Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Genel Kurulu Ankara'da Başladı - Hedef Yetkili Sendika Olmak!

Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Genel Kurulu Ankara'da Başladı - Hedef Yetkili Sendika Olmak!

Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Merkez Genel Kurulu 26-27 Şubat 2022 tarihleri arasında Ankara Green Park Otel’de yapılıyor.

Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Merkez Genel Kurulu 26-27 Şubat 2022 tarihleri arasında Ankara Green Park Otel’de yapılıyor.

Türk Eğitim-Sen Genel Kurulu’na; MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, MEB Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, TÜRKAV Genel Başkanı Ebubekir Korkmaz, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların genel başkan ve yönetim kurulu üyeleri, Kazakistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Aygül Mukaşeva, Azerbaycan Tahsil İşçileri Azad Hemkarlar İttifakı Genel Başkan Yardımcısı Mirza Caferzade, Kuzey Makedonya Türk Hareketi Partisi Genel Başkanı Enes İbrahim, Kosova Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Erol Kala, Irak Türkmen Eğitimciler Örgütü Başkanı Sayın Ali Hüseyin Gülboy, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Genel Kurul, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra divan seçimi yapıldı. Divan başkanlığına Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu,  divan üyeliğine de Ankara 6 No’lu Şube Başkanı Aytaç Coşan ve Ankara 8 No’lu Şube Başkanı Coşkun Kaya seçildi.

Genel Kurulun açılış konuşmasını Genel Başkan Talip Geylan yaptı. 2018 yılı mutabakatında 201.475 olan üye sayılarının bugün itibariyle 250 bin sınırına dayandığını söyleyen Geylan, “Bu başarının sahibi, hiç şüphesiz, işyeri temsilcisinden şube başkanına kadar fedakârca ve hiçbir karşılık beklemeden sendikamıza omuz veren teşkilat yöneticilerimizdir. Rabbim hepinizden razı olsun. Evet; eğitim çalışanları Türk Eğitim Sen’e güveniyor, üye olarak güç veriyor. Çünkü onlar çok iyi biliyor ki; Herkes sussa, Türk Eğitim Sen susmaz. Herkes korksa, çekinse Türk Eğitim Sen geri durmaz.” dedi.

Türk Eğitim Sen olarak; eğitimi ve eğitim çalışanlarını ilgilendiren her gelişmeye müdahil olduklarını bildiren Geylan, hiçbir denge hesabı gütmeden saflarının hep çalışanın yanı olduğunu söyledi. Kamudaki yandaş uygulamaları ve çekirdek çitler gibi çatır çatır yenilen kul haklarını var güçleri ile ifşa ettiklerini ifade eden Geylan, bunun yanı sıra taleplerinin, karşı duruşlarının ya da eleştirilerinin siyasal taarruzlara ya da çok uluslu projelere meze yapılmasına ve devlet düşmanlığına tahvil edilmesine asla müsaade etmediklerini kaydetti.

2022 yılının Türk Eğitim-Sen’in otuzuncu kuruluş yıldönümü olduğuna dikkat çeken Geylan, “ ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ yeminiyle hamuru yoğrulmuş olan Türkiye sevdalıları olarak, her türlü hayasız akına karşı büyük Türk milletinin önünde göğsümüzü seve seve siper etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Hocalı katliamında öldürülen 613 kişiyi de anan Genel Başkan Geylan, bunun bir soykırım olduğunu belirterek, uluslararası kuruluşlara bu katliamın bir soykırım olarak kabul edilmesi çağrısında bulundu.

Genel Başkan Geylan, 28 Şubat post modern darbesinin yıldönümüne de vurgu yaparak, "Biliyoruz ki, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri, 15 Temmuz ihanet kalkışmasının sıçrama zemini olmuştur. Aziz milletimiz emin olsun ki, Türkiye sevdalıları, 28 Şubat darbesine karşı Kızılay meydanında vatandaşlarımızın yakasına kesintisiz demokrasi istiyoruz kokartları yapıştırdıkları gibi, 15 Temmuz’da milletimizle yek vücut halde devletimizin etrafında saf tuttukları gibi bundan sonra da demokrasinin ve millet iradesinin muhafızı olacaktır” dedi.

Genel Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Yaşar Yıldırım, MEB Bakan Yardımcısı Sayın Sadri Şensoy, TKS Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci, TÜRKAV Genel Başkanı Sayın Ebubekir Korkmaz, sendikalarımızın Sayın Genel Başkan ve yönetim kurulu üyeleri, siyasi partilerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın çok kıymetli temsilcileri 7. Olağan Genel Kurulumuza hoşgeldiniz.

Asırlık özlemimiz, gözbebeğimiz Türk Dünyasının dört bir yanından gelerek toyumuzu şereflendiren çok kıymetli misafirlerimiz, hoşgeldiniz.

Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük mirasımız olan haysiyetli sendikal mücadelemizin yiğit, cesur ve her türlü takdire layık uçbeyleri muhterem şube başkanlarım, il temsilcilerim hoşgeldiniz.

Ve;

Sendikal hareketimizi, otuzuncu yıldan aldığımız güçle, devletimizin ikinci yüzyılına taşıyacak sürecin mimarı olacak emektarlarımız, Türk Eğitim Sen’in en üst karar organı genel kurulumuzun çok kıymetli delegeleri hoşgeldiniz.

Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz!

Kıymetli Hazirun;

Türk Eğitim-Sen 30 yaşında.

18 Haziran 1992’de inanmış ve cesur bir avuç eğitim çalışanının hayat verdiği Türk Eğitim Sen, bugün gelinen noktada, kuruluş iradesi ve ilkelerinden milim sapmadan ortaya koyduğu mücadeleyle Türk memur sendikacılığının kutup yıldızı ve mensubu olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimizin güvenine mazhar olmuş güçlü ve milli bir sivil toplum kuruluşu haline gelmiştir.

Her türlü zorluğa, engellemeye ve hasmane tutumlara rağmen eğitim çalışanlarının sendikamıza olan teveccühü her geçen gün bir çığ gibi artarak büyümektedir. Altıncı olağan kongremizi yaptığımız 2018 yılı mutabakatında 201.475 olan üye sayımız, bugün itibariyle 250 bin sınırına dayanmış bulunmaktadır. Bu başarının sahibi, hiç şüphesiz, işyeri temsilcisinden şube başkanına kadar fedakarca ve hiç bir karşılık beklemeden sendikamıza omuz veren teşkilat yöneticilerimizdir.

Rabbim hepsinden, Rabbim hepinizden razı olsun.

Evet; eğitim çalışanları Türk Eğitim Sen’e güveniyor, üye olarak güç veriyor..

Çünkü onlar çok iyi biliyor ki;

Herkes sussa, Türk Eğitim Sen susmaz.

Herkes korksa, çekinse Türk Eğitim Sen geri durmaz.

Türk Eğitim Sen, hiçbir denge hesabı gütmeden, her durum ve koşulda çalışanın yanındadır.

Türk Eğitim Sen’in sendikal istikametini tayin eden unsur, ne köhne ideolojilerin fantezileri, ne de konjonktürel politikaların rüzgarlarıdır. Türk Eğitim Sen’in duruşunu besleyen tek kaynak, sadakatle bağlı olduğu ilkeleri ve eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarıdır.

Türk Eğitim Sen olarak; eğitimi ve eğitim çalışanlarını ilgilendiren her gelişmeye müdahil olmak her daim düsturumuz olmuştur.

Ataması yapılmayan öğretmenlerimiz maddi ve manevi varlığıyla her zaman yanlarında Türk Eğitim Sen’i görmüştür.

Sözleşmeli meslektaşlarımız her ihtiyaç duyduklarında Türk Eğitim Sen’in gücünü hissetmişlerdir. Sözleşmeli atamaya karşı, 2005 yılında 4/C statüsünde kısmi zamanlı istihdamın iptaliyle başlayan mücadelemiz yüzlerce dava, onlarca eylemle sürdürülmüştür.

Hizmetli, memur, şef, teknisyen, şoför; velhasıl, eğitimin görünmeyen tüm kahramanlarının tercümanı ve cesur sesi de her zaman Türk Eğitim Sen olmuştur. Çünkü biz, eğitim hizmetinin bütün eğitim çalışanlarıyla birlikte yürütüldüğünü biliyoruz. Bu itibarla, hem söylem ve eylemlerimizle, hem de gerek KİK ve Toplu Sözleşme görüşmelerinde ve gerekse de her türlü muhataplıkta eğitim çalışanlarının bir bütün olduğunu ısrarla yüksek perdeden vurguluyoruz.

Üniversite çalışanlarının hak ve kazanımlarının adresi de Türk Eğitim Sen’dir. Gerek akademisyenlerimizin ve gerekse idari personelimizin her türlü problem ve talebi de Türk Eğitim Sen’de karşılık bulmuştur. Araştırmalarımız, anketlerimiz, sempozyumlarımız, çalıştaylarımız ve bilimsel kongrelerimizle Türk akademisine ve üniversite çalışanlarına hak ettiği ehemmiyeti her düzeyde gösteriyoruz.  

Başöğretmenimiz Atatürk’ün izinde 2. Maarif Kongresi’ni düzenleme şerefini bize yaşatan bütün yol arkadaşlarıma, sürece emek veren meslektaşlarıma ve bilim insanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu noktada geride bıraktığımız yılda düzenlemiş olduğumuz 2. Maarif Kongresi’ne özellikle değinmek istiyorum.

Malumunuz olduğu üzere, Maarif Kongresi 15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanmıştı. Ülkenin geleceğinin eğitimle inşa edileceğini çok iyi bilen büyük Atatürk, Mehmetçiğimiz cephede varlık yokluk mücadelesi verirken, Ankara’da top sesleri altında 200 civarında eğitimciyle Maarif Kongresi’ni topluyordu. Bu kongre, adeta, 1923’e yani Cumhuriyet’in ilanına ve yeni Türkiye’ye giden yolun taşlarını döşüyordu.

Devam eden yıllarda önce Heyet-i İlmiye sonra da Eğitim Şurası adıyla programlar sürdürüldü. Ancak MAARİF KONGRESİ adı altında ikinci bir toplantı yapılmadı.

İşte tam 100. yıldönümünde 13-18 Temmuz 2021 tarihinde 2. MAARİF KONGRESİ’ni Türk Eğitim Sen topladı. 2021 Ocak ayında başlayan süreçte, öncelikle okul öncesinden yaygın eğitime kadar eğitimin her kademesinin masaya yatırıldığı 10 çalıştay tertip edildi. Kongrenin final ayağında ise 12 tematik panel, Büyük Öğretmen Kurultayı ve 300’ü aşkın bilim insanının tebliğ sunduğu bilimsel bir kongre düzenlendi.

Tabii ki sürecin en anlamlı aşaması da açılış oturumunun Ulus’ta bulunan eski TBMM Genel Kurul Salonu’nda yapılmış olmasıydı.

Bu vesileyle bir kez daha, Başöğretmenimiz Atatürk’ün izinde 2. Maarif Kongresi’ni düzenleme şerefini bize yaşatan bütün yol arkadaşlarıma, sürece emek veren meslektaşlarıma ve bilim insanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

Bir taraftan hukuk zemininde mücadelemizi yaparken, diğer yandan Devletin saygınlığının kocaman makamlara oturmuş bir kısım küçük adamlar için feda edilmesine izin vermedik.

Türk Eğitim Sen, cesur sendikacılığın yolbaşçısıdır. Üyelerimizin muhatap olduğu her olumsuzlukta hiçbir denge hesabı gütmeden safımız hep çalışanın yanı olmuştur. Kamudaki yandaş uygulamaları ve çekirdek çitler gibi çatır çatır yenilen kul haklarını var gücümüzle ifşa edip, bunlarla mücadele etmekten bir an olsun geri durmadık.

İstisnasız tüm muhataplarımıza karşı “Hak, haklının olmalıdır. Hakkın, güçlüye verildiği düzen bir haydut düzenidir” diyerek yüksek sesle tavır geliştirdik. İtikadımız gereği, sendikal duruşumuzun odak noktası, her durumda “Emanetin ehline verilmesi” ilkesi oldu.

Kamu yönetimini tahakküm altına alan, kamu gücünü tatmin olmaz pis çıkarları için kullanan, devlet adabı ve ahlakına aykırı tutumları cüretkarca sergileyen paralel yapılanmalarla mücadelemizi kesintisiz devam ettirdik.

Öte yandan, Türkiye sevdalısı kamu çalışanları adına bu onurlu sendikal duruşu ortaya koyarken; taleplerimizin, karşı duruşumuzun ya da eleştirilerimizin siyasal taarruzlara veyahut da çok uluslu projelere meze yapılmasına ve devlet düşmanlığına tahvil edilmesine de asla müsaade etmedik. Biz inanıyoruz ki, devlet baki, makamlar geçicidir. Hükümetler değişir, milletin fıtratı değişmez. Bir taraftan hukuk zemininde mücadelemizi yaparken, diğer yandan Devletin saygınlığının kocaman makamlara oturmuş bir kısım küçük adamlar için feda edilmesine izin vermedik.

Tabii ki, uğradığımız haksızlıklara, baskı ve idari zulümlere isyanımız vardır. Ama bu hissiyatımızın, devlet ve millet düşmanlarının hain emellerine malzeme yapılmasına asla müsamahamız olmadı. Biz Türk Eğitim Sen’liler, Türk’ün devlet aklına her zaman güvendik. Belki zaman zaman ezildik ama Devletin onurunu kimseye ezdirmedik.

Kamu çalışanlarının ortak kanaatidir ki, Türk Eğitim Sen, ülkemiz memur sendikacılığının amiral gemisidir.

Ancak yine çok iyi biliyoruz ki; Türk Eğitim Sen, asla sadece bir sendika değil, milletimizin ve devletimizin ihtiyacı olduğunda sağına soluna “Kim var?” diye bakmadan, cesaret ve adanmışlıkla “Ben varım!” diye haykırarak öne atılan Türkiye sevdalılarının hayat verdiği milli bir sivil toplum kuruluşudur. Bu vasfımız itibariyle de mensubu olmaktan gurur duyduğumuz aziz milletimizin güven ve muhabbetine mazhar olmanın kıvancını yaşıyoruz.

Otuz yıl önce bu teşkilata ruh verenler “Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız” diyerek, ekmek kavgamızın yani sendikal mücadelemizin önüne Türkiye sevdasını, memleket sevdasını, millet sevdasını koymuşlardır.

Çünkü biz, önce Türkiye diyoruz. Bize göre, Türkiye varsa sendikal mücadelemizin bir anlamı vardır. Türkiye varsa ondan sonra gelen diğer herşeyin ancak bir anlamı vardır.

Kurucu irademizin bize emanet ettiği şuur, “Bizim ilkemiz, önce ülkemiz” ahlakıdır. İşte bu ahlak ile bezenmiş olan Türk Eğitim Sen’in bütün mensuplarını birer Türk Bayrağı olarak kabul ediyoruz. Yemin olsun ki; bayrağı lekelemeyeceğiz, kirletmeyeceğiz, yere düşürmeyeceğiz!

Yürekten inanıyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023, ilk gençlik yıllarımızdan beridir hayalimiz olan “21. Yüzyıl Türk asrı olacaktır” iddiamızın kapısı olacaktır. Türkiye sevdalısı eğitimciler olarak, aziz milletimizin selameti ve şehit ecdadımızın emaneti devletimizin bekası yolunda yılmadan, bıkmadan ve asla ümitsizliğe kapılmadan var gücümüzle yürüyeceğiz.

Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen, artık yeniden yetkili olmalıdır.

Nitekim, 6. Dönem Toplu Sözleşme süreci, “Türkiye Kamu Sen, neden yetkili olmalı?” sorusunun cevabını açık şekilde ortaya koymuştur. Son Toplu Sözleşme süreci, önceki 5 Toplu Sözleşmeden çok farklı bir hüviyette tezahür etmiştir. Bilindiği üzere, yetkili sendikanın “Talepleri ortaklaştırma” teklifi üzerine, Türkiye Kamu-Sen Toplu Pazarlık sürecine irade desteği vermiştir.

Aslında bu durum, yani taleplerin ortaklaştırılması usulü, Türkiye Kamu Sen’in yetkili olduğu dönemde uyguladığı bir yöntem ve yetkiyi kaybettikten sonra da yetkili sendikaya her pazarlık öncesi daveti olmuştur. Dolayısıyla Türkiye Kamu Sen, kendi iddiasına uygun bu teklife tabii ki evet diyecekti.

Toplu Sözleşmenin ilk gününden son anına kadar, kamu çalışanlarının kazanımlarının artırılması anlamında onurlu bir duruş ortaya koyduk. Fakat son tahlilde, kırmızı çizgilerimiz olarak ilan ettiğimiz taleplerimiz karşılık bulmadığı için, mutabakat metnine onay vermedik. Nitekim, daha ücret artışları yapılmadan zam oranlarının güncellenmiş olması da Türkiye Kamu Sen’in duruşunun doğruluğunun tescili olmuştur.

6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri bir kez daha ortaya koymuştur ki; Türkiye Kamu Sen yetkili olmalıdır. Kamu çalışanlarının haklarının korunması ve kazanımlarının artırılması; ancak  kararlı, cesur ve ahlaklı bir sendikacılıkla mümkün olacaktır. Bu haysiyetli duruşun adresi de Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarıdır.

UAESEB, Türk Dünyası idealinin vücut bulmuş halidir.

Türk Eğitim Sen olarak, inandığımız değerler ve ülkülerimiz doğrultusunda gönül coğrafyamıza da kayıtsız kalmıyoruz. Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği adıyla oluşturmuş olduğumuz teşkilatımızla Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Romanya, KKTC ve Irak’taki eğitim sendikalarıyla müşterek faaliyetler yürütüyoruz. Her yıl bir ülkemizde Temsilciler Kurulumuzu topluyor, tertiplediğimiz bilimsel kongre ve çalıştaylarla Türk Dünyasının ortak eğitim hedeflerine hizmet üretiyoruz.

Şunu büyük bir onurla ifade ediyorum ki; UAESEB, Türk Dünyası idealinin vücut bulmuş halidir.

Bu arada, Türk Konseyi’nin uluslararası hukuki bir kimlikle Türk Devletleri Teşkilatı hüviyeti kazanmış olmasından duyduğumuz mutluluğu da özellikle ifade etmek istiyorum.

Bir kez daha uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuyor ve Hocalı katliamının bir soykırım olarak kabul edilmesini istiyoruz.

Bugün Hocalı katliamının yıldönümü.

Katil Ermeni güçleri, bundan 30 yıl önce yani 1992 yılının 25 Şubat’ını 26 Şubat'ına bağlayan gece Hocalı kasabasının giriş ve çıkışını kapayarak vahşi bir katliam gerçekleştirdiler. 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 soydaşımızı canice katlettiler.

Bu, bir soykırımdır. Bir kez daha uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuyor ve bu katliamın bir soykırım olarak kabul edilmesini istiyoruz.

Ayrıca bu vesileyle Karabağ’ın otuz yıl sonra hürriyetine kavuşması nedeniyle hissettiğimiz sevinç ve gururumuzu ifade ediyor, Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in nezdinde Azerbaycanımızın kahraman silahlı kuvvetlerini tebrik ediyoruz.

Türkiye sevdalıları milletimizle yek vücut halde devletimizin etrafında saf tuttukları gibi bundan sonra da demokrasinin ve millet iradesinin muhafızı olacaktır.

İki gün sonra 28 Şubat post modern darbesinin yıldönümüdür. Öncelikle açık şekilde ifade etmek isterim ki, Türk Eğitim Sen olarak, rahmetli Başbuğumuzun “En iyi ihtilal yönetimi en kötü demokratik yönetimden daha kötüdür." İfadesinde anlamını bulan, millet iradesinin hakimiyetini kayıtsız ve şartsız savunmaktayız.

Biliyoruz ki, 12 Eylül ve 28 Şubat darbeleri, 15 Temmuz ihanet kalkışmasının sıçrama zemini olmuştur.

Aziz milletimiz emin olsun ki, Türkiye sevdalıları, 28 Şubat darbesine karşı Kızılay meydanında vatandaşlarımızın yakasına kesintisiz demokrasi istiyoruz kokartları yapıştırdıkları gibi, 15 Temmuz’da milletimizle yek vücut halde devletimizin etrafında saf tuttukları gibi bundan sonra da demokrasinin ve millet iradesinin muhafızı olacaktır.

Türk Eğitim Sen, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilkeli, kararlı ve ahlaklı sendikal istikametinden zerre-i miktar taviz vermeden mücadelesini sürdürecektir.

Sözümün başında ifade ettiğim gibi 2022 sendikamızın otuzuncu kuruluş yıldönümüdür.

Türk Eğitim Sen, bugün artık, hem Türk memur sendikacılığının öncüsü hem de Türk toplumunun güven duyduğu güçlü ve milli bir sivil toplum kuruluşudur.

Hepimizin gururu, hepimizin sevincidir.

Ancak bugünlere kolay gelinmedi. Bu gururun altında otuz yıllık bir mücadele geçmişi var. 21 yılına bizzat yöneticisi olarak şahit olduğum bu 30 yıllık şanlı mücadele her türlü övgüye layıktır.

Hep söylerim; geçmişi yaşamayanlar ya da geçmişte yaşananları bilmeyenler bugünün kıymetini anlayamazlar. 18 Haziran 1992’den beri Türk Eğitim Sen’e işyeri temsilcisi, yönetim kurulu üyesi ve genel merkez yöneticisi olarak omuz vermiş bütün emektarlarımıza huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Sonsuzluğa uğurladığımız geçmişlerimizi Fatihalarla anıyorum. Rabbim cümlesinden razı olsun.

Son olarak, bütün Türk Eğitim Sen teşkilatı adına söz veriyorum:

Eğitim çalışanları rahat olsun; Türk Eğitim Sen, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ilkeli, kararlı ve ahlaklı sendikal istikametinden zerre-i miktar taviz vermeden mücadelesini sürdürecektir.

“Varlığım Türk varlığına armağan olsun” yeminiyle hamuru yoğrulmuş olan Türkiye sevdalıları olarak, her türlü hayasız akına karşı büyük Türk milletinin önünde göğsümüzü seve seve siper etmeye devam edeceğiz.

Değerli Misafirler;

Yarın idrak edeceğimiz Miraç Kandilinizi şimdiden tebrik ediyorum. Rabbimden niyazım odur ki, mübarek Miraç Kandili, inananların huzurunun, birliğinin, şuur ve idrakinin yükselişine vesile olsun.

Kıymetli Hazirun;

7. Olağan Merkez Genel Kurulumuza katılımınızdan ötürü teşkilatım adına teşekkür ediyor; 30. kuruluş yıldönümümüzün, yeniden yetkili olacağımız yeni bir dönemin Bismillah’ı olacağına olan inancımla; kongremizin sendikamıza, Türk milli eğitimine ve canımızdan aziz bildiğimiz güzel ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Sağolun, varolun.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!”

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci: Reel anlamda bir artış için gereklilik olan refah payının verilmesi için tüm gücümüzle gayret göstereceğiz.

Genel Başkanın konuşmasının ardından Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci kürsüye geldi. Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Merkez Genel Kurulunun hayırlara vesile olmasını temenni ederek sözlerine başlayan Kahveci, “Türkiye Kamu-Sen’in sendikal mücadelesi hep engeller ve zorluklarla doludur. Buna son iki yılda pandeminin olağanüstü şartları da eklendi. Her şeye rağmen teşkilatımız eşsiz bir gayret içinde oldu. 2021 Mayısından bugüne 100 bin yeni üyeliği sendikalarımıza kazandırdık. Bu başarı inanmış ve bu davanın uğruna kendini adamışların elde edebileceği bir başarıdır. Yaptığımız iş alelade bir sendikacılık değildir. Üzerimizde Türk Milletinin binlerce yıllık tarihinden gelip, geleceğine ruh veren bir davanın sorumluluğu vardır. Bu bilinçle 7. Olağan Genel Kurullarımızı gerçekleştirerek yolumuzda ilerleyeceğiz. İnandığımız değerlerimizi yaşatacağız, başaracağız, kazanacağız.” diye konuştu.

Ek zam taleplerini tüm platformlarda ısrarla dile getirmeye devam edeceklerini de belirten Kahveci, “Reel anlamda bir artış için gereklilik olan refah payının verilmesi için tüm gücümüzle gayret göstereceğiz. Tüm çalışanları kapsayacak 3600 ek gösterge düzenlemesi ve kamuda tüm çalışanların kadrolu istihdamı gibi temel taleplerimizi dile getirmeye, kırmızı çizgilerimizi savunmaya, öneri sunarak çözüm üretmeye devam edeceğiz. Biz çalışacağız, mücadele edeceğiz ve inanıyorum ki mutlaka kazanacağız” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Yaşar Yıldırım: Allah nasip ederse 3600 ek göstergenin önümüzdeki yıla kadar hayata geçirilmesini umuyoruz ve bu hususta gayret sarf ediyoruz.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Yaşar Yıldırım da bir konuşma yaparak, Türk Eğitim-Sen’in Genel Kurulu’nun; Türkiye Kamu-Sen’e, Türk Eğitim-Sen’e ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Türkiye Kamu-Sen’in her zaman vakur, ağır başlı, devlet-i ebed-müddet anlayışında olan bir konfederasyon olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Türkiye Kamu-Sen bu tavırla birlikte büyümektedir. Türkiye Kamu-Sen bizlerin göz bebeğidir, güvenilir bir limandır” dedi.

Konuşmasında Öğretmenlik Meslek Kanunu’na değinen Yıldırım, “Öğretmenimizin hakkı hukuku neyse onun da peşindeyiz. Bilindiği gibi ilk kez Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarıldı.  Kanun dört dörtlük mü? Hayır. Ama bu kanun çıkarıldı. Tabiri caizse yarayı kanattı. Eksiği, gediği var mı? Var ama gücümüz yettiği ölçüde iyileştirilmesi için öğretmenlerimizin talep ve beklentileri doğrultusunda mücadele ederiz. Kanun revize edilir mi? Mutlaka edilecektir” dedi.

Konuşmasında 3600 ek gösterge ile ilgili önemli açıklamalar yapan Yıldırım, “Allah nasip ederse 3600 ek göstergenin önümüzdeki yıla kadar hayata geçirilmesini umuyoruz ve bu hususta gayret sarf ediyoruz” dedi.

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete dikkat çeken Yıldırım, “Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete ‘dur’ diyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önleyici tedbirlerin alınması ve failler hakkında caydırıcı müeyyideler getirilmesi amacıyla hazırlanan yasa teklifimiz Iğdır Milletvekilimiz Sayın Yaşar Karadağ’a iletildi, TBMM’dedir. Sırasını bekliyor.” dedi.

Daha sonra sırasıyla kürsüye Kazakistan Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Sayın Aygül Mukaşeva, Azerbaycan Tahsil İşçileri Azad Hemkarlar İttifakı Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mirza Caferzade, Kuzey Makedonya Türk Hareketi Partisi Genel Başkanı Sayın Enes İbrahim, Kosova Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Sayın Erol Kala, Irak Türkmen Eğitimciler Örgütü Başkanı Sayın Ali Hüseyin Gülboy gelerek, birer konuşma yaptı.

Türk Eğitim-Sen 7. Olağan Merkez Genel Kurulu, 27 Şubat tarihinde de devam edecek ve Merkez Yönetim, Denetleme, Disiplin Kurulu ve üst kurul delege seçimleri yapılacak.

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.