Eğitim-Bir-Sen'den Üniversite Atağı

Eğitim-Bir-Sen'den Üniversite Atağı

Eğitim-Bir-Sen Kayseri 2 No’lu (Üniversite) Şube 1. Olağan Genel Kurulu, Genel Başkan yardımcıları Şükrü Kolukısa ve Atilla Olçum’un katılımıyla Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesi’nde yapıldı.

Eğitim-Bir-Sen Kayseri 2 No’lu (Üniversite) Şube 1. Olağan Genel Kurulu, Genel Başkan yardımcıları Şükrü Kolukısa ve Atilla Olçum’un katılımıyla Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesi’nde yapıldı.

 

Genel Kurul’un açılışında bir konuşma yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, “Hak ve özgürlükler geliştikçe, demokrasinin teneffüs alanları artacak, çağ aydınlanacak, çağ aydınlandıkça Akiflerin kıymeti çok daha iyi anlaşılacaktır. Eğitim-Bir-Sen kurulduğu günden bu yana hizmet üretme kaygısıyla ilkeleri; hedefleriyle söylemi; söylemiyle eylemi bütünleşik bir çalışma tarzını benimsemiştir. Hizmet kolunda yetkili olmanın ötesine geçerek toplum adına etkili, kurumsal bilinç bakımından en diri, eğitim çalışanlarının emeğinin hamisi, insanımızın zor zamanlardaki limanı haline gelmesi artık kamusal bir gerçektir. Büyüklüğümüzden kaynaklanan sorumluluğumuza uygun tutumumuz şüphesiz sürecektir” dedi.




 

Yeni YÖK Kanunu için çabalarımız devam edecek

 

Özgürlükçü, değişimden ve yeniliklerden yana olması gereken üniversitelerin bugün ne yazık ki, büyük bir kesiminin hâlâ farklı inançların, mezheplerin, ırkların, dinlerin, dillerin ve görüşlerin yaşadığı çok kültürlü bir ülkede, dünyaya dar zaviyelerden baktığını kaydeden Kolukısa, şunları söyledi:

 

“Bunlar maalesef darbe dönemlerinin yapay mirasını sürdürmeye çalışmaktadır. Evrensel değerlere açık, insan hak ve özgürlüklerine sahip çıkan, ülkesinin itibarını ve kalitesini her alanda yükseltmeye çabalayan insanlar olmak yerine resmi ideolojinin kendilerine biçtiği alana sıkışıp kalmıştır. Geçmişte üniversiteler, siyaset, ekonomi, sanat, kültür ve bilime dair çalışmalarını resmi ideolojinin ideaları ve devlet aygıtının kaygıları üzerinden ürettiler. Kendi milletine, medeniyet değerlerine yabancılaşmayı çağdaşlaşma; dinden uzak durmayı, dindarlara hesap sormayı modernleşme olarak gören, darbe çığırtkanlığı yapmayı vatanseverlik, darbeyi meşrulaştırmayı bilimsellik sayan akademisyenlerin hüküm sürdüğü üniversiteler, bu ülkeye ve millete geri getirilemez yıllar kaybettirdi. Bu itibarla, bireyi ve özgür düşünceyi temel alan, bireye başarılı bir yaşam için gerekli eğitimi onun karakter ve zihin yapısına en uygun şekilde verecek, toplumun kullanımına sunulmuş bilimsel bilgi üreten ve geliştiren bir yükseköğretim sisteminin teşkilinin yanında üniversite çalışanlarının iş güvencesine sahip çıkan, çalışanları ortak bir amaca yönelen ortaklar olarak görerek herkese hakkını teslim eden, paylaşımcı ve katılımcı bir üniversite yönetimi öngören bir YÖK Kanunu için çabalarımız, dün olduğu gibi, bugün de devam edecektir.”

 

 

Sorunları çözen de yeni kazanımlar sağlayacak olan da biziz

 

“Artık kamu çalışanlarının toplu sözleşme hakkı; sendikalı olanlara toplu sözleşme ikramiyesi; yükseköğretim kurumlarının disiplin kurullarında sendika temsilcisi var” diyen Kolukısa, “666 sayılı KHK ile eşit işe eşit ücret taleplerimizin önemli bir kısmı gerçekleşti. Akademik jüri üyeliklerine artık ücret ödeniyor. Yardımcı doçentler derece kademe ilerlemesinde bir dereceye kadar yükselebiliyor. Öğretim elemanlarının ek ödeme sorunu ‘Yükseköğretim Tazminatı’yla çözüldü. Buna ilaveten Akademik Teşvik Ödeneği uygulaması hayata geçti. Geliştirme ödeneğinin süresi uzatıldı. Yükseköğretim kurumlarında yardımcı hizmetler sınıfında yer alan ‘itfaiyeci’ kadrosunda çalışanlar genel idari hizmetleri sınıfında değerlendiriliyor. 657 sayılı Kanun’a tabi personelin sicil uygulaması kalktı. Uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu açıldı. Bu sorunları çözen ve yeni kazanımlar sağlayacak olan da biziz. Bu çözümlerin yanı sıra çözülmesi gereken sorunlarında farkındayız” şeklinde konuştu.




 

Üniversitelerde örgütlenme vakti

 

Üniversitelerde sendikal örgütlenmenin daha da artmasının, ekonomik ve sosyal haklar bağlamında daha fazla mesafenin daha kolay kat edilmesi anlamına geldiğini vurgulayan Şükrü Kolukısa, “Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş mayasında bulunan Anadolu bilgeliği, insanımızın sade bakışının doğurduğu parlak irfanı, darbe dönemlerinde ötekileştirilmenin acısından demlenen şairsel inceliği, üretilen emeğin arşivlenen birikimi, tecrübelerden damıtılan öngörüyü ve ödenen bedellerin potasından süzülerek büyüyen kültürel devinimle bütün ülkeyi kuşatacak, geleceği nitelikli insanların omuzlarında inşa ederek toplumsal inşiraha kavuşacağız inşallah. Büyük sorumluluklar yüklenmekten kaçınmayacak, emeğimizle var olan sendikal mirasımızın gölgesinde, kazanımlarımızla büyüttüğümüz kurumsal ihtişamımızla bugün Türkiye’nin en büyük sendikası olmanın verdiği haklı gururla ve bu sıfatın omuzlarımıza yüklediği sorumluluk bilinciyle Eğitim-Bir-Sen’in ülkemizin yeniden büyük güç olma yolundaki şaşmaz hedefinin sendikamız olmaksızın yürünecek bir yol olmadığı gerçeğini hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

 



 

Olçum: Mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecek

 

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum ise, yaptığı konuşmada, eğitim camiasının sorunlarına vakıf olduklarını, genel yetkili sendika oldukları dönem içerisinde çok önemli kazanımlara imza attıklarını, bunun sonucunda da üye sayılarının her geçen yıl giderek arttığını, zirvedeki konumlarını iyice pekiştirdiklerini söyledi.

 

Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede kazanımların sıfırlanma riskinin her zaman olduğu gerçeğinden hareketle sendikal mücadelelerini özlük ve özgürlük eksenli yürüttüklerini belirten Olçum, zirveden yeni ufuklara yolculuklarına aynı duruş ve kararlılıkla devam edeceklerini vurguladı.


Türkiye’nin demokratikleşmesi adına birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirdiklerini kaydeden Olçum, “Katsayı adaletsizliğini, başörtüsü zulmünü ortadan kaldıran Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olmuştur. Okullarda fişleme aracı haline gelen Milli Güvenlik Dersi’ne son vererek, askeri vesayeti ve kamusal alan yalanını ortadan kaldırdık. 4+4+4 eğitim sistemi ile önemli bir yol kat ettik. Şimdi daha fazla çalışma, ter akıtma zamanıdır” diye konuştu.




 

Bundan sonra yapmayı tasarladıkları faaliyetlere de değinen Olçum, nöbete ücret, sınav görevi ücretindeki adaletsizlerin giderilmesi başta olmak üzere eğitim çalışanlarının acil çözüm bekleyen sorunlarını gündeme taşıyarak, bunlara çözüm bulunması için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını dile getirdi.  

 

13/B-4 ve 50/D sorunu acilen çözülmelidir

 

Olçum, 50/d sorununun çözüme kavuşturulmasının, araştırma görevlilerinin ‘1. dereceye’ kadar yükselebilmesinin, unvanını alan ama kadrosunu almayan doçentlerin doçentliğin özlük haklarından, ek göstergesinden faydalanmasının, idari personelin yer değiştirmesinin önündeki engellerin kaldırılarak tayin ve nakil işlemlerinin kolaylaştırılmasının, görevde yükselme sürecine işlerlik kazandırılmasının, yazılı sınavın yükseköğretim kurumlarının inisiyatifine bırakılmadan merkezi olarak gerçekleştirilmesinin elzem olduğunu kaydetti. KYK’da sorunların halının altına süpürülmeden birer birer çözülmesi gerektiğini ifade eden Olçum, “Bunları yapacak olan yine bizleriz. Nasıl ki çözüme kavuşanların altında terimiz, yerimiz ve imzamız varsa, bunların çözümü de aynı olacaktır” dedi.




 

YURTKUR çalışanlarının sorunları bir an önce çözülmelidir

 

Konuşmasında, YURTKUR çalışanlarının sorunlarına da değinen Olçum, kurum içinde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının uzun bir zamandır yapılmadığını, buna mazeret olarak gösterilen yönetmelik değişikliğinin gerçekleştirildiğini, görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğinin yayımlandığını, bu nedenle önünde hiçbir hukuki ve fiili engel kalmayan görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

 

 

Hedefimiz, her üniversitede yetkili olmak

 

Üniversitelerde sendikacılığın niteliğinin artmasının örgütlülüğün genişlemesiyle mümkün olduğunu belirten Olçum, sözlerini şöyle tamamladı:



 

“Örgütlülüğün artması ise özgürlüğümüzün sınırlarının genişlemesi, özgünlüğümüzün pekişerek evrenselleşmesi, iş huzurumuzun hane hane yayılması demektir. Her üniversitede sendikamızı yetkili kılmak, sendikal mücadeleyle hak ettiğimiz her şeye ulaşmak, insan emeğini değerli, iş hayatını insan onuruna yakışır hale getirmek hedefimizdir. Üniversitelerde sendikamızın yetkili olması demek; keyfiliklerin önüne set çekmek, yanlışa dur demek için ruhsatı elimize almak, sendikamızın gücüne güç katmak demektir.”

 

Yapılan seçim sonucunda Şube Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Mehmet Akgün (Başkan), İbrahim Altıparmak (Başkan Vekili), Mehmet Şeker (Başkan Yardımcısı), Nurettin Özbek (Başkan Yardımcısı), Saadet Çakır (Başkan Yardımcısı), Murat Bi (Başkan Yardımcısı), Talha Turhan (Başkan Yardımcısı).  

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum