

Şükrü Kolukısa, kılık ve kıyafet yönetmeliğine de değinerek, yönetmeliğin darbe ürünü, darbecilerin izlerinin tamamen silinmesi için mücadelelerinin devam edeceğini belirterek, “Darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi için altı yıldır sivil itaatsizliğimizi sürdürüyoruz. Hükûmetten, bir dayatmayı daha kaldırmasını istiyoruz. Kamu görevlisine ne giyeceğini bir yönetmelikle anlatmak, rüştünü ispat etmemiş bir kamu görevlisi fotoğrafı üretmektir ve kamu görevlisinin ciddiyetine halel getirir. Dayatmalara da yasaklara da karşı olan sendika olarak kararlıyız ve antidemokratik yönetmelik kaldırılıncaya kadar sivil itaatsizliğimizi sürdüreceğiz” dedi.

Yeni bir yükseköğretim kanununun vakti geçiyor

Yeni bir yükseköğretim kanununun vaktinin çoktan geldiğini hatta geçtiğini söyleyen Kolukısa, sözlerini şöyle tamamladı: “Yükseköğretimde iş güvencesinin esas alındığı, katılımcı yönetimin öncelendiği yeni bir anlayışa ihtiyaç vardır. Akademik özgürlüğün, hukuka bağlılığın ve çalışma barışının esası için üniversitelerimizde rektörlerin yetkileri sınırlandırılmalı, idari iş ve tasarrufları denetlenmelidir. Yükseköğretim sistemi oligarşik yapıdan artık kurtarılmalı; yasakçı, baskıcı, keyfî uygulamalara son verilmelidir. Akademik yükselmede adil bir sistem tesis edilmelidir. Kadro alımlarında keyfîlik ortadan kaldırılmalı, norm kadro uygulamasından doğan mağduriyetler giderilmelidir. İdari personel, akademik personele tanınan yükseköğretim tazminatı, geliştirme ödeneği gibi temel bazı mali ve sosyal haklardan faydalandırılmalıdır. Üniversitelerimizde aynı statüye sahip personel arasında liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde adalete ve hakkaniyete uygun görevde yükselmenin önü açılmalıdır. Üniversite idari personeline üniversitelerarası merkezî atama ve yer değişikliğine imkân tanıyan bir sistem hayata geçirilmelidir. Bu taleplerimizin karşılanması için girişimlerimiz, çabalarımız devam edecektir.”





Eğitim-Bir-Sen Afyonkarahisar 1 No’lu Şube Başkanı Mustafa Arslan, 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa İşbilir de birer konuşma yaparak, çalışmaları hakkında bilgi verdiler.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.