Latif Selvi, Müfredat Değişikliğine ABD'nin İlgisini Anlattı

Latif Selvi, Müfredat Değişikliğine ABD'nin İlgisini Anlattı

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube, işyeri temsilcileri istişare toplantısını Haymana’da gerçekleştirdi. Katılımcılara hitap eden Latif Selvi, disiplinli olmayan yapıların başarıya ulaşamayacağını dile getirerek, idealleri olan bir teşkilatın...

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, dünyada yaşanan hiçbir siyasi ve sosyal olayın rastlantısal olmadığını belirterek, uluslararası çevrelerin, Türkiye’de yapılan müfredat çalışmalarına yoğun ilgi duyduğunu, bu ilginin, sürdürülmeye çalışılan kapitalist düzenin devamı için hayati olduğunu söyledi. Hak ve özgürlük mücadelesi veren bir sendika olarak, sosyal ve siyasal olaylara kayıtsız kalmalarının mümkün olmadığını ifade eden Selvi, “Biz herkesin insanca bir hayata kavuşmasının mücadelesini veriyoruz. Emek ve alın terinin ideolojilere malzeme edilmesini doğru bulmuyoruz” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube, işyeri temsilcileri istişare toplantısını Haymana’da gerçekleştirdi. Katılımcılara hitap eden Latif Selvi, disiplinli olmayan yapıların başarıya ulaşamayacağını dile getirerek, idealleri olan bir teşkilatın dört ana unsuru mutlaka gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bunlardan birincisi, güçlü bir fikir temeli üzerine inşa edilmesi ve nesillere tevarüs ederek yaşamasıdır. Aksi halde bir dönemde popüler bir fikir olarak gelir ve saman alevi gibi parlayıp söner. İkincisi, güçlü bir teşkilat yapısına ve organizasyona; üçüncüsü, teşkilat bilinciyle hareket eden, insicamlı çalışmalarıyla üretken, dinamik bir yapıya ve dördüncüsü, teşkilat disiplinine sahip olmasıdır. Eğer teşkilat disiplinine sahip değilseniz, birikiminiz ne olursa olsun, oluşturduğunuz o yapıya potansiyeliniz kadar katkıda bulunmanız mümkün olmaz” şeklinde konuştu.



Eğitimcilerin katkısı olmadan toplumsal kalkınmanın sağlanamayacağını kaydeden Selvi, şöyle devam etti: “Eğer ülkemizin geleceği adına bir şeyler ortaya konacaksa, bu ülkenin en birikimli kesimi olan eğitim camiasının katkısı kaçınılmazdır. Eğer bu verilemiyorsa ya sistemde problemler vardır veya toplumun katılımında birtakım zafiyetler vardır. İnanç ve kültür değerlerimizden kaynaklanan ideallerle Türkiye’yi gerçek mecrasına taşıyabilecek dinamiklerin üretilmesi eğitimcilerin katkılarıyla olacaktır. Eğitimcilerin içinde yer almadığı çalışmalar mutlaka zafiyet içerisinde kalır.”

Kapitalist anlayışın güçsüzleri güçlülerin insafına terk ettiğini, çalışma hayatının sorunlarını kapitalizmin temel dinamikleri üzerinden tarif edenlerin gelecek adına huzurlu bir toplumu inşa etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Selvi, “Onlar hep çalışma hayatında girdilerin ve çıktıların hesabını yaparlar. Onların rekabetçi anlayışa dayandırdıkları zihniyete göre fazla üretenin ve güçlü olanın ayakta kaldığı, zayıf olanın yok olduğu bir sistem kaçınılmazdır. Onun için de güçsüzlere hayat hakkı yoktur. Kapitalist paradigmada güçsüzler ölmeye mahkûmdur ve onlar hayatlarını ancak güçlülerin iradesi çerçevesinde sürdürebilirler. Böyle bir bakış açısının inşa ettiği çalışma hayatından topluma huzur gelmez. Onun için, çalışma hayatı, insani değerler çerçevesinde yeniden tanımlanmalıdır. Bu anlayışı hâkim kılmak için bizlere büyük iş düşmektedir” diye konuştu.



Birbirimize kenetlenerek çalışmalıyız

“Bir toplum kendi değer yargılarında zafiyet yaşar ve çözülme sürecine girerse, dış unsurların ve kültür emperyalizminin etkisiyle yozlaşır” diyen Selvi, “Emperyalist yaklaşımların etkisi altındaki yönetimler ve ülkeler, üzerlerindeki baskıyla, ülkenin geleceğini emanet etmek istediğimiz gençleri hainlik edenlerin değirmenine su taşır noktaya getirebilir. Bizim sendikal hayatımız bir fanteziden ibaret değildir. Kendi içimizde insicamlı olmak için ‘içimize yolculuk’ diyerek eğitim çalışmalarını başlattık. Teşkilat eğitimine bunun için önem veriyoruz. Yaklaşık bir buçuk yıl içerisinde şube teşkilatlarımız, ilçe temsilciliklerimiz ve şimdi de işyeri temsilciliklerimizin eğitimini gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bütün alanlarda yekvücut olarak, birbirine kenetlenmiş bir binanın tuğlaları gibi, birlikte hareket edebilen bir yapıya dönüşmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Emek ve alın terini kendi ideolojilerine malzeme yaptılar

Emekçiler adına meydanlarda olduğunu söyleyenlere, “Şimdiye kadar çalışma hayatına ne tür bir katkınız oldu” diye soran Selvi, şöyle konuştu: “Sadece iyi slogan attılar. Emek ve alın terini kendi ideolojilerine malzeme yaptılar. Bunu ulusal ve küresel alanda yaptılar. Biz de ulusal sınırlarımızla sınırlı kalmayan bir anlayışla bu emperyalist zihniyetle mücadele etmek gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de yurt dışı açılımlara büyük önem veriyoruz.  Çalışmalar yapıyor ve ortak bir emek mücadelesi çerçevesinde eğitim ve emek merkezli olarak bir birliktelik oluşturmaya çalışıyoruz. Bu çabalarımız büyüdükçe uluslararası emperyalizmin değirmenine su taşıyan adı sendika ama sendikacılıktan daha çok dünyadaki sömürü çarkını devam ettirmek isteyenlerin rahatsız olduklarını duyuyoruz. İstiyorlar ki, mevcut sistem devam etsin ve emperyalizm dünyanın kaynaklarını sömürmeye devam etsin. Biz buna hayır diyoruz. İnsanca yaşamak herkesin hakkıdır. Kimse kimsenin hakkını yemesin istiyoruz. Herkes insani değerlerle, kendi gerçekliğiyle var olacaktır. Kendisini başkasına göre tarif etmeyecek. Ben buyum diyecek ve bunu da gocunmadan, rahatlık içerisinde ifade edebilecek. Bunu başarmaya mecburuz. Bütün çabamız, mücadelemiz adil bir dünya içindir.”



 

Müfredat çalışmaları eğitimcilere bırakılmıyor

Yıllardır eğitim müfredatının eğitimcilere bırakılmadan uluslararası odakların etkisi altında hazırlandığına dikkat çeken Latif Selvi, hazırladıkları müfredat raporundan sonra Amerika Büyükelçiliği’nden Eğitim-Bir-Sen’e iki defa ziyarette bulunulduğunu söyleyerek, “Sordukları en temel konu, neyi değiştirmeye çalıştığımıza ilişkin hususlardır. Anlamaya çalıştıkları şey, ana paradigmaya itirazımız var mı, yok mu? Müfredatın teknik boyutuyla ilgili değişikliklere ilgi duymuyorlar. Ne mi istiyorlar? Yeni bir toplum inşasına asla izin vermek istemiyorlar. Ama biz bunu da başarmaya mecburuz” dedi.

İdealler güçlü kadrolarla gerçekleşir

Referandum sürecinde yaşanan tartışmalara da değinen Selvi, sadece çalışma hayatının sorunlarıyla sınırlı bir sendikacılık yapmalarının mümkün olmadığını dile getirdi. Çalışma hayatında yaşanan sorunların, ülkenin siyasi istikrarı ve toplumsal barıştan ayrı düşünülemeyeceğini kaydeden Selvi, “Dış güçlerin etkisi ve baskısıyla ülkemiz örtülü bir savaş ortamına sürükleniyor. Bugün zayıf iktidarlarla birtakım palyatif değerlendirmeler ve günübirlik çözümlerle kalıcı ve istikrarlı bir ülke olmamız mümkün değildi. Ülkemizin geleceği adına inisiyatif alabilecek güçlü yönetimlere ve mekanizmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda da referandum sürecinde ülke olarak iktidar kavgalarıyla kaybedecek zamanımızın olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle, teşkilat olarak biz de referandum sürecinde aktif rol alıyor, güçlü yönetim ve istikrarlı bir gelecek adına teşkilatlarımızı seferber ediyoruz. İdealler güçlü kadrolarla gerçekleşir. Bu konuda hepimize büyük iş düşüyor” değerlendirmesinde bulundu.



 

Haşlak: Teşkilatımız sorunların üstesinden gelecek güçtedir

Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Yüksel Haşlak ise, faaliyet alanlarındaki yedi ilçe, Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı ve il millî eğitim müdürlüğündeki temsilcilerin katıldığını toplantıda ele alınan konuların sendikal faaliyetlere nitelik ve ivme kazandıracağını söyledi. Haşlak, sorunların çözümüne katkıda bulunma konusunda kendilerini sorumlu gördüklerini belirterek, bunun üstesinden gelecek güç ve donanıma sahip olduklarını sözlerine ekledi. 


Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.