Terörün Müsebbibi Benim

Terör saldırıları nedeniyle yine güne kötü başladı Türkiye. Hergün şehit haberleriyle yüreklerimiz yanıyor. Yetim çocukları, evlatlarını yitiren anne babaları tabutların başında boynu bükük, gözü yaşlı görmek içimizi kanatıyor.

Bu ülkenin insanlarına kurşun atan, bomba atan terör örgütü üyeleri yine bu ülkede doğup büyümüş bu ülkenin okullarına devam etmiş insanlar. Yıllarca okullarda iyi insan iyi vatandaş olmak için verilen eğitimden sonra böyle bir tablonun ortaya çıkması ortada önemli bir sorun olduğunu gösteriyor.

Devletin iyi insan yetiştirmek için, koyduğu hedefler gerçekleştirilebilse insanları seven, vicdan sahibi, merhametli, yardımsever, adil, toplumla uyumlu, kendisiyle barışık , mutlu bireylerin ortaya çıkması lazım. 

Yine devletin koymuş olduğu iyi vatandaş yetiştirme hedefi doğrultusunda, devlete karşı sorumluluklarını bilen, yeri geldiğinde hakkını arayan ama bunu yaparken asla zorbalık yapmayan, şiddete başvurmayan bireylerin ortaya çıkması lazım. Bunu başaramadığımız ve bedelini çok ağır ödediğimiz ortada.

 Ne üzücü ki daha okul sıralarındayken küçücük çocuklar devletin askerine polisine taş atıyor, bunun önüne geçilemiyor. Bu çocuklar büyüyor kurşun atıyor, bomba, roket atıyor.

Biz nerede hata yapıyoruz?

Daha önce birkaç açıklama yapıp, köşe yazıları yazmış, gazetelerde haber yapılmasını sağlayarak bu konuya dikkat çekmiştim. Zaman zaman emniyet teşkilatının çocukları kazanmak için örnek çalışmalar yaptığından bahsetmiş, bu çocukların eğitim işini üstlenen asıl birim Milli Eğitim bakanlığı olduğu için, Bakanlığa bu konuda ciddi bir çalışma yapmaları konusunda çağrıda bulunmuştum. Bu çağrılarımdan maalesef bir sonuç alamadım.

Birkaç yıl sonra terör olaylarında çocukların ön saflara sürülmesi, ceza evlerine atılan çocuklarla ilgili ortaya çıkan olumsuz haberler ve bu çocukların artışına ilişkin sayısal verilerin kötüye gidişi ortaya koymasıyla birlikte konuyu yine gündeme taşımış Bakanlığımıza yeniden çağrıda bulunmuştum. Maalesef yine başaramadım. O gün, güvenlik güçlerine taş atan çocuklar şimdi büyüdüler ve taş yerine roket atıyor, kurşun sıkıyor, hendek kazıyor, mayın döşüyorlar.

Evet başaramadım ve tüm bunların suçlusu benim. 

Güvenlik güçlerine taş atan çocuklara, bir polis memuru maaşından aldığı muzları dağıtırken, ben bunu yapamadım. Bir ilimizde bu çocuklarla futbol takımı kurdular, ben düşünemedim. Bir ilimizde bu çocukları polis ağabeyleri sinemaya götürdüler, ben akıl edemedim. Bu çocukları polis ailelerine ziyarete götürüp onların çocuklarıyla arkadaşlık kurdurdular ben yapamadım.  Bu çocuklarla koro kurup şarkılar söylediler ben kuramadım. Bir asker nefesiyle ısıtırken üşüyen ellerini çocukların benim nefesim kesildi. Kimbilir, onlar bizim duymadığımız daha ne çabalar sarfettiler ama bir eğitimci olarak ben hiçbirşey yapamadım.

Öğrencilerimiz dersten çıkıp taş attı, molotof kokteyli attı, durduramadım. Ceza evine girdiklerinde oradan daha da kötü insanlara dönüşüp çıkmalarına engel olamadım.  Taş atan ellerine kitap tutuşturamadım. Yüreklerini insan sevgisiyle dolduramadım. Bu yüzden birileri kinle nefretle doldurdu minicik yüreklerini. 

Ben bir eğitimciyim,
tetiğe varan her parmağın asıl sorumlusuyum.
Her şehidin ardırdan akan gözyaşlarım hafifletmiyor günahımı.
Affedin beni,
durduramadığım kurşunların boynu bükük bıraktığı yetimler, 
evlatlarının tabutlarına sarılan yaralı analar .
Ne olur,  yalvarırım affedin beni.

Doğan CEYLAN
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.