Müsteşar Tekin'den Yeni Müfredat Vurgusu

Müsteşar Tekin'den Yeni Müfredat Vurgusu

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği ‘Kültür Sohbetleri’ programında ‘Maarif Davamız’ konulu bir konuşma yaptı.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin, Eğitim-Bir-Sen’in düzenlediği ‘Kültür Sohbetleri’ programında ‘Maarif Davamız’ konulu bir konuşma yaptı. Genel Merkez’de gerçekleştirilen programda konuşan Tekin, eğitimde yeni bir paradigma inşa etmek gerektiğini söyledi.


 

Mevcut iktidarın eğitimde devasa bir hamle yaptığını, Cumhuriyet döneminde yapılmış derslik ve atanmış öğretmen sayısını ikiye katladığını belirten Tekin, “Yapılacak öğretmen atamalarıyla, 2002’de hükümet işbaşına geldiğinde sahip olduğumuz öğretmen kadrosunun iki katından fazla öğretmen olacak. Aynı şey yapılan derslik sayısı için de geçerlidir. Bundan sonra içeriğe bakmak gerekiyor. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığı olarak yeni dönemde ana gündem olarak iki konuyu gündemimize aldık. Birincisi, veli olarak, öğretmen olarak, hepimizin şikâyet ettiği program ve müfredat. Uluslararası ortamda akademisyenler şunu söylüyorlar: ‘Lisans düzeyinde öğrettiğimiz bilgileri siz örgün eğitim çağındaki çocuklara öğretiyorsunuz.’ Bizim düşüncemiz, bütün bu süreci masaya yatırmak, müfredatımızı gözden geçirmek. Bu gözden geçirme ciddi biçimde hafifletme anlamındadır. Yüzde elli oranında müfredatı hafifletmemiz gerekiyor. Öğrencilerimize, ulaştığı bilgiyi nasıl değerlendireceğini, kullanabileceğini öğreten başka bir mantık geliştirmek, yeni bir paradigma oluşturmak durumundayız” dedi.





Eğitim sisteminin yapboza dönüştürüldüğü yönünde söylemlerin olduğunu ifade eden Tekin, “Eğitim sistemini değiştirdik demeniz için Cumhuriyetin ilk yıllarında oluşturulan eğitim sistemi paradigmasını değiştirmeniz gerekiyor. O dönemde eğitim sistemi ulus devlet kurgusu üzerine bina edilmiş, o zamanın koşullarına göre uyarlanmış ve zihniyet olarak ideolojik devletin bireylerini yetiştiren bir eğitim felsefesi inşa edilmiş. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda her şeyin yenilenmiş olması gerekirdi ki, Cumhuriyetin ilk yıllarından beri bir değişiklik hiç olmadı. Dolayısıyla bir değişiklik yapacaksak, bütün bu sistemi gözden geçirip ona göre yeni bir paradigma inşa etmek durumundayız, eğitim felsefemizi yenilemeliyiz. Özellikle yeni Türkiye kavramı bu anlamda çok önemlidir. Yeni Türkiye, başka öncülleri olan bir Türkiye olmalıdır. Sınıfları değiştirmek, yenilenmek anlamına gelmez. Bu anlamda ideolojik devlet mantığından arındırılmış bir müfredatı kazandırmak durumundayız. Ama iki ay içerisinde olacak bir şeyin olmadığının farkındayız, uzun vadeli planlanması gereken bir süreç. Biz de planlamamızı ona göre yaptık. Minimum beş yıl içerisinde tamamlanması gereken bir çalışmayı başlatıyoruz” şeklinde konuştu.




 

Kıdemli hocalarımızın birikimlerinden faydalanacağız

Ders kitaplarındaki rahatsız edici içeriklerin tespit edilerek, bir rapor hazırlanması için öğretmenleri görevlendirdiklerini vurgulayan Tekin, şöyle konuştu:

“Bin civarındaki öğretmen inceleme yapıyor. Ders kitaplarının, vatandaşlar arasında ayrımcılık yapan, etnisite açısından, dini veya kültürel açıdan ayrımcılık yapan ifadelerden arındırılmasını hedefliyoruz. İkinci konu ise, öğretmen yetiştirme ve öğretmen nitelikleri ile alakalıdır. Çağ çok çabuk değişiyor ve çok çabuk ilerliyor. Mevcut öğretmenlerimizin veya göreve başlayacak öğretmenlerimizin niteliklerinin artırılması bizim için olmazsa olmazdır. Bu dönemde alacağımız 30 bin öğretmenle ilgili çok farklı bir süreç başlatacağız. Bir hizmet içi eğitim veya adaylık süreci yok artık.  Biz de bu noktadan hareketle, atadığımız öğretmenleri kadrolarının bulundukları okullara göndermeyeceğiz. 1 Mart-30 Haziran arasında bu arkadaşlarımız, kendi tercihleri ile seçtikleri yerlerde kalacak. 30 bin öğretmenimizin her birine birer danışman öğretmen atayacağız. Bir usta-çırak ilişkisi kurgulansın diye. Kıdemli öğretmenlerimizin birikimlerinden faydalanacağız. Bu aday öğretmen üç gün danışmanı ile birlikte okulda vakit geçirecek. Sonra haftanın bir günü okul yöneticileri ile birlikte geçirecek. Okulların işleyişini görmesini istiyoruz. Bir de il ve ilçe milli eğitimde süreç nasıl işliyor, bunu görsün diye haftanın bir günü de maarif müfettişleri ile birlikte geçirecek.  İşte bu üç ayı, haftanın beş günü bu şekilde değerlendirecek.  Haftanın üç günü okulunda öğretmeniyle, diğer iki günü de yöneticilerle birlikte olacak. 30 Haziran tarihi ile birlikte bu süreci bitirecek. Bundan sonra biz bu öğretmenlerimizi hizmet içi eğitim merkezlerine alacağız ve orada bir oryantasyon eğitimi alacak. Gittiği bölgenin gelenek ve göreneklerini, bulundukları yörelerin kültürünü öğreten bir oryantasyon eğitimi olacak. Böylelikle kıdemli hocalarımızın birikimlerinden yararlanmış olacağız.”

Programın sonunda, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Yusuf Tekin’e plaket takdim etti. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum