Hüseyin ÖZKAN

Hüseyin ÖZKAN

Hayal Edin!

HAYAL EDİN!

                                                                                      

"Düşünde bile göremez işler, düşlerin gördüğü işleri..." Can Yücel

 

Hayal Kurmuyoruz!

Şimdi hayal edelim. Çocukluğumuzdaki öğrenme ortamları ve günümüzdekileri şöyle bir karşılaştıralım. Sonra daha eskilere gidelim 19. yüzyıla mesela… Birkaç teknolojik araç gerecin dışında değişen pek bir şey olmadığını göreceksiniz. Sınıf fotoğrafları siyah beyazdan renkliye, okul giysilerimiz de siyahtan maviye, olmadı okul renklerine dönmüştür o kadar. Tahta, öğretmen, sıralarda oturan öğrenciler ve ezberlemeleri istenen müfredat günümüz okul denklemi bundan ibaret. Burada bir paradokstan söz edebiliriz. 19yy. “Sanayi Devriminin” ihtiyaçlarına göre şekillenen okullar ile eşiğinde bulunduğumuz 21yy. “Dijital Endüstri Devriminin” beklentileri…

Değişemeyen okul ortamlarından daha üzücü başka bir şey daha var o da insanların hayallerinin de olmaması. Bu korkunç bir şey! Hayal etmeyen öğrenciler, hayal etmeyen yetişkinler ve maalesef hayalleri olmayan toplum... İNTEL Firmasının yaptığı bir araştırmanın verilerinde bu ürkütücü tablo ortaya seriliyor. Bu araştırmaya göre; Çocukların yarısı hayal kurmuyor, yetişkinlerin de ancak %14 ünün hayallerinin olduğu ifade ediliyor.

( http://www.hurriyet.com.tr/intel-turkiyenin-hayal-haritasi-ve-girisimcilik-dnasini-cikardi-40102497 )

Konuyla ilgili bir Ortaokulda gözlem yaptım. Sınıfa girdim. Öğrencilere hayallerini sordum. Önce yadırgayan gözlerle baktılar. Sonra iki öğrenci parmak kaldırdı ve polis olmak istediğini, diğeri de öğretmen olmak istediğini söyledi. Hayal kurmak onlara göre maalesef meslek edinmek ve para kazanmakla, güven arayışı ile sınırlı kalmıştı.

 

thumbnail_fotograf.jpg

 

Hayal Beyin ve Öğrenme İlişkisi

Beynimizde 100 milyara yakın nöron hücresi var. Öğrenme de nöronların arasındaki elektriksel iletişimden başka bir şey değil. Günümüz görüntüleme teknolojisi ile her öğrenilen şeyin beyinde izi sürülebiliyor. Her öğrenme beynimizde fiziksel değişikliklere neden oluyor. Yani öğrenme fiziksel temelleri olan ve görüntülenebilen bir şey aslında. Ancak beyindeki nöronlar düzeyinde öğrenme refleksinin olması için sadece bir öğretici faaliyetin olması da gerekmiyor. Hayal kurulduğunda da beyinde öğrenme bölgelerinin harekete geçtiği ve nöronlar arasındaki elektriksel geçişlerin olduğu gözlenmiştir. Örneğin öğrenmeye çalıştığı bir fiziksel hareketin yapılışını gözünde canlandıran, hayal kuran bir kişi; beyninde harekete geçen nöronların alışkanlığı sayesinde bu hareketi daha kolay öğrendiği görülmüştür.

Ne yapmalı?

O halde, hayal kurma ve beyinde canlandırma, öğrenmenin ön aşamasını sağlayacaktır. Bu beyin hücrelerimizin hayal yoluyla alışkanlık kazanması aşamasıdır. Hayal kurma öğrenmenin ön aşaması olduğu gibi öğrenilenleri pekiştirme ve kalıcı hafıza sağlamak için de bir yöntemdir. Bilenlerin değil, yapabilenlerin egemen olduğu 21yy. dijital dünyasında hayal kurabilen kuşaklar yetiştirebilmek önemlidir. Bu hedefe ulaşmak için ise okul öğrenme ortamlarını ve yöntemlerini bu minvalde düzenlenmesi gerekmektedir. Günümüzde "eğitimin denklemi" ise aşağıdaki şekilde yapılandırılması birçok eğitim probleminin çözümünü sağlayacaktır.

  • Temel kavramlar bilgisi kazandırmak,
  • Öğretimin her aşamasında hayal etmek
  • Her aşamada üretmek,
  • Retorik (ifade etmek), sunmak yoluyla sosyalleşmek.

 

                                                                                                                

                                                                                                               

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum