Kamu personeli ile kurumları rahatlatmanın pratik yöntemi...

Kamu personeli ile kurumları rahatlatmanın pratik yöntemi...

Yeni Şafak Yazarı Ahmet ÜNLÜ'den gündeme ilişkin çarpıcı tespitler...

Bazen kamu kurumları ile kamu personeli karşı karşıya gelebilmekte ve çözümü yargı mercilerinde arayabilmektedir. Bugünkü yazımızda alınacak basit yöntemlerle hem kamu personelini hem adaylarını hem de kamu kurumlarını rahatlatmanın yöntemini açıklamaya çalışacağız.

Kamu kurumlarının atacağı küçük adımlarla büyük sonuçlar alınabilir

Kamu personeline ilişkin sorunları çözmekle hukuken görevli kamu kurumu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıdır. Daha önce kamu personeline ilişkin sorunları çözmekle kurum Devlet Personel Başkanlığı iken bu Kurumun kaldırılması ile birlikte bu görev Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Çalışma Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.

Bu Bakanlığın verdiği görüşler çerçevesinde yapılan uygulamalar, birçok sorunu çözebilmektedir. Bu nedenle kamu kurum ve kuruluşları kamu personeline ilişkin sorunları Çalışma Genel Müdürlüğüne sorarak aldıkları cevaba göre işlem yapmaktadır. Ancak, bu Genel Müdürlüğün vermiş olduğu görüşlerden sadece ilgili kamu kurumu haberdar olmakta, başka kurumlar benzer sorunlarla bilerek veya bilmeyerek uğraşmakta ve personelleriyle karşı karşıya gelebilmektedir.

Halbuki kamu kurum ve kuruluşlarının tamamının personel birimlerinin elektronik posta adreslerinin temin edilerek verilen görüşlerin bir örneğinin buralara gönderilmesi halinde hem benzer sorunlara kısa sürede çözüm üretilmiş olur hem de hizmet kalitesi arttırılmış olur.

Daha açık ifade etmek gerekirse kamu kurumlarının personelle ilgili talep ettiği hukuki görüşlere verilen cevapların sadece ilgili kamu kurumuna gönderilmesi yerine ilaveten bütün kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik postalarına gönderilmesi halinde hem başka kurumların da soracağı benzer görüşlere cevap verme yükünden kurtulunacak hem de birçok kamu kurumunun yaşadığı soruna pratik çözüm getirilerek uygulama birliği sağlanacaktır. Yani çözüm çok basit ve elimizin altında. Bakanlığın kamu kurum ve kuruluşlarını bu tür yeniliklerle şaşırtmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Bu iyileştirmenin kamuya maliyeti de yoktur.

Sadece bir defalık kamu kurumlarının elektronik postalarını alt alta sıralamak ve tuşa basmak gerekiyor. Hepsi bu kadar.

Bu zamana kadar bu kadar basit bir çözüm niçin hayata geçirilmedi derseniz ona da rahmetli Karakoç'un ifadesiyle "Biz ne bilek beğim, böyükler bilir." demekten başka bir şey söyleyemem. Kaldı ki kamuda yaşanan birçok sorunun çözümünde de aynı şey yaşanmakta değil midir? Ama biz çözüm önerilerini bıkmadan usanmadan sırlamaya devam edeceğiz. Belki faydalanmak isteyen birileri çıkar.

Kılıçdaroğlu CHP'li Belediyelerdeki sınavsız atamaları sonlandırabilecek mi?

Eğer sözlerinizle eylemleriniz arasındaki makas açıksa inandırıcı olamazsınız. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu her konuşmasında haktan, adaletten ve eşitlikten bahsediyor ama kalbi ile dili arasındaki fark bir türlü kapanmıyor. Bunun yanında elbette hak söze kim ne diyebilir ki. Ancak, siz hak sözle batıl amaçlara ulaşmak isterseniz ve durum da kısa sürede ortaya çıkarsa büyük bir utançla karşı karşıya kalırsınız. Ama benim derdim utanmaktan ziyade ilave bir kişiyi daha kandırmak derseniz ona diyecek bir şeyimiz olamaz. Özellikle gençlerin duygularına oynayarak onları kandırmaya çalışırsanız, utancınız katlanır ve kısa sürede de enselenirsiniz.

Nitekim CHP'li belediyeler güzellik kraliçesini sınavsız olarak kariyer danışmanı olarak atıyorsa ve CHP lideri bu konuda bir genel yazı çıkararak CHP'li belediyelere gönderemiyorsa buna verilecek cevabın adını Kılıçdaroğluna bırakıyoruz. Bu köşede kaleme aldığımız "Kılıçdaroğlu, KPSS, sözlü sınav ya da kariyer danışmanı yapılan güzellik kraliçesi" başlıklı yazımızda konuyu bütün boyutlarıyla izah etmiştik. Bu yazımız Kılıçdaroğlu açısından can sıkıcı olsa da yol gösterici olmasını tercih ederim. Eğer CHP'li Belediyelere göndereceği genel yazı ile objektif uygulamalar getirilmesine zemin hazırlar ve yanlış yapanları cezalandırırsa hiç çekinmeden ve tereddüt etmeden alkışlarız.

Ayrıca CHP lideri, kamu kurumlarındaki çift maaş alanları ve yüksek yönetim kurulu ücretlerini eleştirirken, CHP'li belediyelerin şirketlerindeki yüksek ücretli yönetim kurulu ücreti alan eş dostlara tek kelime etmemesini ve bu konuda objektif kriterler için adım atmamasını da şiddetle eleştirir ve ayıplarız.

CHP Genel Başkan Yardımcı, CHP liderini yalanlıyor

Kaldı ki CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Bir gün iktidara gelirsek işe alımlarda liyakatli olması koşuluyla CHP'ye destek verenlere öncelik tanıyacağız" demişti.

Tam olarak şu ifadeleri kullanmıştı; "Liyakata dayalı bir çalışma uygulayacağız. Hani bu demek değil ki bizim çalışma arkadaşlarımızı, bize destek verenleri ihmal edeceğiz. Tabii ki önceliği onlara vereceğiz. Ama bu liyakat ölçüsünde olacak. O işte bir becerisi varsa değerlendireceğiz. O işe uygun değilse sırf partilimiz diye işe almamız uygun olmaz."

Bu ifadeleri kullanan CHP Genel Başkan Yardımcısı açıkça iktidara gelince nasıl bir liyakat modeli uygulayacağını açıkça beyan etmiştir. Bu adama sen yalancısın, dilin sürçtü aslında bunu demek istemedin deme hak ve yetkimiz olmadığına göre, bize düşen sadece Kılıçdaroğlu'nun bu adama nasıl bir tepki verdiğini merak etmektir. Aslında CHP'li belediyelerdeki liyakat (!) uygulaması da CHP Genel Başkan Yardımcısını doğruluyor. Öyleyse daha muhalefette iken liyakati ayaklar altına alıyorsanız, işsiz gençlere neyi vaat ediyorsunuz? Sadece yanlış uygulamaları eleştirerek sonuca varılamayacağını bilemeyen birisi sadece gençlerin geleceğini çalmaya taliptir.

Daha da özet konuşmak gerekirse CHP'nin seçim beyannamesinde yer alan taahhütlerine bizzat CHP'li belediyelerde uyulmuyorsa, bu tür ikircikli uygulamalar sadece CHP'nin ve liderinin inandırıcılığını kaybettirir.

Bu nedenle daha CHP muhalefette iken aleni bir şekilde vatandaşı kandırmaya çalışırsa ve bu durumda uygulamalarında açıkça görülüyorsa, bu Partinin bana vatandaşlar niçin güvenmiyor deme lüksü yoktur. Eğer CHP lideri seçim vaatlerinde samimi olsaydı, öncelikle CHP'li belediyelere bir genel yazı göndererek hem A grubu kadrolara hem de B grubu kadrolara memur alımları ile işçi ve sözleşmeli personel alımlarına hiçbir şekilde sözlü sınav yapılmayacağını ya da sınavların kameraya kaydedileceğini talimatlandırırdı. Ancak, şu ana kadar böyle bir yaklaşım göremedik.

İktidara yönelttiği eleştiri dışında bu yönde bir niyet dahi göremedik. Tekrar önerimizi yapalım, eğer CHP samimiyse yıllardır CHP'nin kalesi olan Çankaya Belediyesi'nde ve İzmir Büyükşehir Belediyesinde objektif personel alımları yapar ve bunu da kamuoyu ile paylaşılır. Ya da sınavlara memur ve işçi sendikalarından gözlemci katılımını sağlar. Aksi takdirde muhalefette iken bunları yapan bir Partinin iktidara gelince geçmişte yaptığının katmerlisini tekrarlayacağını söylemek kehanet olmaz. Zira her şey aslına rücu eder.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.