Din Eğitiminde Hristiyan Avrupa’nın Gerisindeyiz

Din Eğitiminde Hristiyan Avrupa’nın Gerisindeyiz

Eğitim Bir Sen Bölge Toplantılarının Sonuncusu Bursa'da Gerçekleştirildi

Eğitim-Bir-Sen bölge toplantılarının sonuncusu Bursa’da yapıldı. Toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, eğitime, toplu sözleşme sürecine, gençlik konusuna değinerek, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi noktasında verdikleri mücadeleye vurgu yaptı.
 
Gelmiş Olunan Din Eğitimi Ders Saati Hristiyan Avrupa’nın 160 Saat Gerisinde
 
Eğitim-Bir-Sen’in 250 bin, Memur-Sen’in ise 700 bin üyesi olduğunu hatırlatarak, her bir üyenin bir gence sahip çıkmasıyla 700 bin gencin hayata hazırlanacağını ifade eden Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Şimdi tartışılıyor demokrat gençlik mi, olsun dindar gençlik mi olsun, kendimizi aldatmayalım bu eğitim sisteminde ne dindar gençlik ne de demokrat gençlik olur. Bu eğitim sisteminde yetişen babalar hala askerde yediği dayağı övüne övüne anlatıyorsa burada demokrasi olmaz. Bizler haksızlığa karşı koymayı, darbe savar ve hakikat severliği gençliğimize kazandırmalı; onları ilkokuldan itibaren sivil itaatsizliği kavramış bir şekilde bilinçlendirmeliyiz. Biz Milli Eğitim Şurası’nda ‘din eğitimi gelmelidir’ diye önerge verirken diğer sendikalar buna karşı çıkıyordu. Verdiğimiz mücadele sonucu din eğitimi verilmeye başlandı ancak din eğitimi ders saati Hristiyan Avrupa’nın ortalamasının 160 saat gerisinde. Bizler hem dinini bilen hem kültürünü bilen hem de medeniyet değerlerini kuşanmış; Hz. Mevlana’nın pergel metaforunda olduğu gibi her iki ayağının nerede olduğunu bilen ‘Asım’ın Nesli’ olan bir gençliği yetiştirmek için Genç Memur-Sen’i kurduk.” 

Çalışanlar Olarak Amacımız Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemektir
 
Toplu sözleşme sürecine ilişkin bilgi veren Gündoğdu, toplu sözleşme hakkını alan Memur-Sen’in, kamu çalışanlarına en büyük kazanımı sağladığını vurgulayarak, “Öğretmenlerin özel hizmet tazminatlarına 2014 için 40+40 TL ek zam, 4/C’li personele ise 2014 için eş ve çocuk yardımı ile birlikte brüt 150 lira seyyanen zam teklifi gelmiştir. Memur-Sen, teklifi müzakere edilebilir ama asla kabul edilemez olarak görmüş ve kararlılığını kamuoyuna ve hükümet yetkililerine deklare etmiştir. 10 hizmet kolunda görüşmeleri yapmaya ve sonuçlandırmaya yetkili olan Memur-Sen, çalışanlara çifte bayram yaşatmak gayretiyle hareket etmiştir. ‘Çalışanlar olarak amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir’ anlayışı ile hükümetin bütün taraflarıyla gece boyu görüşmelerde bulunan Memur-Sen, önceki yıl masayı kilitleyen ve ilk toplu sözleşme sonrası iş bırakmamıza da neden olan öğretmenlerin ek ödeme sorununun çözülmesi ile birlikte kamu personelinin geneline ilişkin önemli oranda artışlar sağlamayı başarmıştır. Eğitim-öğretim ve bilim hizmet koluna ilişkin özel tekliflerin haricinde 2014-2015 dönemine ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinde kamu personelinin geneline yönelik olarak; 2014 yılı için taban aylığa 175 TL artış, 2015 yılı için ise ücretlerde ilk altı ay için yüzde 3, ikinci altı ay için yüzde 3 artış yapılması, enflasyon oranlarının bu artış oranını geçmesi halinde ise enflasyon farkının da ücretlere yansıtılması, 4/C statüsünde çalışan personel yönünden aile yardımı ödeneğinden faydalandırılmaları, ücretlerde yapılan 175 TL artışın yanında 175 TL iyileştirme yardımı yapılması, toplu sözleşme ikramiyesinin 60 TL’ye çıkartılması konularında anlaşma sağlamıştır” diye konuştu. 

Erkekler İçin Kamuda Sivil İtaatsizliğe Devam Ediyoruz
 
Gündoğdu, kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması için gerçekleştirdikleri “Özgürlük İçin10 Milyon İmza” kampanyasının hedefine ulaştığını belirterek, “Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen gündemi kendi belirler, öncü olur. Başörtüsü özgürlüğü hem demokratik bir hak hem de Allah’ın emri olduğu için, kamuda başörtüsü yasağını; imza kampanyasıyla, sivil itaatsizlik eylemiyle fiili olarak çözen Eğitim-Bir-Sen’dir. İnsan haklarını ve insan onurunu birçok yönüyle ihlal eden otuz yıllık başörtüsü yasağını sona erdiren düzenlemeyi, kadına yönelik bir ayrımcılığı sona erdirecek olması ve kadın-kadına eşitliğinin tesisi açısından da son derece önemli ve değerli buluyoruz. Bu anlamda, kılık ve kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde hala hükmünü sürdüren kravat zorunluluğu, saç ve favori uzunluğu, sakal bırakma yasağı, bıyık şekli gibi sınırlama ve yasaklara son verilmesi yönünde düzenleme yapılması için Memur-Sen ve bağlı sendikaları olarak erkek kamu görevlilerinin kamu hizmetlerini bu sınırlama ve yasaklara uymaksızın belirleyecekleri kılık-kıyafetle yerine getirmesine yönelik sivil itaatsizliğe devam ediyoruz” dedi.


 
Öğretim Elemanları, Eşit İşe Eşit Ücret Uygulamasında En Fazla İhmal Edilen Kesim
 
Akademisyenlerin mali açıdan rahatlatılması gerektiğini belirten Gündoğdu, “Üniversite sayısının artırılması yerine üniversitelerde nitelikli akademisyenlerin yetiştirilmesi, mevcut akademisyenlerin de elde tutulması gerekiyor. Akademik kariyere başlayanlar bakanlıkların açtığı uzmanlık, müfettişlik ve diğer memurluk sınavlarını takip eder durumda olunca burada nitelik boyutu ile yetişmiş eleman bulmak zorlaşıyor. Maaşların düşük düzeyde kalması nedeniyle öğretim elemanları giderlerini karşılamak ve yaşadığı şehirde tutunmak için asıl amacı olan araştırma yapmak yerine ek derse girmeyi zorunlu olarak tercih etmektedir. Öğretim elemanları ders makinesi gibi haftalık maksimum 40 saate kadar derse girebilmektedir. Bir başka önemli problem ise, üniversite dışında daha iyi şartlarda iş bulan araştırma görevlileri girdikleri üniversiteleri terk edebilmektedir. Öğretim üyeleri ise ek işler yaparak yapısal engellerden ve zorlanmalardan kaynaklanan sorunlar nedeniyle mevzuatı zorlayacak şartlarda çalışmakta. Öğretim elemanları, eşit işe eşit ücret uygulamasında en fazla ihmal edilen kesim olarak ücretleri değişmeyen nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Bu durum, akademik camiaya ve üniversitelere yönelik bir rezerv tereddüdünün oluşmasına zemin oluşturmaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak akademisyenlerinin mali haklarının iyileştirilmesi için üç çalıştay yaptık. Bu konuyla ilgili hazırladığımız raporu YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e sunduk. Önümüzdeki günlerde Sayın Başbakan ile görüşerek raporumuzu kendisine takdim edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.