Koncuk'tan "Sarı Sendika" Tepkisi

Koncuk'tan "Sarı Sendika" Tepkisi

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Haber Türk’te katıldığı canlı yayında Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve Türkiye Kamu-Sen’in taleplerini değerlendirdi.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Haber Türk’te katıldığı canlı yayında Toplu Sözleşme Görüşmeleri ve Türkiye Kamu-Sen’in taleplerini değerlendirdi.

Terörü ve terörü güçlendiren zihniyeti lanetlediğini belirten Koncuk; “Tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet ve milletimize sabır diliyorum.  PKK denilen bu illeti üç buçuk yılda bu kadar güçlü kılan zihniyeti de kınıyorum” dedi.

Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın’ın 3 yıl sigortalı şartını kendilerinin isteği gibi yapılmış göstermesinin kamuoyunu aldatmak olduğunu ifade eden Koncuk; “Öncelikle iki yanlışı düzeltmek istiyorum. Haberlerde Türkiye Kamu-Sen’in 2016 yılı talebi yüzde 12 olarak sunuldu, fakat bizim talebimiz yüzde 22’dir. Bir de Ali Yalçın Beyin 3 yıl kesintisiz sigorta şartı problemi ile ilgili açıklamasının eksik olduğunu düşünüyorum. Ben bu problemin Toplu Sözleşme Masasında bir kazanım olarak sunulmasının kamuoyunu eksik bilgilendirme olduğunu düşünüyorum. Yapılmak istenen şudur ki;  Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin Ağustos ayında özür grubundan tayin isteyebilmelerini sağlayabilmek amacıyla, eşi özel sektörde çalışanlara kısıtlama getiren çerçeve yönetmeliği görmezden gelmiştir.  Sadece bu Ağustos ayı ile sınırlı bir durumdur. Halen çerçeve yönetmelik değişmemiştir. Türkiye Kamu-Sen, çerçeve yönetmeliğe dava açmıştır.  Bildiğim kararıyla Memur-Sen’in çerçeve yönetmeliğin iptali ile ilgili bir davası da yoktur. Dolayısıyla bunu hemen bir kazanım olarak sunmak doğru değildir. Kazanım olarak görmemek lazım. Ben zaten birkaç haftadır Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ile yaptığım görüşmelerde Ağustos ayında 3 yıl kesintisiz sigorta şartını görmezden geleceklerini, uygulamayacaklarını söylediklerini biliyorum. Ama  bunu netleşmeden kamuoyuna duyurmayı ahlaki bulmadığım için de duyurmadım.  Ama asıl mesele tüm memurlar için çerçeve yönetmeliğin aile bütünlüğünü sağlayacak şekilde düzeltilmesidir. Bu konuda ben Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’na  rapor sundum, Başbakanlık Müsteşarı Sayın  Kemal  Madenoğlu ile görüştüm. Maalesef Devlet Personel Başkanlığı çalışmasını tamamlamış olmasına rağmen, Başbakanlık becerip  bir yönetmeliği dahi değiştiremedi.  Sayın Ahmet Davutoğlu’nun bu konuyu Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ağustos ayında uyguladığı şekilde son iki yılda 360 gün kesintili de olsa sigorta ödeyen tüm memurlara eş durumundan tayin hakkı verecek şekilde düzeltilmesi gerekmektedir. Hala çerçeve yönetmelik meydandır. Mesela Tarım Bakanlığı’ında, Sağlık Bakanlığı’ında bu çerçeve yönetmelik sebebiyle tayin isteyemeyen eşler vardır. Sayın Tarım Bakanı Mehdi Eker’in kulağını çınlatalım, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı bir insiyatif kullanarak Çerçeve Yönetmeliği öğretmenler açısında en azından Ağustos ayında uygulamama kararı almıştır. Bu çok önemlidir ve bu anlamda Sayın Bakan’a çok teşekkür ediyorum. Aynı duyarlılığı diğer Bakanların ve Sayın Başbakanın da göstererek, çerçeve yönetmeliği tüm memurlar için değiştirmesini talep ediyorum. Biz konuda davada açtık. Hatta davayı da kaybettik. Yürütmeyi durdurma reddine itirazımızda devam etmektedir. Hangi sendika dava açtıysa söylesin biz de yönetmeliği durdurmak  için iptal davası açık desin.  Bu işlerle mücadele etmek lazım. Hiç mücadele etmeden millete kazanım olarak göstermenin, sunmanın bir alemi yok.  Sendikacılığı da ciddi bir şekilde yapmamız lazım. Kamuoyunu insanları aldatmayalım. Sayın Nabi Avcı yönetmeliği görmezden gelmiştir ve öğretmenleri bu yıl itibariyle  mağdur etmemiştir.  Problem kökten çözülmüş çerçeve yönetmelik talebimiz doğrultusunda düzeltilmiştir gibi bir sunum yapmayı doğru bulmuyorum.” dedi.

BİR ESKİ HESABI KAPATALIM. YANİ 2014-2015 KAYIPLARIMIZI KARŞILAYIN.

Kamu işçine verilen zammın helal olduğunu ama memur ve emeklinin de kayıplarının karşılanması gerektiğine vurgu yapan Koncuk; “2014-2015 yılında bizim kayıplarımız oldu. 2015 yılında kamu işçilerine hemen seçimden önce Ahmet Davutoğlu, Türk-İş ile beraber 11.3 zam yaptı. Bu artış helal olsun kamu işçilerine ama; bu ülkede memur, emekliler de var. Memur emeklilerine yüzde 6 veriyorsunuz, kamu işçisine 11.3 zam yapıyorsunuz artı 500TL iyileştirme yapıyorsunuz. Bunun bir kere hesabını iktidarın memurlarımıza ve emeklilerimize izah etmesi lazım. Hükümetin kamu işçisi ile oluşan % 5.3 artı 500TL’lik farkı 1 milyon 900 bin memur emeklisine izah edebilmesi lazım. O halde biz diyoruz ki; 2014 yılından enflasyon farkı alacağımız var. Büyüme payı ile beraber % 5, 2015 yılından işçilerine verilen 5.3 artı 500TL memurlar ve emekliler olarak alacağımız var. Bir eski hesabı kapatalım. Yani 2014-2015 kayıplarımızı karşılayın diyoruz.  Bu 2 bin TL yapmaktadır. Dolayısıyla kamu çalışanlarına, telafi zammı da dahil olmak üzere, yüzde 22 olarak oransal zam ve taban aylığa 100TL seyyanen zam istiyoruz. Ayrıca 2 bin TL kaybımızın dört eşit taksitle kamu çalışanlarına ve tüm emeklilerimize ödenmesini istiyoruz. Ben bunları masada da söyledim. Eğer 2014-2015 kayıplarımızı telafi etmeyen, hesaba katmayan bir toplu sözleşmeyi kim imzalarsa imzalasın biz o toplu sözleşmeyi şu andan itibaren ayıplı sayarız, saygı göstermeyiz ve tanımayız. 2017 yılı için ise, yüzde 10+10 oransal zam ve taban aylığa 150TL istiyoruz.” dedi.

4/C’LİLER BU MEMLEKETİN ÜVEY EVLADI MI? AKP İKTİDARI ÇALIŞMA HAYATINI KÖSTEBEK TARLASINA ÇEVİRDİ

Türkiye’de kadrolu istihdam olmasını gerektiğinin altını çizen Koncuk; “Toplu sözleşme masasında yıllardır konuşuyoruz, siyasi iktidarın 4/C’liler ile inatlaşma alışkanlığından kurtulması lazım. 4/C’liler bu memleketin üvey evladı mı? Kunta Kinte’si midir? Yıllardır kadro istiyoruz bin bir türlü bahane üretiyorlar. Artık bu bahaneyi kabul etmiyoruz. 23 bin 4/C’li mutlaka bu Toplu Sözleşme’de kadroya geçirilmeli,  4/B vekil imam, vekil ebe, hemşire  hepsi de kadrolu olmalıdır. Faruk Çelik’in de bizim gibi düşündüğünü biliyorum.  Yani artık Türkiye’de kadrolu istihdam olmalıdır. Mesela PTT teşkilatında ucube bir uygulama var. İdari Sözleşmeli Çalışan.  Nedir bu?  AKP iktidarı çalışma hayatını köstebek tarlasına çevirdi. Bunu düzeltmesi gereken de iktidarın kendisidir.” dedi.

MÜLAKAT SEBEBİ İLE 40 BİN STAJYERİMİZİ, AYLARDIR TEHDİT EDEN, EĞER FİLAN SENDİKANIN ÜYESİ OLMAZSAN STAJYERLİĞİNİZ KALDIRILMAZ DİYEN, BAZI YAPILARIN DA YÜZÜ KIZARMALIDIR.

Stajyerlerin girişimlerimiz sayesinde Kasım’da olan özür gurubu tayinlerinin Ağustos’ta yapılacağını söyleyen Koncuk; “2. il içi ve 2. il dışı tayinlerini mutlaka yapılması gerektiğini düşünüyorum.  Çünkü birçok mahremiyet bölgesinde zorunlu görevini tamamladığı halde tayin isteği gerçekleşmeyen, 10-13 yıl çalışanlar var. Dolayısıyla 2. iller arası tayin yapılmalı. İl içinde gene aile bütünlüğü bozulmuş, insanlar var. Bunları göz önüne alarak 2. il içi tayini de yapılabilir. Sayın Nabi Avcı’nın bu taleplerimizi de dikkate almasının gerektiğini düşüyorum. Alacağını ve hesap edeceğini de düşüyorum. Son düzenleme içerisinde gözden kaçtı belki de, stajyerlerle ilgili de bir kazanım elde ettik. Günlerdir bunun üzerinde çalışıyoruz. Stajyerlerimizin özür gurubu tayinleri Kasım ayından sonraya kalacaktı. Yine girişimlerimizle Ağustos ayında stajyerlerimiz eş durumu, sağlık özrü tayinleri yapılacak ve stajyerliğin kaldırılmasının da mülakat sınavı da yapılmayacak. Mülakat sebebi ile 40 bin stajyerimizi, aylardır tehdit eden, eğer filan sendikanın üyesi olmazsan stajyerliğiniz kaldırılmaz diyen, bazı yapıların da yüzü kızarmalıdır artık. Stajyerlerimiz rahat olsunlar, mülakat yok, sadece yazılı sınava girecekler. Yazılı sınavların konularının da mutlaka hafifletilmesi lazım.”

BİZİM ORADA OLMAMIZI ALİ YALÇIN’I RAHATSIZ ETTİĞİNİ BİLİYORUM. ÇÜNKÜ MEMURU, EMEKLİYİ  PAZARLATMAYACAĞIZ

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın 3 yıl şartının kaldırılması konusundaki iddialara  cevap veren Genel  Başkan İsmail Koncuk, “Sizin bugün öğrendiğinizi, ben iki hafta önce öğrendim. Kamuoyunu aldatmayalım. Sendikacılık yapmayı öğrenin, hiç mücadele etmeyeceksin, dava dahi açmayacaksın yok böyle bir sendikacılık.

Kamuoyunu aldatarak, yalanlarla sendikacılık yapılmaz. Türkiye Kamu-Sen 450 bin üyenin verdiği güçle var. Türkiye Kamu-Sen 450 bin üyeyi bu zor şartlarda, ağ babalarına güvenmeden, adam gibi sendikacılık yaparak, memuru tehdit ederek, makam unvan dağıtarak değil, adam gibi mücadele ederek 450 bin üye yapmıştır. Türkiye Kamu-Sen tabii ki de o masada olacaktır. Bizim orada olmamızı Ali Yalçın’ı rahatsız ettiğini biliyorum. Çünkü memuru, emekliyi pazarlatmayacağız. Elbette sarı sendikacılığı deşifre edeceğiz.  Bütün endişeleri, korkuları bundandır. İstiyorlar ki, hükümet ile al gülüm ver gülüm, al takke ver külah sendikacılık yapsınlar. Türkiye Kamu-Sen orada olanı biteni görmesin. Biz orada olacağız ve göreceğiz. Acemi başkanlarla sendikacılık olmaz. Kanun, bize orada oturma hakkı veriyor. Bu hakkı Ali Yalçın, vermiyor bize. İlk önce sendikacılık yap; o masada 2014-2015 yılının kayıplarını bir karşıla, ondan sonra senin konuşma hakkın olsun. Oturuyorsun Bakanlarla çay içiyor, pasta yiyorsun sendikacılık oynuyorsun. Sendikacılık sadece masada değil, alanlarda yapılır. Eylem yok, tepki yok. Bu nasıl bir  sendikacılıktır?” dedi.

...:: GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYINIZ ::...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.