Milli Eğitim Bakanı Başarılı Mı?

Milli Eğitim Bakanı Başarılı Mı?

Milli Eğitim Bakanı Başarılı Mı?

 

Vaktiyle Milli Eğitim Bakanı Sn Hüseyin Çelik, öğretmen maaşlarıyla ilgili değerlendirme yaparken dışarıda yığınla iş bekleyen yeni mezun öğretmen adayı var, stelik ne verseniz çalışmaya razılar türünden bir ifadeler kullanmıştı. Şimdiki Milli Eğitim Bakanı Sn Ömer Çelik ise öğretmenleri eğitiyoruz türünden bir yaklaşımı abarttıkça abartıyor. Bu bakış açısından bakıldığında, öğretmen maaşları "15 saatlik bir çalışmasının " ürünü olarak da görlüyor. 
 
Peki gerçekten sorun nerede? Öğretmende mi? Yoksa sistemin önünü tıkayan bir anlayışı imar ve himaye edenlerde mi? 
 
Sualimize cevap ararken mevcut milli eğitim bakanımıza sormak lazım:
 
1. Öğretmeni eğitim sisteminin "öznesi" saymayan ve öteleyen bir yaklaşımla başarılı olacağınıza gerçekten inanıyor musunuz? (Ben öğretmeni önemsiyorum söyleminiz kesinlikle inandırıcı değil).
 
2. Siz öğretmenleri acımasızca eleştirip eğittiğinizi zannediyorsunuz. Ohalde sizden önce öğretmenler eğitilmiş değiller miydi? (Ömer Dinçer döneminden önce de hizmetiçi eğitim vardı; şimdi de bir biçimde var. O zamanlar da verimsizdi, şimdiler de de. Zira özle değil şekille meşgulsünüz).
 
3. Öğretmen camiası 900 000 kadar mevcudu olan geniş bir aile. İçlerinde idealist ve çalışkan olanı var, iyi çalışanı var, normal çalışanı var, pek de istekli çalışmayanlar var. Ve siz bir tr toptancı mantığıyla 50 - 60 000 civarında öğretmene yapılacak bir eleştiriyi tüm öğretmenleri itham eder tarzda dile getiriyorsunuz.
Öğretmeni itham ediyorsunuz ama şu hususları görmüyor yada görmek de istemiyormusunuz;
a) Çalışkan öğrtemen tipini teşvik edecek bilimsel ve adil bir model geliştirdiniz mi? (Kariyer sistemi altı yıldır çıkamadı gitti.Olaya nasıl yaklaşıldığı sadece buradan anlaşılmakta).
b) Bir okulda çok çalışan yada az çalışan arasında onore edilmeleri bakımından ciddi bir fark oluşmuyor (Hatta az çalışan belli bir sendiakaya üye ise ve yönetici adayı ise bir biçimde başarı belgesi alabiliyor).
 
4. Birçok önemli karar aldınız ve uyguladınız. Bunlardan bazıları doğru (Gerçi bozuk saatte günde iki kez doğruyu gösterir). Örneğin kesintisiz sekiz yıla son verilmesi isabetli oldu. Oldu da bir doğrunun yanına bir sürü yanlışı da siz eklediniz.Neden? Bir defa istişare konusunda ciddi bir eksikliğiniz var. Ayrıca çok acelecesiniz, üstelik yangından mal kaçırırcasına.Pilot uygulama vb. olaylar defterinizde hiç yok gibi (Böyle olunca da uygulamalarınızda toplumun tamamı bir tür deney unsuru haline  da gelebibiliyor). En çok hata yapanların "ben bilirimciler" olduğunu bilmiyor musuz?
 
5. Eğitime özellikle işin okul boyutuna çok ama çok uzak olduğunuz bir gerçeklik;
a) 2011- 2012 öğretim yılının son haftası okul yöneticilerini zorunlu seminere almak kimin fikriydi acaba?
b) Çoğu okulda kalorifer yakan vb. sigortasız çalışmak durumnda kaldığını biliyor musunuz?
c) Yine okulun açıldığı fatalarda yöneticiler için  e eğitim uygulaması başlatılması ne kadar doğru? (Koca yaz tatili geçmiş).
d) Akıllı tahta eğitimleri için makul planlamalar yerine yap- yakıştır formülünü uygulatmak ne kadar matıklı?
e) Okullara sabah 8.00 - akşam 16.30 arası ders koyup; bir sürü toplantı ve sosyal - kültürel faaliyet de olmalı derken, siz kendiniz inanıyor musunuz?
f) Siz sahiden bir öğretmen için,  "sadece 15, 20 yada 30 saat derse girer; olay bundan ibarettir." diye mi düşünüyorsunuz?
 
6. Sistemin temeli adalet  ve liyakat anlayışına oturmalı değil mi? Hele hele ötekileştirme hiç olmamalı. O halde;
a) Mahkeme kararlarına rağmen yönetici atamalarında "mülakat" arayışları neden?
b) Bir sürü ilçe milli eğitim müdürü atadınız. Bu işlemlere adalet ve liyakat penceresinden bakılınca izzah edilebilir mi?
Hangi ciddi öğretmen bunları yapanları samimi bulabilir?
 
7. Bir ilçe milli eğitim müdürlüğünde iki şube müdürü kadrosu var. Aynı yerde sekiz şef kadrosu ne kadar akıllaca?
 
8. Okullarda yöneticilerin çoğu bir tür memur konumunda. Yaz, çiz, istatistikler vb. Bu arada normal yazı yazabilendenilebilecek memuru olan çok şanslı.Dışarıda da o kadar iş diye bekleyen üniversite mezunu insanımız var. "Olsun ben eleştirsem de öğretmeni  o halleder. Zira çoğunun vicdanı var" mı diyorsunuz?
 
9. Üç kişi bir araya gelir ders dağıtım programı yapar.İyi de kazanır. Bizim bakanlığımız ise seyreder yıllarca (O kadar bilişim öğretmeni ve mühendisi varken). MEB yapsın şifsiz koysun sitesine.Haksızlık yapmayalım birkaç yıl önce konuldu bir tane.Ne var ki MİLLİ eğitimin programında menü büyük ölçüde ingilizce.Bunlar doğru değil mi sayın bakanım?
 
10. Bakanlıkta siz dahil üst düzey karar vericiler arasında okul koridorunda öğrenci yada öğretmenler göz göze gelen, tebeşir tozu yutmuş insan sayısının oranı nedir sayısı bakanım? 
 
11. Yan alan adı altında branş öğretmeni olan değerli arkadaşlarımız (sanırım 32 000) kadar) mutlu mudur? Ya onlaron dersine girdiği öğrenciler?
 
12. Bunu kesin sormak lazım... Sizce gerçekten bir lisede üç beş saat fazla fen dersi seçen fen liseli, beş altı saat ingilizce seçen anadolu liseli mi olur?Bu öğrencilerin seviye grupları önemli değil midir? (Belli sayıda da olsa başarı vaat eden öğrencilere hitap eden okul kalmayacağına inanmak istemiyorum). Burada başkaca kaygılar mı var sayın bakanım? Sizlerin çocuk yada torunları da mahalle mektebi konumundaki liselere mi gidecek?
 
13. Okulların özellikle de ilk ve ortaokulların ödenek sorunu yok mudur? Okullar bu hususlarda sorun yaşarken zenginin çocuğuna kitap vermek niye?
 
14. Sn başbakan bürokrasi ve kırtasiyecilikten çok şikayetçi. Bu hususta en sorunlu bakanlıklardan biri MEB olabilir mi acaba?
 
15. Siz öğretmen ile aranıza kocaman bir duvar örüyor sonra da yine onlarla birşeyler yayım diyorsunuz (sanırım kerhen). Budoğru bir yol mudur?
 
16. Üslubunuzdan dolayı danışman yada bürokratlarınız doğru bildiklerini size söyleyebiliyorlar mı?
 
Sonsöz;
Eğitim önemli hem de çok öenmli bir iş.Üstelik olabildiğince de vebali var. Adaletsizlik ve samimiyetsizlik milli eğitim için bir tür kanser gibidir.İş ise bilenin olmalıdır.
 
Bir söz de ideslist öğretmenlere;
Siz moralinizi bozmayın.Yılmadan çalışmaya devam edin. Sadece vicdanınızın sesini dinleyin. Unutmayın bu han çok yolcu gördü.
 
Dr. Serkan Güler

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum