Eğitimcilerden AYM'ye: Adalet Geç Gelmesin

Geç gelen adalet, adalet değildir. Olan olmuştur çünkü. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, insanlar hak etmedikleri halde kendilerine takdir edilen sonuca katlanmak zorunda kalmışlardır. Zorluklar yaşanmış, çileler çekilmiştir. Daha sonra adalet tecelli etse de mağdurun içindeki garipliğin, burukluğun, kırıklığın ve güvensizliğin telafisi söz konusu olamayacaktır. Gelecek yaşamında da yaşadıklarının etkilerini hep hissedecektir.

Son zamanlarda eğitim gündemini meşgul eden en önemli konulardan biri de,okul ve kurum yöneticilerinin yaşadıkları mağduriyetle ilgilidir. Okul ve kurum yöneticileri Mevzuat gereği çeşitli sınavlardan geçerek bulundukları okul ve kurumlara atama yoluyla görevlendirilmişler ve görevlerini yürütmektedirler. Sınavlara girmişler, başarılı olmuşlar ve “görevde yükselme kararnamesi” ile bulundukları okul ve kurumlara yönetici olarak atanmışlardır.Her ne kadar aslen öğretmen de olsalar bu yöneticiler; aile çevresinde, sosyal çevresinde ve iş çevresindeyönetici konumunda değerlendirmiştir.Dolayısıyla okul ve kurum yöneticilikleri sübjektif olarak da kazanılmış hak konumu almıştır. İdari mahkemeler de okul ve kurum yöneticiliklerinin kazanılmış haklardan olduğunu,vermiş oldukları çeşitli kararlarla vurgulamışlardır.

Ancak, 6528 Sayılı Kanunun ilgili maddesinde, yöneticilikte 4 yılını doldurmuş okul ve kurum yöneticilerinin tamamının 13 Haziran 2014 tarihi itibariyle görevlerine toplu olarak son verileceği ifade edilmektedir. İfade edilen yönetici sayısının yaklaşık 80 bin olduğu belirtilmektedir. Bu azımsanacak bir rakam değildir. Bunun yanında okullar ve kurumlar yine eskisi gibi müdür ve müdür yardımcıları tarafından yönetileceği gerçeği ortada olduğundan, çalışma ortamlarında kimlerin müdür olacağı, kimlerin görevden alınacağı, onların yerine kimlerin geleceği tartışılmaya başlanmış; eğitim ortamlarında iş barışı da bozulur hale gelmiştir.

Okul ve kurum yöneticisi olmak için bireylerin vermiş olduğu çaba girdikleri ve başarmak zorunda oldukları sınav sonuçları, yöneticilikteki edindikleri tecrübeler, yöneticilik alanında yapmış oldukları mastır doktora gibi akademik faaliyetler yok sayılmış, kendilerine yeni bir çalışma motivasyonu sağlayacak kariyer basamağı da sunulmadan siz aslen öğretmensiniz denilmiştir. Eğitim yönetimi sistemi açısında da yararlı olabilecek bir birikim ve tecrübeyok sayılmıştır. Aslen öğretmen olan bu bireylerin öğretmenlik ile birlikte aynı zamanda yöneticilik görevide yapmış oldukları göz ardı edilmiş, öğretmenlikleri ön plana çıkarılmış yöneticilikleri ise görmezden gelinmiştir.

İlgili Kanun, Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen çeşitli maddelerinin yeniden görüşülmesi için Anayasa Mahkemesine gönderilmiştir, esastan görüşülmek için bir tarihin belirlenmesi beklemektedir. Bunun yanında da 13 Haziran 2014 tarihi itibarıyla 4 yılını doldurmuş yaklaşık 80 bin okul ve kurum yöneticisinin görevlerine ikinci bir işleme gerek kalmaksızın son verilecektir. AYM’nin bu tarihten sonra vereceği her türlü karar geç kalınmış bir karar olacaktır. Çünkü idari işlem tesis etmiş olacaktır. Bu tarihten sonra verilecek bir kararın geriye dönük işlemesi de mümkün olmayacaktır.

Dolayısıyla telafisi olmayan mağduriyetler ile hakkaniyetli ve hukuki olmayan beklentilerin önüne geçilmesi ve adaletin geç gelmemesi için Anayasa Mahkemesinin bağlayıcı olan kararını 13 Haziran 2014 öncesinde vermesi toplumun beklentisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.