1 Kasım seçimlerin çok önemli olduğunun altını çizerek, söz konusu seçimin diğer seçimlere benzemediğini söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşması özetle şöyle:

BİZİM İÇİN ÖNCE TÜRKİYE VAR
"Parlamentoda grubu olan 4 parti var.Bir parti malum 13 yıldır yönetiyor memleketi, ne hale getirdi. Bir başka parti var, sağ olsun her şeye ’hayır’ diyor. Neden ’hayır’ diyorsun? Her şeye ’hayır’ diyorsan neden seçime giriyorsun. Girme o zaman seçime. Bir başka parti var. Türkiye’yi yönetme kapasitesi yok, denklem dışı. Geriye bir parti kalıyor, Cumhuriyet Halk Partisi. Yönetecek, Cumhuriyet Halk Partisi. Adaletle, yönetecek Cumhuriyet Halk Partisi. Biz, topluma yayınladığımız seçim bildirgeleriyle gerekli güveni verdik. CHP dışında bu ülkenin sorunlarını çözecek ikinci parti yoktur. 

BİR OYLA ÇOK ŞEY DEĞİŞİR

Kimsenin tatilini kısıtlamıyorum ama gelip oy kullanacaklar. ’Efendim, bir oyum var. Bir oyla ne olur?’ Bir oyla çok şey değişir. Bir oy, altın değerindedir. Bir oy, demokrasiye, geleceğe, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıdır. Bir oy, basın özgürlüğüdür. Bir oy kadın-erkek eşitliğidir. Bir oy ’hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’ demektir. Bir oy bu kadar önemlidir. Hepimiz gidip, oylarımızı sağduyuyla kullanacağız. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin kurucu partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi, partinin değil ülkenin çıkarlarını savunur.”
Bakın şimdi onlar da asgari ücreti artırma kararı aldılar. Ne oldu? Hani bizi işadamlarına şikayet etmiştiniz, asgari ücret artmaz diye. Şimdi ne değişti. Biz işçiden, köylüden, emekliden yana oluyoruz. Onlar yattan yana oluyorlar. Biz çiftçinin, mazotunu düşüreceğiz. Onlar yatçıların mazotunu düşürüyor. Farkımız bu işte.Türkiye’de aslında her şey var. “Neyimiz eksik? Namuslu, dürüst, halkı düşünen siyaset eksik. Eksik olan bunlar. Dört yıl bize verin bu ülke adam gibi nasıl yönetilir onlara göstereceğiz. 

DEVLET AKILLA YÖNETİLİR 
Devlet kinle, intikamla, ön yargıyla yönetilmez. Devlet basiretle, danışılarak yönetilir. Devlet milletle kavga etmez. Ülkeyi kim yönetiyor. Kimin başbakan kimin cumhurbaşkanı olduğunu kim söyleyecek. Kim yönetiyor? Kağıt üzerinden var. Ama kimin yönettiği belli olmayan çivisi çıkmış bir Türkiye var.

ANKARA’DAKİ BEYLER BİZİ DİNLEMEDİ
2012’de yanlış giden Suriye politikası ile ilgili dönemin başbakanına 3 -4 sayfalık mektup yazdığım. Suriye politikamızın yanlışlığını anlatan bir mektup. Türkiye üzerinden Suriye’ye silah göndermek, radikal grupları göndermek doğru değil dedim. Şimdi bakın ne halde. Müslüman’ı, Müslüman’a kırdırdılar. Kim yaptırdı, Ankara’daki beyler. 12 bin çocuk öldü Suriye’de. Oradaki çocuklardan ne istiyorsun sen? İki milyondan fazla insan Türkiye’ye geldi Suriye’den. Yazık değil mi bu insanlara? Şimdi bunlara araştırıyorlar nasıl iş buluruz diye. Ya sen önce kendi çocuğuna bir iş bul. Üniversite mezunlarımız büyük bölümü kendi çocuğumuz işsiz ama bunlar yabancılara nasıl iş buluruz diye çalışıyorlar. Dış politikada bir hata yaparsanız bütün Türkiye öder. İşte Suriye bu.

İKTİDAR IŞİD’İ KORUYOR
Bir PKK belası vardı. Şimdi de IŞİD belası çıktı. Bunu kim çıkardı, nasıl çıktı? Bakın bunu açık söylüyorum. Emniyet güçlerini suçluyorlar, ‘güvenlik almadı’ diye. Aslında emniyet her şeyin farkında. Bunun sorumlusu Ankara’daki beyler. Emniyet güçlerine ‘onları tutmayın, görmeyin, hapse atmayın’ diyorlar. Bunu biliyor polis."