Hangi sözleşmelilere kadro verilecek?

Hangi sözleşmelilere kadro verilecek?

Sözleşmeli olarak çalışan taşeron firmalardaki personelin kadroya alınması 6 ay içinde netlik kazanacak

Eski Bakan, Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik hükümet kurulduktan sonra kadroya alınması planlanan sözleşmeliler ile ilgili açıklama yaptı.

TRT'ye yaptığı açıklamalarda gündemi de değerlendiren ÇELİK'in şunları söyledi;

 

Seçim öncesi birçok tartışmalar yapıldı, Sayın Obama'ya mektup yazanlar, "sandıklara sahip çıkın" ikazında bulunanlar, bilboardları donatanlar, seçimden endişe duyduğunu ifade edenler... Hepsini de izledik. Neticesinde kimsenin eleştiri yapamayacağı bir seçimi geride bıraktık.

 

Türkiye tüm eleştirilere cevap verecek bir seçim sistemini oluşturdu. Yaşanan süreçte birilerinin beklentileri, Türkiye'nin imajını bozmaya yönelik beklentileri boşa çıkartıldı.

 

Hiçbir ülke kendi ülkesinin başarısı açısından engel teşkil edecek şekilde olmamalı. Ülke insanı olduğunu söyleyenler ülke aleyhine lobi faaliyetleri yapabiliyorlar. Seçim çok güzel bir cevap oldu. Katılım açısından. Şeffaftı. Güneydoğu'da bu netlikte söyleyemeyiz. Nispeten sıkıntılar olmasına rağmen, büyük bir şeffaflıkta yapıldı.

 

Asgari ücret

 

Seçim 7 Haziran öncesinde, muhalefet insanların duygularına dönük bir seçim vaadi programı açıkladı sözde. Ne varsa verin anlayışında, bir kaç oyu arttırabilmek için. Bu projesizliktir. Geleceğe dönük bir projenin planın olmadığını gösteriyor. Neyi verecekseniz, onun kaynağını oluşturacaksınız. 120 milyar dolayında veren bir program, nereden vereceksiniz cevabını bulamadı.

 

O dönemde söylediklerimizin tam arkasındayız. Türkiye böyle bir kulvara girmemeliydi. Sosyal devlet olmanın gereği, vatandaşın bu bütçeden alması gereken payı veren iktidar olduk. Bizimle kimse emekli maaşını tartışamıyor. Yetmiyor demek ayrı bir şey, geçmiş iktidarla mukayese edildiğinde asgari ücrette, memurlarda ücretler mukayese edilemeyecek kadar artış göstermiştir. Bunlar bir lütuf gibi gösteriliyor. Bize göre bir politika değil. Ülkeye yapılabilecek olan vaat, Türkiye için bir şey ifade etmiyor. Devletin görevi zaten bunları yapmak.

 

Biz, vereceklerimizi zaten veriyor idik. Bir seçim propagandasına dönüştürmedik.

 

7 Haziran vaatleri

 

Sayın başbakanımız işçi işveren kesimlerini dinledi. Asgari ücreti arttırmayalım diye hükümetin bir talebi olabilir mi? Tam tersi artılar getiriyor. Asgari ücretin artması hem maliyemize, hem sosyal güvenliğimize ciddi katkılar sağlar. Bizim derdimiz, asgari ücreti hesapsız arttırırsanız, çalışanın işsiz kalması riski var.

 

Asgari ücreti geçim ücreti değil, koruma ücreti. Bizdeki asgari ücret 13 AB ülkesinden daha iyi. Herkes küresel pastadan pay almak istiyor. Bir algı oluşturuldu. Dedik ki, "Madem böyle bir algı oluşturuldu, sıkıntıları nasıl gidediriz?" diye çalışmalar yapıldı ve 1 Ocak 2016'da 1300 olmasına karar verildi. Vaatlerimizin tümünü de seri bir şekilde yerine getireceğiz. 1 Aralık'ta komisyon toplanacak.

 

İşveren ne istiyor?

 

Sayın Başbakanımız hassas bir şekilde katılan konukları tek tek dinledi. İşveren, "Asgari ücretin artmasına karşı değiliz" diyor. Fakat "bin 300 olduğu an bize maliyeti 2 bin liranın üstünde. Rekabette sorun yaşayacağız" diyor. Rekabet edememinin neticesi, işçi sayısını azaltma noktasına geliyor. Siyaset, popülizm yaklaşımlarıyla olmaz.

 

Dünyadan koparsanız, işçiyi işsiz bırakırsanız bu çıkış yolu değil. Onların yatırım ortamlarını iyileştirmesi gibi talepleri oldu. Muhtemel meydana gelecek olaylar öncesinde önlemleri alırız. Akşamki verimli toplantının neticesinde, ilgili kurumlar değerlendirecek. Kimsenin endişesi olmasın. Asgari ücret sayesinde de, "İşçiyi çıkarma gibi eğilim olacak mı?" diye düşünülmesin, önlemler alınacak.

 

Seçmene yakın bir siyasetçi profili çiziyorsunuz. Seçmenin ekonomi, hayatla, geçimle ilgili görüp söylediği ilk şey ne?

 

Halkla birebir teması çok seven bir siyasetçiyim. Vatandaşın gözüne baktığı zaman size çok şey söylüyor. AK Parti'ye bir güven var. Çalışkan bir başbakanımız var. 81 ilde miting yapan, gece gündüz çalışan bir başbakanımız var. Vatandaş bunların farkında. AK Parti ile ilgili, genelde "sözünün eri insanlar bunlar" diyorlar.

 

Şanlıurfa'da propaganda yaparken, "Sözümüz eriyiz, Urfa'nın neferiyiz" dedik. Ne söz verdiysek onları yerine getirdik. Vatandaş ne istiyor? Terörle ilgili, huzur ortamının devamını istiyor. Güneydoğu'da genç bir nüfus var. İş konusunda talepleri var. Bunların çözümüyle ilgili de AK Parti'yi gördükleri seçim sonuçlarından ve bize ifade edilenlerden belli.

 

Taşeron konusu

 

Kamu için olmaz denilen kadrolarda çalışanlar kesinlikle kadroya alınacak.

 

Bu konuyla ilgili yasal düzenlemeyi yaptık. 7 Haziran'daki karmaşa içerisinde yaptığımız birçok şey açıklanamadı. Bunların hepsi, birkaç cümlelik insanların zihnini bulandıran kavramlarla karışıp gittik.

 

750 bin civarında kamuda çalışan eleman var. Bunların tümünü toparlayacak bir yasa yaptık. Mesela TRT'de hizmet alımı olacaksa, Maliye Bakanlığından alınacak vizeyle, kim ne amaçla işe başlatılmışsa o amaçla hizmetini sunacak. Taşeronla ilgili, kamunun ihtiyacı varsa, olmazsa olmazlar kadroya alınacak. Mesela, hasta bakıcı bir kardeşimiz. Hastayı ameliyattan odasına kadar götürüp ilgileniyor.

 

Hizmet alımı var. Hizmet alımı yapılacak işler de netleşecek. Sendikalar, ilgili bakanlıklar çalışmayı yapacaklar. "Şuradaki elemanlar asıl işçidir kadroya, şurdakiler de yardımcı işçidir" denilecek, onlara da asıl işçinin elde ettiği hakları yardımcı işçilere de verilerek alımı yapılacak. Yeni bakanlar kurulunda görev alacak arkadaşlar ilk 6 ay içerisinde neşter atacak diye düşünüyorum.

 

Yasa çıkmıştı, bir bakanlar kurulu kararı yayımlanması gerekiyor. Sosyal tarafların görüşünü alacak bir atmosfer oluşmadı ki. Seçim sonrasına kaldı. 1 Kasım sonrasına kaldı. Bu iş şimdi çözülüyor. Taşeron diye ifade ettiğimiz kişilerin durumu 6 ay içerisinde netlik kazanıyor. Tarafların katılımıyla en sağlıklı şekilde netlik kazanacak. Emeğin istismarına son verilecek. Bütün kamu kurumlarını kapsıyor. Kim hizmet alımında kim asıl kadroda olacak netleşecek.

Bu noktaya gelmesi, dağınıklık başlı başına bir sorun değil mi?

 

Bugünün sorunu değil bu. İş yeri sayımız arttı. İhtiyaçların hizmet alımı şekilde karşılanması arz etti. Mesela kamuda çalışıyor, yıl sonu geliyor, 15 gün işten çıkarılıyor. Neden? Kıdem tazminatı talep etmesin diye. Artık kıdem tazminatı da alacak. 7 Haziran karmaşası içerisinde bunlar anlatılamadı. Çözüleceğini herkes bilsin.

 

Emeklilerle ilgili taahhütler

 

7 Haziran'dan önce bin 100 TL'nin altındakilere 100 lira zam yaptık. Şimdi ağustos ayında da bir toplu sözleşmemiz vardı. Kamu çalışanlarıyla ilgili çalışmalarda da memur emeklilerine 100 lira verdik. 5,5 milyon emekliye artış yaptık. Arada kalan 5,5 milyon emeklimize daha yaptık. Bin 100'ün üzerinde alanlar. "100 lira da bunlara vereceğiz" dedi Başbakanımız. Temmuz ayında veriyoruz. Biz demedik ki "hazirandan önce verelim bunu." Verme konusunda vatandaşın hakkı olduğu için başa kakma olarak kullanmadık. Kalan 5,5 milyon kişiye de 100 lira vereceğiz. Hala Bin 100'ün altında kalan emeklilerimize yine 100 lira vereceğiz. Yani 200 lira vermiş oluyoruz.

 

Çalışma bakanlarının Maliye bakanlarıyla yaptıkları görüşmeler gergin midir?

 

Her gün partnerlerimiz, bütün çalışanlar, emekliler. Tümü ile siz her gün çeşitli vesilelerle bir araya geliyorsunuz. Bu sorunları çözeceksiniz. Mali kaynağın tesisiyle. Tabii karşı karşıya geliriz arada bir. Medeni ölçülerde tartışırız. Maliye bakanımız tabiki ister ki, bütçe açığının denk bütçelere inmesi için mücadele edecek. Biz de eşitsizlikleri nasıl giderebiliriz, bu da bizim mücadelemiz.

 

Şanlıurfa'dan aday oldunuz. 2011'de başarılı bir sonuç aldı AK Parti. 1 Kasım sonuçlarına bakalım

 

Şanlıurfa'da sosyolojik olarak bir tahlili gerekiyor. İlçesi farklı, Bilecik farklı, Akçakale farklı. Baktığınızda dinaminizm hemen farkediliyor. Her ilçeyi il gibi değerlendirmelisiniz. Yanlışınıza kesinlikle prim vermezler.

 

Batıdaki illere bakıyorum 9-10 oranında artmış. Artışı bütün illere bakıyorsunuz. Şanlıurfa'da bir anda yüzde 30'da alabilirsiniz, yüzde 70'te. Güven istiyor. Kendim açısından sevindiğim tablo, Şanlıurfalılarla güven bağını oluşturduk. Birlik bütünlük içerisinde yalnız Şanlıurfa diyeceğimizi gördüler. Samimiyet konusunda en ufak şüpheleri yok. Nasıl oldu bu? 4 yıl içerisinde 618 köye gittim. Bütün ilçelere defalarca gitmişimdir ama 618 köye gitmek, bizzat sorunları yerinde görmektir. Gidip oradaki sorunu görüp çözünce, vatandaş diyor ki devletin eli değdi.

 

Memleketiniz Bursa

 

İlk geldiğim hafta, bir hafta içerisinde bazı şeyler yaşandı. 2011'de. "Kimdir, ne gerek var, burada siyasetçi yok mu" tarzında. Cumhurbaşkanı'nı çok seviyorlar, bir bakanı gönderdiğine göre vardır bir bildiği de deniliyordu. Bütün taraflarla toplanarak o kadar çok şeye şahit olduk ki. Fotoğrafı doğru çekersek, Şanlıurfa'ya hizmet edebiliriz.

 

Millet konuşmaya başladıkça, sorunlar ortaya çıktı. Herkes kendisine çeki düzen verdi. Ani çözümlerde, hemen gününde çözümlerde vatandaşta bir rahatlama oldu.

 

"Vatandaş devletin sıcak elini görmek istiyor"

 

AK Parti önemli şeyler yaptı. Kürtleri sorun gören anlayıştan, "Kürtlerin sorunları var" anlayışına getirdi. Vatandaşlarla devletin bir sorunu yok. Olmadık yalan yanlış bilgilerle gençlerin kafalarının karıştığı doğrudur. Şanlıurfa'da birçok HDP'linin istifa ederek yanımızda çalışmasına şahit oldum. AK Partililerin üzerine düşen çok önemli görevler var. Milletvekili her yere gidebilmeli. Bölgede olmamız gerekiyor. Bizim partilerle de bir derdimiz yok. HDP ile tek derdimiz, milletten ne güzel destek aldın. Talimatı da milletten al, özgürleş. Teröre sırtını dayayarak oy istiyorsanız sürdürülebilir bir anlayış değil.

 

Kısa dönem içerisinde Şanlıurfa'da bir dönüş oldu. Bölge insanın üzerinden çok şeyler geçmiş, bölgede çok şeyler yaşanmış. Şimdi geleceğin inşasıyla ilgili vatandaş tek güvencemiz. Ben yüreği sağlam bu insanlara güveniyorum.

 

Türkiye Türkiye dediler, Kandilleştiler. Bölge insanının kime oy verdiği bizi rahatsız etmiyor. Bizi rahatsız eden, terörle iç içe olan unsurlarla siyasetin bir arada götürülmesidir.

 

Vatandaş, devletin sıcak elini görmek istiyor. Operasyonlar, güven ortamı oluşturdu. Güvenlik güçlerimiz son derece dikkatli. Vatandaşı rahatsız eden unsurlarla mücade ediyorlar.

 

15 yıl öncesine bakın, Türkiye'de neyi konuşabiliyorduk? Artık Türkiye'de herşey konuşuluyor. Demokrasi konusunda samimi olalım, geleceği birlikte inşa edelim.

 

Türkiye ile hesabı olan çok. Kaybeden hep Kürt kardeşimiz olmuş. Hem sınırlarımız dışında hem sınırlarımız içinde. Vatandaşımızın dostu, AK Parti iktidarıdır. Onların refahını yükselttik, birileri rahatsız oldu. Bu zengin coğrafyada gencimize iş bulacağız. Niye silah, yatırımlar engellensin, fakirlik olsun ki istismar devam etsin. Gençlerimiz iş sahibi olacak, 50 bin lirada para vereceğiz, "kendi işini kur kardeşim" diyeceğiz.

 

Şanlıurfa'da çok şeyler yaptık. Şanlıurfa tarım, turizm ve tarih şehri. Şimdi sanayi şehri olacak. Marka şehri Şanlıurfa. Mercimeğin, pamuğun yüzde 40'ı burada yetiştiriliyor. Sulamalar çözülecek. 4 yıl sonra Türkiye'nin lokomotif şehrinin Şanlıurfa olacağından kimsenin şüphesi olmasın.

 

TRT

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.