MEB Önünde Özür Grubu Atama Eylemi

MEB Önünde Özür Grubu Atama Eylemi

Türk Eğitim-Sen il içi özür grubu mağdurları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı

Türk Eğitim-Sen il içi özür grubu mağdurları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eylemde il içi özür grubu mağdurlarına eşleri ve çocukları da destek verdi. Eyleme Türk Eğitim-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Mehmet Yaşar Şahindoğan, Genel Dış İlişkiler ve Basın Sekreteri Sami Özdemir, Ankara 4 No'lu Şube Başkanı Fikret Gülenç ve Afyon Şube Başkanı Nizamettein Şenol da katıldı.

Öğretmenler, “Nescafe bile 3’ü birarada, biz ayrıyız”, “Aynı ilde, ayrı evde”, “Dağ dağa kavuştu, biz eşimize kavuşamadık”, “Tonton Nabi dede, ben de kardeş istiyorum. Annem babamla ayrı”, “Ankara’nın bağları, çekilmiyor yolları”, “Verilen sözler tutulsun, aileler kavuşsun”, “Yollar kısalsın, eğitim kalitesi artsın” şeklinde dövizler taşıdı. Aynı ilin farklı ilçelerinde yaşayan, aileleri parçalanan, çocuklarının hasretiyle yanıp tutuşan öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın seslerini duymasını istedi.

Eylemde bir konuşma yapan Türk Eğitim-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Mehmet Yaşar Şahindoğan şunları kaydetti: “Bu kez il içi özür grubu mağdurlarının sesi olmak için Milli Eğitim Bakanlığı önündeyiz!

Ankara’dan, Kars’tan, İzmir’den, Muğla’dan, Adana’dan, İstanbul’dan, Muş’tan kısacası Türkiye’nin dört bir yanından gelen il içi özür grubu mağduru öğretmenlerimiz ile el ele, kol kola, omuz omuzayız!

Onlar eşleriyle, çocuklarıyla birlikte yaşadıkları mağduriyeti anlatmak için buradalar! Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaşadıkları trajediyi görmelerini, seslerine kulak vermelerini istiyorlar!

Biz de Türk Eğitim-Sen olarak onların bu haklı taleplerine canı gönülden destek veriyoruz.

Ali öğretmen, Nazlı öğretmen, Ayşe öğretmen hepsi burada, eşlerinden, çocuklarından ayrı kalmanın derin üzüntüsü içinde. Gözler yaşlı, yüreklerde ise dokunaklı bir isyan var.

Onlar evlenirken ‘iyi günde kötü günde’ diye birbirlerine söz verdiler, şimdi ise birbirlerinden uzakta, evlat hasreti çeke çeke görev yapıyorlar.

Moral sıfır, motivasyon sıfır. Büyük bir travmanın eşiğindeler. Çünkü talepleri görmezden geliniyor. Tek istedikleri ilçe emrine atanmak ve böylece ailelerine kavuşabilmek.

Siz demiyor muydunuz aile kutsaldır diye? Siz demiyor muydunuz ‘3 çocuk, 3 çocuk’ diye? Şimdi ne oldu? Aileleri parçalayarak mı olacak bu iş? Bakanlığın gözü yaşlı tek bir öğretmen kalmaması için tüm imkanlarını seferber etmesi gerekmiyor mu?

Başta il içi özür grubu mağdurları olmak üzere ailelerinden uzakta olan tüm öğretmenlerimiz moral ve motivasyon olarak çökmüş durumdadır. Çalışmak için ne gücü ne enerjisi kalan bu öğretmenlerimizden nasıl bir verim alınacaktır?

Bazı illerde ilçeler arasında 150-200 kilometre mesafe bulunmaktadır. Bu mesafe iki il arasındaki mesafeden bile fazla olabilmektedir. Dolayısıyla öğretmenler her gün 200, 300 hatta 400 kilometre gidip, gelemeyeceği için ailelerinden ayrılmak zorunda kalmaktadır.

Örneğin Antalya ilini ele aldığımızda, en uç ili Gazipaşa ile Kaş arasında 240 kilometre mesafe var. Eşlerden biri Gazipaşa’da ise, diğer bir eş Kaş’ta olursa aile bütünlüğü sağlanmış mı oluyor?

Ya da Ankara’da ilini ele aldığımızda Şereflikoçhisar ile Nallıhan ilçeleri arasında 310 kilometre mesafe bulunmaktadır. Eşi Ankara Merkezde görev yapan, eşi Evren ilçesinde Eşi Şereflikoçhisar’da olan, kendisi Nallıhan’da görev yapan bir öğretmen  nasıl bir araya gelecektir?

Sivas’ın Gemerek ilçesi ile Koyulhisar ilçesi arasındaki mesafe tam 280 kilometredir. Bu durumda eşi Gemerek’te görev yapan, ailesi Koyulhisar’da olan bir öğretmen her gün 560 kilometre gidip, gelemeyeceğine göre bu sorun nasıl çözülecektir?         

Dolayısıyla eşler hafta sonundan hafta sonuna hatta ayda bir görüşebilmekte, çocuklar annesiz, babasız kalmaktadır. Bakanlığın hedefi annesiz, babasız büyüyen çocuklar mı yetiştirmektir? Aile bütünlüğünün Bakanlık eliyle bozulması ne kadar da trajiktir.

Bu sorunun çözümü bellidir. 2. İl içi tayin hakkı mutlaka verilmeli, özür grubu bakımından da isteyenlere ilçe emri verilmelidir. MEB’in il içi özür grubu tayinlerini yapmaya yanaşmaması, bu talebi yıllardır göz ardı etmesi kabul edilemez.

Sendikamız, Milli Eğitim Bakanlığı’na bu konuda yazılı başvuruda da bulunmuştur. Bakanlıktan içi özür durumundan başvuruda bulunan öğretmenlerimize de ilçe emrine atanma hakkının verilmesini, ayrıca 2015 yılı iller arası ve il içi isteğe bağlı yer değişikliği başvurusunda bulunduğu halde yer değişikliği gerçekleştiremeyen öğretmenlerimize yeniden hak verilmesini talep ettik. Bakanlıktan sesimize kulak verilmesini istiyoruz.

Okullar 28 Eylül tarihinde açılmaktadır. Önümüzde bunu gerçekleştirebilecek süre vardır. Bakanlık iller arası tayinlerde olduğu gibi il içi tayinlerde de öğretmenlerimizin mağduriyetlerini giderebilir. Hepimiz Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın bu konuda vicdanının sesini dinlemesini istiyoruz. Vicdan sahibi her insan bu öğretmenlerimizin, çocuklarımızın feryatlarına duyarsız kalamaz.”

Şahindoğan’ın konuşmasının ardından öğretmenler, “Uzun ince bir yoldayım” türküsünün sözlerini kendilerine uyarlayarak okudu. Eylemin ardından öğretmenler taşıdıkları dövizleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın demirlerine astı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.