Türk-İş Başkanı'dan flaş taşeron açıklaması; Kabul edilebilir tarafı yok

Türk-İş Başkanı'dan flaş taşeron açıklaması; Kabul edilebilir tarafı yok

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Milli Gazete'ye verdiği röportajda çalışma hayatının en önemli sorunlarından olan taşeron sistemi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Milli Gazete'ye verdiği röportajda çalışma hayatının en önemli sorunlarından olan taşeron sistemi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Atalay, devletin şirket kurup taşeronu tek elden yöneteceği yönündeki duyumlara tepki göstererek, “O zaman devlet taşeron olacak. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Çünkü eğer devlet taşeron olacaksa, taşeron devam etsin, sistem yürüsün. Böyle şey olmaz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşanan maden faciası madenlerin denetiminde bir boşluğun olduğunu gösteriyor. Sizce bu boşluğun doldurulması için neler yapılmalıdır?Soma faciasından sonra maden alanında müspet bir takım düzenleme ve yasalar yapıldı. Şunu da belirtmek isterim; Soma’nın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen halen 301 madenci kardeşimizin ölümüne sebep olanlardan bir hesap sorulmadı. Bu yaralayıcı bir durumdur ve sorumlular derhal cezalandırmalıdır. Konumuza dönersek eğer maden veya çalışma hayatı ile ilgili en mükemmel yasaları çıkartsak bile eğer yasa uygulayıcıları veya niyeti kötü işverenler bunlara uymadığı sürece bu kazaların önüne geçemeyiz.Ülkemizde madenler yoğun olarak 10 ilde toplanmış durumda. Günde de 200 bin işçi madene iniyor. Bunların 100 bini kömür, diğer 100 bini diğer madenlerde çalışıyor. Bu madenlerin kontrolü ise Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden yapılıyor. Biz ise bunu her ortamda her platformda söylüyoruz. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü taşra teşkilatını kursun. Taşra teşkilatlarını kuramıyorsa valilikler, belediyeler veya bölge il temsilcileri vasıtasıyla maden ve jeoloji mühendisleri ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarından oluşan bir ekip kursun. Bu ekipler madenlere yerinde denetim yapsın. Böylece ihmal nedeni ile yaşanan kazaların önlenmesinde büyük ilerlemeler kaydedilir.

KÜÇÜK TEDBİRLER BÜYÜK KAZALARI ÖNLER

Neredeyse tüm işkollarında her gün ölümlü kazalar yaşanıyor ve iş kazalarının önlenmesi konusunda iyi bir karneye sahip değiliz. İşçilerin çalışma şartlarını en iyi bilen birisi olarak kazaların en aza indirilebilmesi için neler yapılmalıdır?

Ülkemizde neredeyse her gün madende, inşaatta veya diğer işkollarında iş kazaları nedeniyle ölümler yaşanıyor. Geçen sene günde ortalama üç işçi ölürken, 2017’nin ilk sekiz ayında 1338 emekçimiz iş cinayetine kurban gitti. Bu da günde ortalama 6 işçimizin ölmesi demek ve korkarım ki yılsonuna kadar bu sayı 10’a çıkacak. Bu tablo en geri ülkelerde bile dahi yaşanmıyor. Biz ise çok küçük tedbirler alarak insanlarımızın can güvenliğini sağlayacağımız yerde, kaza olduktan sonra başsağlığı mesajları yolluyoruz. “Araştırıyoruz” diyoruz ve sonra unutuluyor. İş sağlığı ve güvencesi ile ilgili mükemmel yasalarımız var. Ancak bunları uygulayanlar, kontrol edenler veyahut gözünü para hırsı ve kazanma hırsı bürümüş işverenler nedeni ile bu yasalar sadece kâğıt üstünde kalıyor. Örneğin İstanbul ’da, Ankara ’da her gün devasa inşaatlar yapılıyor. Bir tane dairenin fiyatı 1 milyon civarında. O inşaatlarda işçi bir buçuk ya da iki sene çalışıyor. Ama o inşaatı yapan firma yetkilisi çalışan işçilerin yaşam alanlarını, çalışma alanlarını düzeltmiyor. Bunun kendilerine maliyeti de en fazla sattıkları bir dairenin bir oda fiyatı etmez. Ama bunu işçilere çok görüyorlar. Bu zihniyetin değişmesi lazım

KESİN ÇÖZÜM İÇİN TAŞERONLARIN FİKRİ ALINMALIDIR

Son yıllarda hemen hemen her gün hükümetin ve medyanın gündemine taşeron konusu geliyor. Bu konuda siz de birçok çalışma yaptınız. Ve son olarak da Başbakan bu konu ile ilgili sizi ziyaret etmişti. Bize taşeron konusu ne aşamada açıklar mısınız?

Taşeron; “İşçinin şöyle hakkı var, memurun şöyle hakkı var, aldığı ücret şöyle” diyerek sanki çalışanlar başka yerden gelmiş bu ülkenin vatandaşları değilmiş gibi biz çalışanları daha ucuza çalıştırmak için son 20 yılda ülkemizde uygulanan bir çalışma şekli.

Son iki senedir taşeronun çözümü ile ilgili gelişmeler yaşanıyor. Ancak bu durum uzadı veartık taşeron ülke gündeminden kalkmalıdır. Devlet bir söz verdi ve bu sözü yerine getirmelidir.

Yaklaşık 20 gün önce Sayın Başbakan burada idi ve bu konu üzerine konuştuk. Kendileri de bu yıl bitmeden bu sorunun çözüleceğini belirttiler. Ben de bu sorunun çözüleceği ile ilgili hiç bu kadar umutlu olmamıştım. Ancak halen daha taşeronların statüsü konusunda kesinleşmiş bir çözüm yok. Bakanlık bu konu ile ilgili bizim görüşümüzü alacak. Ama bu konuda biz şunu da söylüyoruz. Taşeronların çalıştığı 20-25 büyük ilde kendileri de taşeron olan temsilciler var. Bu temsilci arkadaşlarımızın Ankara’ya çağrılıp, görüşlerinin alınması gerekir. Böylece taşerona yönelik bulunacak çözüm daha sıhhatli olur.

İŞÇİLİK YAPAN İŞÇİ, MEMURLUK YAPAN MEMUR OLARAK KADRO ALSIN

Devletin taşeronu tek elden yöneteceği şeklinde ortalıkta dolaşan bazı dedikodular var.Bunların gerçeklik payı var mı?

Bu konuda devlet ve Maliye Bakanlığı bir çalışma yapıyor. Bizim de kulağımıza bir şeyler geliyor. İşte devlet bir şirket kursun ve bu şirket üzerinden işçileri çalıştırsın. O zaman devlet taşeron olacak. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok.

Çünkü eğer devlet taşeron olacaksa taşeron devam etsin sistem yürüsün. Böyle şey olmaz.

Olacak şey şudur, Sağlık Bakanlığı ’nda ameliyathanede hemşirelik yapıyorsa bunun statüsünün memur mu yoksa işçi mi olması gerekiyor bunlar kanunlarda belli. Yani işçilik işi yapan işçi olsun, memurluk işi yapan memur olsun. Bunun başka yolu yok.

Kaynak : Milli Gazete

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.